Kan, vahşet, gerilim, korku... Peki ama nasıl olacak bunlar?
Devamını okuEğer son bir haftayı internetin kaosundan uzak, kafa dinleyerek geçirmediyseniz artık muhtemelen hepimizin bildiği bir gerçek var: Warcraft III: Reforged hem oyuncular için hem de Blizzard için bir hayal kırıklığı oldu. Halbuki hali hazırda misler gibi çalışan ve aradan geçen yılların erozyonuna karşı durabilmiş bir oyunu ne kadar kötü hâle getirebilirsiniz, değil mi? Eh, Metacritic’teki kullanıcı puanlamalarını görmüşseniz cevabı biliyorsunuz.
İçimizdeki zehri dökmeye başlayalım, düşene bir tekme de biz vuralım isteyenler var biliyorum ama ben incelemenin adil olması adına iki ayrı parçaya ayırmam gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden bir yandan daha önce hiç oynayamamış ancak merak etmiş olanlar için Warcraft III’ü ayrıca değerlendirirken yazının ikinci kısmındaysa Reforged’un işlediği günahlara girişeceğim.
Öncelikle elimizdeki temele bir bakalım, ne de olsa orada bir tarih yatıyor! Warcraft III zamanı için nefis bir oyundu ama 18 sene sonra bile hâlâ nefis bir oyun olmaya devam edebilmesi apayrı bir beceri. 2002 yılında ilk çıktığında Warcraft III’ün ırklara göre ayrılmış dört, Frozen Throne’un ise yine aynı şekilde ayrılmış üç senaryosu vardı. İkisinin de sonradan eklenen ve orkları konu alan birer de bonus senaryosu da bulunuyordu lakin muhtemelen internetin yeni yeni yaygınlaştığı ve oyunların standart disklerde gelip yamalanmadan oynandığı dönemlerde oynayan çoğunuz bu bonus senaryolara aşina değil diye tahmin ediyorum. Aksini bekleyen var mıydı bilmiyorum ama Reforged bu senaryoları da içeriyor.
Opsiyonel, bir nevi alıştırma bölümü işlevi gören kısa bir ork senaryosuyla başlayıp Human, Undead, Ork, Night Elf diye giden bu görevleri oynamak bunca zaman sonra bile keyifli ve Warcraft III’ün gerçek zamanlı strateji türüne kattıkları bugün bile hâlâ eşi benzeri olmayan türden: Mesela kahramanlar tamamen özgün olmasa da onları işleyişi nispeten yeni bir soluktu. Haritada bulunan nötr yaratıklar sayesinde hem seviye atlayıp hem de eşya düzmek tam bir rol yapma oyunu havası katıyordu işe. Gece ve gündüz döngüsüne göre bu nötr yaratıkların uykuya dalması ya da ayık olması, görüş alanınızın gece düşüyor olması sizi saldırılarınızı haritaya göre zamanlamaya zorluyordu. Hatta bir de Night Elf oynuyorsanız gece müthiş avantajlar kazandığınızdan daha da ölümcül hâle geliyordunuz ve diğer ırkları “gece” avlamaya (hatta bazı eşyaların yardımıyla gündüzü geceye çevirmeye) çalışıyordunuz. Her element apayrı bir oynanış etkisini de yanında getiriyordu yani. Üssünüzün etrafındaki ormanı ne yöne doğru kesmeye başladığınız bile bir noktada kaderinizi belirleyebiliyordu, zira üssünüzü koruyan ormanı çok fazla kesip biçerseniz savunmasız bir açıklık yaratmış oluyordunuz. (Night Elf oynamayı sevdiğim belli olacak ama Night Elf oynarken ağaçlardan ufak parçalar yonttuğunuz için ormana zarar vermiyor olmanız bu noktada ırkın büyük bir avantajı olabiliyordu)
Bu açıdan hâlâ taktiksel açıdan kendine has, sağlam bir tazeliği var Warcraft III’ün. Yine de zorluk ayarıyla mı oynadılar yoksa ben mi türe çok aşina oldum yıllar içerisinde ama orijinaline göre biraz daha kolaylaşmış gibi geldi doğrusu. Her biri aşağı yukarı onar bölümden oluşan ırk senaryolarını bitirdiğinizde sıra o efsanevi The Frozen Throne ek paketine geliyor ve burada da sırayla Night Elf, Alliance ve paketin başrolü olan Undead’lerin hikâyesini oynuyorsunuz.
