Shadow Gambit: The Cursed Crew - İnceleme
Bu mürettebat gerçekten de lanetliymiş :(
Bu son birkaç ayda okuduğunuz üçüncü Shadow Gambit: The Cursed Crew yazım olacak. Önce oyunun özel basın gösterimine katılıp nelerle karşılaştığımı yazmıştım, sonra oyunun özel demo sürümünün suyunu çıkarmış ve ilk bakış izlenimlerimi yazmıştım. Benden Shadow Gambit okumaktan sıkılıp ‘sadede gel adamım, bir yazı daha okumakla uğraştırma bizi’ diyenler ve yazının sonuna bakmaya da üşenenler için hemen spoiler vereyim. Shadow Gambit: The Cursed Crew benden 8,5 aldı.
Oyun gerçekten de Mimimi’nin geldiği noktayı sonuna kadar temsil ediyor. Shadow Tactics ve Desperados 3 ile iyice sağlamlaştırdıkları ve geliştirdikleri temel üzerinden diğer oyunlara çok benzeyen ama bir o kadar da farklı bir macerayla karşımıza çıkmışlar. Hiçbir şikayetim yok, müthiş keyifli bir oyun.
Ama bir yandan da Mimimi’ye o kadar kızgın ve kırgınım ki, şu oyuna 3 verip tepkimi göstermemek için kendimi zor tutuyorum. Niye mi? Yahu mağarada mı yaşıyorsunuz siz kuzum? Shadow Gambit yayınlandıktan kısa bir süre sonra Mimimi Games stüdyoyu kapatmaya karar verdiklerini açıkladı. Bu kadar başarılı bir oyunun ardından, Commandos türünü yaratıcısı Pyro Games’ten bile iyi icra eden ve benim favorilerim arasında olan bu stüdyo bir anda tarihin tozlu sayfaları arasına karışmaya karar verdi. Yani olağanüstü bir gelişme olmazsa bu oyun türü yine aramızdan ayrılmış olacak. Gerçekten çok üzgünüm ve Mimimi’nin bu kararını da hala anlayabilmiş değilim. Acaba 3 versem ‘ya Eser’i de çok üzdük be’ falan derler mi acaba? Ama yok, kıyamadım işte. Bu oyunun hakkı net 8,5 çünkü.
Mimimi önceki oyunlarında çoğunlukla gerçekçi ve hatta tarihsel bağları olan konuları işlemişti. Hoş Desperados 3’te doğaüstü güçlere sahip olan, zihin kontrolü yapabilen vudu büyücüsü Isabelle Moreau ile tanışmıştık ama bunun dışında büyük ölçüde gerçekçilik ön plandaydı. Shadow Gambit: The Cursed Crew’da ise bunun tam tersi bir durum söz konusu. Korsanların altın çağına gidiyoruz gitmesine ama tamamen alternatif bir dünya bu. Denizlerde lanetli korsanlar var, onları avlayan ve yine değişik güçlere sahip engizisyon var, konuşan gemiler var, var da var.
Bu sefer başrolde Afia Manicat var, kendisi Red Marley gemisinin mürettebatına katılıyor ve geminin kaptanının efsanevi hazinesinin peşine düşüyorlar beraber. Red Marley üzerinde aynı zamanda bir sürü de eski mürettebat cesetleri var. Oyunda görevler yaparak Kara İnci’ler buluyor ve bu incileri kullanarak mürettebatı tek tek diriltiyoruz. Her bir tayfa kendine has özelliklere, doğaüstü yeteneklere ve görevlerde kendisine ve ekibine avantaj sağlayacak becerilere sahip. Bazıları dikkat dağıtma ustası, bazıları suikast; bazıları yüzebiliyor, bazıları ortama ayak uydurma konusunda eşsiz. Dolayısıyla mürettebatı diriltme sıramız görevleri doğrudan etkiliyor, ama hiçbir zaman seçtiğiniz ekip yüzünden görevi bitiremediğiniz olmuyor. Mimimi her görevi öyle büyük bir itinayla tasarlamış ki birbirinden alakasız üç karakterle bile belki biraz zorlanarak, belki normalden daha uzun sürede, ama mutlaka bitirebiliyorsunuz görevleri.
