LEGO Star Wars: The Skywalker Saga - İnceleme
Coruscant'ta LEGO defilesi
İsminde Star Wars geçen bir oyun yapınca dünya çapındaki çok fazla hayran tek kaşlarını havaya kaldırıp "hmmm" diye bir yargısal sürece başlıyor. Başına LEGO ismi gelince durum biraz daha yumuşuyor ama kuşkulu bakışlar oradan hiç ayrılmıyor. Ne yalan söyleyeyim ön bakış etkinliğine kadar benim de bazı kuşkularım vardı. Özellikle duyurdukları devasa oynanış mekaniklerini Star Wars'dan bağımsız bir şekilde bir LEGO oyununa nasıl uyarlayacaklarını merak ediyordum. Ancak oyunu bir saat oynayınca kuşkular yerini umut dolu bir bekleyişe bırakmıştı.
Oyunu teknik olarak bitirdim ama her şeyi yüzde yüz yapmak için çok daha uzun bir zaman gerekiyor ve çok da gerekli gibi hissetmedim. Sevdiğim karakterlerin ve merak ettiklerimin çoğunu açtım. İstediğim uzay gemileriyle galakside bazen kelle avcılığı bazen de kaçakçılık oynadım. En nihayetinde epey uzun bir süre bu LEGO soslu Star Wars macerasında baya eğlendim. Lakin bu eğlence herkes için geçerli olmayabilir. Hem LEGO hem de Star Wars'dan bağımsız bir şekilde söylemek gerekirse oyunun bazı yapısal sıkıntıları var ve yer yer aceleye gelmiş hissi veriyor. Bu kallavi Star Wars Evreni içerisinde en büyük yeri tutan Skywalker Saga'ya bir de LEGOsal bir bakış atalım;
4-5-6-1-2-3-7-8-9... Durun! İstediğiniz Gibi Oynayabilirsiniz
İşin içerisinde Star Wars olunca hemen hemen herkesin keskin çizgilerle belirlenmiş bir sırası oluyor. Oyunda dokuz film birden olunca bu sıra oynayış şeklinize de sirayet ediyor. Ancak TT Games bu konuda bir taraf tutmamış. Oyunu açtığınız anda üç üçlemenin de ilk bölümü oynamaya hazır olarak sizleri bekliyor. Bir üçlemeye başlayıp, "ya bu Rey de amma sıkıcı karakter" diyip kendinizi Qui-Gon ile genç Obi-Wan'ın güvenli kollarına atıp prequel dönemine ışık hızıyla geçebilirsiniz. Ben daha A New Hope'u oynadığım için 1-2-3... diye başladım oyuna ve sırayı hiç bozmadan devam ettim, kendi sıranızı oluşturabilmeniz epey güzel bir olay.
İlk film bölümünü tamamladıktan sonra ise tamamen serbest olarak dolaşabileceğiniz Free Play modu açılıyor. Ancak şöyle bir sıkıntı var ki galaksiyi tamamen açabilmek için tüm film görevlerini tamamlamanız lazım. Zira oyunda yer alan tüm gezegenler ve uzay kısımları filmlerden alıntı ve önce hikaye görevleriyle buraları ziyaret etmeniz gerekiyor. Tüm gezegenler en başta açık olsa bence daha iyi olurdu. Lakin muhtemelen yapımcılar çok uzun uğraşlar verdikleri hikayeyi de bir görmenizi istemiş. Benim gibi filmleri ezbere biliyorsanız, bazı sahnelerin bu yeni LEGO oyunundaki muhteşem parodilerini görmek için bile hikayeyi oynamanızı şiddetle tavsiye ederim.
