Lost Ark - İnceleme
Doğuya has macera! (ama bu sefer izometrik)
Lost Ark ile alakalı bir şeyler yazıp çizmeden önce şu bilgiyi vermek şart: Lost Ark esasında Aralık 2019’dan beri Güney Kore’de boy gösteren fakat bu süre boyunca Batılı oyuncuların radarında olan bir DVO. Uzun lafın kısası sanılanın aksine Lost Ark yeni bir oyun değil, 2-3 yaşlarında. Hatta öyle ki geliştirilmeye de ta 2011’de başlanıyor. Steam’den indirip oynadığımız Lost Ark, oyuncular arasında kısaca “Batı sunucusu” olarak adlandırılan fakat Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’da bulunan “özel” bir versiyon. Bunları belirtmekte fayda var çünkü kimi zaman kimi kusurları bu bilgiye temellendirerek sineye çekebilirsiniz fakat kabul edilemeyecek seviyede şeyler de yok değil.
Oyunun yaşını bir kenara bırakacak olursak Lost Ark izometrik kamera açısından oynanan bir DVO. Üstelik oynaması da ücretsiz. Bir diğer deyişle bu topraklarda oyuncusu bol olan bir tür. Erken 2000’lerde internet kafeleri de kasıp kavuran ve oyuncuların evlerine de sıçrayan bu oynaması ücretsiz DVO atmosferi kalıcı bir şekilde yer edinerek bir “kültüre” dönüştü. Grind denen şey “kasmak”, character selection ise “çar atmak” oldu ve dilimize yerleşti güzel ülkem Türkiye’mde. Her ne kadar izometrik kamera olsa da Lost Ark’a Türk oyuncular tarafından oldukça talep var. Sunucunun adını duyduktan sonra pek şaşırmayacaksınız, Mokoko’da Türk nüfusu gözle görülür büyüklükte mesela.
Kafamızı globale çevirdiğimizde de işler tıkırında! Server yoğunlukları yüzünden oyuna girememeler, sıra beklemeler ve Steam istatistiklerine aynı anda 1 milyondan fazla oyuncu görmeler New World’ten ağzı yanan Amazon Games’e “Lost Ark için de üflemeye gerek yok ya!” demeye itiyordur ki hiç şüphesiz. Peki gerçekten üflemeye gerek yok mu? Bu bir hype treni mi, yoksa insanlar bu uzun soluklu maceraya hazır mı? Asmongold bu diyarlardan çekip gittiğinde oyuncu sayısı direkt 100 binlere inecek mi, yumuşak bir düşüşle tesirini azaltabilecek mi? Daha vahimi: Bu bir Kore DVO’su, yani P2W mi? O zaman buyrun sohbete!
Ölene kadar Mokoko
Hiç evelemeden gevelemeden çıkaracağım ağzımdaki baklayı: Lost Ark’ın hikayesi de anlatımı da çok kötü. Örnek vermem gerekirse oyunun başından beri topladığımız Mokoko tohumlarının ne anlama geldiğini 20-25 saatlik bir oyun “mesaisinden” sonra öğrenebiliyoruz. Öte yandan sıkıcı karakter kadrosu ve DVO’ların kronik bir sorunu olarak tasarımdan nasibini almamış quest’lerle birlikte endgame’e giden yol, aralara serpilmiş zindanlar haricinde keyifli olmanın yakınından bile geçmiyor.
Burada aslında tartışmamız gereken şey “DVO’lardan hikaye beklentisine girmeli miyiz?” sorusu. Kendi adıma konuşmam gerekirse sıfırın altında bir hikaye beklentisiyle oynuyorum DVO’ların başına. Çünkü karakter gelişimini hissettirmek, endgame’de güçlü ve dolu bir içerik vermek gibi daha mühim dertleri olmalı DVO’ların. Bu zihniyette olmama rağmen Lost Ark’ın anlattığı hiçbir öyküyü sevemedim. Kırk kilometre öteden tahmin edilebilecek ve hatta kendini tekrar eden hikaye sekansları oyuncuya “bitse de gitsek” dedirtiyor ne yazık ki.
Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Lost Ark’ta hiçbir yan görevi yapmanıza gerek yok! Ana quest’leri oynamaya devam edip senaryoda devam ederseniz zaten maksimum seviye olan 50’ye çok rahat erişiyorsunuz. Yapmanızın önemli olduğu yan görevleri mora boyayarak sizi büyük bir yükten kurtarmış geliştirici ekip. Lakin yan görevleri yapmamayı tercih ettiğiniz için hamallık görevlerinden kurtulduğunuzu sanmayın! Quest’ler için “tasarımdan nasibini almamış” demiştim hatırlarsanız. Fakat “DVO’ların kronik sorunu” da demiştim. Git şu mektubu adama ver, iki tane çiçek topla, beş tane yaratık kes gibi yan görev olacak birçok element ana quest’lerde de bol bol var. İnanılmaz sıkıcı olduklarını kabul ediyorum fakat sineye çekebiliyorum.
Hikayeden bile keyif almamışken diyaloglara neden dikkat ettim bilmiyorum ama diyaloglar da aşırı özensiz yazılmış ve sırf havalı gözüksün diye kasıntı bir hâl almış. Bunun için de birkaç örneğim var. Adımızı soran bir NPC’ye cevap verdiğimiz zaman “[karakter adı] demek… Ne benzersiz bir isim!” diyor. O sırada karakterine “John” ismini veren başka bir oyuncuyla o diyalogu aynı anda okuyoruz… Ya da, sınıflardan ileride bahsedeceğim ama, bazı sınıfların birden fazla alt sınıfı bulunmuyor ve oyunun başında inatla bir “Kaderini seç!” havası hakim. Mevzubahis “kader seçme” ekranı geldiğinde sadece bir tane seçenek ile karşılaşınca basıyorsunuz kahkahayı.
Sınıfı şartlı geçti
Kimsenin DVO’ları hikayesi için oynamadığına ikna olduk. Bu da bizi oynanış, dövüş ve sınıf sistemine getiriyor. İşte Lost Ark’ın parladığı yer burası: Savaş sistemi inanılmaz keyifli! Oyunla ilk karşılaştığımda “Keşke izometrik kamera yerine alışılagelmiş kameraları tercih etselerdi.” demiştim fakat bu dediğimi ağzıma tıkadı. Gerçi “zor raid” içeriği olarak bullet hell’e dönüşmek gibi izometrik kameranın rahatlığını kullandığı tembel tasarımlar da var dürüst olmak gerekirse.
Lost Ark’ta hasar çıkartmak için düz vuruşlara değil becerilere odaklanıyoruz. Oyunda “düz vurmak” becerilerinizin yeniden dolmasını bekleyene kadar yapacağınız bir eylem sadece. Becerilere odaklı oyun tarzı, karakterlerimizin oyun alanında etken olarak bulunmasını teşvik ediyor. Bu becerilere tepki veren düşmanlar da eklendiği zaman oyuncu “Ne döktürdüm be!” demekten kendini alamıyor ve keyfine keyif katıyor.
Savaş sisteminden asıl keyfi temin etmek için sizin oyun tarzınıza en yakın sınıfı doğru seçebilmenizin de payı büyük. 5 sınıf, bu 5 sınıfın altında 15 adet alt sınıf bulunuyor. “Hepsinin oynanışı birbirinden inanılmaz farklı hissettiriyor!” demeyi biraz iddialı buluyorum açıkçası. Çünkü Lost Ark’ın düşmanla çatışma yapısı alan etkili becerilerle oda temizlemek üzerine kurulu. Bunun keyfi, hele ki takım arkadaşlarıyla kombo çıkarınca, gayet yüksek seviyelerde sorunum orada değil. Hal böyle olunca hemen hemen her sınıfın alan temizleme becerisi oluyor.
