Steam 2019 Yaz İndirimlerinde Alınabilecek 10 Bağımsız Oyun

Yine bağımsızlarla başlayalım

Bir kez daha Steam'in geleneksel indirim dönemlerinden birindeyiz, Steam Yaz İndirimleri başladı ve yine her zaman olduğu gibi ilk birkaç saatte Steam oyuncuların gösterdiği ilgiyle birlikte çöktü, sayfalara erişilemedi, tam olarak nerede nasıl indirim var bakılamadı. Neyse ki sonradan düzeldi de neyle karşı karşıya olduğumuzu görebildik.

Bildiğiniz gibi her indirim döneminde size kendimizce çeşitli tavsiyelerde bulunuyoruz ve bunların mümkün olduğunca iyi indirim görmüş ve almaya değer oyunlardan olmasına özen gösteriyoruz. Yeni çıkan ve 200 liralarda gezinen AAA oyunlardan ziyade, biraz daha bağımsız odaklı listeler hazırlamayı da ayrıca seviyoruz zaten.

Bu sefer bir değişiklik yapıp ilk olarak eskiden önerdiğimiz listelere bir göz atmak, onları yeni fiyatlarla güncellemek istedim. Hem aramıza yeni katılanlar da bu listeleri kaçırmamış olacak, hem de elimizde güncel tavsiye listeleri olacak :) Zaten indirim dönemi boyunca da yeni yazılarla karşınızda olacağız.

İlk olarak 10'lu bağımsız oyun paketimizle başlayalım dilerseniz.


This War of Mine

Savaşın sivillerin hayatında yarattığı yıkım nasıl anlatılabilir sorusuna verilmiş çok başarılı bir yanıttı. Savaşın ortasında yıkık dökük binalarda, elde avuçta ne varsa onlarla hayatta kalmaya çalışmak oyundaki tek amacınızdı. Ama bu amaca giderken öyle ikilemlerle karşı karşıya kalıyordunuz ki, savaşın esas yıkımının nasıl bir şey olabileceği bir kez daha tüm acı gerçekliğiyle yüzünüze vuruyordu. Oyun bittikten sonra dayanamayıp ek paketleri de satın alabilirsiniz, baştan uyarmış olayım.

The Vanishing of Ethan Carter

Kısa ama etkileyici bir oyun. Grafikleri ve müzikleri sağlam bir atmosfer oluştururken, bulmaca çözme mekanikleri de zevkli bir macera vadediyordu. Esas vurucu noktası ise, Ethan Carter'ın hikayesiydi dersek herhalde yanlış olmaz. Dedektifimiz Paul Prospero'nun özel yeteneklerini kullanarak, Red Ceek Valley'in dört bir yanındaki olayları çözüp finale vardığınızda siz de bana hak verebilirsiniz. Güzel bir detay da oyunu satın aldığınızda aynı zamanda yenilenmiş grafiklerle hazırlanan redux versiyonuna da sahip olmanız. Bence değerlendirilmesi gereken bir fırsat.

What Remains of Edith Finch

Finch'lerin hazin hikayesine ortak olduğumuz bu oyunda, birbirlerinden çok farklı aile üyelerinin hayatlarından geçip gidiyor, her bir bireyin anılarında ailenin üzerindeki makus talihin izini sürüyorduk. Aile üyelerinin kendine has özelliklerini yansıtan bölümler oynanışı da çeşitlendiriyor ve oyunu klasik bir "yürüyüş simülasyonu" olmaktan farklı bir noktaya taşıyordu. Yaklaşık 2 saat kadar süren, duygusal bir film kıvamındaydı. Finch'lerin her birinin hikayesinden hüzünlenebilir, finale giderken de boğazınızın düğümlendiğini hissedebilirsiniz. Sizi en çok hangi hikaye etkileyecek bakalım...

Undertale

Undertale, kesinlikle herkese göre olmayan oyunlar kategorisinde. Bu nasıl bir oyun diye söylenenler de çıkacaktır, bir define keşfetmiş gibi sevinenler de. Umarım siz ikinci grupta yer alıyorsunuzdur. Bir RYO içerisinde nasıl olur da seviye atlamak umurunuzda olmaz, tecrübe puanı peşinde koşmazsınız, hiçbir düşmana saldırmazsınız? Demek ki olabiliyormuş. Undertale, içerisine çok iyi işlenmiş "merhamet" ile sizi de sıkıca kucaklayabilir, suratınıza bir tebessüm yerleştirebilir. Veya tam tersi de olabilir; tercih size kalmış. Ne olursa olsun, bir şans verin bence.

Salt and Sanctuary

Metroidvania tarzını ve Souls oyunlarını seviyorsanız, zaten bugüne kadar bu oyunu oynamışsınızdır diye tahmin ediyorum. Yok henüz fırsat bulamadık diyenlerdenseniz, en kısa sürede bir şans vermeniz şiddetle tavsiye olunur. 2 boyutlu bir aksiyon RYO yapmak ve bunu zorlu düşmanlarla donatmak konusunda gayet başarılı bir işe imza atmıştı yapımcılar. Bize düşen de yönettiğimiz karakterin 1234. kez ölüşünün ardından şansımızı bir kez daha denemekten başka bir şey değildi. Soulsborne familyasından bir oyun olmak da bunu gerektirmez mi zaten?

