Imperial March'ı verin damardan
Devamını okuVersus XIII'ü de sayarsak Final Fantasy XV duyurulalı 7 yıl oldu ama hakkında halen pek az şey bilmekteyiz. Gametrailers sağolsun bilinenleri bir araya getirerek ve üstüne de biraz hipotez üreterek oyun hakkında güzel bir çerçeve çizdi.
Ana karakterimiz Noctis, gelişmiş bir metropol olan Lucis şehrinin prensi. Uzun zamandır savaşlarda avantaj sağlamak için kullanılan kristaller birer birer yok olmuştur ve Lucis son kalan kristale sahiptir. Lucis ile düşmanı Niflheim Krallığı en sonunda barış imzalamaya karar verirler.
Son görüşmeler yapılıp barış ilan edilirken politikadan hazzetmeyen Noctis her şeyden uzakta otomobille şehri turlamaktadır. Törene katılmamasına rağmen akşamki kokteyle katılır ve bu kokteyl sırasında Niflheim kristali ele geçirme planını başlatarak elindeki bütün güçlerle Lucis'e saldırı düzenler. Niflheim'ın lideri Idola Eldercapt', Lucis kralı ve Noctis'in babası Regis Caelum'a silah çeker. Sadık arkadaşları Prompto, Gladiolus, Ignis ve Cor'un yardımıyla kurtulan Noctis intikam yemini eder.
Buraya kadar olanlar zaten bilinenler. Gametrailers bundan sonra bazı teoriler üretmeye başlıyor. Oyunun ilk yayınlanan videolarının birinde Shakespeare'in Hamlet eserinden bir alıntı vardı: "iyi ya da kötü diye bir şey yoktur, ama düşüncelerimiz öyle yapar". Oyuncuyu havaya sokmak adına yazılmış bir alıntı da olabilir elbette ama FFXV'in Hamlet ile olası benzerlikleri dikkat çekiyor.
Idola ve Regis'in karşı karşıya olduğu sahnede Regis'in yanında önemsiz görünen bir karakter var. Bu karakteri oyunun yayınlanan görsellerinde ana karakterlerden biri olarak görüyoruz. Hamlet'in sürgün bir prensin hainlik ile tahta geçen amcasından intikam alma hikâyesi olduğunu düşünürsek bu karakterin Regis'in kardeşi ve oyundaki baş düşmanımız olma ihtimali var. Noctis için Hamlet ie aynı doğrultuda siyah kıyafetlerin tercih edilmesinin ve Noctis ile Stella arasındaki hem aşk hem düşmanlık barındıran ilişkinin de Shakespeare'in eseriyle aynı doğrultuda durumlar olduğunun da altı çiziliyor. Noctis'in "yok olmakta olan ruhların ışığını görme" yeteneği de Hamlet'in, babasının ruhu ile iletişime geçmesine benzetiliyor.
FFXV'in Fabula Nova Crystallis evreni ile bağlantısı üzerinde de duruluyor. FFXV'in her ne kadar tamamen farklı bir dünyası da olsa FFXIII ile başlayan ve FF Type-0'nun da dahil olduğu bu evrende geçtiği biliniyor. FFXIII ve FFXV'in birbirine dokunduğu en önemli nokta ise Ölüm Tanrıçası Etro. Etro'nun FFXIII'deki l'Cie'lere sağladığı gücün aynısının ya da oldukça benzerinin Noctis ve Stella'nın da sahip olduğu düşünülüyor. Ayrıca eski videolarda "son kristal için verilen mücadele yalnızca yeni bir çağın başlangıcı" şeklinde bir söylem geçiyor. Bu, FFXV sonrasında geleceği resmi olarak duyurulan devam oyunlarına yapılan bir gönderme olabileceği gibi FFXIII, Type-0, FFXV ve belki de bu evrende geçecek başka oyunların da bir şekilde bir araya geleceği daha büyük çaplı bir yapımın habercisi olabilir.