Ben alışkanlıklarından kolay kolay geçemeyen biriyim. Mesela işimin önemli bir parçası olan Gmail desteğini tamamen kesmese hala Internet Explorer kullanıyor olurdum. Sandalyemin derisi birkaç yerden çatladı ama rahatlığına inanılmaz alıştığım için yıllardır değiştirmiyorum. Vazgeçemediğim bir diğer alışkanlığım da farem. Çok uzun yıllar boyunca Deathadder kullandım, kullanıyorum. V1 ile başladım, V2’ye geçtim, şimdilerde V2 Pro’dayım. Bu sade tasarıma o kadar alışkınım ki kendimi başka bir fare kullanırken hayal edemiyorum bile. Hele her yanından düğmeler fışkıran, tuhaf geometrik şekillere sahip fareleri denemek bile istemiyorum.
Ama iyi ki Viper Pro V2’yi deneme şansı elde ettim. Artık benim için Deathadder’ın sağlam bir alternatifi var.
Şimdi hemen size Viper Pro V2’nin iki müthiş özelliğinden bahsedip, bir de anında eleştiri getireceğim. Bu farenin ağırlığı tam 58 gram, yok böyle bir şey. O kadar hafif ki kullanırken bazen elimde fare olduğunu unutturdu. Kıyas yapacak olursam benim Deathadder V2 Pro’m 88 gram. Viper’ın önceki Ultimate versiyonu 75 grammış. Bu da Razer’ın Viper’ı müthiş biçimde hafifletmeyi başardığını gösteriyor.
Peki bunu, üstelik delikli bir tasarım kullanmadan nasıl yapmış Razer? Farenin sağ tarafındaki düğmelerden kurtulmuş, yan taraflarda grip kullanmamış, fareye Razer’ın alametifarikası Chroma özellikleri koymamış (yani 0 RGB) ve şarj istasyonu desteğini kaldırmış. Ama “ben gripsiz yapamam abi” diyenler için de kutuya hem düğmeler, hem de yan taraflar için yapıştırılabilir grip eklemeyi de ihmal etmemiş.
Farenin sağ tarafı artık farklı olduğundan Viper Pro V2 simetrik değil, ama benim gibi sadece solda ekstra düğme olmasına alışıksanız kendinizi evinizde hissettiren bir fare bu. Yalnız şarj istasyonu desteğinin olmaması üzücü, çünkü Viper Ultimate Charging Dock ile birlikte geliyordu ve bu durumda o istasyon atıl kalmış oluyor. Halbuki kablosuz bir fareyi kablo takma zorunluluğu olmadan istasyona oturtarak şarj edebilmek büyük kolaylık. Hafiflik adına bundan da vazgeçilmesini yadırgadım.
İkinci müthiş özelliği ise ancak kağıt üstünde anlatabileceğim, bu da zaten bahsettiğim eleştiri konusu. Viper V2 Pro, Hyperpolling Wireless Dongle destekli az sayıdaki fareden biri. Bu dongle sayesinde 4000 Hz polling değerine ulaşabiliyor ve mümkün olan en düşük gecikmeyle farenizi kullanabiliyorsunuz. Yani sanırım öyle çünkü maalesef kutunun içinden dongle çıkmıyor. Çoğu oyuncunun ayrı olarak bu parçayı almakla uğraşacağını sanmam (zaten kargo vs hariç 30$ gibi yüksek bir fiyatı var), bu yüzden de farenin bu en önemli özelliklerinden birini çoğu kişi kullanamayacak bile. Yani en düşük ağırlık ve en yüksek performans aynı pakette buluşamamış diyebilirim. Umarım ileride içerisinde dongle olan bir paket de yaparlar.
Viper V2 Pro, Focus Pro 30K sensörün kullanıldığı ilk Razer faresi. Bu sensör gerçekten de üst düzey performans sunuyor. Normal kullanımda kendi faremle arasında çok büyük bir fark gözlemlediğimi söylersem yalan olur, ama Firefly yerine parlak yüzeyli masada kullandığımda Viper V2 Pro çok daha kusursuz bir performans sergiledi. Faresini farklı yüzeylerde kullanmayı sevenlere duyurulur.
Farenin batarya ömrünü de oldukça başarılı bulduğumu söylemeliyim. Razer teknik özelliklerinde 80 saat olduğunu söylemiş ama tam şarjdan sonraki ilk denememde %5 şarja düşmem yaklaşık 90 saat sürmüş. Tabii dediğim gibi şarj işlemi sadece USB Type-C kablo ile yapılıyor ve biraz yavaş, ama şarjınız azaldığında geceden kablosunu takmaya alışırsanız farenin hiçbir koşulda sizi yarıda bırakmayacağını söyleyebilirim.
Viper V2 Pro’da kullanılan üçüncü nesil optik anahtarlar önceki nesle göre biraz daha tok bir ses çıkarıyor ve basış hissi Deathadder’a kıyasla daha kuvvetli. Kaydırma tekerinin de kademelerini hissetmeyi sevdim, genel olarak tüm düğmeler kaliteli bir fare hissi yaşatıyor anlayacağınız. Bu konuda da Razer’a tam puan veriyorum.
Viper V2 Pro’nun Razer tarafından tavsiye edilen satış fiyatı 150$. Bizde de tam olarak bu fiyatın TL karşılığı olarak bulmak mümkün, bugün baktığımda en ucuz 2350 liraydı. Kıyaslama yapmak için birkaç diğer hafif fareye bakayım dedim, örneğin Logitech G PRO X Superlight’ın (63 gram) fiyatı da 2400 lira. Bunlar bir fare için ucuz fiyatlar değil, bu da kararı tamamen oyuncunun tercihine bırakıyor işte. Eğer farenin ağırlığı sizin için bir problem değilse daha düşük fiyat aralığındaki fareleri tercih etmeniz mantıklı (ben yine Deathadder önereceğim bu noktada). Ama en hafif ve en yüksek performans benim olsun diyorsanız, üstüne bir de hasbelkader Hyperpolling Wireless Dongle sahibiyseniz şu an için Viper V2 Pro’nun bir muadili yok.