Tomb Raider için oyun tarihinin en önemli fikri mülklerinden biri demek yanlış olmaz sanırım. İlk kez 1996 yılında bizlerle buluşan serinin ilk oyunu, hem üç boyutlu macera oyunlarında çığır açmış hem de bizleri Lara Croft gibi akıllara kazınan, unutulmaz bir karakterle tanıştırmıştı. Şimdi size April Ryan, Kate Walker veya Victoria McPherson desem muhtemelen çoğunuz onlar kim diye sorarsınız. Hâlbuki hepsi de zamanında iyi tanınan kadın kahramanlardandı. Ama Lara Croft dediğim anda ister yeni, ister eski nesil bir oyuncu olun, hepiniz Tomb Raider’dan bahsettiğimi şıp diye anlarsınız. İşte o denli ikonik bir karakter kendisi. Öyle ki bugüne dek 12 ana oyuna, 3 sinema filmine ve yirmiye yakın yan oyuna konu olmuştur bu gözü pek mezar hırsızının maceraları. Hatta ufukta yeni oyunları ve animasyon filmleri bile var.
Ama gelin görün ki serinin bundan 20 küsur sene önce çıkan ilk oyunları artık neredeyse oynanamaz durumda. Eğer vakti zamanında kendileriyle haşır neşir olmadıysanız ve eski oyunlara özel bir ilginiz yoksa bayağı bayağı katlanılmaz durumdalar hatta. Kontrolleri çok hantal, kamera açıları felaket, grafikleri eski ve daha bir sürü şey… İşte şimdi bunu değiştirme zamanı. Hem de fevkaladenin fevkinde bir remaster üçlemesiyle.
Yemeğin Salçalısı, Lara’nın Çift Tabancalısı
Tomb Raider I-III Remastered, adından da anlaşılacağı üzere Lara Croft’ın ilk üç oyununun komple elden geçirilmiş versiyonlarını sunuyor bize. Üstelik sadece bununla sınırlı kalmıyor, her oyunun ek paketlerini de içeriyor. Üç oyun boyunca Lara’yla birlikte Mısır piramitleri sizin, balta girmemiş ormanlar bizim dolaşıp duruyor, çeşitli harabelere girip çıkıyor ve bin bir çeşit tuzakla cebelleşiyoruz.
Gözümüze ilk çarpan en büyük değişiklik Lara’nın modellemesi. Piramit gibi göğüsleri olan, pikselli Lara gitmiş ve yerine saç örgüsü sallanan, gözlerini kırpıştıran, ellerinde parmakları olan, kaplamaları ve modellemesi çok daha başarılı bir Lara gelmiş. Aynı şekilde bölüm tasarımları, düşmanlar, silahlar ve tuzakların kaplamaları ve modellemeleri de elden geçirilmiş. Artık hepsi daha net, daha temiz ve göze daha hoş görünüyorlar. Hakeza yeni ışıklandırma tekniği ve sağa sola eklenen gökyüzü modellemeleri de gayet güzel olmuş.
Ama bu demek değil ki her şey çok gerçekçi. Hayır, tam aksine köşeli kayalar ve eğimli rampalar aynen yerlerini koruyorlar. Yabani hayvanlar da Lara’nın yeni modellemesinin yanında biraz daha eski, biraz daha köşeli kalıyorlar. Yani öyle çok gerçekçi ormanlarla veya yelesi rüzgârda sallanan aslanlarla falan karşılaşmayı beklemeyin. Yeni gözüken fakat eskinin havasını koruyan, ilginç bir karışım çıkmış daha çok ortaya. Şahsen ben sevdim, ama grafiklere çok takıntılı olan, yeni nesil bir oyuncu beğenir mi emin değilim.
