SpongeBob SquarePants: Titans of the Tide - İnceleme
Bu kavga karnımı acıktırdı
Evet… Bu nasıl başlayacağımı bilemediğim incelemelerden biri. Çünkü oyunun neleri iyi yaptığını, hangi konularda problemli olduğunu biliyorum. Sorun şu: Diğer SüngerBob oyunlarından bahsetmeden nasıl yapacağımı kestiremiyorum. Battle for Bikini Bottom’ın remastered sürümü, The Cosmic Shake ve “serinin son halkası” Titans of the Tide her ne kadar birbirleriyle bir hikâye açısından bağlantı içermese de kesinlikle “devam oyunu” denen tabire uyuyor. Tabii ki ilk olarak “oynanış” anlamında. Bu saydığım oyunların hepsi 3 boyutlu platform oyunları. İkinci olarak da “serinin gelişimi” anlamında.
Oyunun kendisini anlatmaya başlamadan önce şunu da söyleyeyim: Purple Lamp, ilk “remastered olmayan oyunları” yani The Cosmic Shake için yazılmış bütün incelemeleri okumuş, artılar ve eksiler kısmına bakmış ve yeni ürünleri Titans of the Tide için bu yorumları ciddi derecede dikkate almış. Bundan %100 eminim. Çünkü bu oyun, The Cosmic Shake ne değilse o.
Yengeç Burger: Bir yemeyen pişman, bir de yiyen!
Titans of the Tide “oyunun ilk perdesinde” hikâye anlatmak konusunda çok hevesli davranınca çok şaşırmıştım. Baktım bayağı üzerinde uğraşılmış ara sahne var, oturuşumu falan değiştirdim. Efendim şöyle ki: Bay Yengeç sürümden kazanıp zenginliğine zenginlik katmak için Yengeç Burger’lere %50 indirim uygular. Bunu duyan Bikini Kasabası halkı kelimenin tam anlamıyla Yengeç Restoranı’nda izdiham yaşanır. Fakat bu indirimden sadece sıradan vatandaşlar faydalanmak istemez. Uçan Hollandalı tüm ihtişamı ve korkunçluğuyla… Herkes gibi sıraya girer… Öte yandan Kral Neptün, Uçan Hollandalı’dan sonra gelmesine rağmen sıraya uymaz ve kaynak yaparak Uçan Hollandalı’nın önüne geçer. Bu duruma, haklı olarak, sinirlenen Uçan Hollandalı başta tüm Bikini Kasabası’nı yakıp yıkar, sakinlerini de ruha çevirir. Bu ruha çevirme işinden SüngerBob da nasibini alır. Uçan Hollandalı ve Kral Neptün’ü sakinleştirmek BFF Yüzük’ü sayesinde alem değiştirebilen SüngerBob’a ve kadim dostu Patrick’e kalmıştır.
Dürüst olayım bu “filler tepişince çimenler ezilir” minvalindeki bu açılış çok hoşuma gitmişti. Hem SüngerBob’u ve Patrick’i oynanabilir karakter yapmak için iyi bir maşaydı hem de “SüngerBob mitolojisinin en önemli iki Titan’ını” bu halde görmek eğlenceliydi. Fakat bu durum çok kısa sürdü. Prolog bitince diyalogları hızlıca geçmek için kontrolcümdeki A tuşuna spam’larken buldum kendimi. B’ye basılı tutup geçmeye de kıyamıyordum, bir şey kaçırmaktan korkuyordum. Fakat sürekli şekilde A’ya basmadan da duramıyordum.
Fakat şunu söyleyebilirim “gelişme” ne kadar ilgi çekici olmaktan uzak olsa da oyunun hikâyesi net bir giriş-gelişme-sonuç yapısına sahip. Hani demiştim ya “Bu oyun, The Cosmic Shake ne değilse o” diye. İşte tam olarak birinci çinkosu burada yatıyor bu beyanın: The Cosmic Shake gibi kısa kısa ve sırf hayranın gönlünü kazanmaktan başka hiçbir işe yaramayan hayran servisleriyle dolu skeçlerden oluşan bir SüngerBob bölümü gibi değil. Tipik bir “SüngerBob filmi” izliyormuşcasına “yekpare” bir deneyim sağlıyor Titans of the Tide. Evet, yekpare…
20 yıllık formül, e tabii… Yo çok da yaşlanmamış aslında
The Cosmic Shake de en çok şikayet ettiğim şeylerden biri çok fazla “Battle for Bikini Bottom” gibi olmasıydı. 2003’teki oyunun aynısını, farklı bir haritada oynuyormuşum gibi geliyordu, ki BFBB en sevdiğim SüngerBob platform oyunlarından biridir. Titans of the Tide’da da aynı şeyi yaşacağım diye çok korktum. Ama oyunu oynarken bir kere bile “öf” dediğimi hatırlamıyorum.
