Aynı oranda merak ve endişe ile beklenen Fallout 76 sonunda görücüye çıktı. Herkesi ters köşeye yatıran, kendisinden ne beklenmesi gerektiği tam olarak kestirilemeyen bir oyun Fallout 76. Haliyle de herkesin kafası biraz karışık, akıllar soru işaretleri ile dolu. Kısacası girişi kısa kesmekte fayda var, ne de olsa konuşacak çok şeyimiz var.
Take Me Home, Country Roads
Tüm ülkelerin, birbirleri üzerine nükleer bomba yağdırmasından sadece 25 yıl sonra, yani 2102 yılında başlıyor oyun. Diğer tüm Fallout oyunlarından da eski bir dönemi konu alan Fallout 76, Fallout 3 ve Fallout 4’un yaklaşık olarak iki yüzyıl kadar öncesinde geçiyor. Yine bir Bethesda oyunu olan The Elder Scrolls: Online’da da olduğu gibi sevilen rol yapma oyunlarının online versiyonlarında görmeye alışık olduğumuz bir tablo bu.
Bu durum sadece hikayeye değil, oyunun görselliğine de etki ediyor. Diğer Fallout oyunları sayesinde, yeryüzünün hem nükleer patlamalar hem de zamandan dolayı tahrip olmuş hallerini görmeye alışmıştık. Fallout 76 ise sadece patlamaların etkilerinin görülebildiği bir dünyada geçiyor, ortada zamanın çokça aşındırdığı tabiat yok. Bu anlaşılır bir durum, zira yıkılmış binalar sadece 25 yıldır o şekilde duruyorlar, diğer oyunlardaki gibi yüzyıllardır değil. Bizleri en son Fallout 4 ile Massachusetts’e götüren Bethesda, bu sefer West Virginia’yı kendine mesken seçmiş. Todd Howard, Fallout 76’in harita büyüklüğünün Fallout 4’un dört katı kadar olduğunu söylemişti. Her oyunsever gibi Howard’ın sözlerine temkinli yaklaşmayı uzun zaman önce öğrendiğim için bu sözlerden çok da etkilenmemiştim. Dört katı mı, üç katı mı bilemeyeceğim ancak Fallout 76’in haritası gerçekten de çok büyük. Oyun West Virginia’nın Appalachia bölgesinde geçtiği için haritanın büyük bir kısmını ormanlık alanlar kaplıyor. Bu durum ve oyunun geçtiği dönem nedeniyle, daha önceki oyunlardan hatırladığımız soluk renkli coğrafyalar bu sefer yerini biraz daha renkli bir dünyaya bırakmış. Renkli diyorum ancak maalesef canlı diyemiyorum. Coğrafya ne kadar renkli ise, bir o kadar da ölü. Bu durumun temel nedeni ise NPC yokluğu. Hatta NPC yokluğu sadece bu durumun değil, az sonra değineceğim gibi oyundaki birçok problemin de temel nedeni.
Fallout 4’da en eski sığınaklardan biri olarak bahsi geçen, Amerika’nın en parlak ve en iyi beyinlerinin toplandığı Vault 76’in bir sakini olarak başlıyoruz oyuna. Amacımız ise 25 yıllık bir aradan sonra kapılarını açan Vault 76’den çıkıp, harabeye dönmüş olan Amerika’yı yeniden medeniyete kavuşturmak. Ortamımız böyle. Oyun içerisindeki ana görevimiz ise Vault-Tec’ten aldığı direkt emir ile West Virginia’da bulunan üç nükleer bomba fırlatma tesisini ele geçirmeye çalışan Overseer’i bulup, ona yardım etmek.
Tipik bir Fallout oyunu başlangıcına sahip olduğunu söyleyebiliriz Fallout 76’in. Ayrıca daha önce işlenmemiş bir dönemde geçtiği için, oyunun hikayesi de kağıt üzerinde oldukça güzel duruyor. Özellikle de savaşın nasıl başladığı ile ilgili yeni detaylar keşfetmek Fallout meraklılarının hoşuna gidecektir. Ancak bu ve bunun gibi tüm detayları oyunda maalesef bazı robotlar haricinde herhangi bir NPC olmadığı için, sadece etrafta bulduğumuz metin ve ses kayıtları aracılığıyla keşfedebiliyoruz. Bu da hikaye anlatımına ve oyun deneyimine büyük ölçüde zarar veriyor. Bu durum hem oynanışı, hem de oyundan aldığınız tadı etkiliyor ama dinlemeyi ve okumayı sevenlerdenseniz, Fallout oyunlarına özgü mizah anlayışının ve yazım kalitesinin yine oralarda bir yerde olduğunu söyleyebilirim. Sadece bunlara ulaşmak için sizden daha fazla efor ve sabır talep ediliyor.
