NBA 2K25 - İnceleme
Daha iyisi yapılana kadar (gelecek sene?) en iyi basketbol oyunu bu!
Ne kadar süredir bilgisayarda ve konsollarda basketbol oyunu oynadığımı hatırlamaya çalıştığımda hafızam beni 1996 yılına, Sega Mega Drive üzerinde NBA Live 97 oynadığım zamanlara götürüyor. Oyun kartında hafıza olmadığı için atariyi (o zamanlar konsol kelimesi henüz kelime dağarcığımıza girmemişti) kapatınca tüm ilerlememizi kaybettiğimiz yıllardan bahsediyorum. Hiç unutmam, orta okuldaki bir arkadaşım (ismi Onur’du, buraları okuyorsan kendini biliyorsun!) oyundaki kaydı kaybolmasın diye 29 gün boyunca atariyi hiç kapatmayarak adaptörünü yakmıştı. O günden bugüne basketbol oyunları değişti, e tabii Çelik de değişti… Uzun lafın kısası NBA 2K serisini yakında takip etmekle, her yıl satın almakla ve severek oynamakla birlikte, yıllardır türü tek başına ayakta tutan NBA 2K serisinin seçimlerinin tümünün bana hitap etmediğini de belirtmem gerekiyor. Bu detaylar bir yana, NBA 2K25 gerçek bir NBA maçına en yakın oyun deneyimini bizlere sunma hususunda kesinlikle çok başarılı. Peki bu kendisini mükemmel bir oyun olarak addetmek için yeterli mi, gelin buna yazının sonunda karar verelim…
ProPLAY geliştirmeleri
NBA 2K24 ile tanıştığımız ve 2K’in “geleceğin spor simülasyonu teknolojisi” olarak tanıttığı ProPLAY, basketbolcuların hareketlerinin son derece gerçekçi bir şekilde oyuna aktarmalarını sağlayan bir teknoloji olarak tanımlanıyor. İlk olarak geçen sene dikkatimizi çekmiş olan bu teknoloji NBA 2K25 ile iyice geliştirilmiş. 1500’ü top sürme olmak üzere 9000 yeni ProPLAY animasyonu oyuna eklenmiş. 1100 adet yeni şut animasyonu (rakamları kafadan atmıyorsunuz, değil mi?) da cabası... Bitti mi? Bitmedi! Bir de yanında 1300 topsuz oyun animasyonu ve 150 imza hareket vermiş bize 2K. Şimdi rakamlar bir şey ifade etmiyor olabilir tabi size. Ama daha ilk oyunda bu eklemelerin oynanış olarak neye tekabül ettiğini görebiliyorduk. Oyun hiç olmadığı kadar gerçekçi, hiç olmadığı kadar akıcı olmuştu. NBA 2K25 çok daha iyi görünüyor. Süperstar oyuncuların alametifarika dripling şekillerini, esnekliklerini, patlayıcılıklarını oyuna muhteşem bir şekilde aktarmışlar. Geçen seneye göre büyük bir adım olarak görüyorum bu yeniliği. ProPLAY bu sene özelinde benden geçer notu almayı başarıyor ve bana oyunu sevdiren ana etmenlerden biri oluyor.
Oyun modlarındaki yenilikler
Oyun modlarında kayda değer büyük bir yenilik göze çarpmıyor açıkçası. 2K’in büyük bir potansiyel gördüğü The City şehri henüz ilgi çekici ve oyuncu dostu olmaktan uzak bir ortam sunuyor. Kontroller ve animasyonlar hantal ve 2K’in oyuncuları buraya yönlendirmeye çalışması fazla zorlama duruyor. The City belki bir gün güzel bir arayüzle ve doğru mekaniklerle hoş bir noktaya gelecek ama henüz o noktaya ulaşamadığı açık seçik ortada.
