Bekledik de bekledik şu oyunu dostlar. Şöyle bir bakınca DMC 4 çıkalı 10 koca yıl olmuş, biz artık kim kimdi, ne oluyordu unutmuşuz. Yıllar geçmiş, sevdiğimiz karakterler bile yaşlanmış, biz de yaşlanmışız, parmaklar yorulmuş… Şaka şaka hiç de yorulmamışız. Hele hele o SSS komboyu yakalamak için elimi acayip şekillere sokmak halen müthiş bir zevk. Bu incelemeyi yapımcıların oyuna yaklaştığı mantıkla yazmayı planlamıştım. Yani hem hayranlara, hem de seriye yeni başlayacaklara hitap etmesi için. Fakat oyunu bitirdikten sonra şunu fark ettim ki yapımcılar yeni gelenleri hoş karşılasa da işin kaymağını yine hayranlar yiyecek. O yüzden ben de daha çok hayranlara hitap edeceğim, zira DMC V her şeyin ötesinde onu bu günlere getirenlere bir aşk mektubu, yıllardır yanıtlanmamış sorulara bir cevap ve hadi açıktan söyleyeyim, aramızda yabancı yok: hayvan gibi bir aksiyon oyunu.
Nero, bir bahtsız adam
Öykü her şeyden çok Nero’yla ilgili, yani boşuna kapakta en büyük yeri kaplamıyor. Daha oyunun ilk karesinde (ve yayınlanan fragmanlarda) 4. oyunda epey bir sebeplendiği gizemli Devil Arm’ı kopuyor ve tek kollu kahraman misali ortamlarda yardım etmeye çalışıyor. Tabii destekten çok köstek olduğunu tahmin edersiniz. Nero’nun kolunu elemine etmek cesur bir dizayn tercihi ve aynı zamanda seriye ilk kez 5. oyunla adım atacaklara da rahat bir başlangıç noktası. Zira hem başlarda komboları az ve alışması kolay hem de ilk görevlerde rahat ilerlenebiliyor onunla. Oyundaki bir diğer önemli dizayn tercihi eşya kullanımını komple elemine ederek sağlık yenilenmesini etrafta bulacağınız orblara bırakmak olmuş. Bu yine yeni gelenlere iltimas geçilmesi olduğu kadar eskilerin de hiç kopma yaşamadan oyuna bağlanmasını sağlamış. Ben sevdim. Ha kimisi de çıkar der ki efendim ben eşya kullanmak istiyorum. Bir tercihtir ama zamanlar artık daha hızlı ve aksiyon oyunlarının da araya menü sokmaya pek tahammülleri yok artık.
Ne diyordum, hah Nero diyordum. Kendisinin yeni bir yardımcısı var. Aşırı nerd ve bence tatlı bir kızcağız olan Nico. Nero’nun kopan kolunun yerine çeşitli güçleri olan mekanik kollar yapıyor ve bu birbirinden farklı kollar zamanla Nero’nun oynanışını da derinleştirmeye başlıyor. Hatta MGS V’teki gibi bu olay aynı. Oradan farklı olarak yanınıza birden fazla kol alabiliyorsunuz ve arkadaşların kullanımları sınırlı. Görevlere başlamadan önce istediğiniz kolları seçebildiğinizi de eklemek isterim. Farklı durumlara farklı stratejiler hesabı. Derinlik ya da sığlık tamamen sizi seçiminize kalmış zaten. Auto Assist modunu açarsanız sadece yakın silah tuşuna basarak karma kombolar elde edebilir Stylish seviyenizi daimi olarak SSS tutabilirsiniz.