Çocuk Skywalker, Genç Skywalker Ve Ergen Skywalker
Oyunun adı da dahil olmak üzere oyunun her anında bir Skywalker'ımız var. Öyle ki en son üçlemedeki ana karakter Rey bile bir şekilde fahri Skywalker... Ana hikayelerde Skywalkerlardan uzak kalmanın pek mümkün olmadığı bir dönemdeyiz. Öyle ki Leia kan bağıyla Padme de evlilik yoluyla Skywalker olduğu için genellikle 2-3 karakter yönettiğimiz görevlerin çoğunda yanımızda bir Skywalker oluyor. Neyse ki Chewie ve Han Solo olan görevlerde bu aile dramasından uzak kalabiliyoruz. Film görevlerini yaparken ilk başta sadece hikaye modu açık olduğu için filmlerde yer alan karakterlerden başka kimseyi seçemiyoruz. Bu yüzden haritadaki bazı noktalara erişmek veya bazı gizli parçaları toplamak için dönüp serbest olarak tekrar oynamak gerekiyor.
Oyunun görev sistemi ise benim gerçekten çok hoşuma gitti. Bir film hikayesine başladığınız zaman doğrudan görevden göreve gitmek zorunda değilsiniz. Bir açık dünya olduğunu her görev arasında hissediyorsunuz. Her film beş ana görevden oluşuyor. Ancak bu ana görevler arasında hikayenin devam ettiği bazı yerler var ve buralar görevden sayılmıyor. Aslına bakarsanız bu görev/görev değil kısımları ilk başta epey kafa karıştırıcı bir hal alıyor. Ancak bir süre sonra neyin ne olduğunun farkına varınca "oh şimdi şurayı geçersem serbest seçmeli karakterlerle oynayabileceğim" hissine kavuşuyorsunuz. Yine de oyunun sizi serbest oynatmak için oluşturduğu free play kısmı sevdiğiniz karakterlerle oynamak için en iyi yöntem.
Episode 10: Gizli Görev Örneğin beşinci filmi ele alalım. Hoth aktarmalı bir Dagobah seferi yapacaksınız. Dagobah'ı oyunda ilk kez açıyorsunuz ve keşfedecek çok fazla detay var. Bulunacak kyber parçaları, çözülecek bulmacalar derken yanınızda her türden bir karakter olması gerekiyor. Ancak bir de işin hikaye kısmı var. Luke, Yoda'yı bulup eğitim almalı ve Bespin semalarına doğru yolculuğa çıkmak için hazırlanmalı. İşte hem bu serbestlik hem de hikaye akışı için oyun çok basit bir checkpoint sistemi kullanmış. Eğer bir checkpoint size "hikayeye devam et" diyorsa yarı serbest bir şekilde etrafta dolaşabilirsiniz. Eğer "görevi başlat" diyorsa ana görevlerden biri başlıyor demektir ve belirli bir alanda lineer bir şekilde hikaye akacaktır. İnternette gördüğüm kadarıyla bu ana görev silsilesi çok fazla oyuncuyu çileden çıkartmış ama dediğim gibi alıştıktan sonra sıkıntı yaratan bir süreç değil, hele oyunun başka sorunlarını düşününce pek sorun bile değil. |
Kaç Para Ulan Bir Boba Fett
Hikayede ilerlemenin en güzel yanlarından biri de bolca karakterin açılabilir hale gelmesi. Bunlardan görevler sırasında oynadıklarınız ücretsiz olarak listenize ekleniyor. Gördüğünüz diğer karakterler ise satın alınabilir hale geliyor. Mesela Episode 3 sonrasında hemen General Grevious'u alarak şehir merkezlerini 4 tane ışın kılıcıyla paramparça edip LEGO parası için çalışmalara başladım. Ya da tam tamına 500 bin brick bayıldığım Boba Fett'e kavuştuktan sonra Mandalorian ile ikisini bir takım yapıp evreni haraca bağlama planını devreye soktum ama pek de verimli geçtiğini söyleyemeyeceğim.