Tabii burada dikkat edilmesi gereken şey bu oyunların yapısının son Tomb Raider’lardan çok daha farklı olduğu. Eğer seriye Uncharted’ın izinden giden 2013 yapımı oyunla başladıysanız ve bu üçlemeye benzer bir beklentiyle girişirseniz çok büyük hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Çünkü Tomb Raider I-III anahtarlarla kapıları açtığımız, kutuları ittiğimiz, tuzaklardan kaçtığımız ve gizli mekanizmaları çalıştırdığımız bir oyun yapısına sahip. Açık dünya haritalarda değil, bölümlere ayrılmış mekânlarda – yeraltı geçitleri, mağaralar, antik mezarlar – dolaşıyoruz. Milimetrik sıçramalar, bulmaca çözme yeteneği ve hızlı refleksler bilhassa önemli bir rol oynuyor. Düşmanların yapay zekâsı da ölümüne üstünüze koşmak ve bazen iki-üç kişi aynı anda sizi köşeye sıkıştırmaktan ibaret. Özellikle de birinci oyunda. Sonuçta 90’larda yapılmış, o dönemin izlerini yansıtan yapımlardan söz ediyoruz burada.
İşin en etkileyici tarafı geliştirici ekibin bütün bunları eski oyun motorunu ve kaynak kodlarını kullanarak yapmış olmaları. Evet evet, doğru okudunuz; geliştirici ekip ta 28 sene önceki grafik motorunun tıpkısının aynısını kullanmışlar bu remaster üçlemesi için. Dolayısıyla da karşımızda neredeyse bire bir aynı oyunlar var. Bulmacalar, mekânlar, düşmanlar, tuzaklar… Hepsi ama hepsi tam hatırladığınız yerde, tam hatırladığınız şekillerde çıkıyorlar karşınıza. Bu da acayip bir nostalji etkisi yapıyor bünyede. İşin bir başka güzel tarafıysa, artık çoğu remaster oyunda âdet olduğu üzere sadece tek bir tuşla eski grafiklere geçiş yapabilmeniz. Böylece yıllar önce aynı mekânların nasıl göründüğünü hatırlayabiliyor, hatta isterseniz o şekilde oynayabiliyorsunuz.
Modern Ölme Yolları
Tomb Raider I-III Remastered’ın getirdiği en büyük yeniliklerden biri de hiç kuşkusuz “modern kontroller.” Yazının başında da belirttiğim gibi, eski Tomb Raider oyunlarını günümüzde oynamak çok zor olabiliyor. Hele ki 90’larda standart olarak görülen tank kontrollere alışık değilseniz. Bu üçlemede dilerseniz hâlâ eski kontrol şemasıyla oynayabiliyor, karakterimizi ok tuşlarıyla falan yönetebiliyorsunuz. Ama ayarlardan modern kontrolleri seçip günümüz standartlarına daha yakın bir şemaya geçme seçeneğimiz de var artık. Bu sayede Lara’yı WASD ile yönetip, kamerayı fareyle idare etmek artık mümkün. Tam kontrolcü desteği de cabası. Okurken “Ee, ne var bunda?” demiş olabilirsiniz ama ikisinin de çok büyük bir nimet olduğu konusunda sizi temin ederim. Güvenin bana.
Sorun şu ki modern kontrolleri kullanırken bazen kamera acayip derecede sapıtabiliyor. Resmen bağımsızlığını ilan ediyor hatta, kendi macerasını yaşıyor kerata. Siz sağa bakmaya çalışırken o sizi kolunuzdan çekiştirip “Dur bakayım şurada ne varmış!” diye sola dönebiliyor. Ne yapıp etseniz bir türlü istediğiniz tarafa çekemiyorsunuz kendisini. Hele dar alanlarda… Aman Allah’ım! Bir anda fırıldak gibi dönüveriyor, yerinizi yurdunuzu şaşırtıyor size. Sonrası malum, yanlışlıkla düşülen uçurumlar, kameranın azizliği yüzünden yaşanan elim kazalar, bilumum talihsiz ölümler falan… Bu üçlemedeki en büyük düşmanınız kamera dersem vallahi de abartmış olmam. Bir de modern kontrolleri seçtiğinizde geriye veya yanlara parende atmak biraz daha zorlaşıyor; bu hareketleri yapabilmek için tabancalarınızı çekili tutmanız gerekiyor çünkü. O zaman bile eskisi kadar kullanışlı olmuyor, olamıyorlar sanki.
