Steam Yaz İndirimleri ile yüzlerce oyunda gayet güzel fırsatlar sunuluyor malum. Bu seferki listemiz, ülkemizden çıkan oyunlar üzerine olsun istedik. Böylece, buralardan da güzel oyunlar çıktığını bir kez daha hatırlamış, belki sizleri de bu oyunlarla tanıştırmış oluruz:
Mount & Blade: Warband
Ülkemizden çıkan en popüler oyunlardan M&B. İkinci oyunu geçmek bilmeyen yıllar boyunca bekledik, sonunda erken erişim de olsa kendisine kavuştuk. Aramızda henüz bu seri ile tanışmayanlar (ve ikinci oyunun fiyatını da yüksek bulanlar) varsa, indirim dönemini bir fırsat olarak değerlendirebilirler. Mod yönünden de epey zengin olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, onlarca, yüzlerce saat sürecek bir oyun için bu fiyat gayet makul. Burada Warband’i paylaşıyor olsam da hazır eliniz değmişken paket olarak (Mount & Blade Legacy Collection) alın derim ben, karar size kalmış.
Conarium
Şimdi oturup da uzun uzun Lovecraft’ı ve eserlerinde yarattığı gerilimi övecek, kendisinden sonra gelen pek çok kişiye ilham kaynağı olduğunu, edebiyattan sinemaya, müzikten oyunlara pek çok alanda Lovecraft’tan esinlenen ürünler ortaya koyulduğunu anlatacak değilim elbette. Ama sonuç olarak karşımızda Lovecraft’ın “Deliliğin Dağlarında” adlı eserinden esinlenmiş bir oyun var (ki en kuvvetli olduğu alan da bunu son yıllarda gördüğümüz başarısız örneklere nazaran daha iyi yapmış olması); haliyle bu detayını es geçmek olmaz. Basit ‘jumpscare’ sahneleriyle oyuncuyu korkutmayı deneyen oyunlardan değil de gerilimi atmosferine yedirmiş, belirsizlik ve bilinmezlik üzerinden oyuncuyu diken üstünde tutmayı başaran bir oyun. Türe ilgisi olanlar bir bakabilirler.
Macdows 95
Oyunun çıkış haberini yaparken de belirttiğim üzere, gayet ilgi çekici bir bulmaca oyunu macdows 95. Yunus Ayyıldız, önceki oyunlarında da bulmaca konusunda başarılı bir çizgi yakalamıştı, bu oyunda da çizgisini korumuş. Böyle bir indirim görüp, artık komik denilebilecek bir fiyata satılırken, almazsak ayıp olur, öyle değil mi :)
Remnants of Naezith
Speedrun nedir, nasıl yapılır :) İşin şakası bir yana, bu oyunu oynamak için en büyük motivasyon kaynağı, bölümü tekrar tekrar oynayıp daha kısa sürede bitirmeye çalışmak. Muadillerinin yakaladığı popülariteyle kıyaslayınca, hakkının yeterince verilmediğini düşündüğüm oyunlardan. Hazır böyle bir fırsat bulmuşuz, bir el atalım da canlandıralım piyasayı :)
Monochroma
Bulmaca-platform tarzında bir oyun Monochroma. Kickstarter hedefine hızla ulaşmış, ülkemiz adına ümit vadeden bir oyun olmuştu. Yapımcılarının ifadesiyle "Limbo ve Ico'nun tek vücut bulmuş hali". İsminin çağrıştırdığı şekilde, siyah-beyaz bir oyun ve biraz da kırmızı var elbette, o atkıyı unutacak değiliz :) Distopik bir dünyada, ayakta kalmaya ve bir yandan da kardeşini korumaya çalışan küçük bir çocuğu yönetiyoruz. Bu tarzdan aşina olduğumuz üzere önümüze çeşitli engeller ve bulmacalar çıkıyor, biz de bunları aşıp oyunun finaline doğru yol alıyoruz. Yapımcıları bu oyunla yapmaya çalıştıkları şeyi, “oyuncunun birey olarak toplumdaki yerini, görevlerini ve yaşadığımız sistemi sorgulamasını sağlamak” şeklinde özetlemişler. Bize de bunu bizzat tecrübe edip değerlendirmek düşüyor.