Sonrasında bir de ana hikâyeden bağımsız, Orgrimmar’ın kuruluşunu konu alan bir bonus senaryo geliyor. Tek kişilik içerik açısından oldukça doyurucu, bolca içerik var oyunda. Yani haritayı yükler yüklemez anında “DEFEAT” ekranına atmazsa sizi oyun… (Şahsen birkaç kere başıma gelen bu sorunu oyunu kapatıp baştan açınca aşabildim, sizin de işinize yarayabilir diye bahsetmeden geçmeyeyim dedim)
Özetle daha önce Warcraft III senaryosunu oynamadıysanız ya da oynadıysanız ama geçen yıllar içerisinde tekrar oynamak için bahane arıyorsanız… Fena olmayan ve orijinaliyle neredeyse birebir uyuşan bir yapımla karşı karşıyasınız. Ancaaak, günahlara da değineceğim demiştim değil mi? Kemerlerinizi takın o zaman. Zira yazının bundan sonrasında Arthas’ın Mal’ganis’e giriştiği gibi girişeceğim oyuna…
NEREDEN BAŞLAMALI?
Öncelikle verilip de tutulmamış sözlerden başlayalım. Oyun Warcraft III senaryosunu görsellik dışında neredeyse birebir aynı ele alıyor. Arada çok çok ufak değişiklikler var, yok değil. Mesela “Grom!” dedikleri yerler hep “Hellscream!” olmuş. Bunun sebebi Honda’nın “Grom”un telif hakkını 2014 yılında almış olması; benzer bir durum Warlords of Draenor ek paketinde de dikkatleri çekmişti zaten. (Ya Grommash ya da Hellscream diye sesleniliyordu Grom’a o yüzden) Onun dışında Stratholme ve Silvermoon haritaları tasarım olarak WoW’dakine benzeyecek şekilde biraz değiştirilmiş. Başka da pek bir değişiklik gözüme çarpmadı doğrusu. Fakat Blizzard’ın aslında söz verdiği bu muydu? Hayır. İlk başta oyunun senaryosunu genişleteceklerini, World of Warcraft’taki hikâye ve olaylara uyacak şekilde yeniden düzenleneceği vadedilmişti. BlizzCon’da bundan vazgeçip “Oyunculardan orijinal seslere sadık kalmamız gerektiği konusunda yoğun istek aldık; ses aktörlerini değiştirmemek için yenileme yapmaktan kaçındık” diye bir bahane attılar -ki onu da çok yemedik, biraz deşince oyuncuların böyle bir istekte bulunmak bir yana bu sözlerinden döndükleri için daha kızgın olduğu ortaya çıkıyordu çünkü. Almanca ve diğer birçok dilin seslendirmelerini baştan yapmış olmaları da aynı şekilde bunun ekstra külfet altına girmemek için ortaya atılan bir bahane olduğunu düşündürüyor bir yandan.
Ama hadi gerçekten de böyle oldu diyelim. Duyuru sırasında yeniledikleri giriş sinematiği ardından geleceklerin de öncüsü olur herhalde diyenler için yine BlizzCon’da röportajlar arasında yarım ağızla “Diğer sinematiklerin sadece çözünürlüğünü arttırdık” açıklamasını yaptılar. Eh, en azından orijinal Warcraft III takımının zamanında en büyük hayal kırıklığı olan, zaman kısıtlaması sebebiyle The Frozen Throne sonundaki o efsanevi Arthas ve Illidan dövüşünü CGI yapamamış olma pişmanlığını giderirler herhalde diye düşündüm. Nasıl da yanılmışım! 20 sene önceki idareten oyun içi grafiklerle yapılmış olan dövüşün tempo ve koreografi olarak yenisinden daha iyi gözüküyor olması gibi komik bir durum var ortada. Gerçekten! Grafikler sözde “daha iyi” olabilir ama hem dövüşün hızı yavaşlamış hem de karakterler plastik oyuncak figür gibi duruyorlar; üzerine animasyonlardaki donukluk yüzünden stop-motion’dan hallice bir sinematik izliyoruz sanki. Bu Blizzard için sahiden de bir ilk! Daha önce tarihi boyunca teknik açıdan hayal kırıklığı yaratan bir Blizzard sinematiği izlediğimizi hatırlamıyorum.
