Not: Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinin Şubat 2014 sayısında yayınlanmıştır.
(Bu paragrafı Çetin Tekindor sesiyle okuyunuz) Evet, evet... Kesmek... İnsanoğlunun asırlar boyunca özünü kavramaya çalıştığı, uğruna nice parşömenler doldurduğu, nice methiyeler dizdiği eylem... Kimi zaman ilhamını ufkun sonsuzluğundan alan ressamların, kimi zaman deliliğin sınırlarında gezen filozofların bir biçim vermeye çalıştığı, o hem çok yakın hem de çok ulaşılmaz olan olgu... Ve bir oyun ilk defa bu kaotik kavramın özünü yakalamaya bu kadar yaklaşıyor. Yani kısaca söylemek istediğim:
Bir şeyleri kesmek istiyorsanız doğru oyundasınız!
Sanırım artık "bu tip aksiyon oyunlarının fazla uğramadığı gariban PC" muhabbeti yapmanın yersiz olduğu noktaya gelmiş bulunuyoruz. Devil May Cry'lar, Lords of Shadow'lar falan geç de olsa bir şekilde PC'nin yolunu buluyorlar. Revengeance da aynı şekilde konsollara çıkışından 1 yıl sonra PC'mizdeki yerini nihayet almış durumda.

Sam başımızı çok ağrıtacak, zaman zaman da kesecek
Konuyla ilgisi olmayan arkadaşlar sormadan önce hemen ben söyleyeyim; Revengeance'ın önceki Metal Gear'larla hem konu olarak hem de oynanış olarak neredeyse hiç ilgisi yok. Bildiğiniz gibi Metal Gear serisi gizliliğe dayalı bir seridir ama Revengeance yeşillik olsun diye konmuş birkaç öğenin dışında safkan, hatta bodos bir aksiyon oyunu. Hikâye olarak da önceki oyunlardan tanıdığımız Raiden karakterinin pek de fazla tanımadığımız "Reaper" yönünü işliyor ve kendi içinde başlayıp biten bir öyküye sahip. Şunu çok net söyleyebilirim ki Revengeance'tan keyif almak için önceki Metal Gear'lara bulaşmış olma şartı kesinlikle yok.

Katana ve Japon kapıları... Hmm...
Hikâye dedik. Revengeance'ın hikâyesi ciddi ile saçma arasında bir yerde. Ama kast ettiğim "ciddi ile saçma arasında gidip geliyor, bir öyle bir böyle" değil. Oyun aynı anda ikisi birden. Bir taraftan hikâyeye Kojima'nın elinin değdiği çok belli. Savaş psikolojisi, savaş ekonomisi, masumların savaştaki rolü, kimin masum sayılıp kimin sayılmayacağı gibi konularda ayakları yere basan, kendi içinde derin diyaloglar içeriyor. Ama öteki taraftan da yarı cyborg bir adamı yönetiyor, yüksek frekanslı katanamızla insanları kuşbaşı doğruyor, omurgalarını söküp gücümüzü tazeliyor, abartılıkta kendilerini aşmış bosslarla dövüşe giriyoruz. Hani hikâyeyi çok ciddiye almaya kalkarsanız ya da aynı şekilde çok geyiğe vurmaya kalkarsanız tat alamazsınız. Yaklaşımınızda dengeyi tutturmaya çalışın. Oyunun tavrı şahsına münhasır, öyle kabul edin. Ama hikâyeyi sevin ya da sevmeyin, o ikinci planda. İsterseniz ara sahneleri hiç izlemeyin. Dedim ya:
Mühim olan kesmek
Bilmiyorum ötesi var mıdır ama Revengeance benim hayatımda oynadığım en hızlı aksiyon oyunu. Oyunun normal hızı zaten çok hızlı, bir de depar tuşu var, o sayede iyice abartıyor. Depar tuşu yalnızca koşu hızını arttırmaya değil çeşitli engelleri de kıvak bir şekilde aşmaya yarıyor bu nedenle sürekli kullanıyorsunuz. Saldırı tuşlarınız ise hafif ve ağır olmak üzere iki tane. Bunlarla yapabileceğiniz combo fazla değil ama zaten fazlasına gerek de yok. Dövüşler çok hızlı gerçekleşiyor ve saldırılarınız o "kesiş" hissini estetik bir şekilde vermek konusunda gayet yeterli. Ha bir de oyunda gard alma tuşu diye bir şey yok. Hasar almamak için size yapılan saldırı sırasında doğru yöne ve saldırı tuşuna doğru zamanda basmanız gerekiyor.
Ve tabii oyunun en özel özelliği "Blade Mode"dan da bahsetmemek olmaz. Eğer gücünüz yeterince doluysa shift tuşuna basıyor ve ağır çekime giriyorsunuz. Bu moddayken katananız ile istediğiniz gibi isabet alabiliyor, düşmanı dilediğinizce kesebiliyorsunuz. Aslında isabet almanız da şart değil, mouse'u sağa sola hızlıca sallayıp düşmanı pastırma inceliğinde doğramanın keyfi paha biçilemez. Blade Mode normal dövüşürken çok işe yaramıyor ama düşmana yeterince hasar verip, Blade Mode'a girip, doğru yerinden keserseniz arkadaşın omurgasını söküp canınızı ve gücünüzü tamamlayabiliyorsunuz ki oyunda çoğunlukla buna kasıyor oluyorsunuz zaten.

