Sizce en iyisi hangisi?
Devamını okuBlizzCon bittiğinden bu yana herkesin kafasında aynı soru var: Diablo IV nerede? Neden duyurulmadı? Biz de BlizzCon öncesinde Blizzard’ın verdiği ipuçlarını takip ederek bazı çıkarımlarda bulunmaya çalışmıştık. Ancak BlizzCon’da mevzu açıklığa kavuşacağına daha da karışık hâle geldi. Önce Immortal duyurusuyla birlikte “Mobil Savaşları” patlak verdi, sonra “Diablo IV’le ilgili bir video aslında Allen Adham tarafından kaydedilmişti ama gösterilmekten vazgeçildi” söylentileri ortaya çıktı. Derken bugün itibariyle Kotaku güne damgasını vuran “Diablo’nun Geçmişi, Şu Anı ve Geleceği” makalesi yayınlandı. Doğruyu söylemek gerekirse oldukça iyi araştırılmış ve ondan fazla anonim Blizzard çalışanı/eski-çalışanı ağzından bütün bu Diablo dramasına ve hatta Blizzard’ın son zamanlardaki yaklaşımlarına ışık tutan bir yazı olmuş. Orijinalini okumak isteyenler için linkini dahil ettim ancak özetini almak isteyen ya da Türkçe olarak okumak isteyenler için de önemli bazı noktaları (kendi araştırmalarım ve bazı notlarımı da ekleyerek) topladım:
- Diablo III’ün geliştirilmekte olan ikinci ek paketi, Reaper of Souls’un çıkışından çok kısa bir süre sonra iptal edilmiş. Bu muhtemelen daha önce de hakkında çeşitli sızıntılar ve duyumlar aldığımız “King in the North” diye anılan ek paketin ta kendisi. Paket iptal edilince Ruins of Sescheron ve Greyhollow Island gibi ön çalışması yapılmış bölümler sonraki yamalarla oyuna eklenmişti. Daha önceden bu ek paketin iptalinin sebebi Blizzard’ın Diablo için sürekli bir gelir modeli oturtamamış olduğu söyleniyordu, Kotaku’nun makalesine göreyse asıl sebep üst yönetimin Diablo III’ün çıkıştaki halinden memnun olmamasıymış ve Reaper of Souls’a güveni tam olan takımın morali bu iptal üzerine bayağı bir bozulmuş.
King in the North iptal olunca Diablo IV çalışmaları başlamış. Projeye konsol sürümünü geliştirmek için katılıp ek paketin başına geçen Josh Mosqueira önderliğinde ilk prototip geliştirilmiş ve “HADES” kod adlı bu hali Dark Souls’u andırıyormuş. İzometrik kamerayı terk edip üçüncü şahıs kamerasına geçilen bu sürüm iki yıl boyunca çeşitli Reaper of Souls yamalarıyla eş zamanlı olarak geliştirildikten sonra iptal edilmiş. Projede çalışmış olan iki kişinin söylediğine göre “HADES” zorlu geliştirme sürecinin bir kurbanı olmuş ve alıştığımız Diablo’dan o kadar farklıymış ki adına “IV” takısını ekleme konusunda bile çeşitli tartışmalar dönmüş. Bu noktada Josh Mosqueira da Blizzard’dan ayrılıp şirketin eski patronlarından Rob Pardo’nun kurduğu Bonfire Studios’a katıldı zaten.
HADES’in de iptalinin ardından “Team 3” adıyla anılan Diablo ekibi parçalanmaya başlamış. Bir kısmı Diablo III’ü ayakta tutacak yamaları üstlenirken bir diğer grup ise Rise of the Necromancer paketini geliştirmiş. Bu sırada geriye kalanlar “FENRIS” kod adlı yeni Diablo IV projesine girişmiş…
- Fenris şu anda Blizzard’da geliştirilmekte olan Diablo IV’ün ta kendisi. Diablo III’ün canlı renkleri ve gösterişli, ışıl ışıl karakter yetenekleri komple çöpe atılıp gotik ve karanlık köklere dönülmüş. Hatta ekibin bu konuda kendilerine belirledikleri mottolardan biri de “Karanlığı kucakla” olmuş. Bu yeni sürüm kendine Diablo II’yi örnek alırken içeriğini biraz daha modernize ederek Destiny benzeri hafif bir MMO konseptiyle geliştiriyorlarmış. Bunun ön denemesini ise muhtemelen Immortal’da göreceğiz, zira BlizzCon’daki panellerde tam olarak bu modeli anlatmışlardı zaten.
