You died
Devamını okuDuyurulduğu günden bu yana üzerinde kara bulutlar dolanan bir oyun oldu Battlefield V. İlk fragmanının yayınlanmasından sonra yeterince gerçekçi olmamakla suçlanan oyun, EA’den Patrick Söderlund’un beğenmiyorsanız oyunu almayın demeye getirmesiyle birlikte bazı oyuncular tarafından protesto edilmeye dahi başlanmıştı. Söderlund’un EA’den ayrılması ve rakip Call of Duty: Black Ops 4’un çok iyi satış rakamlarına ulaşmasının ardından, Battlefield V’ın ertelenmesi ise daha fazla endişeye neden olmuştu. Ayrıca Battlefield 1’ın türün en iyi örneklerinden biri olması da oyunun üzerindeki beklentiyi arttırıyordu. Tüm bunlara göğüs germesi gereken Battlefield V sonunda karşımıza çıktı. Bakalım DICE ve EA bizlere bu sefer neler getirmiş?
Yurtta Sulh, Cihanda Sulh
Battlefield 1, gerek oyun gerekse sinema dünyasında çokça işlenmemiş bir savaş olan 1. Dünya Savaşı’nı kendine arka plan seçerek büyük bir başarı yakalamıştı. Şimdi ise seri, Battlefield V ile köklerine yani 2. Dünya Savaşı’na geri dönüyor. Ayrıca meraklıları için belirtelim, oyunun isminde “2” yerine “V” kullanılmasının tek nedeni 2005 yılında çıkan Battlefield 2 ile pişti olmama isteği değil. DICE, bu ismi seçerken 2. Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkmış olan zafer işaretinden ilham almış.
Serinin bu yeni oyunu da tıpkı öncülleri gibi savaşın gerçekten de cehennem olduğunu herkese bir kez daha hatırlatacak kadar acımasız, devasa ve kaotik. Bunun en iyi hissedildiği ve oyunu birçoğumuzun da alma nedeni olan çoklu oyuncu modlarına dalmadan önce, savaş karşıtı mesajlarla donatılmış tek kişilik görevleri içeren War Stories moduna bir bakalım.
My Country Calling ismini taşıyan tanıtım bölümünü ve önümüzdeki günlerde yayınlanıp bir Alman askerini oynamamızı sağlayacak olan The Last Tiger’ı saymazsak, War Stories’de oynanabilir sadece üç adet bölüm var. Bunlardan ilki Under No Flag ismini taşıyor ve hapishaneye atılmış başarılı bir soyguncunun, özel bir askeri göreve yollanmasını konu alıyor. Bu bölüm hem oynanış hem de hikaye anlatımı bakımından diğer iki bölümün yanında biraz sönük kalıyor maalesef.
Bir anne ile kızın, gerilimli ancak hüzünlü hikayesini anlatan Nordlys ise en derin oynanış mekaniklerine sahip olan bölüm. Karlı ve karanlık atmosferinin yanı sıra sanat tasarımı da oldukça başarılı olan bu bölüm, bana çok sevdiğim bir film olan 1968 yapımı Where Eagles Dare’i hatırlattı nedense. Ayrıca çok gelişmiş olmasa da, bölüm içerisinde kayak yapmamızı sağlayan oyun mekaniklerini de başarılı bulduğumu söylemeliyim.
Üçüncü ve şimdilik son bölüm olan Tirailleur ise bu hikayeler arasında hiç kuşkusuz en önemli olanı. Fransa’nın verdiği özgürlük savaşı esnasında Cezayir, Fas ve Senegal gibi Fransız sömürgesi olan devletlerden gelen askerlerin bu savaşa katkısını ve buna rağmen göremedikleri saygıyı anlatan bu bölümde, evrensel ve önemli mesajlar vermeyi ihmal etmiyor oyunun yapımcıları. Daha önce hiç görmedikleri bir ülke için ölen bu askerlerin, yeterince anlatılmamış hikayelerini milyonlarca oyuncuya ulaştırdığı için bile önemli sayılabilecek bir bölüm Tirailleur.
Her ne kadar unutulmaz oyun deneyimleri sunuyor olmasalar da, bu bölümlerin tadı damağınızda kalıyor. Zira her bölüm yaklaşık olarak iki saatlik bir oynanış süresine sahip. Hikayesi düzgün ve uzun olan, tek kişilik bir savaş oyunu bulmak günümüzde çok zor. Bu nedenle War Stories’in kısalığını affedebiliriz. Zaten oyunun çoklu oyuncu modları için birer tutorial olarak hazırlanan bu bölümlerden çok da fazla bir şey beklememek gerekiyor. Ancak bu bölümlerin tutorial olma görevlerini iyi yaptıkları da söylenemez. Zira mevcut bölümlerin tümü, aksiyondan çok gizlilik üzerine kurulu. Sözün özü, sadece War Stories için alınacak bir oyun değil Battlefield V. Ancak oyun bir şekilde elinize geçerse, War Stories moduna mutlaka bir şans verin.
