Hayatta kalma oyunlarının hastası olarak The Wild Eight'i gördüğüm an vücudum zevkten titremedi dersem yalan olur.
İlk bakışta grafikleri bana Albion Online'i hatırlatsa da sevdiğim izometrik tarzı bu şekilde süslemeleri benden artı bir puan daha aldı. Alaska'nın üzerinden geçen uçağımız gizemli bir şekilde radarlardan kayboluyor ve düşüyor. Bizler de sekiz karakterden birini seçip kar fırtınası, yırtıcı hayvanlar, soğuk, açlık, susuzluk, hastalıkgibi türlü belaya karşı direnerek hayatta kalmaya çalışıyoruz. Her haritanın otomatikman baştan yaratılacak olması kulaklara anında No Man's Sky'i getirse de gene de önyargılı olmadan bekleyip, denemek lazım diye düşünüyorum. Ayrıca bu şekilde başlayacağınız her oyunun farklı bir deneyim sunması The Wild Eight'in oynama süresini arttıracak önemli bir etken.
Özellikleri birbirinden farklı sekiz hayatta kalandan birisini seçerek oynamaya başlayacağınız The Wild Eight aynı zamanda co-op modu da sunuyor. Hatta yapımcıların dediğine göre bazı eşyaları ya da binaları yapabilmek için diğer oyuncuların yardımına ihtiyacınız olacakmış. Tek düşmanımız ise doğanın acımasız koşulları değil. The Wild Eight bize bir Stranger Things tecrübesi yaşatmak için oyuna doğa dışı yaratıkları da eklemiş. Tanıtım videosunu izlerken bir kaç saniyeliğine bir kurt adamı görebilirsiniz. Ama tek bela bu olmayacak uzaylılardan, başka boyutlardan gelen canavarlara kadar çeşitli düşmanlarımız olacak.
Oyunun çıkış tarihi 2016'nın sonbaharı görünse de bu sürenin bitmesine çok az kaldı. Muhtemel ufak bir rötar bizi bekleyebilir.
















