Bu yaz DC başat karakteri Superman ile beyaz perdeye dönerken, Marvel da Stan Lee ve Jack Kirby’nin çizgi roman rönesansını başlatan grubunu, yani Fantastic Four’u sinematik evrenine buyur ediyor. Ancak çizgi romanın gümüş çağında, Marvel’ın altın çağını başlatan 1961 çıkışlı seri, sektörünün tarihinde devrimsel bir niteliğe sahip olsa da günümüzde tıpkı Superman gibi bir kesim tarafından demode bulunmakta. Zack Snyder filmleri Superman’in imajına ne kadar zarar verdiyse, 20th Century Fox’un rezil filmleri de Fantastic Four’un imajına o kadar zarar vermişken stüdyolarının ortak noktası çok bu iki markanın yeni filmlerini aynı ay iki hafta arayla vizyona sokması manidar. Bunun bir benzerini 9 sene önce de yaşamıştık; ikisi de kendi evrenlerinin en büyüklerini karşı karşıya getiren Batman v Superman ile Captain America: Civil War filmleri 5 hafta arayla vizyona girmişti. O dönem bana sorarsanız sinema salonlarından Marvel’ın galiba ayrılacağı açıktı, bu sefer ise kazanan kim olur belli değil.
Buna bir “neyse işte” diyelim ve konuyu iki dev markanın rekabetinden çıkarıp demodelik perspektifinden Fantastic Four’a geri getirelim. Dediğim gibi Fantastic Four son dönemlerde biraz demode bulunduğundan, biraz da Marvel 2010’ların özellikle ortalarıyla sonlarında Fox’un filmlerine çizgi roman materyali ile destek çıkmak istemediğinden geri plana atılmış bir seri ve grup oldu. Ancak günün sonunda bu marka Captain America ve Namor kadar eski olmasa bile günümüz Marvel Comics geleneğinin temelini oluşturduğundan, nostaljisi de büyük. Disney’in 20th Century Fox’u satın alımıyla FF bir süreliğine nadasa bırakıldı ve MCU’ya dahil oluşları da geciktikçe gecikti. Bu noktada sanıyorum Kevin Feige ve ekibi markanın önemini yansıtacak ve nostaljisini onunla ilk defa tanışanlara da özümsetebilecek bir konsept ile çıkagelme ihtiyacı hissetmişler. Akabinde de MCU’nun ilk FF filmini, başka bir evrenin 1960’larında geçirme fikri ortaya çıkmış. Evet, Fantastic Four First Steps, MCU’da geçmeyecek, bambaşka bir evrende, Avengers’tan, X-Men’den, Guardians’dan (tahminimce)izole bir hikâye anlatıyor. Ayrıca Fox ve Sony’den gelme markalardan alıştığımız üzere bir orijin hikayesi de barındırmayacak, film Fantastic Four’un güçlerini edinmesinin dört sene sonrasında geçecek ve ekibi bir süper kahraman grubu olarak namını çoktan salmış bir şekilde göreceğiz.
Bunların yanında ekibin karşısında da Galactus ve Silver Surfer olacak. “Amanın Silver Surfer’ı kadın yapmışlar keşke ölseler” diye ortalığı velveleye vermeye gerek de yok, zira mevzubahis Silver Surfer, kadın yapılmış bir Norrin Radd değil; bu evrende Radd yerine sevdiceği Shalla-Bal Silver Surfer olmuş. Yani fanların içi Radd olsun, Marvel Studios Eternals’daki dünyanın bir Celestial yumurtası olması konseptinde olduğu gibi yine Earth-X çizgi romanından detaylar kullanmış. Ayrıca fragmandan da görüldüğü üzere filmde ekibin kadını Sue Storm’u hamile göreceğiz. Eğer çocukların doğum sırasını değiştirmedilerse beklenen bebek, Marvel Comics’in en güçlü karakterlerinden biri olan Franklin Richards olacak. Bunun dışında dünyanın yok olur göründüğü birkaç kare de olduğunu dikkate alınca, filmde Fantastic Four’un geldiği evrenin(ya da en azından dünyanın) yok olması ve bunun sonucunda soluğu Earth 616’da almaları muhtemel.