Diğer tüm Fallout oyunlarında olduğu gibi burada da yan görevler, ana görevlerden çok daha ilgi çekici. The Motherlode ve The Path to Enlightenment gibi oyunun hemen başlarında alabileceğiniz görevler bile Fallout 76’den, alışık olduğumuz tarzda bir Fallout keyfi almanın mümkün olduğunu kanıtlar nitelikte. Ancak maalesef sabırlı bir oyuncu değilseniz ve bulduğunuz her şeyi dinlemek ya da okumak gibi bir niyetiniz yoksa oyun sizi fena halde hayal kırıklığına uğratacak. Zira dinlemeyi ya da okumayı es geçtiğiniz en ufak detay, hikayeden tamamen kopmanıza neden olabilir. Bunun sonucu olarak da oyun size ne yaptığınızı bilmeden, haritada işaretlenmiş yerlere koşturup durmaktan başka bir şey sunmayacak maalesef.
Fallout 3’deki Rivet City ya da Fallout 4’daki Diamond City benzeri yerleşkelerin, NPC yokluğu nedeniyle maalesef Fallout 76’de bulunması mümkün değil. Gözleriniz boş yere aramasın. Bu tür yerleşkelerin eksikliği ile online oyuncu kalabalığı birleşince, bir online oyun için garip de olsa çok daha yalnız bir oyun deneyimi ortaya çıkmış oluyor. Harabeye dönmüş bir coğrafyada, çoktan ölmüş olan insanların hikayelerini, sadece yerde bulduklarımız üzerinden deneyimlemenin bir rol yapma oyunu için hiç de iyi sonuçları olmuyor. Çünkü her şeyin çoktan olup bitmişliği, size yapacağınız seçimlerin hiçbir etkiye sahip olmayacağı hissiyatını veriyor. Zaten oyunu oynadığım süre boyunca, kayda değer bir seçim yaptığımı da hatırlamıyorum. Bir Fallout oyunu olma, hatta her şeyden önce bir rol yapma oyunu olma iddiasındaki bir oyun için çok büyük bir günah bu.
Nükleer felaketi atlatan robotlar hariç, oyunda herhangi bir NPC olmaması hikaye açısından mantıklı olabilir. Ne de olsa böylesine büyük bir felaketten, sığınaklarda kalan insanlar, yani biz oyuncular haricinde pek fazla kurtulan olmasını beklemek çok da mantıklı değil. Ancak bu bir bahane olmamalı. Bizlere daha önce muhteşem hikayeleri, muhteşem oynanış mekanikleri ile sunmuş bir stüdyo, bu duruma da yaratıcı bir çözüm bulabilirdi elbette. Hatta bulmalıydı diyorum çünkü etkileşime geçebileceğiniz tüm insanların sadece oyuncular olması ve bu güruhun büyük bir bölümünün de rol yapma öğelerini hiçe sayarak oyun oynamaları Fallout evrenine zarar veriyor. Oyun safkan bir MMO tecrübesi olarak pazarlanmış ve tasarımı da ona göre yapılmış olsaydı, belki de sorun etmezdik ancak Fallout 4’a çokça benzeyen bu haliyle oyunun dünyası biraz eğreti duruyor.
Eskici Geldi, Eskici
Rol yapma oyunlarını sevmemizin en önemli nedenlerinden biri bizleri keşfe teşvik etmeleridir hiç kuşkusuz. Fallout oyunlarında da bu hep böyleydi. Bir yerleşke ya da bina gördüğünüzde mutlaka içeriye bir göz atmak isterdiniz çünkü orada sizi ne gibi sürprizlerin bekleyeceğini kestirmek güçtür. Fallout 76’de ise durum böyle değil. Evet, etraf yine çer çöp dolu ve toplanabilecek bir ton eşya var. Buraya kadar her şey aynı. Ancak artık bir binaya girmek ya da etrafı araştırmak için tek motivasyonunuz, hayatta kalmanızı sağlayacak eşyalar bulabilmek. Elbette oyunun dünyası ile ilgili keşfedeceğiniz şeyler de olacak ancak kaset, mektup ya da not gibi şeylerden daha fazlasını beklemeyin. Kısacası etrafta dolanmanın, malzeme bulmak haricinde oyuncuyu ödüllendiren herhangi bir yanı yok.
