Daha önce The Witcher 3, Dying Light, Dead Island ve Cyberpunk 2077 gibi oyunlar üzerinde çalışan bir grup geliştirici bir araya gelip yeni bir stüdyo kurarsa ne olur? Starward Industries ismindeki bu stüdyo, çıkışını Ukrayna'lı ünlü bilimkurgu yazarı Stanislaw Lem'in çalışmalarından esinlenen, 'atompunk' diye tabir edilen bir temaya sahip bir bilimkurgu oyunuyla gerçekleştirecek: The Invincible.
Atompunk denince akla ilk gelen isim elbette Fallout ve Wasteland oluyor. Bu alternatif dönemde mekanik ve buharlı makinelerin yerlerini nükleer enerjiye bıraktığını görüyoruz. Bilgisayarlar ve robotlar hayatın birer parçası ama gelecekte değil de yine 60'lı yıllarda, Soğuk Savaş dönemlerini andıran dönemlerde geçiyor atompunk. Bu türün ortak teması ise nükleer enerjinin nihayetinde post apokaliptik bir yıkıma yol açıyor olması.
The Invincible'ın hikayesinde de teknolojinin acayip derecede ilerlediğini, hatta uzay keşiflerinin başladığını görüyoruz. Ancak dijital devrim henüz gerçekleşmemiş, Soğuk Savaş sona ermemiş ve tüm ekipmanlar hala analog. Oyun, Lem'in 1964 tarihli The Invincible (Yenilmez) romanından esinleniyor. Romanın konusu kısaca şöyle:
İkinci sınıf bir uzay kruvazörü, bilgi alınamayan kardeş gemisi Condor'un peşinden Regis III gezegenine gider. Ekip gemiyi bulur, fakat gezegende neler olduğunu ve Condor'dakilerin başına ne geldiğini açıklayamazlar. Ekip daha sonra gezegende kendini kopyalayan, evrimleşmiş makine bir yaşam formu keşfeder. Bu form ufak robot-böceklerdir. Önceleri farklı türlerde robotların yaşadığı gezegende robot savaşı çıkmış, ve bu savaştan bu ufak makineler sağ çıkabilmiştir. Tek başlarına zararsız ve az işleve sahip bu makineler tehdit edildiklerinde organize olurlar. Bir araya gelen bu böcek-makineler, elektromanyetik alan yaratarak, saldırganın beyninin elektrik yükünü sıfırlarlar. Bunun sonucunda saldırgan hafızasını yitirmiş, bilişsel kapasitesini kaybetmiş olur. Bu durum Condor'un başına geleni açıklamaktadır. Yenilmez ekibi bu makinelere başta savaş açmış daha sonra başarısız olmaları ve yaptıklarını anlamsız bulmalarından dolayı gezegenlerine geri dönmüşlerdir. (Wikipedia)
Oyun 2018'den beri geliştiriliyormuş ve Starward Industries'in hedefi The Invincible'ı gelecek sene çıkarabilmek.
Starward Industries CEO'su, eski CD Projekt RED'li Marek Markuszewski, Stanislaw Lem'in zamana meydan okuyan eserlerini lezzetli bir meyveye benzetmiş. Lem'in hikayelerinin hikaye tabanlı oyunlar için mükemmel bir seçim olduğunu ve günümüz dünyasına dair çok gerçekçi yorumları olduğunu söylemiş. Yani kısacası oldukça güzel görünen tek kişilik bir bilimkurgu oyunu yolda gibi gözüküyor :)
TheGamer'da Markuszewski ile yapılan oldukça uzun ve detaylı bir röportaj var, onu da okumanızı öneririm.
TheGamer ropörtajından anladığım kadarıyla oyun bir yürüme simülasyonu olacak. Yapımcı türü söylememiş ama devamlı "hikaye tabanlı" diye vurgulamış. Hikaye vurgulayan oyunlar genelde yürüme simülasyonu oluyor.