Film konusunu, Fantastic Four’un Secret Wars ile bağlarını falan düşününce, First Steps’te olabilecek pek çok şey var. Hatırlarsanız eskiden Marvel fragmanları, filmin senaryosunu ana hatlarıyla vermiş gibi olurlardı ancak gidip izleyince hiç de böyle olmadığını, akıllıca saklanmış bir sürü sürpriz olduğunu görürdük. Sonra bir dönem bunu yapmayı bıraktılar, Captain America Brave New World’de Red Hulk’ı gösterdikleri gibi, sırf fazladan 3-5 kişi sinemaya gelsin diye kayda değer ne varsa sürprizini bozmaya başladılar. Bense First Steps’ten yine o eski havayı alıyorum, film sağ gösterip sol vuracak gibi. Bunun yanında son dönem MCU filmlerine benzer şekilde ucuz ve leş bir cameo festivali olma sinyallerini de henüz vermiyor.
O yüzden tatlı tatlı teori kasasım var. Mesela, şunun şurasında Avengers: Doomsday’e 1, Secret Wars’a da 2 sene var ve Jonathan Majors skandalıyla Kang’den çark edip rotayı Fantastic Four’un baş düşmanı Dr. Doom’a çevirmeleriyle hem ikonik kötümüzü hem de Secret Wars’un belkemiği olan Incursion konseptini işlemek için çok az zamanları kaldı. Çizgi romanlarda Incursion’ların meydana gelmesinin çok spesifik bir sebebi vardı, Multiverse of Madness’ta ise bu kavramın MCU versiyonunun çok daha genel bir tanıma kavuştuğunu gördük. Illuminati’nin evrenindeki Dr. Strange, kurcalamaması gereken şeyleri kurcalamış, Thanos’un yenmek yolunda bir Incursion olmasına sebebiyet vermişti. Benzer haltlar yemek için ise Reed Richards’dan daha uygun bir karakter düşünemiyorum. Zaten son fragmanda “benim yüzümden” çektiği bir sahne görüyoruz. Ya Multiverse’ün zincirleme reaksiyona girip patır patır patlamaya başlamasına sebebiyet veren kişi Reed Richards olacaksa? Ya filmde Galactus’u yenebilmek için yaptıkları veya yenemeyip ailesini Earth 616’ya kaçırması çoklu evrenin yok oluşuna zemin hazırlayacaksa? Zira çizgi romanlarda Galactus, içinde bulunduğu evrenin devamlığı için elzem bir varlık ve yok edilmesi evrensel bir felaketle sonuçlanmalı, Reed pekâlâ bunu bilmeyebilir. İkinci olarak ya Dr. Doom’un ona olan düşmanlığını bileyecek olan şey, ülkesi Latveria’nın bir Incursion ile yok oluşundan Reed’i sorumlu tutması olursa? Olur mu olur, halihazırda Downey Doom’un film bitip de yazılar geçtikten sonra şöyle bir gözükeceği dedikoduları ortalıkta dolaşıyor. Ayrıca bonus teori: ya Franklin’in doğumu, grup evrenler arasında geçiş yaparken gerçekleşir ve ufaklığa abartı güçlerini bahşeden şey tam olarak bu olursa?
Tabii çizgi roman sevip bilene teori kasması kolay ancak Marvel Studios’un çok fazla konuyu, fan teorilerinin onda biri heyecan verici olmayan metotlar ve basitlikte işlediğine bugüne dek çok tanık olduk. Örneğin ben hala Deadpool & Wolverine’deki “Anchor Being” aptallığını aşabilmiş değilim. Zaten bu kadar kısıtlı zamanla, hele de böylesine formdan düşmüş halleriyle 2015’teki Secret Wars çizgi romanının yanına yaklaşacak kalitede bir hikâye örgüsü ortaya çıkarabileceklerine ihtimal vermiyorum. Film kötü çıkarsa hiç olmadı teori kasarak keyif almış olurum diye yazdım bunları ve Marvel bu filmle bile çuvallamayı başarırsa şaşırmayacağım. Zira memur yönetmen John Watts’ın projeden ayrılması sonrasında First Steps’in yönetmen koltuğuna şahsen hiç beğenmediğim WandaVision’dan tanıdığımız Matt Shakman’ı oturttular. Shakman’ın nostalji faktörünü ve retrofütürizmi etkili kullanacağından emin olsam bile WandaVision’daki hikâye anlatıcılığını gülünç bulmuştum. Ayrıca WandaVision şu “ortaya koyulan dizi/filmin fan teorilerinin onda biri etmemesi” durumundan da fazlasıyla mustaripti. Bu yüzden en kötüsünü bekleyip en iyisini umacağım. Yine de bende Thunderbolts veya Brave New World’den çok daha fazla heyecan uyandıran bir film First Steps.
