Aşağıdaki video, oyunun resmi internet sayfasındaki sınıf tanıtımlarından bir kolaj. Bu videodaki bütün alt sınıflar birbirinden farklı olsa da esasında hepsi “lineer bir şey atmak” üzerine kurulu. Evet kimisi kırmızı, kimisi mavi, kimisi silah, kimisi de tekme. Fakat oynanış olarak devasa farkları bulunmuyor.
Sınıfların birbirine benzeyen becerileri olsa da farklılaştıkları kısımlar endgame’de ve PvP’de kendini daha çok hissettiriyor. Bu da abartısız 40-50 saatlik bir oynanış süresi demek! “Kanka 900. bölümden sonra açılıyor ya…” denmesinden pek haz etmeyen biri olsam da Lost Ark bu konuda başka hiçbir şans bırakmıyor.
Lost Ark’ın sınıflar konusunda bir fiyaskosu var ki o da bazı sınıfların bazı cinsiyetlere zorunlu kılması. İyileştirmeci destek büyücüsü Bard’ı mı oynamak istiyorsunuz? Ha ha! Eğer istiyorsanız illa ki bir kadın karakter yaratmak zorundasınız. İlk başta “Evlilik gibi bir şey mi var oyunda, kadın-erkek nüfusunu homojen mi tutmak istiyorlar?” diye düşündüm ama yine de optimum çözüm bu değil. Karakter yaratma ekranı verip istediği cinsiyeti seçmemesi nedir hocam?!
DVO’ların Diablo’su (ehe)
Lost Ark’ın ana quest’leri sıkıcı olabilir fakat bu quest’leri yapmaya teşvik etmesi için elinde muhteşem bir koz var: Endgame! Oynaması ücretsiz bir oyun için gerçekten hem eğlenceli hem de güzel etkinlikler sunuyor Lost Ark. Üstelik bu etkinlikleri yaparken elde ettiğiniz eşyalar işinize bolca yaradığından herhangi bir “hamallık” hissi de vermiyor.
Kişisel olarak endgame’de gözlemlemeyi en çok sevdiğim şey karakterimin gelişimidir. İlk seviye bir zindanda zar zor hasar çıkarırken, ilerleyen zamanlarda MVP ekranında boy göstermek kadar hoş hissettiren az şey var. Lost Ark’ın endgame aktiviteleri de bu hissi tahmin ettiğimden de başarılı veriyor. Üstelik bu “karakter gelişimini” sadece sunum olarak da değil tasarımsal anlamda da gayet hissettiriyor. Düşmanlarınızın hakkından daha hızlı gelmek ya da hareket şeması gittikçe zorlaşan boss’larla kapışmak gibisi yok!
Lost Ark’ta dikkat çeken 4 adet endgame içeriği var: Chaos Dungeon, Guardian Raid, Boss Rush ve Tower. İlk başta bu sayı az gibi gözükebilir fakat devasa olan haritanın her yerine dağılmış çeşitli item level’lı varyasyonları durumu kurtarmaya gayet yetiyor. Ayrıca oyunun “uzun bir serüven” kısmı işte tam olarak burası. Eşya geliştirmeye yarayan materyaller düşmeyi kesse de bunları takasla elde etmenize yarayan materyal ama az ama çok bir şekilde düşmeye devam ediyor. En kaba DVO tabiriyle eşyalarına artı basmak isteyen, Lost Ark’ın dilinde “Gear Honing” olan bu işlem için endgame içeriğini tekrar tekrar oynamak farz oluyor.
Endgame içeriğiyle alakalı olmasa da teknik olarak hoşuma giden şeylerden birisi de farklı sunuculardan insanların aynı etkinlikte bulunabilmesi oldu. DVO’lar için oldukça demode kalmış bir eklenti esasında bu, insanların 2022’de çok da etkilendiği bir şey değil. Fakat bence yine de değinilmesi gereken bir konu. “Party Finder” seçeneği sayesinde siz Mokoko’da oynuyorken Inanna’da oynayan arkadaşınıza rahatlıkla katılabiliyorsunuz.