Reforged’un üzerine cila çektiği şeyler genel olarak “felaket” ile “idare eder” arasında bir standart yakalıyor. Mesela karakter modellerinin detayları kendi başına baktığınızda hiç fena durmuyor. Gerçi serinin eski canlı ve renkli orijinal sanat stilindense daha mat, soğuk ve donuk bir tasarımı tercih etmişler. Özellikle ilk başta karakterlere ve yeni görselliğe alışmakta biraz zorlandım o yüzden. Neyse ki kamera açısı tepeden olunca ona da alışıveriyorsunuz ve o kadar da batmamaya başlıyor bir yerden sonra. Yine de bu modellerde, animasyonlarda bir tutukluk olduğu, bir “olmamışlık” hissi verdikleri düşüncesi yakamı bırakmadı. Sanki o alışıldık “Blizzard cilası” eksik gibiydi. Biraz altını kazınca haklı olduğumu gördüm. Zira BlizzCon’da bize “Classic Games” ekibi tarafından hazırlanıldığı söylenen Reforged’un ciddi bir kısmı Lemon Sky Studios adındaki Malezyalı bir görsel tasarım firmasına emanet edilmişti. Şimdi burada Lemon Sky Studios’u gömmek istemiyorum. Kendilerinin aslında oldukça başarılı ve geniş bir portföyü var -ki bu portföye Starcraft Remastered, Final Fantasy XIV: Shadowbringers, Mortal Kombat 11, Anthem, Diablo III: Eternal Collection, Spider-Man PS4, Uncharted: Lost Legacy, Dark Souls III gibi efsane oyunlar dahil yani. Bu noktada bir kısım Lemon Sky çalışanının geçtiğimiz günlerde Reddit’te bir başlık açıp “Biz bize söyleneni ve isteneni yaptık, biz de sizin kadar üzgünüz” diye açıklama yapması da eklenince… Sanırım suçluyu bulmak için 3 yıldır ne yaptıkları şüpheli olan Classic Games departmanına bakmak gerekiyor. Zira en basitinden Lemon Sky’ın yaptığı modelleri bile doğru düzgün test etmemişler ki hikâyede açıkça elflerden türediği söylenen naga ırkının modellerine tutup da insan kulağı eklemişler. Warcraft’ın elflerinin sivri ve koca kaşlarıyla kulakları dillere destan olduğu halde hem de!
HANİ O VERDİĞİN SÖZLER?!
En fenası bu kadar saymış olmama rağmen verilmiş ama tutulmamış sözlerin sadece yüzeyini kazıyabildim henüz. Hadi CGI sinematikleri yenilemediniz, onu anladım. Oyunun sitesindeki içerik kısmında ben bu yazıyı yazdığım sırada hâlâ “4 SAATİN ÜZERİNDE YENİDEN YAPILMIŞ ARA SAHNELER” diye bir ibare, hemen yanındaysa şu fragman var:
BlizzCon 2018’de oynatılan Stratholme bölümündeki sinematikten sahneler içeren bu fragmanda gördükleriniz… oyunun kendisinde yok! Bayağı hiç kasmayıp eski kamera açılarını ve ara sahneleri yeni karakter modelleriyle oynatıp geçmişler. Sıfır efor! Hani gerçekten yerde tekmelemekten hazzetmiyorum ama bundan iyisini yapan fan filmleri var yahu…
Benzer şekilde “yenilenmiş ara yüz” vaatleri de fos çıkıyor. Eski ara yüzün neredeyse birebir aynısı (daha doğrusu yüksek çözünürlüklüsü) var oyunda ve BlizzCon 2018’de gösterilen ara yüzün yerinde yeller esiyor. Alternatif ara yüz en azından bir alternatif seçenek olarak oyuna eklenebilirdi ya da oyundan kesilecekse de sitede “Daha modern ara yüz de yapıyoruz!” diye iddiada bulunmayı bırakabilirlerdi doğrusu.
Bir diğer problem Warcraft III’ün yıllardır en canlı kısmını ilgilendiriyor: Custom Games. Öncelikle yine muhtemelen duymuş olduğunuz üzere Blizzard harita editöründe yapılan her şeyin kendilerine ait olduğunu size kabul ettiriyor ilk iş. Oyuncular bundan rahatsız olsa da ben çok da anormal bulmadım doğrusu. Valve’ın zamanında DOTA’nın yaratıcısını kapıp sonra kahramanlarına kadar kendi oyunuymuş gibi kopyaladığı ve “DOTA2” diye devam oyunu yaptığı düşünülürse eşeği sağlam kazığa bağlamaya çalışıyorlar ve bunda yanlış bir şey yok bence. Hatta bazı harita yapımcılarının yazdığına göre bu zaten Starcraft II’de de mevcut bir kural ve bugüne kadar bundan kaynaklı bir sorunla karşılaşmamışlar. Fakat yine aynı sözleşmede geçen “Telif hakkına sahip fikri mülklere dair içerik üretilemez” kısmı Warcraft III’ün halihazırdaki devasa Custom Map havuzunu ciddi anlamda sekteye uğratıyor. Dragon Ball Z haritaları, Pokémon dövüşleri, Yüzüklerin Efendisi uyarlamaları falan otomatik olarak “yassak” kategorisine düşüyor bu yüzden. Haliyle yine sitede yazan “Uçsuz bucaksız Custom Game bölümü!” da yine tutulmamış bir sözler arasına ekleniyor.