İnsan Güruhu
Oyunun en büyük probleminin NPC yokluğu olduğunu söylemiştim, en büyük ikinci problemi ise diğer oyuncuların varlığı maalesef. Vault 76’in içerisinde başlayan tutorial kısmını atlatıp sığınağın dışına çıkar çıkmaz dört adet oyuncu ile karşılaştım. Bu karakterlerin her biri ayrı telden çalıyordu. Artık alışık olduğum için, olduğu yerde zıplayan oyuncuları göz ardı etmem kolay oldu. Ancak bizlere el sallayarak, rap müzik dinleten oyuncuyu kolay kolay unutamayacağım. Eğer siz de benim gibi rol yapma öğelerine önem veren oyunculardansanız, hemen sesli iletişim özelliklerini kapatmanızı tavsiye ediyorum. Zira bu gibi oyuncularla ileride daha çok karşılaşacaksınız. Rastgele oyuncular ile karşılaşmak da, birlikte görev yapmak da pek hoş bir tecrübe değildi benim için ancak bazı görevleri tamamlamak için başkalarıyla işbirliği yapmanız gerekli olabiliyor. Özellikle de zaman kısıtlaması olan ve tamamen aksiyona dayalı olan görevler için grup oluşturmanızı tavsiye ederim. Bu tür görevleri başkalarıyla yapmak keyifli olabiliyor, ayrıca bir gruba dahil olduğunuz sürece de daha fazla deneyim puanı kazanıyorsunuz.
Ana ve yan görevleri ise mutlaka tek başınıza yapmaya çalışın. Metin okumak ya da ses kaydı dinlemek gibi şeyler zaman aldığı için, grupta sabırsız takım arkadaşlarınız varsa, ya geride kalıyorsunuz ya da diğerlerine ayak uydurmaya çalıştığınız için hikayeyi anlamadan ilerlemek durumunda kalıyorsunuz. Bu acele hissiyatı da, dinleme ve okumanın böylesine önemli olduğu bir oyunda kafa dengi biri ile oynamadığınız sürece oyundan keyif almanıza engel oluyor. Hele bir de sesli iletişim opsiyonlarını kapatmadıysanız, diğer insanların sesleri arasında bir şey dinlemeye ya da okumaya çalışmak büyük bir azap haline dönüşebiliyor. Metin bazlı sohbet imkanı da oyunda henüz desteklenmediği için bu durum şimdilik çözümsüz görünüyor. Gerçi desteklenmeye başlansa bile, konsol oyuncuları için o da bir çözüm olmayacak. Online bir oyun için ise büyük sayılabilecek bir problem bu. Kısacası genel olarak oyunu diğer oyuncular ile birlikte oynamanın pek de keyifli olduğu söylenemez, tek başınıza takılmak çok daha iyi.
Yalnız Kurtlar
Sahi ya, bu oyun tek kişi de oynanabiliyordu, değil mi? Pete Hines, oyunu tek başına oynadığını ve bu şekilde oynamayı tercih ettiğini açıklamıştı. Peki o zaman, Fallout 76 neden online bir oyun? Aslında cevabı çok basit, bence Fallout 76 tam anlamıyla online bir oyun değil. Etrafta aynı anda bir sürü oyuncunun koşturabilmesi için, bazı özellikleri tıraşlanıp elden geçirilmiş olan tek kişilik bir Fallout oyunu bu. Yani Pete Hines oyunu tek kişi oynamakta haklıymış, oyunda uzunca bir süre geçirdikten sonra bu daha da net olarak anlaşılıyor. Zaten sadece Pete Hines değil, oyun da bizi tek kişi oynamaya teşvik ediyor. Yazının ilerideki kısımlarında değineceğim yetenek kartlarından biri olan Lone Wanderer kartı ise bunun kanıtı. Bu kart, oyunu tek kişi oynamak isteyenlere yardımcı olmak üzere tasarlanmış ve bu kartın sadece oyuna olan tepkileri azaltmak için koyulduğunu düşünmüyorum.