MyTEAM yine birçok oyuncunun favori modu olmayı sürdürecektir. Kart toplama yöntemiyle hayalinizdeki takımı kurma fırsatı vermesiyle ve “Dur şu görevi de yapayım, sonra gider bir çay koyarım” dedirtmesiyle saatlerinizi gömebileceğiniz bir oyun modu. Bu moda dair NBA 2K25 bağlamında değinilmesi gereken en önemli detay açık arttırma sisteminin geri gelmesi olacaktır. Oyunculardan gelen geri bildirimler doğrudan çöp kutusuna atılmamış demek ki...
Bir takımın genel müdürü olarak saha içi ve saha dışı tüm işlerini yönettiğiniz MyGM modu yine oyundaki yerini koruyor. Bu moda dair ekleyebileceğimi kayda değer bir şey yok açıkçası. Bu modu sevenlere Allah’tan sabır diliyorum. Ben boğuluyorum valla bu modda.
MyCAREER modu da alışılagelmiş tek kişilik bir senaryoda, MP isimli genç bir oyuncuyu yönettiğimiz ve NBA’de kendisine bir kariyer çizmeye çalıştığımız konseptte ilerliyor. Şaşırdık mı, ı ıh...
MyCourt’un da geri döndüğünü söyleyelim. The City üzerinden erişebildiğimiz kendimize ait bir antrenman tesisimizin olması keyifli.
Play Now, adı üstünde hemen maça dalabileceğiniz oyun modu olarak her zamanki gibi misafir geldiğinde oynamak üzere hazırda bekliyor bizi.
MyNBA ve Eras seçenekleriyle NBA tarihinin efsane dönemlerini tekrar tecrübe etmeyi de sürdürebilirsiniz. Bu sene yenilik olarak Steph Era ve Golden State dominasyonunu tekrar yaşayabiliyoruz. O döneme özlem duyanlar bir göz atabilir. Benden pas...
Değinmek istediğim bir diğer husus da Pro Stick Rhythm Shooting mekaniği. Artık standart şut (şut yazacağıma suç yazmışım yazının ilk taslağında, artık kafam nereye gittiyse...) mekaniklerine ek olarak oyuncu animasyonlarına uygun bir şekilde sağ stick’i kontrol ederek şu atmaya çalıştığınız, gerçekçilik odaklı bir mekanik eklenmiş oyuna. Ben alışmakta epey zorlandım doğrusu ve bilindik yöntemlere geri döndüm. Biraz daha uğraşacağım vakit ayırıp.
Yeni şut göstergesi
Her ne kadar NBA 2K25’i başlı başına bir oyun olarak görmek istesem de, bir devam oyunu olduğunu ve önceki oyunun üzerine inşa edildiğini es geçmek imkansız. Benim belki de eski oyunlara kıyasla bu sene alışmakta en çok zorlandığım değişiklik yeni şut göstergesiydi. Ok işareti şekline bürünmüş olan şut göstergesini çözene kadar ne serbest atışlar ne boş şutlar kaçırdım Allah bilir. Animasyon hızının oyuncudan oyuncuya değişiklik göstermesi bir kenara, doğru zamanda şutu çıkarmak da epey meşakkatli olmuş. Seneye bu ok gider, yeni gösterge gelir, demedi demeyin…
Oyunun sunum kalitesi bir NBA 2K oyunundan beklediğimiz kalitede. Yine gerçek bir NBA maçından farksız bir atmosfer var karşımızda. Bazen baktığım görüntü gerçek bir maç mı yoksa oyun mu ayırt etmekte zorlandığım oldu. Bu benim uykusuzluğumdan da kaynaklanıyor olabilir diyeceğim ama yok yok, bu sene görsellikte seviye atlamış oyun.
Oyunda zaman geçirmek büyük keyif gerçekten de. Menülerde dolaşmak bile ekstra bir eğlenceli geldi bana. Tam bu hususta, uzun zamandır NBA 2K serisinde beni rahatsız eden bir hususta ciddi bir geliştirme çarptı gözüme. Oyun için menülerde gezerken hep bir hantallık vardı eskiden. O hantallık bu sene biraz atılmış sanki. Yüklemeler daha hızlı ve menüler arası geçişler daha sorunsuz geldi bana. Olumlu bir geliştirme olarak yazıyorum kenara; benim için önemli bir ayrıntıydı bu.