Last Day of June

Oyun bize "Sevdiğini kurtarmak için neler yapardın?" diye soruyor ve bu soruya vereceğimiz cevabı bütün romantikliğiyle ve hüznüyle tecrübe ettiriyordu. Sizin de, sevdiceğinizle bir anı ölümsüz kılmak, tekrar tekrar yaşamak istediğiniz olmadı mı? Bu duygu yüklü hikâyeden kendi adıma çıkardığım en önemli tecrübe sevdiklerimizle geçirdiğimiz sıradan anların da kıymetli olabileceğini bir kez daha görmekti. Zaten böyle olunca o anlar da sıradanlıktan sıyrılıp hiçbir zaman kaybetmek istemeyeceğimiz hazinelerimiz haline gelmiyor mu? Hal böyleyken Carl'ın biricik hazinesi June'u kaybetmesine yüreğiniz el verir mi? Siz de bir el atın da sevenler ayrılmasın.

Pyre

Bazı stüdyolar var ki, yaptıkları her bir oyunda hem tarzlarını devam ettirdiklerini hem de farklı bir deneyim sunduklarını, farklı bir hikâye anlattıklarını görürüz -ki Supergiant da onlardan birisi. Bastion ve Transistor'da beğenilen görsel tarzlarını Pyre ile de sürdürürken bir yandan da çok farklı bir oyun deneyimi ile karşımıza çıkmayı başarmışlardı. Sürgünden kurtarmaya çalıştığınız bir grup ve bu grubun tek kurtuluş yolu olarak karşımıza çıkan spor müsabakaları üzerine bir hikâye idi bu sefer anlattıkları. Belki alakasız olacak, ama bu oyun üzerinde ne zaman düşünsem aklıma Zafere Kaçış filmi gelir; bakalım bana hak veren çıkacak mı :)

The Cave

Altında, Ron Gilbert (Monkey Island, Maniac Mansion) gibi bir ismin ve Double Fine Productions (Psychonauts, Brütal Legend) gibi bir stüdyonun imzası olan bir oyundu The Cave. Birbirinden oldukça farklı 7 karakter (ikizleri ayrı mı saymak gerekir acaba:)) arasından üçlü gruplar oluşturup bu mağaranın farklı köşelerinde çeşit çeşit bulmacaları çözerken, bir yandan da her bir karakterin hikayelerine dair parçalar buluyorduk. Yeterince ilgi çekememiş, kıymeti bilinememiş platform-bulmaca oyunlarından birisi olduğu söylenebilir. Bir şansı hak ediyor bana kalırsa.

The Misadventures of P.B. Winterbottom

P.B. Winterbottom turtalara düşkünlüğü nedeniyle şehrin altını üstüne getirirken; görsel tarzıyla, oyuna cuk oturan müzikleriyle, şiirsel ve esprili hikâye anlatımıyla gayet keyifli bir deneyim yaşatmaya aday bir oyunla karşı karşıya olduğunuzu hissediyordunuz. Winterbottom, turtaları hiç kimseye bırakmamaya ant içtiğinden, bu macerasında en büyük destekçisi tabii ki yine kendisi oluyor, kısa süreli zaman yolculuklarıyla ortamlara teşrif eden klonları sayesinde türlü engelleri aşıp o çok sevdiği turtalarına kavuşuyordu. Yoksa kavuşamıyor muydu? Deneyip kendi gözlerinizle görün bence.

Swaps and Traps

Bu senenin başarılı yerli yapımlarından birisiydi Swaps and Traps. Farklı bir bulmaca-platform oyunu olarak çıktı karşımıza. Sadece platform yeteneklerinize güvenemeyeceğiniz, aynı zamanda ekranın farklı parçalarının yer veya yön değiştirdiği bulmacaları da çözmek durumunda olduğunuz keyifli bir oyun deneyimi sunuyordu. Türkçe seslendirmesi de bizler adına bir başka güzel detaydı. Beyin yakmaya aday 100 bölümüyle, bulmacaya doyabilirsiniz.

YORUMLAR
Feyling
27 Haziran 2019 13:30

Sanırım Last Day of June bu akşam Epic Store'da bedava olacak.

Ares
26 Haziran 2019 15:47

Tek bir oyun seçmem gerekse This War of Mine derdim.

yeknesak
26 Haziran 2019 14:50

İndirimlerin hali ortada olduğundan bende indie ile kapattım bu sene. Yukarıdakilere ek olarak, aldığım Behold the Kickmen, DEADBOLT ve The Room serisinide öneririm.

Decypher
yeknesak
26 Haziran 2019 14:58

The Room serisini ben de çok severim :) Behold the Kickmen'i de senden duydum, grafikleri falan ne kadar tatlıymış öyle.


Parolamı Unuttum