Her ne kadar tek başınıza takılabilseniz de, etrafta sizin gibi bir sürü yalnız kurdun olması ve sizlerle aynı görevleri yapmak için sırada bekliyor olması, size tek kişilik bir oyun oynamadığınızı da maalesef her daim hatırlatıyor. Ayrıca bu durumun en kötü yanı ise, diğer oyuncuların kullandığı terminalleri ya da hikayede ilerlemenizi sağlayan eşyaları kullanmak için sizden önce orada bulunan birileri varsa onların işlerini bitirmelerini beklemenizin gerekiyor olması. Ancak kendi barınağınızı oluşturup içini dilediğiniz gibi döşemenize izin veren C.A.M.P. sistemi sayesinde bir şeyler yaratmak, modifiye ya da tamir etmek diğer oyuncuların varlığına rağmen çok sorun değil. Zira dilediğiniz şeyi C.A.M.P. sistemi içerisinde yaratabileceğiniz için, kimseyi beklemek durumunda değilsiniz. Ancak barınağınızı da savunmasız bırakmamanız gerektiğini unutmayın.
Main, Side, Daily ve Event başlıkları altında birçok farklı görev çeşidi sunan Fallout 76’in içerisinde bir de Challenges bölümü var. Bunlar Bethesda tarafından önceden belirlenmiş olan, şu kadar yaratık öldür ya da toplamda şu kadar mekan keşfet gibi açıklamalara sahip olan görevler. Bu görevlerin gerekliliklerini yerine getirdikçe de Atomic Shop’un para birimi olan Atom kazanmaya başlıyorsunuz. Atom kazanmanın ise sadece iki yolu var ve diğer yol ise gerçek para harcamak. Atomic Shop’da son derece vasıfsız şeyler satılıyor ve bunların tümü de kozmetik ürünler. Fallout 76’de yepyeni bir yetenek kartı sistemi kullanıldığı düşünüldüğünde, Bethesda’nın Atomic Shop vasıtasıyla kart ya da oynanışa etki eden ürünler satmıyor oluşu sevindirici. Gerçi Star Wars: Battlefront II felaketinden sonra o yolu seçmeleri biraz cesaret isterdi.
Serinin eski oyunlarından alışık olduğumuz yetenek sistemi, yeni tanıtılan kart sisteminin varlığı nedeniyle komple değişmiş durumda. Strength, Perception, Endurance, Charisma, Intelligence, Agility ve Luck gibi tanıdık isimlere sahip olsa da, S.P.E.C.I.A.L. sistemi artık oldukça değişik bir şekilde işliyor. Artık bir yetenek ağacı yok. Her seviye atlayışınızda, yukarıda saydığım S.P.E.C.I.A.L. özelliklerinden birine bir puan verme hakkınız oluyor. Her beş seviye atladığınızda ise, yüzlerce yetenek kartı arasından rastgele düşen beş adet yetenek kartı kazanıyorsunuz. Her kart bir S.P.E.C.I.A.L. özelliğine ait oluyor ve S.P.E.C.I.A.L. özelliklerine ne kadar puan harcadıysanız, o kadar kartı aktif olarak kullanabiliyorsunuz. Çeşitli özelliklerle birlikte gelen bu kartlardan, her birinin maksimum üç seviyesi bulunuyor. Luck’a, S.P.E.C.I.A.L. puanlarınızdan üçünü harcadınız diyelim. Luck seviyeniz artık üç oluyor ve bu da ister üç farklı Luck kartını aynı anda ya da maksimum seviyeye ulaşmış tek bir kartı aktif olarak kullanabileceğiniz anlamına geliyor. Kullanmadığınız kartlarınız ise kaybolmuyor ve seviye atladıkça daha fazla kartı aynı anda kullanma şansınız oluyor. Elinizde bulunan aynı kartları ise birleştirerek, kartınızın seviyesini arttırmak için kullanıyorsunuz. Ne zaman isterseniz, dilediğiniz gibi kartlarınız arasında geçiş de yapabiliyorsunuz. S.P.E.C.I.A.L. puanlarınızı sıfırlamak ya da geri almak gibi bir şansınız ise yok. Ayrıca kullanmadığınız kartları takım arkadaşlarınız ile paylaşma şansınız da bulunmakta ama kalıcı bir takas durumu maalesef söz konusu değil.