DMC oyunlarının olmazsa olmazı stylish sistemi siz rakipleri ne kadar farklı şekillerde ve seri olarak döverseniz o kadar iyi bir not aldığınız notunuz yükseldikçe müziğin de azıp coştuğu bir sistem. Ve mükemmel çalışıyor. Zira daha iyi oynadıkça oyuncu da gazlanıyor ve hata yapmadan dövüşleri tamamlamak için hırs yapmaya başlıyorsunuz. Örneğin Youtube da insanların DMC 3 ve 4’te yaptığı inanılmaz komboları bir izleyin. Ha bu tabii seriye yıllarınızı verdiyseniz gidilebilecek bir yol ve oyunun normal zorluğu olan Demon Hunter eskileri pek terletmeyecek ama yinelere de yeterli bir zorluk sunacaktır. Esas oyun da zaten bu zorluğu bitirip hikâyeyi aradan çıkardıktan sonra başlıyor eski oyunlarda olduğu gibi (hoş bence DMC 3’ün normali buradaki 3. zorluğa denk). Hangi safta olursanız olun Nero’nun bölümleri hep oyuna yeni bir şeyler katılmasıyla alakalı ve kendinizi en çok onunla bağdaştırmanız amaçlanmış. Riskli ama doğru bir tercih. Zaten oyunun sonuna kadar gelenler ödüllerini de alıyorlar Nero konusunda.
V Has Come To
İlk fragmandan beri merak edilen bir konuydu yeni ve gizemli karakter V’nin (niye Kylo Ren’e bu kadar benzediğiyse tam bir muamma) oynanışı. Nihayetinde kendi dövüşmüyor ve yancı hayvanlar sayesinde işini görüyordu. Yani klasik aksiyonun göbeğindeki DMC oynanışına ters, herkese yabancı bir karakterdi. Ben V’yi hem beğendim hem beğenmedim. Beğendim çünkü onun görevlerinde cidden farklı bir his yaşıyorsunuz ve birazcık da satranca benziyor onunla oynamak, belli oranda zevkli yani. Özellikle Devil Trigger enerjinizle çağırdığınız göktaşı gibi yere inen Nightmare’in ortalığı darmaduman etmesi her seferinde tatmin edici. Ama panter Shadow ve kuş Griffon için aynısı geçerli değil. Bu ikiliden verim almak için illa ki V’nin özelliklerini geliştirmeniz ve kıymetli kırmızı orblarınızı harcamanız gerekli yoksa epey etkisiz kalıyorlar başlarda. Ama o orbları V’ye harcamak ileride hafif pişman da etti beni yalan yok. Biraz ortada yani. Öyküdeki yeriyse çok önemli bunu bilin yeter (ki öykü detaylarına yazıda yer vermeyeceğim, kendinizin oynayıp görmesi en iyisi). Güzel bir eklenti olmuş DMC dünyasına V, ama sanki daha da coşup taşabilirmiş hissi verdi bana.
Başlarda kendisiyle eğlendiysem de ilerlerde özellikle savaş sırasında açıp kitap okumak (ve her seferinde aynı lafları dinlemek) biraz can sıkıcı oldu. V bu oyunun yumuşak karnıydı zaten. Hikâye anlamında fena bertaraf etmiyor darbeleri ama oynanış olarak tempoyu yavaşlatmaktan başka bir işlevi yok gibi. Hatta neredeyse komple kaldırılan mekân bulmacalarının yerini V’nin oynanışı da almış diyebilirim. Zira taktiksel düşünülüp enerjinin hunharca kullanılmaması gereken bir karakter. Başka yerde olsa harika durabilirdi ama önüne gelene tekme tokat ne varsa daldığım bir oyunda bu kadar incelik bana pek gelmedi. Yine de seveni çok olacaktır bu “emo” arkadaşımızın ki onunda mantıklı bir sebebi var zaten. Bence oyunun iki zayıflığından birisi V diğeriyse biraz daha ciddi bir konu.
