Bu yazı daha önce Oyungezer Dergisi'nde yayınlanmıştır.
Daha dün gibi hatırlıyorum. Blizzard BlizzCon’da Hearthstone’u duyurduğunda yer yerinden oynamıştı. Hayır, iyi anlamda kullanmadım bunu. Bir anda forumlar, mesaj panoları, Facebook duvarları eleştirel ve hayal kırıklığı dolu mesajlarla dolmuş; Blizzard ‘o kadar sürpriz duyuru bekledik, bu muydu yani?’, ‘ne bu çocuk oyunu gibi’, ‘yuuu Blizzard in aşağı’ tarzında mesajlarla topa tutulmuştu. Ben hiçbir zaman Blizzard fanboyu olmadım, ama bu adamların yaptığı her işin son derece kaliteli, çekici ve üzerinden detaylıca düşünülmüş olacağını bilecek kadar tecrübe sahibiyim. Dolayısıyla Blizzard’a bir tekme de sen vur furyasına kapılmak yerine ‘bekleyelim, görelim’ diyerek zamanın gelmesini bekledim :)
Sonuçta haklı çıktım mı? Evet, çıktım. Hearthstone’un Blizzard’ın diğer oyunlarından aşağı kalır hiçbir tarafı yok arkadaşlar.

Masadan Monitöre, Kızgın Kumlardan Serin Sulara
Yıllarca Magic the Gathering oynamış, kartlarına zamanında resmen tonla para bayılmış ve kart oyunlarından biraz baymış biri olarak bilgisayardaki kart oyunlarına karşı hiçbir zaman en ufak bir ilgim dahi olmadı. Ne MtG’nin bilgisayar oyunlarına baktım, ne Yu-Gi-Oh!’a. Bunun en büyük sebebi fiziksel oyunun zevkini yaşatacaklarını düşünmemem, bir booster paketi açınca içinden ne çıkacak heyecanını bilgisayarda yaşamanın mümkün olmadığını varsaymamdı. Sağolsun, Hearthstone bu algımı da bozmayı başardı.
Hearthstone’un en çekici yanı elbette Warcraft dünyasıyla olan bağı (Heroes of the Storm da aynı yolu izliyor mesela). Oyunda seçtiğimiz sınıfların kahramanları, Warrior için Garrosh Hellscream, Mage için Jaina Proudmoore gibi oyundan oldukça iyi tanıdığımız karakterler. Bu kahramanların çizimleri de, seslendirmeleri de dört dörtlük. Yalnızca bunların değil, oyundaki tüm kartların seslendirmeleri nefis olmuş. Evet kuru kuru oynadığınız bir oyun değil Hearthstone, çektiğiniz her kartın farklı bir seslendirmesi var ve bunların bazıları gerçekten çok çok başarılı.
Oyunun öğreti kısmı bu tür oyunlar hakkında zerre fikriniz olmasa bile ne yapmanız gerektiğini son derece başarılı biçimde açıklıyor. Zaten Hearthstone zor bir oyun değil. Kartların üzerinde uzun uzun açıklamalar yok, binlerce kart, yüzlerce büyü cinsi de yok. Yani Hearthstone özünde kavraması kolay bir oyun ama ciddiye aldığınız taktirde de müthiş taktik savaşlarının yaşandığı, sağlam sinerjiye sahip bir deste hazırlamanın ustalık gerektirdiği bir oyun olmuş. Kartlara ek olarak Hero Power denen güçler de oyuna ekstra bir güzellik katmış. 2 mana harcayarak kullanılan bu güçler bazı durumlarda düellonun gidişatını direkt değiştirebiliyor, ama farklı sınıflar arasında süper bir denge olduğunu söylemek de zor. Sizi bununla ilgili bu sayfalarda bir kutuya alacağım birazdan.
Gelelim işin deste kısmına, çünkü bizi en çok ilgilendiren şey sahip olduğumuz kartlar. Öncelikle tüm karakterlerle bolca oynayarak hepsini 10. seviyeye kadar getirdiğinizde hem ekstra altın kazanacak, hem de sınıfların temel kartlarını açmış olacaksınız. Bundan sonra belli seviyelerde sahip olduğunuz bazı kartların altın versiyonlarını açmaya başlıyorsunuz ki bunlar “disenchant” edilmediklerinden yalnızca görsel bir bonus olarak kalıyorlar. Yeni kartlar toplamanın tek yolu ise booster paketi satın almak.