Geleneksel yetenek ağacı sistemi kullanılmadığı için, ileriyi düşünerek oynamanız ve plan yapmanız zorlaşıyor. Her yeni kart aldığınızda, gelişim planınızı yeniden gözden geçirmeniz gerekebiliyor. Bu sistemin en büyük dezavantajı ise hack işlemleri ve kilitleri açmak için gereken kartların da tamamen şansa bağlı olarak elde edilebiliyor olması. Benim gibi girdiği binalarda döndürülmemiş taş bırakmayı sevmeyen oyuncular için oldukça rahatsız edici bir durum bu. Yine de bu sistemin göründüğü kadar kötü olmadığını da söylemeliyim. Fallout 76 geleneksel bir rol yapma oyunu değil ve serinin eski oyunlarını düşünerek yaptığımız planların burada işlemeyeceğini zaten biliyoruz. Fallout 76’in mevcut hali düşünüldüğünde, bu yeni sistemin gayet iyi şekilde işlediğini ve zamanla bu sisteme alışıldığını söylemeliyim. Ayrıca kartları dilediğiniz gibi değiştirebildiğiniz için, bu yeni sistem sayesinde özel durumlara ve görevlere göre stratejinizi dilediğiniz gibi değiştirme fırsatınızın olması da güzel olmuş. Bu sayede ne kadar çok oynarsanız oynayın, oyun tazeliğini korumayı başarıyor.
Charisma ise bu yeni sistemden en çok etkilenen özellik olmuş. Artık tamamen sosyal bir fonksiyonu var bu özelliğin. Speech en önem verdiğim yeteneklerden biridir Fallout oyunlarında ancak Fallout 76’de maalesef böyle bir yetenek bulunmuyor. Zira etkileyebileceğiniz ya da konuşabileceğiniz bir NPC yok etrafta. Charisma çatısı altındaki yetenekler de bu nedenle daha çok diğer oyuncular ile olan etkileşimlerinizi etkiliyor. Bu da elbette hoş değil ancak anlaşılabilir bir durum.
Bobblehead ve dergilerin kullanımı da komple değişmiş durumda. Bunlar artık kalıcı bir özellik vermiyor, sadece belli bir süreliğine yeteneklerinize artı puan veriyor. Benim gibi pişman olmak istemiyorsanız, bunlardan herhangi birini bulduğunuzda eski oyunlardaki gibi heyecanlanıp hemen kullanmaya çalışmayın. Kullanacağınız zamanı iyice düşünmenizde fayda var.
Hastalıkta, Sağlıkta
Fallout 76’in bir hayatta kalma oyunu olduğunu söyleyebiliriz. Açlık, susuzluk ve radyasyon dengelerinize çok dikkat etmek zorundasınız. Zira bunların etkileri eski oyunlara nazaran çok daha net bir şekilde hissediliyor. Ayrıca hastalığa yakalanma ve mutasyon geçirme gibi yeni özellikler de oyuna eklenmiş durumda. Pişmemiş et ya da işlenmemiş su içmek gibi nedenlerden ötürü çeşitli hastalıklara yakalanabiliyorsunuz. Örneğin dizanteri olursanız, belli bir süreliğine de olsa su ihtiyacınız artacak. Bu hastalıklardan kurtulmanın tek yolu ise etrafta bulabileceğiniz ya da kendinizin yapabileceği ilaçlar. Mutasyonlar ise çok daha enteresan. Yoğun radyasyona ya da kimyasallara maruz kaldığınızda mutasyon geçirebiliyorsunuz ve bunun sonucunda yine belli bir süreliğine de olsa, bazı yetenekler kazanıp bazı özelliklerinizi kaybediyorsunuz. Mutasyon geçirdiğinizde hemen tedavi olmaya çalışmadan önce neler kazandığınıza mutlaka bir bakın, ortaya hoşunuza gidebilecek sonuçlar da çıkabiliyor.