Ne derler bilirsiniz: Cyborg köpek cyborg insanın en iyi dostudur
Mesela sıradan bir mizansen resmedeyim: Az ileride sırtı size dönük bir adam var. Arkadan yaklaşıp tek hamlede işini bitirdiniz. Sizi gören bir başkası ateş etmeye başladı. Depar tuşuyla mermileri katanayla sektire sektire yaklaştınız, yerden hızlıca kayarak adama daldınız. Katanası kimi zaman elinde kimi zaman ayağında, Raiden adamı kesmeye başladı. O sırada bir adam ve 3 metrelik bir mecha da size saldırmaya başladı. Saldırıları engellemek adına onlara doğru karşı saldırı yaptınız ve başarılı oldunuz. İkinci adam da az önce daldığınız adamın yanına geriledi ve başladınız ikisine birden saldırmaya. Bir süre sonra adamların zayıfladığını gördünüz ve açtınız Blade Mode'u. İlkinin omurgasını isabetli bir hamle ile aldınız ama ikincisini tutturamadınız. "Başlarım lan" diye gıcık oldunuz ve başladınız mouse'u deli gibi sallamaya. Hop, onun da omurgası çıktı. Çat çat ikisini de emdikten sonra sıra geldi 3 metrelik zavallı mecha'ya...
Tabii bu anlattığım sıradan, gündelik bir durum. Siz bir de boss dövüşlerini görün. Öteki Metal Gear oyunlarının aksine çoğunu dövdükten sonra unutacaksınız ama çok sağlam olanlar da var aralarında (hele o son boss dövüşü çok sıkıdır).

Back in Mozambique...
Oyun PC'ye klavye+mouse desteğinin yanı sıra başka güzelliklerle de geldi elbette. Grafikler de PC'ye adapte edilmiş ve gayet başarılı bir iş çıkartılmış. Oyun çok daha iyi görünüyor ve PS3'te zaman zaman yaşanan yavaşlamalar da PC'de yok. 1080p'nin üzerine çıkmak istiyorsanız hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz ama, onu da söyleyeyim.
PC versiyonu ayrıca oyunun bütün DLC'lerini de içinde barındırıyor. Ekstra kıyafetler çok gerekli değil ama bir tanesi eski MGS'ci olarak çok pis gönlümü çaldı: Cyborg Ninja. Oyunu Gray Fox görünümünde oynamak benim gibiler için çok hoş bir kıyak olmuş.
Kıyafetlerin dışında 3 adet de daha büyük çaplı DLC bulunuyor oyunun içinde. Jetstream'de Raiden'ın rakibi Sam'i yönetiyoruz. Sam ile aksiyona girmenin farklı bir tadı var ama genel olarak inanılmaz anlamsız bir DLC olmuş. Sam'in geçmişini, Desperado Enforcement'a nasıl katıldığını gösteren dramatik bir şey bekliyordum ama bu kadar yalandan bir hikâye anlatımı olamaz. Benzer durum diğer DLC Bladewolf için de geçerli. Jetstream kadar kötü değil, Bladewolf'la biraz daha gizli oynama imkânına sahip olmak hoş ama hikâye olarak o da gayet üstünkörü hazırlanmış. İyi ki iki DLC'yi de zamanında PS3 için almamışım. Para tuzağıymışlar.
Ama bir diğer DLC olan VR Missions ayrı. Oyunda ustalığınızı yeterince gösteremediğinizi düşünür iseniz bu görevlerde kendinizi delicesine zorlayabilirsiniz. Oynanış mekaniklerine bayılan ve daha fazlasını isteyenler için çok iyi bir seçenek olmuş.
Sözün özü arkadaşlar eğer Revengeance'ı daha önce PS3'te oynamışsanız PC versiyonuna tekrar para vermenin pek bir mânâsı yok. Ve sevgili PC sahipleri... Revengeance yalnızca 5-6 saat süren ama tekrar oynanabilirliği yüksek olan, VR Missions paketiyle ömrünü katlayan, fazlasıyla hızlı ve heyecanlı bir aksiyon. Denediğinize pişman olmazsınız.

Aklından neler geçiyor Raiden?
İpucu
- Karşı saldırı yapmak için doğru yöne doğru zamanda saldırı yapmak gerekiyor ama zamanlama kasarsanız işiniz yaş. Yön tuşuna ve saldırı tuşuna patır patır basın, işe yarıyor ^_^
- Bu karşı saldırı işini çok gerekmese bile sık sık kullanın ve uzmanlaşın. Yoksa son boss ağlatır.
- Blade Mode'dayken kimi düşmanların sol kolunun kırmızı kırmızı parladığını göreceksiniz. Biraz zor olsa da o kolları tek parça almak için çaba gösterin, faydasını göreceksiniz.
- Oyunun ortalarında edindiğiniz Ripper modunu doldukça kullanın, acımayın.
Kontroller
İnternette oyunun kesinlikle gamepad ile oynanması gerektiği konusunda yorumlara denk geldim ama katiyyen katılmıyorum. Yani mesela Lords of Shadow'u klavye+mouse ile oynadığımı hayal bile edemiyorum. Ama Revengeance'a "bi deneyeyim klavye+mouse'u da sonra gamepad'i bağlarım" diye girdim, sonrasında da hiç değiştirme gereği duymadım. Siz bana güvenin arkadaşlar, bu oyun direkt klavye+mouse'luk. Zaten Blade Mode'da mouse ile kesiş yapıp içinizdeki psikopatı ortaya çıkarmanın tadı çok başka.
KÜNYE
METAL GEAR RISING: REVENGEANCE (PC)
KARNE
Artılar
Eksiler
SON KARAR: Kısa, unutulası, ama taş gibi bir aksiyon.
NOTU: 7+
