100 saat oynanış, 75 saat bekleyiş
Şunu belirtmekte fayda var: Lost Ark öyle günde 1-2 saat oynayarak gelişebileceğiniz bir oyun değil. Bir DVO’ya yakışır şekilde sizden uzun ekran süreleri talep ediyor. Böylesi bir durumda mühim olan bir şey var: Ekran süresini ne kadar doğal, ne kadar suni şekilde uzatıyor. Bu kritiğe de hakkıyla cevap veremiyor ne yazık ki Lost Ark. Yani “Tamamen doğal bir akışı var!” diyemediğim gibi “Yapay kere yapay bir uzatış var.” da diyemiyorum.
Öncelikle size “suni olarak ekran süresini arttırmak” derken neyi kastetmek istiyorum onu açıklamak isterim. Şöyle ki, aslında hiçbir şekilde oyuncuya mücadele olarak sunulmayan fakat yine de zaman harcamak zorunda kaldığı şeylere bu yakıştırmayı yapıyorum. Örneğin ata binermek gibi herhangi yönlendirmeli bir şey yaparken düşmanlardan hasar alırsanız bu sürecinin yarıda kesilmesi. E düşmanlar da agresif olduğundan bu sizin karar verdiğiniz bir şey de değil. Sadece sinirinizin bozulduğuyla kalıyorsunuz. Ata binmek ya da ışınlanmak istiyorsanız önce oradaki düşmanları öldürmeli, ondan sonra istediğiniz yönlendirmeli eylemi gerçekleştirmelisiniz.
Bir diğer “suni” örneğim de açık dünyadaki bir eşya ile sadece bir kişinin etkileşime girebilmesi. Ana senaryoda ilerlemek için yapmanız gereken yegane şey parlayan eşyaya sağ tıklamak olsa da hâlihazırda tıklayan diğer insanlar yüzünden kelimenin tam anlamıyla sıra bekliyorsunuz. Bu anlattıklarım ilk bakışta birkaç saniyelik rahatsız etmeler gibi görünebilir ve hatta “Yahu bundan da şikayetçi olmazsın be!” diye içinizden geçiriyor olabilirsiniz. Bu zımbırtı bir kere, iki kere olsa eyvallah da neredeyse oyunun tamamına hakim olduğundan sinir bozuculuk toleransı oldukça azalıyor.
Açıkçası bu kararların yanlış yapılmış bir tasarım yerine bilinçli bir şekilde verilmiş “kötücül” kararlar olduğunu düşünüyorum. Gerçi Lost Ark bu tip numaraları yapacak kadar içi boş bir oyun mu, pek sayılmaz. Her ne kadar iç şişirici olsa da ana senaryo felaket uzun ve adalardan materyal toplamak oyuncuyu bayıcı derecede olsa da gayet bol.
E rol de mi yapmayah?!
Lost Ark’ın sürekli DVO ve izometrik kamera olmasından bahsediyorum fakat aynı zamanda Lost Ark bir rol yapma oyunu! Spoiler alert: Kimi yerlerde iyi, kimi yerlerde kötü bir RYO. Diyalogların çok kasıntı olduğundan zaten bahsetmiştim. Oyun bazı yerlerinde oyuncuya diyalog ve hikaye sekansı seçim fırsatı veriyor ama bu konuda aşırı kötü bir profil çiziyor Lost Ark. Öyle ki “Kurtar/Öldür” ikileminden birini seçtiğiniz bir senaryoda hangisini seçerseniz seçin yine de oyun “Yoo :D” deyip tamamen kafasındaki olay örgüsünü gösteriyor.
Öte yandan oyunda Rapport adında bir romance seçeneği var. Sadece oyunun kendi seçtiği NPC’ler ile böylesine bir işe girişiyor olsanız bile oyuna “Charisma, Kindness, Wisdom” gibi stat’lar eklemiş. Üstelik karakterlerin huyuna suyuna giderseniz, bir diğer deyişle onlara kur yapar yürürseniz sizi çeşitli seviyelerde ödüllendiriyorlar. İlk aşamada değersiz ödüller verdiklerini kabul ediyorum ama üst seviye ödüller kalıcı olarak çeviklik gibi inanılmaz kritik şeyler olabiliyor.