Elden geçirilmiş üçlemenin pek beğenmediğim bir diğer yanıysa bölüm aralarındaki sinematiklerin aynen bırakılması oldu. Hepsi oldukça düşük çözünürlüklü ve eski görünüyor. Onlara da azıcık el atsalar, biraz yüzlerini gözlerini düzeltseler çok iyi olabilirmiş. Bir de çok büyük bir sorun sayılmaz ama eski ses dosyaları aynen kullanıldığından silah sesleri, patlamalar ve yaratıkların bağırışları falan bazen kulak tırmalayabiliyor. Ha, bu sayede Lara’nın sesi aynen korunmuş, o ayrı.
Tomb Raider I-III Remastered ek paketleriyle birlikte 50-60 saate yakın bir oynanış vaat ediyor. Serinin eski hayranlarındansanız gözünüz kapalı satın alabilirsiniz. Tomb Raider’ın ilk oyunlarını merak eden ve eski yapımlara meraklı olan oyuncular da büyük keyif alacaktır diye tahmin ediyorum. Geri kalanların oyunun notunu bir puan düşürüp biraz daha temkinli yaklaşmasında fayda var ama.
Modern grafiklerle oynarken oyun bazen işi öyle bir abartıyor ki kapı kolları, anahtarlar falan arka plana iyice karışıp neredeyse görünmez hâle geliyor. Öyle ki burnunuzun dibinde duran bir şeyi bile bazen hiç görmüyorsunuz; eski grafiklere geçiş yapmak zorunda kalabiliyorsunuz. İşte bunu çözmek için ayarlara “aksiyon belirteci” diye bir şey eklemiş yapımcılar. Bu ayar açıkken manivelalara, anahtarlara falan yaklaştığınızda bir ünlem işareti çıkıyor tepelerinde. Açıkçası gerçeklikten azıcı ödün verip nesneleri daha görünür kılmalarını tercih ederdim ama bu da hiç yoktan iyidir sanırım. New Game+ Tomb Raider I-III’te tamı tamına 269 tane başarım bulunuyor. Ve bunlardan bazılarını tek seferde toplamak neredeyse imkânsız. Ama neyse ki her oyunu bir kez tamamladığınızda New Game+ modu açılıyor. Bütün silahlarınıza sahip olarak başladığınız bu modda düşmanlar daha kuvvetli olurken sağlık paketi yerine de sadece mermi çıkıyor. Fotoğraf Modu Yapımcılar üçlemeye bir de fotoğraf modu eklemişler. Spider-Man gibi örneklerle kıyaslandığında epey basit kalıyor gerçi. Etiketleme, farklı kamera modları falan yok. Ama yine de Lara’yı şekilden şekle sokup sağda solda çeşitli pozlarını çekmenin kendince bir cazibesi yok değil. |
Başlıklar
Tomb Raider I-III Remastered serinin hayranları için bulunmaz bir nimet. Sadece Lara Croft’ın ilk üç oyununu tüm ek paketleriyle birlikte, yenilenmiş grafikler ve kontrollerle sunmakla kalmıyor, üstüne bir de aslına son derece sadık kalıyor. Ama bu ‘sadakat’ yeni nesil oyunculardan bazılarını uzaklaştırabilir.
Yepisyeni grafikler
Modern kontroller
Eski grafiklere ve kontrol şemasına geçiş yapabilme
Oyunların ruhunu aynen koruması
Yeni kamera bazen fena sapıtıyor
Anahtarları vs görmek çok zor olabiliyor
Ara videolar elden geçirilmemiş
Bu versiyonun 1996'da okuldan eve gelip crt monitörlerin başına oturanlar için yapıldığına eminim. Tam bir o günlere saygı oyunu bence.. Ana menüdeki o müzik bile yeter... Bana kalırsa diger nesil oyuncuları denemesin bile çünkü bu bir tutku oyunu bu bir analog dönem oyunu.. çocukluğumuzun oyunu