You died
Devamını okuDesktop Dungeons Rewind’ı neredeyse bir senedir bekliyordum. Ve mutlulukla söyleyebilirim ki beklediğime değmiş. Evet, belki yayında biraz sallantılı bir başlangıcımız oldu, hem sohbet edelim hem bam güm oynayalım derken biraz feleğimiz şaştı. Ama ne okuduğunuza dikkat ettiğinizde aslında o kadar da zor bir oyun değilmiş Desktop Dungeons Rewind.
Fakat bu kolay olduğu anlamına gelmiyor kesinlikle.
Sıra tabanlı bir roguelike kendisi. Fakat bağımlılık yapan çok efsane mekanikleri var. Tasarımı ve keçileri çok keyifli. Keçiler mühim, çünkü çok küçük dikkatsizlikler çok ciddi sonuçlara yol açtığı için keçileri kaçırma ihtimaliniz var. Allahtan oyun size bolca keçi sağlıyor.
Bir de elbette, bu hataları yapacağınızı çok iyi bildiği için öldüğünüzde geriye sarma olanağı sağlıyor. Hani “rewind” ya…
Keçi eti lastik gibi de olsa yiyeceğim oğlum seni!!
Desktop Dungeons Rewind şöyle çalışıyor. Siz küçük bir adamcıksınız. Girdiğiniz her zindana sadece küçük kısmı görünür olacak şekilde ve 1. Seviye olarak başlıyorsunuz. Canınız ve büyü Mana’nız var. Keşfettiğiniz her yeni kare, canınızı ve Mana’nızı dolduruyor. Kendiniz gibi 1. Seviye olan düşmanlara kafa tutarak yavaş yavaş seviye atlıyorsunuz.
Elbette amacınız zindandaki 10. Seviye boss’u dövmek.
Zindanı keşfederek iyileşme ve Mana toplama mekaniği gerçekten dahiyane bir buluş. Ayrıca bunu sömürebileceğinizi sanmayın hiç. Çünkü siz iyileşirken düşmanlar da iyileşiyor. Yani iki vurup kaçayım, gelip hemen döveyim yok. Hiç heveslenmeyin. FAKAAAT!!! Düşmana verdiğiniz zarar, düşmanın yenilenen canından çoksa bu mekaniği kullanarak sizden örneğin bir seviye yüksek bir düşmanı tepelemek mümkün olabiliyor.
Ki oyun bunu yapmanızı istiyor zaten.
Amaaa… Diyelim ki karakterinizin ikonunun üzerinde çıkan kurukafayı görmediniz, ya da tam düşmanın yanındaki kareye tıklamak isterken üstüne tıklayıp öldünüz. Ya da belki kapana kısıldığınız bir noktaya geldi oyun ama, “Ya keşke şunu şöyle yapsaydım,” diyorsunuz. İşte o zaman öldüğünüzde geri sarma mekaniği devreye giriyor.
Her zindan için bir kere geri sarma hakkınız var. Ve ne kadar geri sarıldığını da siz seçemiyorsunuz. Otomatik gerçekleşen bir olay. Fakat genellikle sizi bir şeyleri toparlayabileceğiniz bir noktaya atıyor.
Eh, roguelike’ın erişilebilirliği de bu kadar olur zaten.
Keçiadamlar ne zaman açılacak? Ben de keçi olmak istiyorum!!
“Peki her zindanda baştan başlıyorsak bu oyunu yeniden yeniden oynamamızı sağlayacak şey ne,” dediğinizi duyar gibiyim.
E türler ve sınıflar elbetteki!
Birçok oyunda olduğu gibi burada da taşıyabileceğiniz eşyaların ve büyülerin bir sınırı var. Fakat Desktop Dungeons Rewind size fazlalık olan ya da taşıyamayacağınız şeyleri başka kaynaklara dönüştürme şansı veriyor.
Örneğin İnsan türü her 100 dönüştürme puanına %10 atak bonusu alıyor. Halfling, yani Buçukluklar ise direkt atmak istediğiniz şeyleri sağlık iksirine dönüştürüyor. Bunun üstüne bir de sınıfları eklediniz mi, karıştır dur!
