Heaven’s Hope İnceleme

Bir Türk-Alman ortak yapımı

Seçkin Ölmez ve arkadaşları tarafından Almanya’da kurulan Mosaic Mask Studio’nun ilk oyunu Heaven’s Hope, geçtiğimiz günlerde Steam üzerinden çıkışını yaptı. Bizler de bu fırsattan faydalanıp hemen incelemeye aldık kendisini.

Heaven’s Hope point’n click tarzı, klasik bir macera oyunu olarak çıkıyor karşımıza. Baş karakterimiz Talorel adında, düşmüş bir melek. Düşmüş derken gözden düşmek anlamında demiyorum. Bildiğiniz kafa üstü çakılıyor yeryüzüne… Uçuş sınavlarına girmek üzereyken, Umoral adlı bir başka meleğin kendisini dolduruşa getirmesi sonucu son derece tehlikeli bir hava manevrasına kalkışan “kahramanımız” neler olduğunu anlayamadan kendisini bir anda 19. yüzyıl dünyasına çakılmış, halesini kaybetmiş ve kanatları yanmış hâlde buluveriyor.

Talorel’in tek bir hedefi var: Evine, yani Cennet’e dönebilmek. Bunu başarabilmek için de ona tamamen yabancı olan, ne âdetlerini ne de yaşantısını bildiği dünyamızda yolunu bulması gerekiyor. Neyse ki yalnız değil. Cennetteki iki melek dostu, anaç Salome ve kötümser Azael her daim gökyüzünden kendisiyle konuşarak kimi zaman tavsiyelerle kimi zamansa alaycı yorumlarla ona eşlik ediyor.

Ayrıca oyunun hemen başında yanlışlıkla öldürdüğü, ama akabinde meleksi güçlerini kullanarak tekrar hayata döndürdüğü minik fare ve ilerleyen bölümlerde simya yoluyla can verdiği balmumundan dostu Anselm de macera boyunca ona yardım ediyor. Talorel bir melek olduğundan hayvanlarla ve bitkilerle konuşmak, cansız nesnelere hayat vermek gibi ilginç güçlere sahip (halesini geri kazandıktan sonra elbette) ve bunları kullanarak çok enteresan şeyler yapabileceğinizi hissediyorsunuz. Ek olarak, oyun başlar başlamaz bazı ünlü film ve kitaplara zekice göndermelerle karşılaşıp çılgınca sırıtıyorsunuz.

Ama…

Ama maalesef oyun tüm bu potansiyelini hiçbir zaman tam olarak kullanamıyor. Örneğin maceranın hemen başındaki iki popüler kültür esprisine rağmen oyunun geri kalanında buna benzer şakalara çok ama çok nadiren rastlıyoruz. Dahası esprili ve komik bir yapım olduğunu iddia etmesine rağmen bir-iki sahne dışında öyle aman aman gülmüyorsunuz.

Ek olarak Talorel’in meleksi güçlerinin potansiyelinden de yeterince faydalanamıyor yapım. Mesela öyle bir yeteneğimiz olmasına rağmen her nedense tüm hayvanlarla konuşamıyoruz. “Düşmüş melek” esprisi sadece açılış sekansında kalıyor. Keza Heaven’s Hope (Cennet’in Umudu) ismi de hikâye anlamında çok fazla şey ifade edebilecekken hiçbir yere varmıyor. Talorel’i cennetten birinin bilerek düşürdüğünü biliyoruz, hatta macera boyunca birkaç defa onu durdurmaya çalışan şeytani bir varlıkla da karşılaşıyoruz. Cennet’e dönmesine engel olunduğu gayet açık. Gel gelelim o gizemli şeytani varlığın bunu neden yaptığı hiçbir zaman tam olarak açıklanmıyor. Hâlbuki Talorel’e Cennet’in son umudu gibi bir sıfat yüklenmesi ve maceranın çok daha büyük bir senaryoya bağlanması inanılmaz keyifli olabilirdi.

Heaven’s Hope’ta pek çok karakterle karşılaşıyoruz, ancak hiçbiri akılda yer edici değil maalesef. Talorel’in de başlangıçta dünyadaki eşya ve canlılara şaşkınlıkla bakarken oyunun ilerleyen bölümlerinde her şeyi normal karşılaması ve nesneleri birleştirerek yoluna devam eden sıradan bir point’n click karakterine dönmesi de cabası… Hazır laf nesneleri birleştirmekten açılmışken oyunun en can alıcı yerine, bulmacalara bakalım hadi. Heaven’s Hope’taki bulmacaların hepsi mantık üzerine kurulmuş. Yani bazı engelleri aşmak için akla hayale gelmeyecek şeyler yapmanız, saçma sapan nesneleri alakasız yerlerde kullanmanız falan gerekmiyor. İşin mantığını kavradınız mı ne yapmanız gerektiğini hemen anlayabiliyorsunuz.

Oyun esnasında boşluk tuşuna basarak etkileşime girebildiğiniz nesneleri görmek mümkün. Ayrıca ekranın sağ üst köşesindeki soru işaretine tıkladığımızda melek arkadaşlarımız Salome ve Azael bize bazı ipuçları verebiliyor, fakat bunların pek bir işe yaradığını söyleyemeyeceğim. Çünkü çözmeye çalıştığınız bulmacadan bahsetmek yerine sadece ana görevinizin ne olduğunu hatırlatmak veya başınız sıkışırsa notlarınıza bakmanızı tavsiye etmek dışında pek bir şey söylemiyorlar. Yetersiz bir özellik olmuş ne yazık ki. Bununla birlikte ne ilginçtir ki not defterinizi karıştırdığınızda daha fazla şey söylüyorlar. O soru işareti orada olmasa da olurmuş pekâlâ.

Türün müptelalarına…

Şimdiye dek yazıklarıma bakıp da oyunun kötü olduğu gibi bir izlenime kapılmanızı istemem. Heaven’s Hope kendi çapında gayet başarılı bir yapım. 2.5D grafikleri, el çizimi arka planları, az ama öz müzikleri ve başarılı seslendirmesiyle (bu arada oyun bütünüyle Almanya’da geliştirildiğinden Türkçe seslendirme ya da altyazı bulunmuyor maalesef) gözünüze girmeyi hemen başarıyor. Oyun sırasında tek bir bug’la karşılaşmamanız da cabası. Öte yandan faremizi ve Anselm’i kullanarak çözdüğümüz bulmacalar da gerçekten zekice hazırlanmış.

Bununla birlikte az önce saydığım sebeplerden dolayı vaat ettiği oyun olmayı ve potansiyelini kullanarak benzerlerinin arasından sıyrılmayı da maalesef başaramıyor Heaven’s Hope. Hâl böyle olunca da oynarken eğlendiren ama sıra dışı bir şey veremeyen, ortalama bir macera oyunu olarak yer ediyor akıllarda. Yine de firmanın ilk oyunu olduğu düşünüldüğünde bu bile bir başarıdır elbette.

Seçkin Ölmez’e ve Mosaic Mask Studio ekibine oyun dünyasına hoş geldiniz diyor, bundan sonraki oyunlarında başarılar diliyoruz.

 

Artılar:

  • Kaliteli seslendirmeler
  • Başarılı grafikler
  • Mantıklı bulmacalar

Eksiler:

  • Espri sayısı yok denecek kadar az
  • Akılda kalıcı karakterlerden yoksun
  • Potansiyeli yüksek, ama kullanamıyor
  • İpucu sistemi pek kullanışlı değil

NOT:7.0

YORUMLAR
Parolamı Unuttum