2018'de Oynayacağımız En İyi 10 Bağımsız Yapım Oyun

Bağımsız oyunlar durdurulamaz!

 2018 yılı bağımsız oyunlar için de harika bir yıl olacak gibi. Birazdan okuyacağınız makaledeki oyunların hepsi teknik olarak bağımsız değil. Birkaç tanesinin arkasında düşük-orta kalibre dağıtımcılar var fakat bu listeyi hazırlarken amacım ruhen bağımsız oyunları ele almaktı. Yılın ilerleyen zamanlarda Indie Nöbeti'yle zaten sürpriz çıkış yapan "gerçek" bağımsız oyunlara değiniriz.

The Hong Kong Massacre

The Hong Kong Massace, Max Payne ve Hotline Miami'nin karışımı, yüksek oktanlı bir aksiyon oyunu. Bir önceki cümlede bahsettiğim oyunların yanında, The Hong Kong Massacre'ın esas ilhamı noktası Hong Kong aksiyon sineması filmlerinden gelmekte (isminden kesinlikle tahmin etmek mümkün değildi!).

The Church in the Darkness

The Church in the Darkness, 1970'lerde Amerikan hükümetinin baskılarından boğulan bir karı kocanın Güney Amerika'da başlattığı tarikatın hikâyesini anlatıyor. Tarikat dışarıdan bakıldığında zararsız gözükse de, kapalı kapılar ardında birçok pislik dönmekte. Eski bir polis olan Vic, bu tarikata katılan yeğeninin peşinden Güney Amerika ormanlarına giriyor ve tarikatın gizlerini ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Agony

Agony ile kelimenin tam anlamıyla Cehennem'e kadar yolumuz var. Cehennem'deki bir ruh olarak, diğer ruhları ve oyunun ilerleyen bölümlerinde iblisleri kontrol etme özelliğine sahibiz. Teknik olarak bir yürüme simülasyonu/hafif gizlilik karışımı oyunun en etkileyici tarafı muhteşem görselleri ve mide bulandırıcı Cehennem tasviri. 

Pathologic 2

2005 yılında piyasaya sürülen ilk Pathologic, oyun dünyasının kafası en iyi oyunlarından biriydi. Bunun da ilk oyundan farklı olacağını düşünmüyorum. Bir kasabadayız ve herkes bir şekilde kafayı sıyırmış durumda. Tek aklı başında doktor olarak, kasaba halkını veba salgınından kurtarmamız gerekiyor. Oyunu karanlık yapısı, iki olay arasında yaptığınız seçimlerin ikisinin de diğer insanlara zarar verecek sonuçlar doğurduğunu gördükten sonra iyice belli oluyor.

Sinner: Sacrifice for Redemption

Sinner, Dark Souls oynamak isteyen ama "gereksiz" lore, hikâye, cart curtla uğraşmak istemeyenler için kompakt bir deneyim sunmayı hedefliyor. Oyunun yapımcılarının çok tatlı bir içtenlikle söylediği "Dark Souls'u çok seviyoruz ama ekip küçük, ailemiz var o kadar büyük dünya yaratamayız," cümlesinde de zaten bu anlaşılıyor. Onun için Sinner'a Dark Souls evreninden esinlenmiş bir boss-rush oyunu diyebiliriz.


Past Cure

Past Cure benim için çok ilginç bir oyun. Yanlış anlamayın, ilginçliği farklı oynanış mekaniklerinden falan gelmiyor. Past Cure 2019 yılı geldiğinde hem geçen senenin en iyi oyunlarından biri diyebileceğimiz, hem de o rezillik neydi yahu öyle diyebileceğimiz, psikolojik korku öğeleriyle süslenmiş bir aksiyon/gizlilik karışımı oyun. Sinematik hikâye anlatımı, oyunun kendisini biraz fazla ciddiye alması derken yapımcının aldığı risk biraz fazla. Umarız hâyâl kırıklığına uğramayız.

Frostpunk

11 bit stüdyoları ve boğaza bir şey düğümlenmesi el ele gider. Zira kendilerini savaşın korkunçluğunu suratımıza vuran This War of Mine oyunundan tanıyoruz. Frostpunk da o oyunun yaptıklarını, ısının en değerli kaynak olduğu bir yerleşkeye taşıyor. Karlar altında ve dondurucu soğuklarda çalışan işçilerimizin ve yerleşkenin kaderi bizim elimizde. Hayatlarını bize emanet eden insanları, zor kararlar vererek korumaya çalışacağız.

The Last Night

The Last Night'ın E3 2017 videosu hepimizin ağzını sulandırmayı başarmıştı. Futuristik ama bir yanda da pixel sanat tasarımı, The Last Night'ı gördüğümüz en tarz oyunlardan biri yapacak gibi. Gelecekte geçen ve insanların vücutlarını Deus Ex tarzı geliştirmelerle güçlendirdiği bir dünyada geliştirmesiz olarak hayatta kalmaya çalışan başkarakterimiz Charlie'nin hikâyesi "kalabalık arasında yalnız kalma," konsepti üzerine kurulu.

Phantom Doctrine

İşte geldik benim en merakla beklediğim oyuna. Büyük bir X-Com serisi hayranı olarak Phantom Doctrine'i ilk gördüğüm zaman sarf ettiğim cümleyi tahmin edebiliyorsunuzdur herhalde: "E bu X-Com'un Soğuk Savaş'lısı!". 80'li yıllarda geçen Phantom Doctrine, bizi dünya liderlerini birbirlerine düşürerek politik krizler çıkarmayı hedefleyen bir grupla savaşan The Cabal organizasyonunun başına koyacak. Gerisiyse yapımcının X-Com formülünü kendine göre yorumlaması ve bolca alternatif evren 80'leri.

Visage

1980'lerda, jenerasyonlardan beri birçok ailenin öldüğü bir evdeyiz ve tabii ki peşimizde gizemli yaratıklar var. Evet biliyorum içimiz dışımız "apartmanda korkmalı first-person yürüme simülasyonu," oldu ama Visage belki bu türün internet ve oyun aleminde karşılığı olan "Meh..." kelimesinden ayırabilir. P.T. sonrası Silent Hills hayallerimiz battı ama belki Visage o kaşıntıyı biraz geçirebiliriz?

YORUMLAR
Parolamı Unuttum