En kötüsünü en sona sakladım, hazır mısınız? Blizzard, Reforged’un çıkışıyla birlikte klasik Warcraft III’ün client’ını Reforged’la birleştirdi. Bu ne demek peki? Siz Reforged almamış olsanız ve yıllardır sahip olduğunuz klasik Warcraft III’ü oynamak isteseniz bile Reforged’a maruz kalacaksınız demek... 2 GB’lık oyunun üzerine Reforged oynamaya niyetiniz olmasa bile 30 GB’lık güncellemeyi otomatik indireceksiniz demek… Daha önceden klasikte gayet güzel çalışan Klan sistemini, Ladder’ı, Otomatik Turnuvaları ve hatta en basitinden kullanıcı profillerini bile kullanamayacaksınız demek!
0.5 Metacritic puanı abartı demek istiyorum ama bir zamanlar oyunun geliştirme aşaması bitmiş olmasına rağmen “Bizim standartlarımıza yeterince uygun değil” diyerek Warcraft Adventures’ı iptal eden Blizzard’ı düşününce diyemiyorum doğrusu. Bir yandan “Warcraft III: Reforged rezalet!” demeye de dilim varmıyor. Çünkü bütün problemlerine, Reforged’un günahlarına rağmen hem oynanış hem de senaryo modu olarak hâlâ bugüne kadar çıkmış en iyi gerçek zamanlı stratejilerden birisi karşımızdaki. O yüzden daha önce hiç Warcraft III’ü tecrübe etmediyseniz belki o efsanevi senaryoyu bizzat yaşamak için bir göz atabilirsiniz. Yine de benim tavsiyem biraz daha bekleyip Blizzard’ın oyunu düzeltmek için çaba gösterip göstermeyeceğini görmeniz olacaktır. 18 sene beklemişsiniz, birkaç ay daha Arthas’ın hikâyesini oynamadan hayatta kalabilirsiniz herhalde…
Oyunun notu hakkında:Warcraft III: Reforged'a kaç puan vereceğimize karar verirken çok düşündük, çünkü kullanıcı puanlarının düşüklüğünün oyuncuların Reforged'da aradıklarını bulamamalarından kaynaklı olduğunu biliyorduk. Eğer Warcraft 3'ün eski halini hala daha ayrı olarak satın alma imkanı olsaydı, o zaman Reforged versiyonuna vereceğimiz not daha düşük olurdu ve sizlere de "Reforged'a para vermek yerine orijinalini alın" derdik. Ancak artık böyle bir imkan yok, o yüzden oyuna vereceğimiz not aynı zamanda yeni oyuncular için Warcraft 3'e vereceğimiz not olacaktı. Bu yönden baktığımızdaysa oyunun aşağıdaki nottan fazlasını hak ettiğini de söyleyebiliriz, sonuçta bu bir klasik oyun. Yani aslında oyuna sadece "Warcraft 3" olarak bakıyorsanız puana 2 ekleyebilir, sadece "Reforged" olarak bakıyorsanız 2 çıkarabilirsiniz.
Başlıklar
Verilip de tutulmamış sözler yüzünden sadece Reforged versiyonu için almaya değmez ama daha önce hiç oynamadıysanız… Warcraft III bütün bu sorunlara rağmen hâlâ taş gibi oyun!
- Warcraft III hikâyesi ve senaryo modu bütün aksaklıklara rağmen keyifli.
- RTS türü için hâlâ benzersiz oynanış mekanikleri.
- Verilip de tutulmamış bir sürü söz…
- En üst düzey sistemlerde bile performans sorunları baş gösteriyor.
- Oyunun orijinalinde olmayan ve oynamanızı engelleyecek kadar ciddi buglar.
- Klasik Warcraft III’ü sessiz sedasız ortadan kaldırıp kendine mahkûm etmesi.
- Özetle “Reforged” olan neredeyse her şey…
Cimri davranmışsınız. Şunu bunu onu görmezden gelirsek hatta oyunu tamamen görmezden gelelim; biraz da şöyle 36,5 derece açıyla bakarken gün ışığı da tam üstüne düşüyorsa oyun 9 puanı hak ediyor.
İncelemede "görmezden gelinen" bir şey olduğunu düşünmüyorum şahsen. Farklı oyuncu gruplarına farklı şekillerde hitap edeceğini belirtmek bir şeyleri "görmezden gelmek" değildir.
İstediğini düşünebilirsin. Tarizin hedefini doğru anlamlandırma yeterliliğini göstermemiş biriyle bunu tartışmaya zaman ayırmayacağım.