En Büyük Savaş, Cahilliğe Karşı Yapılan Savaştır
War Stories için herhangi bir sorun teşkil etmese de, Battlefield V’ın çıkışından önce en çok tepki aldığı konu ise kadın ve hipster görünümlü askerlerin varlığıydı. Evet, oyunda kadın askerler ve kişiselleştirme özellikleri mevcut ancak beni oyun içerisinde rahatsız eden bir durum kesinlikle olmadı. DICE, oyuna ekledikleri kişiselleştirme özelliklerini elden geçirmişe benziyor. Zira oyunda döneme aykırı veya saçma duran kişiselleştirme seçeneklerinin ya da ürünlerinin satıldığını görmedim. Örneğin Battlefield V, Call of Duty: WWII’da olduğu gibi zenci Alman askerleri yaratmanıza izin vermiyor.
Battlefield 1’da taraflar uluslara göre ayrılıyordu ancak Battlefield V, oyuncuları Alliance ve Axis olarak ikiye ayırıyor. Politik doğruculuk adına ise çoklu oyuncu modlarında gamalı haç görseli bulunmuyor. Neticede oyuncuların, Naziler ile özdeşleşmesini kesinlikle istemiyor yapımcılar. Normal şartlar altında her türlü sansüre karşıyımdır ancak günümüzde yanlış ideolojilerin maalesef yükselişte olduğu düşünüldüğünde, DICE’ın yaptığı seçimi anlayışla karşılıyorum. Ayrıca tahmin edebileceğiniz gibi, oyunda en az erkek askerler kadar kadın asker de bulunmakta. Bazı şeyler sadece bir oyun olan Battlefield V’ın gerçekçiliğinden çok daha önemli elbette, bu nedenle DICE’a çok da fazla yüklenmemek gerektiğini düşünüyorum. Zaten Battlefield V, birinci şahıs perspektifinden oynanan hızlı bir oyun olduğu için savaş alanında bunların hiçbiri de göze batmıyor. Bu yüzden ortada rahatsız olunacak bir durum da yok. Yine de keskin gözlere sahip takıntılı bir oyuncuysanız, bunların sizi etkilemesi tabii ki olası.
Bastığın Yerleri Toprak Diyerek Geçme, Tanı
Her ne kadar 2. Dünya Savaşı oyunlarda çokça işlenmiş olsa da, savaşın büyüklüğü nedeniyle oyunlarda mekan sıkıntısı asla çekilmiyor. Battlefield V’da toplam dört adet ülke ve sekiz adet harita bulunmakta. Eğer birkaç ay sonra yayınlanacak olan battle royale modu Firestorm’u saymazsak, oyunda toplam altı adet çoklu oyuncu modu bulunmakta. Battlefield oyunları ile özdeşleşmiş olan Conquest ise tabii ki bunlardan akla ilk geleni ancak belki de aralarında en iyisi önceki oyunlarda Operations ismini taşıyan ve artık Grand Operations olarak anılan mod. İsmine yaraşır bir biçimde gerçekten de devasa olan Grand Operations, uzun süren savaş seansları ve sunumu ile savaşın heybetini oyunda en iyi şekilde gösteren mod. Breakthrough, Domination, Frontlines ve Team Deathmatch ise daha kısa süren ancak fazla derinliği olmayan diğer modların isimleri.
Conquest her zamanki gibi çok keyifli. Yine de yeni haritalardan bazılarının bu moda çok yakışmış olduklarını söyleyemeyeceğim, özellikle de Norveç’teki iki haritadan biri olan Fjell 652’nun. Çok dar geçitlere ve yollara sahip olan bu bölümde, taktiksellikten çok aksiyon ön plana çıkıyor. Bir diğer harita olan Hamada’da ise tersi bir durum söz konusu. Harita çok büyük ve oyuncu kalabalığı haritaya dengeli bir şekilde dağılamıyor.