Fighter sınıfı keşfetmediğiniz karelerdeki düşmanları daha uzaktan sezebiliyor ve kendinden yüksek seviye düşmanlar saldırınca daha çok XP alıyor örneğin. Priest her atladığı seviyede +3 can alıyor. Thief seçerseniz haritada daha çok eşya oluyor…
Elbette bazı görevlerin belirli bir sınıfla geçilmesi şartı var ama tür şartı yok örneğin. Zindanların da rastgele geldiği düşünülürse, gerçekten tekrar tekrar oynanabilen ve her seferinde yeni bir şeyler sunmayı başarabilen bir oyun ortaya çıkıyor.
Beceremediysen git az bulmaca çöz, kendine gelirsin belki?
Eğitim bölümü nispeten kısa Desktop Dungeons Rewind’ın. Ama bir roguelike’ta eğitim asla bitmez.
Bunu da bildiği için oyun size kendinizi geliştirmenin iki farklı yolunu sunuyor. Biri bulmacalar, öbürü de sınıf meydan okumaları. İkisi de oyun içinde karşılaşabileceğiniz sıkışık durumların simülasyonu olma görevini görüyor. Elbette ikisinin de ödülleri var.
Ben bu kısımlarda çok vakit geçirmedim açıkçası. Ama zindanlar zorlaşınca buralara gelip biraz daha az riskli oyunlar oynamak oyuncunun oyuna olan ilgisinin canlı kalmasını sağlıyor.
Çünküüü… E hadi eleştirme faslına geçelim biraz.
Desktop Dungeons Rewind’da fark ettiğim en büyük problem (ve belki de tek gerçek problem), aynı zorlukta olduğu iddia edilen bölümlerin hepsinin aynı zorlukta olmaması. “Yahu bu nasıl olabilir,” diyor olabilirsiniz ama olabiliyor işte.
Örneğin dört yönde, dört farklı görev açılıyor. Hepsi de “Normal” zorlukta. Ama üç tanesini çatır çutur yapıyorum, bir tanesiyle boğuşuyoruz bir saat. Hayır, açıklamasında da “Güney biraz daha zorlu olabilir,” yazıyor. YAHU- Neyse, sinirlenmiyorum. Yahu o zaman neden hepsinde “Normal” yazıyor. Güney “Orta” olsun, “Zor” olsun… Normal mi bu lan?!
Böyle normal olmaz olsun.
Sonuç itibariyle oyunun kendisinin de ne zorlukta olduğuna karar veremediği bölümleri geçersek, ara sıra yapay zekanın azizliğine de uğramak mümkün. Fakat bu oyuna dengesiz dememi gerektirecek kadar sık olmadığı için öyle bir densizlik yapmıyorum.
999. Seviye olan bitki mi olur abi ya?!
Sonuç olarak Desktop Dungeons Rewind minnoş krallığınızı zindandan zindana koşarak genişletmek, vampir bankacılar, inatçı ve kaba keçiler ve başınızdan büyük işlere kalkışmamak üzerine bir oyun.
Ve çok da keyifli.
Sabırla ve dikkatle ilerlediğiniz zaman girdiğiniz 3 zindandan 2’sini indirirsiniz rahat. Özellikle roguelike türüne aşina olmayan arkadaşlarınızı roguelike bağımlısı yapmak için çok süper bir fırsat.
Başlıklar
Sonuç itibariyle Desktop Dungeons Rewind, “Rewind” özelliği gibi yeniliklere sahip olsa da tabiri caizse ilk oyunun bir remake'i. Bu da ilk oyunu oynamış arkadaşlarda aynısının morciverti etkisi bırakabilir. Fakat seriye ilk defa giriş yapacak bir roguelike severseniz, yapıştırın gitsin!
- Bağımlılık yapıcı bir çeşitlilik mevcut. Sınıflar, türler, düşmanlar, güçlendirmeler, büyüler…
- Zindan keşfederek can ve Mana doldurma çok başarılı ve orijinal bir dizayn fikri.
- Tasarımını şirin buldum ben, müziklerini de beğendim.
- Keçiler.
- Aynı zorlukta olduğu iddia edilen bölümlerin aynı zorlukta olmaması… (Vallahi değil yav!!)
- Haritanın tümünü görecek şekilde oynanmıyor. Yani oynanıyor da, her şey çok küçük kalıyor. Böyle bir takıntınız varsa sıkıntı.
- Keçiler.