Her ne kadar az önce Fallout 76’in bir hayatta kalma oyunu olduğunu ve hayatta kalma mekaniklerinin oynanışa büyük etkisi olduğunu söylemiş olsam da, enteresan bir şekilde karakterinizin ölmesi çok büyük bir önem arz etmiyor. Öldüğünüzde üzerinizdeki hurdaları ve bazı eşyaları kaybediyorsunuz ancak öldüğünüz yere yakın bir noktada dirildikten sonra, öldüğünüz yer haritada işaretlenmiş oluyor ve gidip kaybettiklerinizin tümünü geri alabiliyorsunuz. Rahatsız edici olsa bile büyük bir caydırıcılığı olmadığı için, bir yerden sonra ölüp ölmemeyi çok fazla önemsememeye başlıyorsunuz. Bu durum diğer oyuncular ile olan etkileşimleriniz için de geçerli. Zira istemedikleri halde saldırıya uğrayan oyuncuların mağdur olmasını engelleyen bir sisteme sahip Fallout 76. Henüz kimseye kendiliğimden saldırmadım ancak başkalarına saldırdıkları için işaretlenen, kellesine ödül koyulmuş olan birkaç oyuncuyu öldürmeyi başardım. Bu oyuncuları öldürdüğünüzde ufak miktarda bir ödül ve öldürdüğünüz oyuncunun üzerindeki tüm hurdaları kazanıyorsunuz. Çok büyük bir getirisi olmasa da, kelle avcılığı yapmanın tatmin edici bir duygusu olduğu kesin. Yine de öldürmenin ya da öldürülmenin, çok büyük bir kayba ya da kazanca sebep olmadığını da söyleyebilirim.
Gelelim Fallout oyunlarının olmazsa olmazlarından V.A.T.S. sistemine. V.A.T.S. oyunda mevcut ancak pek de tahmin ettiğiniz gibi işlemiyor. Zira oyun online olduğu için zamanın durması ya da yavaşlaması gibi bir durum söz konusu değil. Maalesef bu da V.A.T.S.’ı basit bir otomatik nişan alma mekaniği haline dönüştürüyor. Hızlı hareket eden düşmanlar ile karşılaştığınızda ise, vurma şansınız sürekli değişiyor ve bu da sürekli ıskalamanıza sebep oluyor. Eski oyunlardaki Raider’ların yerini oldukça hızlı hareket eden Scorched’ların aldığını düşünürsek, Fallout 76’deki V.A.T.S.’ın kullanım alanı daha da daralmış oluyor. Her ne kadar V.A.T.S.’ı geliştirmenize yarayan yetenek kartları oyunda mevcut olsa da, bana henüz çıkmadıkları için haklarında bir yorum yapamıyorum. Bazı durumlarda işe yarasa bile size tavsiyem V.A.T.S. sistemine pek güvenmemeniz. Stimpak ve silahlarınızı ise mutlaka kısayollara atamanız gerekiyor. Ne de olsa artık oyunu durdurup tedavi olma ya da silah değiştirme şansınız yok. Bu alışkanlığı ne kadar erken edinirseniz o kadar iyi. Ayrıca oyunu durduramamanızın dezavantajı, en çok tel tokalarınızı kullanarak kilitleri açmaya çalıştığınız anlarda hissediliyor. Oynanış mekanikleri tamamen eski oyunlar ile aynı ancak eski oyunlarda dahi stresli bulduğum bu çilingirlik mevzusu, oyunun online olması nedeniyle çok daha stresli bir hale gelmiş. Tokanızı kırdığınızda geri dönüşünüzün olmadığını unutmayın. Çok daha stresli ancak gerçekçi bir deneyim sizleri bekliyor.
Oyunun teknik kusurlarından çok da fazla bahsetmek istemiyorum. Zira Bethesda oyunları piyasaya her zaman teknik olarak kusurlu çıkar. Sonuçta bu oyunları sevmemizin nedeni hiçbir zaman yeni yağlanmış makine gibi çalışmaları olmamıştır zaten. Oyunda bazı sorunlar elbette var. Kalabalık alanlarda ve çatışmalarda bazı yavaşlamalar oluyor. Hatta bir iki kez oyun da çöktü, neticede bu bir Bethesda oyunu ama bozuk denilebilecek kadar kötü bir durumda da değil. Oyun söylenenlerin aksine, kesinlikle oynanılabilir durumda. Ben oyunu PlayStation 4 Pro’da oynuyorum, diğer platformlar için bir yorum yapamayacağım ancak en azından oyunun beta sürecinde olduğundan daha stabil çalıştığını da söyleyebilirim. Bu da umut verici bir gelişme.