Makalenin bundan sonraki kısmı Diablo serisinden çok Blizzard’ın genel işleyişindeki değişikliklere değiniyor. Mesela Blizzard’ın inatla “BİRDEN FAZLA DIABLO TAKIMI. BİRDEN FAZLA DIABLO PROJESİ!!!” diye bas bas bağırıp da bir türlü “Tamam ya, geliştiriyoruz Diablo IV’ü” diyememesinin sebebinin Titan’ın başarısızlığının yükünü hâlâ omuzlarında hissetmeleri olduğu söyleniyor. O yüzden de şu anda muhtemelen hâlâ çeşitli sistemleri test ve tasarım aşamasında olan oyun hakkında oyunculara herhangi bir söz verip daha sonra o beklentilerin altında ezilmemek için de açıkça “Diablo IV” dememeyi tercih ediyorlar. Çok yüksek ihtimalle ortada oynanabilir bir demo olmadan herhangi bir Diablo IV duyurusu duyamayacağız anlamına geliyor bu da. (Hoş, beklentilerin altında büyük ölçüde ezildiler zaten BlizzCon’da ama…)
Bir diğer değinilen ve ilginç olan nokta, üç kurucu üyeden biri olan Allen Adham’ın iki sene önce Blizzard’a geri dönüşüyle birlikte “Incubation” adını verdikleri yeni bir ekibin kurulmuş olması. Bu ekip, Adham’ın BlizzCon sırasındaki açıklamalarında da bahsettiği üzere şirketin bütün markaları için aktif olarak mobil oyunlar üretiyor. Immortal yüzünden hepimiz bu konuda acılıyız ama asıl oyunların yerini almayacak ekstra mobil oyunlar yapmak çok da kötü bir fikir değil aslında. Bu projelerden birinin Blizzard kampüsünde hayli popüler olan Pokémon GO’nun Warcraft teması içeren bir benzeri olduğunu da bizlere duyurmuş oldu Kotaku bahaneyle. Tahminler bu projenin başında Legion başında WoW’un başından alınıp bilinmeyen bir projeye aktarılan Tom Chilton’ın olduğu yönünde.
Geldik asıl üzücü ve karanlık kısma; hatta o kadar ki, Diablo II’deki bütün Light Radius eşyaları bile giyseniz fayda etmiyor: Mevcut ve eski Blizzard çalışanlarının ifadelerine göre Blizzard iç işlerinde yavaş yavaş Activision’a teslim olmaya başlıyor. Daha önceden kendi iç işlerini Activision’dan bağımsız tutup kaliteden hiç ödün vermeyen, çalışanlarına gereken her türlü zamanı ve desteği esirgemeyen Blizzard, şu son birkaç senede Activision ve hissedarlarının yoğun etkisini ensesinde hissetmeye başlamış. Son birkaç yılda çoğu büyük ismin şirketten ayrılıp ya emekliliğe ya da küçük start-up ve indie firmalara yöneldiğini düşününce bununla ilgili bir aydınlanma yaşamamak mümkün değil zaten. Özellikle şu son yıl içerisinde üst yönetimin anlayışında “Giderleri minimumda tutup maksimum gelir elde edin” mottosu benimsenmiş. Activision’ın oyunlarının da Battle.net’e ekleniyor olması, Battle For Azeroth’un çok net bir şekilde oyun daha hazır olmadan piyasaya sürülmesi falan derken… aslında aylardır gördüğümüz semptomlar da artık daha anlamlı gelmeye başlıyor. Kotaku’nun iddia ettikleri eğer gerçekse Blizzard’ın ölümcül seviyede bir Activision hastalığı var gibi gözüküyor. Eski dostumuz bu hastalığı yenebilecek mi yoksa gömdüğümüz diğer sevgili oyun firmalarına mı katılacak, orasını zaman gösterecek.