Hadi Biraz Kaybolalım
Şöyle 5 yıl önceye gidelim şimdi. Hani DmC oyununun çıktığı ve hayranların siyah saçlı Dante’ye alev püskürdüğü zamanlara. O oyunu oynamış olanlar aslında gayet sağlam bir aksiyon oyunu olduğunu kabul edeceklerdir ama karakterin ve hikâyenin sunumunda sıkıntılar vardı tabii. İşte o oyunun iyi yaptığı işlerden birisi de bölüm dizaynıydı. Alengirli mekânlar, çarpıcı renk paletleri ve oyuncuyu keşfetmeye iten girdili çıktılı bir dünyası vardı ve 4. oyundan sonra bulmacaların yoğunluğu epey azalmıştı. Yapımcıların da kabul ettiği bir şey DmC’den epey ilham aldıkları. Oynanış hızı, müziğin değişim etkisi, bulmacaların azalması filan hep oradan alınma. Lakin benim orada oldukça beğendiğim bölüm dizaynlarının yerinde yeller esmekte burada. Tamam, dümdüz koridorlarda ilerlemiyoruz genelde (ki bazı görevlerde aslında ilerliyoruz) ancak eski DMC’lerin alengirli bulmaca gibi mekân tasarımları da yerini daha hızlı bir tempoya ve düz bir ilerlemeye bırakmış. Her ne kadar bölümlerde gizler yine olsa da hem bulunmaları hem de ulaşımları çok kolay. Hani zahmet etmeseydiniz saklamaya dedim çoğunu. Belki ben eski kafalıyım ama ellerinde bu kadar teknik imkan varken bölüm dizaynlarının bu denli basit kalması bende pek hoş bir tat bırakmadı açıkçası. Üff bu hafif yerme kısmını da tamamladığıma göre gelelim oyunun en güzel kısmına, ne de olsa assolistler hep sona saklanır.
Dante’nin İlahi Komedyası
Ulan. ULAN! ABİİİ SİZ NE YAPTINIZ?! EY CAPCOM, SİZ NE YAPTINIZ ÖYLE? Manyakça, kudurmuşça, artık azıtmanın dibine vurmuşçasına Dante yapmış adamlar. Öhöm, sakinleşeyim önce. Dante, Dante, Dante… Adamım bir insan bu kadar kıyak olmamalı ya. Yani tamam her daim akıl sağlığından şüphe etmiştik ama tam zırdeli olduğunu bu oyunda iyice anlamış olduk. E biraz yaş maş almış ama oynanış olarak şimdiye kadar gördüğüm en kompleks ve en oynaması zevkli Dante olmuş açıkçası. Sürekli bir şeyler açılıyor, ekleniyor, değişiyor ve dönüşüyor Dante’yle oynarken. Hani bazen bir şarkı çalar da kendinizi onunla kaybedersiniz veya aşıksınızdır gözünüz hiçbir şeyi görmez başınız döner, mideniz kelebeklenir. İşte Dante’yle oynamak da böyle bir his DMC V’te. Yani siz daha istediğiniz hareketleri açamadan yenileri gökten yağmur gibi başınıza yağıyor, oynarken beyniniz bir ileri safhaya geçip anlık işlemler yapıyor. Öyle bir abartılı coşturmuşlar Dante’yi bu oyunda. Şiir yani. Yok böyle bir aksiyonun dibine vurmak. Kılıçtan sıkılınca motor, ondan sıkılınca tekme tokat, ondan da sıkılırsanız… Eh orası da sürpriz olsun. Çünkü Nero’dur V’dir hoş tamam da biz yıllardır kafası sürekli iyi gibi dolaşan bu tatlı serseri herifle oynamayı bekliyorduk be.
Önceki oyunların tümünde ne yapabiliyorsa hepsini ve daha fazlasını yapabiliyoruz artık. 3. oyundaki stiller artık tek tuşla erişilebilir halde ve neredeyse komple değiştiriyorlar oynanışı. Her silaha faklı farklı kombolar zaten standart da her stilde silahların oynanışı da değişiyor hatta Devil Trigger açtığınızda bir tur daha değişiyor. Aman Yarabbi yani. Körün istediği bir göz adamlar bize vermiş göz bankası gibi bir bolluk mevcut. Zaten onun kontrolünü ele alıp ilerledikçe Nero ve V’ye geçmek bile istemeyeceksiniz tekrardan. Öykü bakımından da oynanış bakımından da bu gösterinin yıldızı Dante olmuş. Öyle de olmalıydı zaten yoksa hayranlar yıkardı Capcom’u. Monster Hunter ve Resident Evil 2’den sonra hayranları dinleyerek oyunlarını modernleştirmenin faydasını burada da görüyorlar. Bravo Capcom. Dante’nin hakkını vermişsiniz abi.