Oyunun temeli doğaüstü güçler üzerine kurulmuş evet, ama türün klasik oynanışı olduğu yerde duruyor. Bu sefer görevlerimiz adalarda geçiyor, adaya hangi noktadan çıkacağımızı seçiyoruz, hedefe ulaşana kadar bir sürü düşman bayıltıyor veya öldürüyoruz, görüş konilerine yakalanmamak için azami gayret sergiliyoruz ve görevi bitirdikten sonra çıkışa gidip kaçıyoruz. Oynanış tamamen önceki oyunlar gibi yani, kendinizi evinizde hissetmeniz için tüm koşullar sağlanmış durumda. Ama sanmayın ki oyun basit, görevler kolay. Hele kendinize birkaç challenge verir, görevlerin badge’lerini bir arada yapmaya çalışır, üstüne üstlük bunu üst zorluk seviyelerinde denerseniz Shadow Gambit’in ne kadar da ustalıkla örülmüş bir yapıya sahip olduğunu daha iyi anlarsınız. Normalde belki 20 dakikanızı alacak bir görevde 3 saat harcayın, mesela aynı görevde hiç kimseyi öldürmeyin, hiçbir dikkat dağıtma yeteneği kullanmayın, tek bir silah bile ateşlemeyin, bilmem hangi taraftaki merdiveni kullanmayın ama tüm Prognosticar’ları da öldürmeyi becerin, sonra gelip konuşalım zorluğu :) Zaten Mimimi’nin oyunlarında en sevdiğim şey görev zorluğunu kendi koyduğunuz kurallara göre artırmanın tamamen sizin elinizde olması. Shadow Gambit de bu bakımdan üzmedi.
Tayfamızdan biraz bahsedeceğim ama önce düşmanları konuşasım var biraz. Oyunda yine öncekiler gibi belli sayıda düşman var ve bunlar farklı zorluk seviyelerine sahip. Acolyte en kolay bertaraf edilenleri, Iudex uzun menzilli görüşe sahip gözcüler ve yanlarına ulaşmak biraz daha zor, Commissarius sadece çok kısa süre dikkatini dağıtabileceğiniz, sizi takip etmeyen düşman çeşidi. Yepyeni bir düşman olarak Kindred var mesela, bunlar birbirine psişik olarak bağlı iki kişi ve ikisini de aynı anda indirmeniz lazım, yoksa birbirlerini diriltiyorlar. Prognosticar ise en zoru, bunlara saldırmaya yeltenen tayfanızı anında paralize ediyor ve o sırada bir başka tayfa ile işini bitirmeniz gerekiyor (her Mimimi oyununda öldürmek için iki kişi gereken bir baş düşman vardır ya, o işte). Bu düşmanların harita yerleşimleri bir hayli başarılı, hele aynı anda hem Kindred’lerden, hem Prognosticar’dan kurtulmanız gereken yerlerde ter döküyorsunuz, hele ki Prognosticar’a da eşlik eden biri varsa.
Shadow Gambit bizi sürekli bir şeylere karar vermeye yönlendiriyor. Sadece görev içlerinde değil, o an aktif olan birden fazla ada, yapabileceğimiz birden fazla görev olabiliyor. Hangi adaya gideceksiniz? O adaya hangi tayfayla çıkacaksınız? Hangi noktadan adaya çıkış yapacaksınız? Kaçış için hangi portalı kullanacaksınız? En sevdiğiniz tayfayı dinlendirip bir sonraki görev için bonus kazanmasını mı tercih edeceksiniz? Görev aralarında hangi tayfanın kişisel görevinde bir adım yapacaksınız? (Her görev arasında sadece tek bir tayfanın görevinde, o da bir adım ilerleyebiliyorsunuz). Yetenek yükseltme hakkı kazanınca ilk olarak hangi tayfanın yeteneğini güçlendireceksiniz? Sırada hangi tayfayı dirilteceksiniz? Oyun işte baştan sona böyle kararlar bütünü ve o yüzden de gerçekten sonucu aynı olsa bile oyunu oynayanların yaşayacağı deneyimler birbirinden farklı oluyor haliyle.
Bu farklılığı şöyle söyleyeyim. Tüm mürettebatı açtığınızda elinizde 8 karakter oluyor. Bu da üç kişilik görevlere başlarken 8’in 3’lü kombinasyonu kadar seçenek demek, yani tam 56 farklı kombinasyon. Daha bunun tek kişilik görevi de var, çok kişiliği de. Bu da aslında işin içine badge yapma vs de girdiğinde inanılmaz bir çeşitlilik ve tekrarlanabilirlik anlamına geliyor. Karakterler yönünden tek eleştirim ise stereotiplerinin dışına çıkamıyor olmaları. Mesela tamam Toya geminin aşçısı ama tüm muhabbeti de yemekler üzerine olmasındı. Ya da Quentin’in hazineler dışında da bir olayı olsaydı. Bu durum genel muhabbetlerde çok dikkat çekiyor.