Oyunun kendine ait bir sınıf sistemi var. Jedi, Sith, Kahraman, Kötü, Kelle Avcısı, Çöpçü gibi çeşitli sınıflarda filmlerden tanıdığımız bolca isim var. Hatta Rey gibi bazı karakterlerin hem Çöpçü hem de Jedi gibi iki farklı karakteri var. Bu karakterlerin hepsinin yapabildiği belirli başlı şeyler var. Mesela belirli kapıları sadece C3P-0 gibi protokol droidleri açabiliyor. Bazı sandıkları sadece kötü adamlar bombayla patlatabiliyor. Belirli altın renkli kasaları ise Bounty Hunter silahları dışında aşmanızın imkanı yok. O yüzden her türden sevdiğiniz birkaç karakterle kendinize bir parti oluşturup galaksiyi keşfetmeye çıkmakta fayda var. Zaten bir LEGO oyunun da tüm amacı bu değil mi?
Bu Kadar Kyberi Ne Yapacağız? The Skywalker Saga'da diğer LEGO oyunlarındaki gibi sadece ana görevlerde toplanabilir olan minikitler var. Bunların tamamını elde ederseniz özgün bir mini uzay gemisi elde ediyorsunuz. Bir de evrenin her yerinde bolca bulunan kyber tuğlaları var. Bütün bulmaca kısımlarımızda bu kyber tuğlalarını bulmak üzerine yapılıyor. Yapımcılar bu tuğlalara çok fazla anlam yüklemiş, her tuğla görevinin kendine ait şakalı bir ismi var. Ancak bu tuğlalar ile sadece tek bir şey yapılabiliyor; geliştirme! Oyunda yer alan sınıfların her birinin kendine has geliştirmeleri var. Örneğin Dark Side (Sith) karakterlerini geliştirince birilerini boğazlamak inanılmaz keyifli hale geliyor. Jedilar da durum zihin oyunlarının süresini uzatmak gibi daha farklı şeylerde. Çöpçüler daha uzun süre havada süzülmek gibi yetenekler kazanıyor. Tabii en önemli geliştirme ağacı genel kısım. Burada oynadığınız tüm karakterleri etkileyen temel özellikler var. Örneğin koşu hızı, can yenilenme süresi, hasar miktarı, toplam can ve olmazsa olmaz LEGO mıknatısı! Bir noktadan sonra bazı geliştirmeler anlamsız kalacağı için keşke bu tuğlaları paraya çevirebilsek de yeni yeni karakterler açabilsek diye düşünmedim değil. |
Açık Dünya Değil Açık Galaksi!
Oyunun gezegenleri bolca yan göreve ve eğlenceli bulmacalara ev sahipliği yapıyor. Ancak bir de işin uzay kısmı var ki burası beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Oyundaki galaksi haritası belirli bölgelere ayrılmış durumda ama işin özünde her gezegenin kendine ait minik bir uzay alanı var. Minik diyorum çünkü çoğu uzay kısmında bir atraksyon bile yok. Her uzay bölümünde olmazsa olmaz bir kyber göktaşı var, bunu patlatıp 5 adet kyber tuğlasını cebe indiriyoruz. Bazı gezegenlerden kaçakçılık görevleri alıp envaiçeşit Tie-Fighter ile savaşarak kargonuzu başka bir gezegene kaçırmanız gerekiyor. Lakin bu görevler de birbirinin tıpatıp aynısı hiçbir değişiklik yok, sadece gidiş ve varış noktaları değişiyor.
Benim en büyük umudum bu galakside bazı rastgele görevlerin de yer alması ve biraz çeşitlilik olmasıydı. Bu konuda ciddi bir hayal kırıklığı yaşadım. Yine de bazı uzay kısımlarında yeni karakter açmak için görevler oluyor. Zamana karşı yarışlar ve süreli hedef vurmalarında altın madalya alırsanız listenize bir yeni karakter ekleniyor. Neyse ki gezegen içi açık dünyalarda görev çeşitliliği çok daha fazla ama ödüller aynı şekilde karakter açmaktan öteye gidemiyor. Hatta üstüne üstlük bazı ödüllerde karakterler veya uzay gemileri sadece satın alınabilir hale geliyor, bir de hiç yoktan para toplamak zorunda kalıyorsunuz.