Modernleştirmek demişken Capcom’a bir sorum var. Kuzum siz bu RE Engine’i neyle besliyorsunuz? Yani benden daha gerçekçi lan grafik motoru. N’apıyorsunuz yani? Yazık değil mi Decima Engine’lere Kojima’lara, Unreal Engine’lere falan? Resi 7 ve 2 remake’de zaten motorun maharetlerini görmüştük ama burada resmen next gen bir grafik var. Üstelik de stabil 60 fps. Hacı nedir bunun sırrı? O yüz animasyonlar, vuruşlar, efektler, kanlar, kaos nasıl bu kadar iyi ve kusursuz görünüyor? Bakın oyunun yamasız halini oynadım inceleme kopyası olduğundan. Gık demedi, ne kasılma ne bir şey. Yüklemeler de kabul edilebilir uzunluktaydı ayrıca. Hani ara sahneleri nasıl övsem bilemedim. Anlatım, kamera açıları, oyunculuk her şey o kadar göz alıcı ve etkileyici ki God of War ve RDR 2 ile beraber gördüğüm en iyi ara sahneler diyeceğim şimdilik. Bunu geçse geçse Death Stranding geçer zaten. Hani bunun üstüne hemen geçen yıldan (veya geçen aydan) başka bir oyun açıp bakın plastik ve ruhsuz kuklalar gibi gelecek karakterler. Aynı şekilde ses dizaynı ve müzikler de ben tam puan alır. Teknik mükemmelliğin sınırına dayanmış Capcom. Bundan sonraki tüm RE Engine oyunlarını iple çekeceğimiz kesin artık.
Her Son Yeni Bir Başlangıç
Yapımcılar eldeki materyalden en iyisini çıkarmaya çalışmışlar ve bahsettiğim eksiklikler haricinde bunu fazlasıyla da başarmışlar. Evet, beklediğimize değmiş ve evet özellikle öykü anlatımı ve anlatılan öykü 3 hariç diğer oyunlardan da iyi ve akıllarda soru bırakmadan ama gelecek için de beklenti yaratarak bitiyor oyun. Zaten serinin hardcore oyuncuları öyküyü hemen yalayıp yutup daha zor seviyelerde imkansız kombolar peşinde koşmaya başlayacaklardır. Oyun onları da gayet kucaklayıp bağrına basıyor endişeniz olmasın. İnternet dolup taşacaktır akıl alan kombolarla kısa sürede ve onları izlemek de her zamankinden zevkli olacak. Çünkü yetenekli bir oyuncunun elinde en yüksek seviyedeki bir Dante’nin neler yapabileceğinin sınırları epey geniş. Muhtemelen benim hayal bile edemeyeceğim şeyler izleyeceğim. Bu da 1 ay sonra gelecek olan ücretsiz Bloody Palace eklentisine kadar oyalayacaktır insanları. Ha ama çıkışta olaydı iyiydi tabii o mod. Bu arada red orb satma mevzusuna da çok takılmayın oyun zaten epey bonkör o konuda. Çok zorlanırsanız da Auto Assist açar keyfinize bakarsınız. Ama standart hikâye bitirip giden oyuncular dışındaki hardcore kitle epey bir süre daha burada takılacaktır. Adamlar yapmış, fazla söz gerek yok. 10 yıl bekledik ve istediğimizi de aldığımıza inanıyor ve içiniz rahat olsun diyorum Devil May Cry fanlarına. Dante muhteşem, Nero keyifli ve V de değişik. Yan karakterler biraz fazla yanda kalmış bu sefer yalnız onu da belirteyim. Ama günün sonunda daha iyisi yapılana kadar (belki Bayonetta 3) en iyisi ve her kesimin de keyif alabileceği bir yapım olmuş DMC V. Huzurlarınızda Capcom’a benden büyük bir tebrik gitsin, yalnız bir de şu oyun fiyatlarını düzgün ayarlasalar tadından yenmeyecek. Benden bu kadar Oyungezerler. Devil Trigger’larınız dolu kombolarınız bol S’li olsun.
Başlıklar
- Akıllara durgunluk veren görsellik
- Müzikler yine çok gaz
- Üç karakterle de oynaması keyifli
- Ama Dante bir başka tabii…
- Hikâye önceki oyunlarla güzel bağlanmış
- Her tür oyuncuya hitap eden dengeli zorluk
- Oyunun temposu güzel ayarlanmış
- Üst zorluk seviyeleri tatminkar
- Fiyatı
- V’nin oynanışı bir süre sonra bayabilir
- Bölüm dizaynları biraz yavan
- Bloody Palace keşke çıkışta olsaydı