Bir dungeon crawler’ın kırk yıl hatırı vardır.
Bir dungeon crawler’ın nesi var, iki dungeon crawler’ın sesi var.
Denizden dungeon crawler çıksa yerim.
Komşu komşunun dungeon crawler’ına muhtaçtır.
Ev alma, dungeon crawler al.
2/B sınıfından Eser Güven’in dungeon crawler ile ilgili duygu ve düşüncelerini dinlediniz. Anlayacağınız ben bu türü kendimi bildim bileli sevmişimdir arkadaş. Hele Amiga döneminde herhalde çıkan her crawler’a atlamışımdır; Eye of the Beholder ya da Dungeon Master gibi klasikleri bugün bile zevkle oynarım. Cryptmaster da bu türün en ilginç örneklerinden biri olmuş çünkü arkasında bu türde görmeye hiç alışık olmadığımız bir fikir var: Tamamen yazı temelli olması.
Ne demek yazı temelli olmak? Birisine mi saldıracaksınız, saldırı komutunu tıkır tıkır yazmanız lazım. Büyü mü yapacaksınız? Yok öyle tıkla, büyüyü yap. Büyüyü yazacaksınız. Siz bir yandan kendi sıranızda yetenek kullanmak için yazı yazarken karşınızdaki düşman da armut toplamayacak, vuracak kafanıza kafanıza…
Şimdi bu mekaniği örneklerle açmam lazım, çünkü sadece okumakla olacak gibi değil. Oyunda dört kişilik bir grubu kontrol ediyoruz: Joro, Syn, Maz ve Nix. Joro bir savaşçı, aynı zamanda grubun tankı. Çünkü en çok HP onun. Kaç HP mi? Tam 4! Çünkü adında 4 harf var. Syn bir rogue, Maz bir bard ve Nix de bir mage.
İsmimiz aynı zamanda sağlığımızı gösteriyor çünkü bu oyunda yapılan saldırılar kişiye 1 zarar değil, ismin 1 harfine zarar veriyor. Örneğin Nix’le 2 zarar veren bir büyü yaparsanız düşmanın adındaki 2 harfi indiriyorsunuz, tüm harfleri düşen düşmanlar ölüyor. Eğer grubunuzda birinin tüm harfleri düşerse, o da ölüyor. Ama merak etmeyin, oyun boyunca 4-3-3-3 HP’yle sınırlı kalmıyoruz :) Bu kadar bilgi yeter, zevki kaçmasın.
Oyuna ilk başladığımızda grubumuzun bildiği yetenekler inanılmaz kısıtlı. Joro HIT ile 1 zarar veren bir vuruş yapıyor mesela, Syn JAB ile yine 1 zarar veriyor. Maz YELL ile Joro’nun cooldownını sıfırlayabiliyor. Nix ZAP ile 1 zararlık bir büyü yapıyor. Başka yetenek bilmiyoruz çünkü hatırlamıyoruz, hatırlayabilmemiz için bizim bu kelimeleri telaffuz etmemiz gerek. Bunu da nasıl yapıyoruz biliyor musunuz? Hani az önce bir düşman öldürdük ya, mesela diyelim adı ESER olsun. E, S ve R harfleri arasından seçim yapıyoruz. Seçtiğimiz harf partimizdeki tüm karakterlerin bilmediği sıradaki yeteneğin isminde varsa bize gösteriliyor. Mesela Syn’in sıradaki hatırlamamız gereken yeteneği 6 harfli.
E seçtik.
_ _ _ _ E _
Bir sonraki düşmanı öldürdük, diyelim ki onun da adı CAN. A harfini seçtik, Syn’de A yokmuş ama başka karakterin kelimesinde varsa o da yerini bulacak. Sonraki bir düşmansa BAHAR’dı, R seçtik.
_ _ R _ _ E R
E bu bir rogue, kelimemiz MURDER olmasın sakın?! MURDER yazdığımız anda doğru bildiğimiz için bu yetenek de Syn’in dağarcığına ekleniyor ve artık savaşlarda kullanmaya başlayabiliyoruz. Yetenekler arasında harf iyileştirenler de var, “düşmanın adındaki A sayısı kadar zarar ver” de, tuzak kurmak da.