Oyun grafiksel anlamda beni çok memnun etti. Özellikle de karakterlerimizin özelliklerine bağlı detayları bir harika. Örneğin Afia’nın kılıcı göğsüne saplı, saldırırken oradan çıkarıyor ve tekrar göğsüne takıyor. Benzer biçimde topçu Gaelle’nin karnında kocaman bir top deliği var :) Teresa müthiş bir keskin nişancı ama kör, gözlerinde hiç çıkarmadığı kırmızı bir kuşak var ve ağzından da sigarayı eksik etmiyor. Silahında kullandığı oku kendi ruhundan yapıyor, o yüzden attıktan sonra geri alması gerekiyor. Mesela Quentin sırtında bir hazine sandığı taşıyor ve parlak şeyler görünce gözü dönüyor, adamın olayı hazine toplamak. Bunlar dışında da adaların kendine has görselliği gerçekten de çok etkileyici. Bunun Mimimi’nin en iyi görünen oyunlarından biri olduğunu söylemem lazım, hele daha önceki yazımda da belirttiğim kuşbakışı haritadan zoom yaparak adaya yaklaşma olayı gerçekten de nefis.
Oyunun ana görevleri kadar yan görevleri de bir hayli yaratıcı ve eğlenceli. Zaten adamların son oyununu oynuyoruz, aman diyeyim ana görevlerle yetinmeyin. Captain’s Test adı altında mürettebatınıza özel yaptığınız yan görevler de, bu görevlerde oyunun sizden beklediği badge’ler de müthiş keyifli zaman geçirmenizi sağlıyor. Özellikle de oyundaki favori karakterim, kişisel ölüm makinem Toya’nın Toya’s Perfection görevini çok sevdim ama bunda cümlenin başından da anlayacağınız gibi kendisine olan düşkünlüğüm çok etkili. Bu badge olayı da mühim çünkü oyundaki badge’lerin %85’ini toplayınca sizi bir sürpriz bekliyor olacak. Ne olduğunu söylemiyorum, hiç ağzımı aramayın.
Sonuç olarak ben Shadow Gambit: The Cursed Crew’a Mimimi Games’in ustalık eseri gözüyle bakıyorum ama bu sanatçı ekibin en iyi işini ortaya koyduktan sonra yoldan çekilmesini de hala içime sindirebilmiş değilim. Muhtemelen sırf bu yüzden sizin de “keşke bitmese” diyerek ağır ağır, sindire sindire oynayacağınız bir oyun olarak Shadow Gambit: The Cursed Crew.
BİRAZ DA TÜRKÇESİNDEN BAHSEDELİM Shadow Gambit: The Cursed Crew tamamen Türkçe destekli olarak çıktı. Çeviriyi yine son zamanlarda bir çok başarılı çevirisiyle tanıdığımız AiBell üstlenmiş (incelemesini üstlendiğim çoğu oyunda kendileriyle denk geliyoruz zaten). Genel olarak AiBell çevirilerini ne kadar beğendiğimden inceleme bazında bahsediyorum. Shadow Gambit’te de çeviriler gayet güzel ama bu sefer görmeye alışık olmadığım seviyede imla hatalarıyla karşılaştığımı söylemeliyim ve bu da maalesef çeviriden alınan keyfi biraz baltalıyor. Durumu kendilerine de aktardım, sevgili Aybars bununla mutlaka ilgileneceklerini söyledi ama ilk büyük yama itibariyle henüz bir gelişme olmadı. Siz oyunu oynamaya başladığınızda büyük ihtimalle sorunlar giderilmiş olabilir ama eğer giderilmediyse de giderileceğini bilin. |
Başlıklar
Mimimi Games ustalık eserini Shadow Gambit ile verdikten sonra “bu işi zirvede bırakalım” diyerek hepimizi şok etti. Türü sevenler için mutlaka tecrübe edilmesi gereken bir oyun, lanetli mürettebatı bir de biz yalnız bırakmayalım.
- Görevler genel olarak çok yaratıcı
- Hangi karakter kombinasyonunu kullanırsanız kullanın “imkansız” durumlarla karşılaşmıyorsunuz
- Karakter dengelemeleri çok iyi yapılmış
- Müzikler ve seslendirmeler bir harika dostum!
- Öğreti kısmı çok yaratıcı ve karakterlere ısınmanızı sağlıyor
- Gerçekçilikten uzaklaşmış olması bazı oyuncuları mutlu etmeyebilir
- Karakterler stereotiplerinin dışına çıkmıyor
- Mimimi’yi niye kapatıyorsunuz kardeşim?!