Oyunda yok yok. Görünüş mü stat mı kavgasına son veren Transmog sistemi, kart sistemi, becerilerinizi güçlendirmeniz için beceri kitabı sistemi, taş sistemi… Her DVO’da bulunan sistemler anlayacağınız. İçlerinde farklı ve bahsetmeye değer bulduğum Stronghold sistemi. Araştırma merkezleri kurabildiğiniz; iksir, bomba gibi mühim savaş ekipmanları üretebildiğiniz bir yer burası. Fakat geliştirmek için Clash of Clans misali “12 saat bekle ya da para ver” muhabbetlerini çok gereksiz buldum. Burada üretilen şeylerin değersiz olduğunu söylemiyorum ama daha bir sunumla ve daha kabul edilebilir bir sistemde yeniden ele alınabilirmiş.
Parayı veren düdüğü %50 daha hızlı çalar
Hazır para konusu açılmışken oynaması ücretsiz olan her oyunda duyulan o haklı korkudan bahsetmezsek olmaz. İşbu oyun bir de Kore yapımı olunca pay to win olma ihtimali daha da fazla oluyor malum. Lost Ark, pay to win konusunda Koreli diğer türdaşlarından daha kabul edilebilir bir formda. Fakat bu oyunun masum olduğu anlamına da gelmesin. Öncelikle süre bazlı bir premium sistemi var. Oyunda ticaret için kullanılan altın ile gerçek para vererek aldığınız elmaslar arasında geçiş yapabilmeniz var. Her ne kadar bu pay to skip örneği olsa da 12 saat gibi uzun üretim zamanlarını para vererek geçebildiğinizi de söylemiştim. Tüm bunları kurtardığı yer PvP’de eşya seviyeleri devre dışı bırakılıyor. Bir diğer deyişle iş, oyunu ne kadar oynadığınıza ve reflekslerinize kalıyor.
Esasında Lost Ark’ın en büyük kabahati aynı anda her şey olmaya çalışması. Bu da “iyi bir tane sistem” yerine “ortalama ya da ortalamanın üstü bir sürü sistem”in var olması anlamına geliyor. Hikayesi, quest tasarımı ve ekran süresini arttıran suni elementler hariç olmak üzere Lost Ark’a kötü bir oyun demeye yüreğim el vermiyor.
Öte yandan Lost Ark’ın yaşından da mütevellit içerik konusunda da herhangi bir sıkıntı yok. Bu da radikal oyuncu düşüşlerinin yaşanmayacağı anlamına geliyor. Evet sosyal medyadan, özellikle Twitch’ten, azalarak bittiğine tanık olacağız ama bu artık her çevrimiçi oyun için yapılan “Öldü abi ölü oyun” yorumunun doğru olduğu anlamına asla gelmiyor.
Başlıklar
Path of Exile’ın felaket detaylı olmasından ötürü “insan oynayacak bunu kardeşim!” dedirten sisteminden korkuyor, fakat yine de bu türe bir göz atmak istiyorsanız Lost Ark sizin için biçilmiş kaftan. Yaşlarından ötürü karşılaştırmak çok mantıklı değil ama WoW, FF14, Destiny gibi piyasanın en iyi DVO’larını halihazırda oynayanlar için Lost Ark ancak yancı olabilir.
- Aşırı eğlenceli savaş sistemi
- Oyuncuyu oyunda uzun süre tutabilecek kadar içerik
- Dolu ve tekrar tekrar oynaması sıkmayan endgame içeriği
- Devasa bir harita ve gemiyle açık denizlerde dolaşabilmek
- Tamamen beceriye dayalı bir PvP
- Tahmin ettiğinizden de sıkıcı ana senaryo
- Kötü kere kötü quest tasarımları
- Ekran süresini arttıran suni elementler
- Pay to win’in kıyılarında dolaşması