Maç başlamak üzere
Oyuna eklenen irilik ufaklı daha çok sayıda yenilik ve geliştirme var ama ben tek tek hepsine değinmek istemiyorum açıkçası. Game as a service kapsamında sezon içeriklerini ve ödüllerini almak için bir sürü görev yapıyor olacaksınız tahmin edebileceğiniz gibi. Puanlar toplayacak, VC’ler kazanmaya çalışacaksınız. Kendi oyuncunuzu geliştirmeye, kişiselleştirmeye ve The City’de diğer oyuncularla kozlarınızı paylaşmaya çalışacaksınız. Tüm bunları daha hızlı ve eforsuz yapmak için de pamuk eller cebe gidecek her 2K oyununda olduğu gibi. Ben artık bu konuda yorumda bulunmanın faydasız olduğunu düşünüyorum. Bu oyunu alırken bu gerçeği bilerek alıyorsunuzdur artık sanırım. Oyunun değerlendirmesini de bu doğrultuda yapmak lazım. Tam bu noktada salary capli takımlarla yaptığımız online karşılaşmaların oyuncular arası eşitlik sağlama adına doğru bir deneme olduğunu da eklemek istiyorum.
Toparlarsak, NBA 2K24 üzerine yapılan eklemeler ve geliştirmeler oyunu bir adım daha ileri taşımış diyebilirim. Benim açımdan NBA 2K24’ün ilerisinde ve oynaması daha keyifli bir yapım var karşımızda. Elbette ortada devrimsel bir yenilik yok ve temelde yenilenmiş kadrolar ve irilik ufaklı eklemeler ve çıkartmalarla karşımızda olan bir yapım NBA 2K25. Fakat net olan şu ki, serinin çatısını yükseltmeyi başarmış 2K. Ben maç yaparken, görev tamamlarken ve oyunda vakit geçirirken son yıllarda hiçbir NBA oyununda eğlenmediğim kadar eğlendim. Sezonlar ilerledikçe oyuna destek vermeyi sürdüreceğini biliyoruz 2K’in. Bakalım oyun bu süreçte ne kadar değişecek ve gelecek yıl serinin yeni üyesinde ne gibi geliştirmeler göreceğiz. Ben maça kaçtım, kib bye...
Başlıklar
Oynanış olarak çok daha akıcı, görsel olarak gerçeğe çok daha yakın bir oyun var karşımızda. Sunum olarak da yine iş çıkartmış Visual Concepts ve doyurucu ve uzun soluklu bir basketbol deneyimi için NBA 2K25’in tek adres olduğunu bir kez daha ilan etmiş.
- Serinin en akıcı ve gerçekçi oyun deneyimi var karşımızda
- 2K oyuncu geri bildirimlerini dikkate almış ve yanlışlarının bir kısmından dönmüş
- Bir basketbolsever için doyuruculuğu tartışmasız içerik ve sınırsız kişiselleştirme seçenekleri
- Sunum olarak yine çok başarılı bir oyun var karşımızda
- Oyuncunuzun seviyesini yükseltmek için lütfen akbil basınız
- Bazı yeni tasarım tercihleri olmamış, seneye kesinlikle değişir
- Geçen seneki oyunun güncel kadrolusu değil mi bu?
- The City’nin gitmesi gereken daha çok yol var
İsmim Onur. Baştaki hikayenin çok benzerini bende yaşadım. Kafamda deli sorular oluştu dedim paralel evrende Ufuk benim arkadaşım mıydı? Yok ama tanımıyorum sizi. Ben NBA Live 98 de başladım galiba benim hikaye PS1 ile yaşanmıştı :D