Küçükken rahmetli dedemle Kaptan Cousteau’nun maceralarını hiç kaçırmadan izlediğimizden midir nedir denizlerin derinlikleri ve dalgıçlık hep beni cezbetmiştir. İşte bu yüzden ilk görüşte kalbime kancayı taktı Dave The Diver. Aşırı derecede iyi yorumlarını da okuduktan sonra dedim ben bunu oynamalıyım. Hatta oynamakla kalmayıp dergide incelemeliyim! Ahan da inceliyorum :)
Bizim Dave, Bir Şişman Oğlan
Oyunda Dave adında, midesine son derece düşkün, şişman bir dalgıcı yönetiyoruz. Dave bir gün eski dostu Cobra’dan bir telefon alır, arkadaşının yeni bir suşi lokantası açtığını öğrenir ve balıkların tadına bakmak için ilk uçakla kendini onun yanına atar. Ama gelin görün ki suşi yemek istiyorsa önce o koca kı… eee… göbeğini kaldırıp balıkları bizzat tutması gerekmektedir. Böylece daha ne olduğunu bile anlamadan kendisini lokantanın dalgıcı olarak işe başlamış bulur.
Oyundaki meşgalelerimizden biri bu. Her gün iki kez mavi sulara dalıp zıpkınımızla 100’den fazla balık çeşidini avlamak. İlk başta sadece küçük balıkları avlayabiliyor, belirli bir derinliğe kadar dalabiliyoruz. Ama sonra para kazanıp daha iyi dalış ekipmanları satın alıyor, iyice derin ve karanlık sulara kulaç atıyoruz. Ne kadar aşağı inersek o kadar büyük ve değişik balıklar çıkıyor karşımıza. Hatta bir yerden sonra köpekbalığı, müren ve aslan balığı gibi tehlikeli türlerin saldırısına bile uğrayabiliyoruz. O zaman da devreye sadık bıçağımız ya da su altında bulduğumuz diğer silahlar giriyor ve kendimizi korumaya çalışıyoruz. Ama bakmayın böyle anlattığıma, oyunda ölmek yok. Sadece oksijeniniz bitiyor ve tekneye geri dönüyorsunuz. İşin kötüsü seçtiğiniz bir tanesi dışında topladığınız, avladığınız her şeyi kaybediyorsunuz.
İçi Dolu Suşicik
Balık avlama faslı bittikten sonra akşamlar suşi lokantasına gidiyor ve müşterilere garsonluk yapıyoruz. Restoranın dekorunu değiştirmek, yardımcı garson ve aşçılar tutmak, yeni menüler geliştirmek gibi atraksiyonlara giriyoruz burada da.
Bütün oyun bundan ibaret galiba derken Dave The Diver durmadan üstünüze yeni yeni aktiviteler atıyor. Fotoğraf çekmek, lokantanın sosyal medya hesabını yönetmek, özel davetler için özel balıklar tutmak, mini oyunlar, gece dalışları, bölüm sonu canavarları, bilimsel araştırmalar ve uçuk kaçık yan karakterler derken “Bu kadar küçük bir bağımsızda daha ne kadar içerik olabilir ki??” diye düşünmeye başlıyorsunuz şaşkın şaşkın. Erken erişimde böyleyse tam sürümde nasıl olacak hayal bile edemiyorum. Şu hâliyle bile yenir… aman, şey, oynanır. Şefin tavsiyesi.
Artılar:
- Enfes piksel grafikler
- (Şimdilik) 100’den fazla balık çeşidi
- Onlarca yan aktivite
- Esprili hikâye
- Eğlenceli oynanış
Eksiler:
- Hâlâ erken erişimde olması. Bir an önce çıksın!
Ara Karar: Dave The Diver böylesine bir bağımsızdan beklemeyeceğiniz kadar zengin bir içeriğe sahip. Tam her şeyi gördüğünüzü düşünürken karşınıza yeni bir etkinlik çıkarıyor ve sadece balık avlayıp restoran işleteceğinizi düşünürken kendinizi fotoğraf çekerken, kadim medeniyetleri araştırırken, canavarımsı balıklarla savaşırken ve tan görevler peşinde koşarken buluyorsunuz. Erken erişimde bile böyleyse tam sürümü nasıl olur bilemiyoruz.
Ellerine sağlık. Çok güzel bir inceleme olmuş. Okuduktan sonra ilk işim oyunu istek listesine eklemek oldu.