Country Roads, Take Me Home
Çoğunlukla olumsuz şeylerden bahsetmiş olabilirim ama Fallout 76'in doğru yaptığı şeyler yok mu? Elbette var ve oyundan keyif almak da pekala mümkün. Müzikler muhteşem. Mekanikler çok tanıdık, dünya ise aynı. Yazım kalitesi de her zamanki gibi çok başarılı. Bir şekilde kendine bağlamayı ve kendini oynatmayı da başarıyor Fallout 76. Evet, oyun bildiğimiz Fallout oyunlarına benzemiyor ancak sanıldığının aksine, oyunu oynarken bu bir Fallout oyunu değil demiyorsunuz kesinlikle. Ancak oyun iyi yönlerini göstermek konusunda biraz çekingen ve bu konuda sizden çok şey talep ediyor. En önemlisi de, sabırlı olmanızı istiyor.
Bir Fallout hayranı olarak zaman zaman söylensem de, ben oyunu keyifle oynuyorum ve ileride Bethesda’nın oyunu güncellemeler ile çok daha iyi bir hale getireceğine inanıyorum. Zaten Pete Hines da oyunun sonuna kadar arkasında olduklarını ve Fallout 76’i uzun yıllar boyunca desteklemeye devam edeceklerini açıklamıştı. İleride genişleme paketi olarak mı olur, başka bir şekilde mi bilinmez ancak oyuna yepyeni görevlerin yanı sıra NPC’lerin de bir şekilde ekleneceğini düşünüyorum. No Man’s Sky bile güncellemeler sayesinde küllerinden doğmayı başarmıştı, Fallout 76 neden hatalarından ders çıkarmasın ki?
Eğer bu oyunun ismi Fallout 5 olsaydı, ortalığı ateşe verir ve notumu çok daha düşük tutardım. Aynı şekilde oyunun ismi Fallout: Online olsaydı da, notum yine farklı olurdu. Ancak bu oyun her ikisi de değil, bunu kabul etmemiz lazım. Bu bir ara oyun, hatta bir deneme. Bu arada kalmışlık nedeniyle de eksikleri fazlasıyla göze batıyor. Tek problem ise Fallout 76’in belki de bir genişleme paketi olması gerekirken, serinin şanlı ismine güvenerek tam sürüm bir oyun olarak piyasaya sürülmüş olması. İleride Bethesda söz verdiği gibi oyunu desteklemeye devam eder ve belki de oyunun fiyatını düşürürse, notumu bir tık daha arttırabilirim bile. Oyunu saatlerce oynamış olmama rağmen henüz yapmadığım, yapamadığım tonla şey var. Herhangi bir içerik sıkıntısı da söz konusu değil. Tüm sorunlarına rağmen Fallout 76 hala kendini oynatıyor ve oynatacağını da hissettiriyor. Yine de ilk iki Fallout oyununu düşünüp iç geçirenlerdenseniz, aradığınız oyunun bu olmadığını zaten biliyorsunuzdur. Ancak genel olarak seriyi seviyorsanız ve Bethesda’nın yaptığı tüm oyunları oynadıysanız, Fallout 76’i de denemek isteyeceğinizi düşünüyorum.
Ancak Fallout oyunları ile henüz bir tanışıklığınız yoksa, bu oyundan kesinlikle uzak durun. Görecekleriniz, Fallout hakkında sizleri yanlış yönlendirecek ve sizi serinin hiç de haketmediği bir şekilde Fallout isminden soğutacaktır. Kısacası Fallout isminin sizin için ne anlama geldiğini iyice düşünmeniz gerekiyor, Fallout 76’in paranıza ya da zamanınıza değip değmeyeceği tamamen bu ismin size ne ifade ettiğine bağlı.
Başlıklar
- Özünde hala bir Fallout oyunu olması
- West Virginia
- Yazım kalitesi
- Gelişime açık olması
- Beklenilen tarzda bir Fallout oyunu olmaması
- NPC yokluğu
- Diğer oyuncuların varlığı
- Teknik sorunlar