[ Haftalık Unutulmaz Oyun Müzikleri köşemizde hafızalarımızdan çıkmak bilmeyen, hepimizde derin izler ve tatlı anılar bırakan oyun müziklerini birlikte hatırlıyoruz. ]
Destiny 2’nin çıkışı pek bir engebeliydi. Destiny 1’den sonra atılan geri adımlar, karşılanamayan beklentiler falan derken hem oyuncular hem de basın tarafından bol bol eleştirildi oyun. Ama bütün eleştirilere rağmen daha başlarda bir an vardı ki, herhalde oynayan herkesin nutkunun tutulmasını sağlamıştı. Oynadıysanız hangi andan bahsettiğimi biliyorsunuz…
Guardian’ların en büyük silahı ve savunması Traveler’ın ışığını kaybettiğimiz sahneden bahsediyorum. Ghaul ışığımızı bizden çalıp bizi ölümümüze fırlattıktan sonra başlayan sahne gerçekten de kusursuzdu. Topallayarak Cabal ordusundan saklanmamız, Ghost’un sesi titreyerek “Guardian, eğer ölürsen… bu sefer seni diriltemem.” deyişi… Şehirden güçsüz ve silahsız bir şekilde kaçarak hayatta kalmaya çalışmamız… Ve karlı bir dönemeci döndükten sonra bir anda tekrar yeşeren o umut.
Bu sahnenin bu kadar vurucu ve etkili olmasının en büyük sebebiyse arkada çalan “Journey” adlı parçaydı. Michael Salvatori’nin bestelediği ve ona Amerikan yaylı çalgı dörtlüsü olan meşhur Kronos Quartet’in eşlik ettiği parça sizi o düştüğünüz zor durumun içinden çekip tam bir duygusal roller coaster’a bindiriyordu.
Bir an içinizi okşayan yaylılar kaybettikleriniz için sizi hüzünlendirirken sonraki an davulların ve ritmin tırmanışıyla birlikte umut ve gaza gelme duygusuyla doluveriyordunuz. Hani çok spesifik şekilde akılda kalan anlar vardır ya oyunlarda, dağların arasından çıktığınız an da bu müziğin yardımıyla o anlar arasına adını yazdırıyordu. Gerçekten de değişen duygular arasında tam anlamıyla bir “yolculuğa” çıkartıyordu sizi ismi gibi. Bugün bu sahne Destiny tarihinin en akılda kalıcı sahnesiyse (ki bence öyle) bunu büyük ölçüde bu muhteşem başyapıta borçluyuz.