Harfleri sadece düşmanlardan bulmuyoruz, bir de sandıklar var. Bir sandık açmaya çalıştığımızda Necromancer’dan o sandığın içindeki şeye dair ipucu alabiliyoruz. Mesela SMELL diyoruz, o şeyin nasıl koktuğunu anlatıyor. DESCRIBE diyoruz, tarif ediyor. REMEMBER diyoruz, o eşyayla bir anısı varsa anlatıyor. Mesela “Bana bakıyor” diyor, “Iyy hayatta yemem ben bunu” diyor, “Ufak küre gibi bir şey” diyor, yapıştırıyoruz EYEBALL cevabını. Doğru bildiğimiz için de EYEBALL kelimesindeki tüm harfler grubumuzun kelimelerinde var mı diye bakılıyor, tutan harfler yerine yerleştiriliyor.
Oyundaki ilerlemeyse tamamen bir dungeon crawler şeklinde, yer karosu tabanlı. Yani her seferinde bir karo ileri, sağa, sola, geri gidebiliyoruz. 360 derece bir serbestlik yok yani hareket için. Mini harita gayet anlaşılır, haritada işaretlenen mekanları anlamak kolay. Mekanlar arasında ışınlanma yapabiliyoruz, yani hızlı seyahat olayı da güzel. Bir sunak yani ALTAR bulup da BREAK, SMASH vs gibi komutlarla parçaladığımızda orası bir kayıt yeri oluyor; ayrıca ölen karakterlerimiz diriliyor, yaralılar iyileşiyor falan.
Oyunun grafikleri tamamen monokrom ama gerçekten de çok güzel. Düşmanlar olsun Necromancer’ın kendisi olsun, oldukça güzel çizilmişler. Seslendirmelerse ufff diyorum, özellikle de Necro’nun o derin ve alaycı sesine bayıldım. Necro’yu Valheim’in da yazarlarından, bu oyunun da geliştiricilerinden biri olan Lee Williams seslendirmiş ve müthiş bir iş çıkarmış ortaya. Oyunda sadece savaşlarda yazı yazmıyorsunuz, ortalıkta dolaşırken de aklınıza gelen kelimeleri yazabilir ve bunlara Necromancer’ın verdiği tepkileri hayranlıkla dinleyebilirsiniz.
Cryptmaster’da WHATEVER yazarak oynayabileceğiniz bir de kart oyunu bulunuyor. Scrabble’la deck building karışımı bu oyun da Cryptmaster’a ayrı bir katman eklemiş. Bir de bilmececi kurukafalar var bu arada. Bunların bazıları tanıdık bilmeceler soruyor. T ile başlayan, T ile dolu ve T ile biten şey nedir gibi (TEAPOT). Bunları bilince bolca ruh kazanıyorsunuz, oyun boyunca temel olanlar dışında yazdığınız tüm yetenekler bu ruhlardan kullandığı için bolca bilmece bilmek ve duvardan böcek toplamak (evet böyle bir şey de var) önemli.
Aslında daha bunlar gibi çeşit çeşit mekanikler var ama oyun bu mekanikleri tanıtmakta ve öğretmekte bir hayli başarılı. O yüzden benim de bu kadar detay vermem yeterli olur diye düşünüyorum. Bu arada bir erişilebilirlik özelliği olarak oyunu dilerseniz konuşarak da oynayabileceğinizi söyleyeyim, yani komutları sesli olarak da verebiliyorsunuz. Tabii aksana biraz dikkat etmek gerekiyor, ben yazarak oynamayı çok daha verimli buldum açıkçası :)
Oyuna dair tabii ki ufak tefek eleştirilerim var, bunları eksiler kısmına yazarım zaten. Ama Cryptmaster hakikaten çok orijinal bir oyun, bu kadar güzel çıkacağını, bu kadar beğeneceğimi tahmin etmemiştim gerçekten de. Sıradaki düşmanı indirirken VAY CANINA büyüsü yapayım en iyisi ben.
Başlıklar
Kelime yazmaktan parmaklarınız yorulacak, bazı bilmeceleri çözmeye çalışırken beyniniz yanacak, siyah beyaz ekranlara bakmaktan gözleriniz sulanacak belki ama emin olun çok acayip bir deneyim sizi bekliyor.
- Necromancer’ın neredeyse her kelimeye karşı bir cevabı var, çok acayip
- Hikâye en baştan itibaren ilgi çekici
- Grafikler son derece stilize, seslendirmeler çok iyi
- Bilmeceleri çözmeye çalışmak çok eğlenceli
- Özellikle başlarda düşmanların bazı yetenekleri grubu çok zorluyor ('A harfi kullanma' gibi)
- Sağa veya sola adım atamamak büyük eksiklik, sadece 90 derece dönebiliyoruz
- Kamerayla etrafa bakma özelliği pek kullanışlı değil