Yanlış anlaşılmak istemem; Titans of the Tide 3 boyutlu platformlara yepyeni bir dinamik, daha önce akıllara gelmemiş bir mekanik ya da denemenin cesaret istediği bir seviye tasarımı katmıyor. Ama her açıdan çok daha modern bir oyun var karşımızda. Hâlâ atasının belli problemlerine sahip (mesela toplanabilirlerin hiçbir anlamı olmaması gibi) fakat güncel bir oyun olduğu da inkâr edilemez.
SüngerBob ve Patrick arasında geçiş yapmak oyunun temel taşı. İki kafadar birbirlerinin yapamadıklarını yapıp eksik kısımlarını kapatıyorlar. Bu hızlı geçişler platform yapmanın da önemli bir kısmı. Örneğin Patrick’le yere dalıp, zıplama rampasını kullanırken SüngerBob’a geçip havadaki Karate Tekmesi balonuna uçmak. Bir süre sonra iyice akışa girdiğinizde, bu tip hamleleri beyniniz değil refleksleriniz yapmaya başlıyor ve hatta kendinizi “Ya oradan da çok güzel atladım be!” derken buluyorsunuz.
Onlara patronun kim olduğunu gösterin! (Çünkü sayıları gerçekten az)
Dünyanın en ciddi SüngerBob incelemesinin sonuna gelirken bahsetmek istediğim çok önemli bir şey daha var: Boss’lar. Sadece 4 eşsiz boss var. 2003’teki oyunda 6 tane boss vardı çok ayıp! Ayrıca mini boss’ları da bir kez yendikten sonra sanki Arcade döneminden bir beat em up oynuyormuşsunuz gibi düz düşman tipine dönüşüyor. Oyunda zaten bir “düşman tipi” sorunu yok. Daha doğrusu oyuncunun böyle bir talebi yok. Keşke “mini boss” işine hiç girmeselerdi.
Öte yandan oyunda çok fazla yan içerik var şaşılası şekilde. Nitelikli oldukları tartışılır ama platform meydan okumaları, mini oyunlar ve haritadaki NPC’lerden alacağınız yan görevler kabul edilebilir seviyedeler. Oyunun 40 dolarlık global fiyatına değer katsın diye eklenen bu küçük tatlı içeriklerin asıl tadını ise MENA özel fiyatlandırması sayesinde biz çıkarıyoruz.
Toparlamam gerekirse… Titans of the Tide’a “oynadığım en iyi SüngerBob platform oyunu” demeye dilim varmıyor, Battle for Bikini Bottom yüzünden. Şundan eminim ki en büyük sebebi nostalji. Fakat Titans of the Tide “oynadığım en iyi ikinci SüngerBob platform oyunu” diyebilirim gönül rahatlığıyla. SpongeBob SquarePants: Truth or Square ne yazık ki üç numaraya düştü, zor iş başardın Purple Lamp! Senden daha yaratıcı bir SüngerBob oyunu bekliyorum, hayal kırıklığına uğratma beni!
Başlıklar
40 dolarlık fiyat etiketiyle gözüm kapalı öneremem belki ama MENA özel fiyatı, günümüz oyunlarına daha yakın yapısı, dövüşteki ferahlatıcı unsurları ve tabii ki akıcı oynanışıyla birlikte göz atmamak için bir bahane kalmıyor.
- Eski formülden sıyrılan oyun yapısı
- Karakter geçişlerine teşvik eden seviye tasarımı
- Çok nitelikli olmasa da yan içerik ve mücadeleleri
- Fotoğraf modu
- Giriş ve sonuç ne kadar kabul edilebilir olsa da…
- …gelişme için aynı şeyi söylemek mümkün değil
- Boss savaşları ve sayısı
- Toplanabilirlerin tamamen anlamsız oluşu (bunu n’olur düzeltin artık)