Her birinin en az bir etkileyici özelliği olsa da, Battlefield V’daki haritaların hepsini beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Battlefield 1’ın son derece kişilikli, üzerinde çokça çalışıldığı belli olan haritalarından aldığım tadı burada alamadım maalesef. Özellikle de Rotterdam’ı bir türlü sevemedim nedense. Belki de daha fazla oynayıp alışmam lazım ancak Battlefield 1’daki Amiens’ı andıran bu harita ne yazık ki Amiens’a benzer bir deneyim sunamıyor. Bunda muhtemelen sanat tasarımının da etkisi var. Elden geçirilmiş Frostbite motoru ile hazırlanan oyunun grafikleri muhteşem olsa da oyunun sanat tasarımı genel olarak beni pek etkilemedi. Büyüklükleri ile etkileyici olsalar da, Rotterdam başta olmak üzere bazı haritalar gözüme fazla steril göründü. Oyunda envai çeşit ses ve görsellik seçeneği bulunuyor, oyunu sinematik yapabilecek ne varsa açtım ancak Battlefield 1’dakine benzer bir deneyim yaşayamadım nedense.
Savaşın dokusunu, tüm pisliği ve yıkımı ile birlikte sunan Devastation’ı ise ayrı tutuyorum. Son derece özenle hazırlandığı belli olan bu harita, diğerlerinden oldukça farklı bir yerde duruyor. Teknik yönlerden ise Battlefield V kesinlikle hayal kırıklığına uğratmıyor. Ben PlayStation 4 Pro’da oynuyorum ancak oyunun Ray Tracing desteğini de arkasına alan PC versiyonunda grafiklerin çok daha iyi olduğu bir gerçek. Yeri gelmişken ses tasarımının da son derece başarılı olduğunu söyleyeyim. Çevreleyici, iyi bir ses sistemine sahipseniz kendinizi savaşın ortasında bulacaksınız.
Siper Et Gövdeni, Dursun Bu Hayasızca Akın
Oynanışta ise birçok değişiklik var. Bunlardan en önemlisi ise hiç kuşkusuz artık kurşunların herhangi bir sapma göstermiyor oluşu. Daha önceki oyunlarda ne kadar iyi nişan alırsanız alın, arka planda işleyen bir zar sistemi nedeniyle hedefi ıskalama şansınız oluyordu. Battlefield V’da ise böyle bir durum söz konusu değil. Ayrıca bazı durumlar haricinde artık sizi öldüren kişinin yerini de belli etmiyor oyun, sadece saldırının geldiği yönü görebiliyorsunuz. Bunlar da oynanışı haliyle derinden etkiliyor. Artık iyi nişan alanların parlayacağı, acımasız bir oynanış var ortada.
Battlefield V’ın Fortnite’ın başarısından oldukça etkilenmiş olduğu ortada. Oyuna eklenen bir diğer yenilik ise artık haritaların çeşitli yerlerine barikat kurulabiliyor olması. Yaratıcılığa izin vermeyen ve sadece önceden belirlenmiş yerlere kurabileceğiniz bu barikatlar, savunma yapacağınız alanlarda değişik stratejiler planlamanıza olanak sağlıyor. Kum torbalarından duvarlar ya da dikenli tellerden çitler kurabiliyorsunuz. Tüm sınıflar inşa yeteneklerine sahip ancak Support sınıfı, bu yapıları diğerlerinden daha hızlı şekilde inşa edebiliyor. Dar savunma alanlarına sahip olan Rotterdam haritasında, barikatların son derece etkili bir şekilde kullanıldığını gördüm ancak geniş alanlara sahip olan haritalarda ve oyunun geri kalanında pek bir etkisini gördüğümü söyleyemem. Kısacası doğru yer ve zamanlarda işe yarayabilir bir özellik olsa da, oyuncuların bu mekaniği sahiplenip sahiplenmeyeceğini söylemek için henüz çok erken.
Takım oyunu ise artık her zamankinden daha önemli. Zira Battlefield 1’ın aksine, ölmek üzere yerde bekleyen grup arkadaşlarını artık herkes kaldırabiliyor. Grup arkadaşlarınız ile birlikte takıldığınız sürece artık Medic beklemenize gerek yok. Ayrıca grup olarak topladığınız puanlar ile çeşitli destek birimleri de çağırabiliyorsunuz. DICE’ın Attrition ismini verdiği yeni sistem ile birlikte gelen değişiklikler ise takım oyununun önemini daha da arttırıyor. Artık sağlık durumunuz bekledikçe düzelmiyor, bu durum da Medic sınıfının önemini daha da arttırıyor. Her ne kadar düşen grup arkadaşlarını artık herkes kaldırabiliyor olsa da, kendiliğinden iyileşme özelliğinin kaldırılmasından dolayı Medic sınıfı önemini halen koruyor. Ayrıca Medic’lerin grup sınırlaması olmadan herkesi kaldırabildiğini ve bunu da hızlıca yapıyor olduklarını belirtmekte de fayda var. Aynı şekilde oyunda artık daha az cephane bulunuyor. Belli ki bu sayede Support sınıfının öneminin arttırılması planlamış ancak artık öldürdüğünüz askerlerin üzerinden cephane toplayabiliyorsunuz ve bu da ortaya tezat bir durum çıkarıyor.