Evrenin En Geniş Dedikodu Ağı Yan görevlerin en temel kaynağı ise dedikodular. Bu dedikodular açık dünyadaki karakterle konuşarak elde edilebiliyor ve çoğunlukla bambaşka bir gezegende bambaşka bir yan görevi açarak sizi yeni maceralara sürüklüyor. Ancak eğer istediğiniz spesifik bir karakter veya uzay gemisi varsa o dedikoduyu menüden otuz bin LEGO parası karşılığında açıp, görev başlatıcının olduğu gezegene hızlıca gidebiliyorsunuz. Oyunda yüzün üzerinde yan görev ve bunlara bağlı açılan karakter olduğunu söylemem lazım. Mesela Mama the Hutt için Cantonica kumarhanesinden görev alıp, Coruscant'a gitmeniz gerekiyor. Yine de en popüler karakterlerin çoğu filmlerde yer aldığı için parası neyse verip açabilme seçeneği epey tatmin edici. |
Konuşmalı LEGO Mizahı Da Pek Tatlıymış
Star Wars gibi dünyanın en popüler içeriklerinden birisi senelerdir bize bolca mizah malzemesi olarak da geri dönüyor. Sadece Episode 9 denen garabet ile ilgili internette dolaşan miimler bile telefon hafızlarını taşıracak cinsten. Hal böyle olunca LEGO mizahı için çıta epey yükselmişti. TT Games burada hedefi tutturmayı başarmış hatta zaman zaman çıtayı aşmış bile. Oyun gerçekten çok komik. Daha önceki LEGO Star Wars oyunlarında karakterler konuşmadığı için fiziksel komedi ve mimikler kilit rol oynuyordu. Bu iki element yine ekstra komik ama bir de muhteşem ötesi diyaloglar var ki eğer Star Wars ile ucundan bile ilginiz varsa oynarken bolca eğleneceksiniz demek oluyor.
Öyle ki benim hiç haz etmediğim yeni üçleme bile bu kendiyle dalga geçen haliyle beni mest etti. Luke Skywalker işin içine girdikten sonra her repliği ya filmlere ya da LEGO dünyasına bir gönderme içeriyor. Eski filmlerdeki çoğu sahne LEGO mizahıyla bir araya gelince hem özünü koruyup hem de ekstra komik olmayı başarmış. Darth Vader'ın "tanıdık bir his" sekansı, Obi-Wan'ın Anakin ile diyalogları ve bolca KUM NEFRETİ ile LEGO Star Wars: The Skywalker Saga komedi anlamında büyük bir başarıya imza atmış. Sadece ana görevlerde değil galakside serbest bir şekilde gezerken de karakterlerin replikleri epey eğlenceli. Bu arada aklınızda bulunsun General Grevious karaborsa da ışın kılıçları satıyormuş...
Tek Tuşa Basarak Oyun Bitirmek
Oyunun ön bakış etkinliğinde dövüş kısmı beni gerçekten etkilemişti. Çünkü yakın dövüşte yapılan kombolar, sipere geçip ateş etmek bir LEGO oyunu için epey güzel gelişmelerdi. Ancak orada ne gördüysem tüm oyun boyunca birebir aynı şeyleri yaptım ve bir noktadan sonra sadece kareye basarak tüm dövüş sekanslarını geçmeye başladım. Çok spesifik düşmanlar hariç hiçbir karakter ışın kılıcı ataklarını bloklayamıyor bu yüzden yuvarlağa basmak bile gerekmiyor. Uzaktan dövüşeyip, blasterımın tadına baksınlar demek ise R2 spamlemek anlamına geliyor hele genel geliştirme ağacından can ve hasar geliştirmelerini açtıktan sonra ölmek gibi bir derdiniz de olmadan boss dövüşleri hariç herkesi tek tuşa basarak LEGO parçalarına ayırabiliyorsunuz.