Parayı Veren Yine De Düdüğü Daha İyi Çalıyor
Hearthstone F2P bir oyun, yani isterseniz bir kuruş bile harcamadan oyunun keyfini çıkarabiliyorsunuz. Booster paketi satın almak için de para harcamanıza gerek yok, çünkü 100 altın karşılığında bir paket almanız mümkün. Oyunun başlarında pek çok başarı size bir kereliğine fazladan altın kazandırsa da (mesela tüm NPC’leri Expert modda yenmek gibi), sonrasında altın kazanmanın tek yolu verilen günlük görevleri tamamlamak oluyor. Arena’ya girmek için de altın gerektiği için oradan gelebilecek altınları hesaba katmıyorum gördüğünüz üzere. Bizim saatimizle her gece 2’de yeni bir görev alıyoruz. Bunlardan bazıları belli bir sınıfla 2 maç kazanmak (40 altın), bazıları toplam 7 maç kazanmak (100 altın) gibi farklı görevler. Günlük bir kere de verilen görevi sağ üstteki çarpıya basarak değiştirebiliyoruz. Yani 40 altınlık görev gelirse şansınızı deneyin, belki 60 veya 100’lükle değiştirebilirsiniz.
Booster paketi satın aldıktan sonra paket açma ekranına geçiyoruz ve ters çevrilmiş 5 kartı dilediğimiz sırayla açıyoruz. İşin bu kısmı çok heyecanlı çünkü elbette hepimizin isteği sağlam kartlar çekebilmek oluyor. Her pakette en az 1 rare garanti ama bazen daha fazlasını da kazanabiliyorsunuz. Karta tıkladığınızda “Le-gen-da-ry” sesini duymak adamı inanılmaz heyecanlandırıyor, Diablo’da legendary düşünce bile böyle hissetmiyorsunuz yani, öyle söyleyeyim. Tabi bu çok düşük bir şans, çoğunlukla ya elinizde olan, ya da pek işinize yaramayacak kartlara sahip oluyorsunuz.
İşte böyle bir durumda da devreye kart yaratma olanağı giriyor. İstemediğiniz kartları (temel kartlar hariç) disenchant ederek arcane dust’a çevirebiliyor ve bu dust’ları kullanarak istediğimiz başka kartları yaratabiliyoruz. Elbette bir kart bozup yenisini yapmak mümkün değil, bozdurduğunuz normal bir karttan 5 dust kazanırken, yeni bir normal kart yaratmak için 40 dust’a ihtiyacınız var mesela. Yine de sabırlı olduğunuz taktirde para harcamadan da istediğiniz kartlara ulaşabileceğinizi bilmek iyi bir şey.
Hadi Gel Arenaya Geri Dönelim
Oyunda normal ve dereceli maçlar yapabiliyoruz. Dereceli maçlarda galip geldiğimizde bir üst dereceye çıkmamızı sağlayacak yıldızlar kazanıyor, mağlup olunca da yıldız kaybediyoruz. Maalesef temel destelerle fazla derece yükselmek mümkün değil çünkü belli bir seviyeden sonra karşınızdaki her oyuncunun destesi legendary ve birbirinden süper rare kartlar kaynamaya başlıyor. Yani burada başarılı olmak da sabır isteyen bir olay. Bu ikisinin dışında bir de Arena modu var. Arena’ya 150 altın veya ayakkabı kutularında sakladığımız avrolarımızı vererek girebiliyoruz. Arena büyük ölçüde şans üzerine kurulu bir sistem. 9 sınıftan sizin için seçilmiş 3 rasgele sınıf arasından seçim yapıyorsunuz. Sonra da karşınıza yine tamamen rasgele açılan 3 kart arasından 1 kart seçe seçe 30 kartlık destenizi oluşturuyorsunuz. Şans inanılmaz büyük bir faktör çünkü bazen oyun size hiç legendary kart çektirmez, birbirinden işe yaramaz rare kartlar arasından seçim yapmanızı isterken bazen o kadar şanslı oluyorsunuz ki muhtemelen uzun süre bir arada göremeyeceğiniz dehşet kartlarla karşılaşıp, süper bir deste kurabiliyorsunuz. Arena 3 kez mağlup olduğunuzda bitiyor ve o zamana kadar aldığınız galibiyet sayısına bağlı olarak ödül kazanıyorsunuz. Bu ödüllerden biri mutlaka booster paketi oluyor, bu yüzden 100 altın verip paket almak yerine 150 altınla arenaya girmek çok daha mantıklı. Çünkü azıcık başarılı olursanız paket + bir sürü altın + bir sürü dust kazanıp kâra bile geçebiliyorsunuz.