Culpa Innata
Yine biraz eskilere gidelim diyerek seçtiğimiz oyunlardan. O yıllarda peş peşe benzer yapıda macera oyunları çıkıyordu. Still Life, Dreamfall, Syberia derken macera oyunlarına doyduğumuz dönemlerdi. Sonra da yerli oyunlarımızdan Culpa Innata geldi. Oyunun hikayesi, Alev Alatlı’nın Schrödinger’in Kedisi adlı eserinden esinlenmekteydi -ki bu da bir macera oyunun olmazsa olmazı, kuvvetli hikâye altyapısı için önemli bir detaydı. Belki çok parlamadı, ama yine de bizler için hoş bir deneyim olmuştu. Bu vesileyle onu da anmadan geçmeyelim istedik.
(Culpa Innata'yı bundan yıllar önce dergimiz için incelediğimde "Dışardan bakıldığında kusursuz bir dünya, içinde barındırdığı çürümüşlüğü ortaya çıkarma görevi ise tamamen sizin elinizde" demiş ve 8.6 vermiştim. Bence ülkemizden çıkan en iyi oyunlardan biridir kendisi - Eser)
Swaps and Traps
Listenin bulmaca-platform oyunlarından bir diğeri. Kahramanımız Murat’ın ezeli düşmanı Delidöner, oyun ekranını değiştiriyor, döndürüp bizim için içinden çıkılmaz bir labirent haline getirmeye çalışıyor; biz de bu engelleri aşıp anahtara ulaşmaya, önümüzdeki kapıları açıp yeni bulmacalara doğru yol almaya çalışıyoruz. Oyunun Türkçe seslendirmesi ve isimlendirmeler gayet eğlenceli, hiçbir şeyin için olmasa bile bunu görmek, işitmek için bir açın bakın derim :)
Macrotis: A Mother's Journey
Ve bir başka bulmaca-platform oyunu. Herhalde, ülkemizde en çok bu türden oyun yapıyoruz:) Bu seferki oyunumuz adından da anlaşıldığı üzere bir annenin yolculuğunu konu ediniyor. Anne keseli tavşan, yağmurların yol açtığı selden dolayı yavrularından ayrı düşmüş. Bizler de onu yavrularına kavuşturmaya, mutlu aile tablosunu yeniden oluşturmaya çalışıyoruz. Bulmacaları çözüp ölümcül tuzakları aşarken, keseli tavşanımızın özel yeteneklerinden de istifade ediyor, etraftan topladığımız nesnelerle de bu dünyanın hikayesini öğrenmeye çalışıyoruz. İndirim oranı çok yüksek olmasa da makul bir fiyatı var. Listedeki en yakın tarihli oyunlardan birisi olduğunu da belirtmek gerek.
Stygian: Reign of the Old Ones
Lovecraft’tan esinlenen bir diğer oyunumuz. Ama Conarium’un aksine, bu sefer bizleri bir RYO bekliyor, hem de klasik bir RYO. Bu işin altından layıkıyla kalktığı kanaatindeyim. Oyunu tekrar uzun uzun anlatacak değilim; sanat tasarımından karakterlerine, sunduğu atmosferden alt metin ve göndermelerine pek çok yönünü beğendiğimi belirtmekle yetineyim. Ufak tefek sıkıntıları için de “O kadar kusur, kadı kızında da olur” diyelim, öyle değil mi :) Başlarda savaş kısımları biraz zorlu gelebilir, ama yeterince şans verirseniz, bence pişman olmazsınız. Oyunun desteklediği diller arasına Türkçe de katıldı, dolayısıyla İngilizce metinlerin ağırlığından gözü korkan oyuncular da artık gönül rahatlığıyla oynayabilirler.