Boss dövüşleri ise yine bir başka hayal kırıklığı konu olmuş. İlk birkaç boss dövüşünden sonra tüm dövüşler aynı sisteme giriyor. Karşınızdaki karakteri biraz pataklıyorsunuz, o da sizden kaçıyor. Sonra ya üzerinize dalga dalga gelen birkaç düşmanı dövüyorsunuz ya da bir şeyler inşa edip kovalamaya başlıyorsunuz. Dövüşlerin sonlarına yaklaştıkça da birkaç QTE eşliğinde olay nihayetine eriyor ve hiçbir tatmin hissi olmadan görev bitmiş oluyor. Oyunda uzayda geçen hiçbir boss dövüşü olmadığı için uzay dövüşleri de sadece sağa sola bakıp sınırsız mermisi olan geminizle etrafa lazer atmanın bayağılıyla epey sıkıcı hale geliyor ve sizi bitse de gitsek moduna sokuyor. Oyunun kombat anlamında vaat ettiği şeylerden sonra bu tekdüzelik bence en büyük eksisi olmuş.
Gücü Biraz Daha Kullansalarmış İyiymiş
Günün sonunda elimizde kocaman bir Star Wars oyunu var. Aynı zamanda yapılmış en büyük LEGO oyunuyla da karşı karşıyayız. Ancak bu büyüklüğün içi ne kadar doldurulmuş derseniz, yeteri kadar değil derim. Bölümlerin bazılarında iki farklı yol izlemek dışında hiçbir çeşitlilik olmaması, dövüş sekanslarının ilk bir saat sonrasında tamamen aynı şekilde ilerlemesi ve kyber tuğlalarıyla az sayıda gemi hariç bulmacalar olmaması gerçekten hayal kırıklığı yarattı. Tabii oyunun bir yandan da çocuklar için yapıldığını unutmamak lazım. Her ne kadar çok sayıda koca koca Star Wars hayranı oyunu iple çekse de bir LEGO oyunundan bahsediyoruz.
Yine de devasa karakter havuzu, çok sayıda gezegenin oynanabilir hale gelmesi ve muhteşem mizahıyla The Skywalker Saga bir Star Wars hayranına epey eğlence vaat ediyor. Oyun gezip dolaşayım, biraz karakterlere bakayım, "aa bunun LEGO olanı da mı varmış" diye meraklanma gözüyle bakarsanız aldığınız keyif biraz daha yükselecektir. Zaten kimse çok ciddi bir oyun beklemiyordu. Lakin ülkemizdeki fiyatları da düşününce sanki bu tekdüzelik böyle fiyatlara biraz fazla gibi.
Başlıklar
Devasa Skywalker külliyatına uygun devasa bir LEGO oyunu. Ancak bu kocaman oyun içerisinde dönüp dolaşıp aynı şeyleri yapmak epey can sıkıcı. Star Wars ile pek alakalı olmayan birisi birkaç bölüm sonra oynamaya tenezzül etmeyebilir.
- Dokuz filmde gördüğünüz, duyduğunuz, anımsar gibi olduğunuz neredeyse her karakter var
- Hem LEGO'nun kendine has mizahı hem de Star Wars referanslarıyla epey güldürmeyi başarıyor
- Yeni üçlemeyi ve bilhassa The Rise of Skywalker'ı bile eğlenceli hale getirmeyi başarmış
- Devasa bir galaksi, gidilebilecek çok fazla gezegen ve uzay gemisi keşfedilmeyi bekliyor
- Yan görevlerin bazıları gerçekten çok yaratıcı ve eğlenceli
- Devasa bir galaksi olmasına rağmen özellikle işin uzay kısmı epey boş kalmış
- Gezegenlerin içerisinde ise ya birkaç tane gemi ya da sonsuz tane kyber kristali dışında yapacak çok az şey var
- İlk bir saatten sonra dövüş sistemi birebir aynı kalıyor, üstüne bölümler de bir süre sonra birbirine benziyor
- Görevde miyim? Değil miyim? kargaşasına alışana kadar epey kafa karıştırıyor