Oyunda şu an 382’si toplanabilir, 465 kart bulunuyor. İleride bu sayının artacağı kesin, hatta ben yeni büyüler de eklenmesini bekliyorum (örneğin silence yiyen minyonlar için dispel gibi). Ama Hearthstone bu ilk haliyle bile aradaki bazı dengesizliklere rağmen son derece keyifli, bir iki maç yapayım diye oturup iki üç saat aralıksız oynadığınız bir oyun olmuş. Blizzard bu işte, boş işleri yok adamların.
Hero Power
Kahraman güçlerinin bazıları diğerlerine göre daha faydalı, bunu özellikle de Arena’da daha bariz hissediyorsunuz.
Mage – Jaina Proudmoore: Oyundaki en iyi güç 1 zarar veren Fireblast. Sağlığınızdan ödün vermeden doğrudan minyonlara saldırabiliyor, Taunt varsa bile diğer kahramana vurabiliyor ve karşı taraf üzerinde rahatça baskı kurabiliyorsunuz.
Hunter – Rexxar: Steady Shot ile diğer kahramana 2 zarar verebiliyorsunuz. Taunt’tan etkilenmediği için agresif oyunlara çok uygun.
Druid – Malfurion Stormrage: Shapeshit ile +1 armor ve o tur için +1 saldırı kazanıyorsunuz. Armor tur sonunda yok olmuyor ama saldırı Taunt’tan etkileniyor.
Paladin – Uther the Lightbringer: Reinforce ile 1/1 minyon çekebiliyorsunuz ama Mage/Rogue/Druid gibi ofansif kahramanlar karşısında herhangi bir etkisi olmuyor bunların.
Priest – Anduin Wrynn: Lesser Heal ile 2 iyileştirme yapabiliyorsunuz ki özellikle de bu büyüyü avantaj olarak kullanan kartlarla (örneğin herhangi bir minyon iyileştirildiğinde kart çektiren) sinerji yarattığınızda çok ciddi etki yaratabiliyorsunuz. Auchenai Soulpriest kartınız varsa bu sefer elinizde 2 zarar veren bir güç oluyor ki bu ciddi bir tehdit.
Warrior – Garrosh Hellscream: Armor Up ile 2 armor kazanabiliyorsunuz ama bunun masa üzerinde hakimiyete en ufak katkısı olmuyor. Çok başı boş bırakılıp ciddi armor toplamadığınız sürece zayıf bir güç.
Rogue – Valeera Sanguinar: Dagger Mastery ile iki kullanımlık, 1 zarar veren bıçak çekiyorsunuz. Taunt’tan etkileniyor ama özellikle de zehirle birleştirildiğinde masa kontrolünü ele geçirebiliyorsunuz.
Warlock – Gul’dan: Life Tap ile 2 sağlık karşılığında kart çekebiliyorsunuz. Karşıda agresif oynayan bir oyuncu varsa sağlığınız hızla düştüğü için bundan pek faydalanma imkanı olmuyor ama eldeki kart sayısını kontrol edebilmek de önemli bir avantaj.
KÜNYE
Hearthstone (PC)
Tür: Trading Card Game
Yapım: Blizzard
Dağıtım: Blizzard
Sistem: Ekonomik
Fiyatı: Ücretsiz
Dahası İçin://eu.battle.net/hearthstone/en/
KARNE
NOTU: 9
SON KARAR: Blizzard bulaştığı her türe damgasını vurmaya devam ediyor
+
Öğrenmesi basit, ustalaşması ise çaba istiyor
Hiç para vermeden de başarılı olmak mümkün
Heroes’taki ‘bir tur daha’ mantığı burada ‘bir maç daha’ şeklinde tekrarlanmış
Görsel ve işitsel anlamda yine üst kalite
-
Zengin Arap bebelerinin 2-3 legendary’li desteleriyle başa çıkmak zor
Arena biraz fazla şansa dayalı
Karşıdaki son darbeyi vurmadan önce ‘well played’ deyince sinirler tavan yapıyor :)
Karakter konuşması seçeneklerinde ‘la bi git’ de olsaydı iyi olurdu
















