Herdling - İnceleme

Çoban olmanın yükümlülükleri

FAR: Lone Sails ve FAR: Changing Tides oyunlarındaki dinlendirici, bir yere yolculuk ettiğinizi hissettiren oyunlara aç mısınız? “Diyalogsuz da olur, bana o anı yaşatsın yeter ki” mi diyorsunuz? O zaman güzel haber: Okomotive sizlere yeni bir oyunla geldi, ama bu kez kontrol ettiğimiz bir araç değil, bir hayvan sürüsü! Neticede hisler aynı, deneyim aynı.

Herdling, Okomotive’in üçüncü oyunu. Temelde FAR serisinde yaptıklarımızla çok benzer şeyler yapıyor olsak da bu kez daha farklı bir tema var. Calicorn türündeki, gerçek hayatta olmayan ama Nordik sığırlarına benzeyen irili ufaklı bir hayvan sürüsünü kontrol ederek, daha açık ortamlarda geziyoruz bu kez. Calicorn’larımızı yolculuk süresince sağda solda buluyoruz ve onları elimizdeki asayla kontrol ediyoruz. Maksimum 12 tane Calicorn bulabiliyoruz ve her birine bir isim verebiliyoruz, ya da rastgele bir isim atıyoruz.

Elimizdeki asa aynı zamanda çevreyle etkileşime girmemize de yarıyor. Bu etkileşimler çok kısıtlı ve çoğunlukla tek işlevi yolumuzdaki engelleri kaldırmak oluyor. Onun haricinde yere farklı renklerde çiçekler açmaya yarıyor. Bu çiçekler mavi renkteyse bir nevi arabalardaki NOS işlevi gören bir özellik kazanıyor. Bastıkça sürü daha da hızlanıyor. FAR serisindeki kömürü harlama olayının aynısı aslında. Farklı şekilde yedirmişler. Eh, çok yavaş giden sürüden ara ara darlanınca basmak fena olmuyor ama mekanik bile diyemem buna.

Zaten oyundaki en büyük sorun bu. Konsept gereği zaten oyunlaşması zor, ama üstüne bir de o kadar güvenli topraklardan ilerlemişler ki azıcık radikal, şaşırtıcı bir mekanik vs denememişler. Mesela ara ara kamp yapıyoruz, ki yapmasak da deneyimden hiçbir şey kaybetmeyecektik, ateş için üç tane dal bulmak gerekiyor. Hemen o civara, çok belirgin bir şekilde üç tane dal koymuşlar. Hiç hayvanları kullanarak bulmaca yapalım, azıcık platform ekleyelim, asaya iki tane daha havalı bir özellik ekleyelim dememişler.

İşte bu “sade” oynanış için yorum yapabileceğim tek şey hayvan sürmenin kolay olup olmadığı oluyor. Yer yer kontrol dışı yerlere gidiyor olsalar da çoğunlukla size itaat ediyorlar. Ayrıca çevresel etmenlerden ya da düşman kuşlardan dolayı Calicorn’larınız ölebiliyor. O yüzden her yerde koştur koştur gidemiyorsunuz. Ölmenin oyun açısından herhangi bir eksisi yok ama isim verdiğin, sağda solda bulduğun takıları taktığın birinin sürüde olmaması biraz üzüyor. Ama ara ara ruhunun gezdiğini görüyorsunuz, hoş bir eklenti olmuş.

Oynanıştan ziyade Herdling, aynı FAR serisindeki gibi, yolculuk boyunca yaşanan hislere yoğunlaşmış durumda. O yüzden satış noktası “Bakın beyaz yakalar, size dağ taş manzarası gösteriyor, tarağı tası toplayıp köye yerleşme hayali satıyorum” oluyor. Bu noktada hiç fena değil. Gezdiğimiz yerler, oyunun dinginliği falan kısa bir süre sonra sizi bir havaya alıyor. Tatlış tatlış Calicorn kankalarla takılıyorsunuz. Gezdiğimiz yerler güzel falan da daha çok yakın zamanda Sword of the Sea gibi bir güzellik oynadığım için kalkıp da “Şöyle devrimsel, böyle muazzam” diyemem. Son bölüm hariç tüm oyun için diyemem aslında. Güzel sadece. Bu kadar.

Bu güzellik arkada atmosferi güçlendirici müziklerle daha da güçleniyor. Yerinde yükselen, yerinde alçalan, tek gayesi sizi o ortama sokmaya çalışan şarkılar çok başarılı. Ne zaman ne yapılacağını iyi çözmüş Okomotive.

Oyunda herhangi bir diyalog yok aynı FAR oyunlarındaki gibi. Olabildiğince soyut bir hikâye anlatımı var. Sadece yolda karşınıza çıkan resimlerden bir yorum yapabiliyorsunuz, çünkü oyun sonunda da bir şey olmuyor. Bu soyutluk çoğu insan için uygun değil ama bu kez ben de hiç yorum yapamadım. Yani bu oyunu kesinlikle bir hikâyesi de vardır diye almayın. Bu, düşüncelere dalacağınız, tatlı ve kısa bir yolculuk.

Okomotive’in bu üçüncü oyunu ve bence artık kullandıkları formül eskidi. Tecrübeleri sayesinde sizi bir havanın içine almayı başarıyorlar ama çok kısa oynanış sürelerinde (Herdling için 3 saat) size olan tesiri de çok kısa oluyor. Özellikle oynanış tarafında daha farklı şeyler denemenin zamanı geldi onlar için. Mesela bu oyunda düşmanı kuş yapmak yerine kapitalizmi sembol eden, hayvanları kesimhaneye götürmeye çalışan bir insan yapabilirlerdi. Her hayvanın farklı bir karakteri olabilirdi The Last Campfire’daki kor parçaları gibi. Yerin altında gizemli ve görkemli bir hayvanla karşılaşabilirdik. Gibi gibi. Dağ bayır gezmek evet güzel ama ben bir sene sonra muhtemelen çok az şey hatırlayacağım Herdling’le ilgili. Bu da onu “2025’in bir oyunu” olmasından ötesine geçiremiyor.
 

SON KARAR

Herdling sizi belli bir hissiyata bürümeyi başarıyor olsa da yenilikçi tarafının zayıf kalması onu hafızalarda uzun süre yer ettirecek bir yapım olmasını engelleyecek.

Herdling
İyi
7.5
Artılar
  • Atmosfere uyan müzikler 
  • Doğa manzaraları sayesinde güzel bir hissiyat yakalıyor 
Eksiler
  • Oynanış mekaniği denilebilecek bir şey yok
  • Akılda kalıcı anlar çok az 
YORUMLAR
Parolamı Unuttum