Tüm bu yeniliklere rağmen, her zamanki gibi emirlere uymayan ve grubun dengesini bozan oyuncular Battlefield V’da da mevcut ancak oyuncular oyuna alıştıkça, uzun vadede bu yeniliklerin işe yarayacağını düşünüyorum. Takım oyununa ve belli sınıflara yoğunlaşmayı teşvik eden yapısıyla Battlefield V’ın doğru yönde ilerlediğini söyleyebiliriz. Ayrıca yeri gelmişken grupların artık beş değil, dört oyuncudan oluştuğunu da hatırlatayım.
Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir
Tahmin edebileceğiniz gibi Assault, Medic, Recon ve Support isimlerine sahip olan dört adet sınıf var oyunda. Ayrıca yaklaşık kırk adet de silah mevcut. Bu silahların tümü ise geliştirilmeye açık bir şekilde tasarlanmış. Battlefield 1’ın aksine, son derece detaylı bir gelişim sistemi var Battlefield V’ın. Oyuncu olarak seviye atladıkça kazandıklarınızın haricinde, sınıf ve silah seviyeleriniz arttıkça da oynanışa etki eden çeşitli ödüller kazanıyorsunuz. Bu sayede hem spesifik sınıf ve silahlarda uzmanlaşmanızı, hem de oynadıkça gelişmenizi sağlayan bir sistem çıkmış oluyor ortaya. Sadece çok oynayan oyuncuları değil, aynı zamanda oyunu doğru şekilde oynayan oyuncuları da ödüllendiren bir sistem bu.
En önemlisi ise bu özelliklerin hiçbirinin gerçek para ile satılmıyor oluşu. Gerçek para ile sadece kozmetik ürünler için harcayabileceğiniz Company Coin satın alabiliyorsunuz. Ayrıca bu kozmetik ürünlere, para harcamadan sahip olmak da mümkün. Günlük görevleri yaptığınız ve diğer gereklilikleri yerine getirdiğiniz sürece az denilemeyecek miktarda Company Coin kazanabilirsiniz. Çok oynayanı ödüllendiren yapısıyla Battlefield V, bu yönden bonkör sayılabilecek bir oyun. Belki de DICE ve EA’in, Star Wars: Battlefront II’dan dolayı özür dileme ihtiyacı duymasının bir sonucudur bu. Ancak nedeni ne olursa olsun, Battlefield V’ın son derece sağlıklı bir ekonomik sisteme sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Oyunda toplam 26 adet araç bulunmakta, Battlefield 1’a oranla son derece yüksek bir rakam bu. Buna rağmen Behemoth ve Cavalry gibi bazı birimler ise artık oyunda yok. Tıpkı silahlarda olduğu gibi, oyunu oynadıkça araçlarınızı geliştirmeniz de artık mümkün. Ancak her haritada sınırlı sayıda araç bulunuyor ve ilk gören oyuncu da bu araçları kapabiliyor. Bu nedenle araçları, silahlar kadar hızlı geliştirmek mümkün değil. Araçların içerisinde kaldığınız süre ve tabii ki öğrenme eğrisi de bu duruma etki eden diğer unsurlar. Kısacası sadece azimli oyuncuların güçlü birer pilot ya da sürücü olabileceği gerçeği var ortada. Bu da Battlefield V’ın oyuncuların belli alanlarda uzmanlaşmasını istediğinin bir başka kanıtı.
Ya İstiklal, Ya Ölüm
Battlefield 1942’dan sonra belki de serinin en iyi oyunu olan Battlefield 1’ın, Battlefield V’dan daha iyi bir oyun olduğunu düşünüyorum. Bunun nedeni ise teknik şeyler değil kesinlikle. Evet, oyunda bazı dengesizlikler ve kusurlar var ancak DICE’ın bu sorunları kısa zaman içerisinde çözeceğinden en ufak bir şüphem dahi yok. Battlefield V’ın teknik yönlerden, bugüne kadar yapılmış en iyi Battlefield oyunu olduğunu da söyleyebilirim. Her şeyden önce ortada oynanışı derinden etkileyen yenilikler ve çok fazla sayıda doğru yönde atılmış adım var. Bir Battlefield oyunu olarak, Battlefield V kesinlikle hayal kırıklığına uğratmıyor ve hatta çıtayı bazı yönlerden yükseltiyor bile. Ancak her sanat eserinde olduğu gibi, oyunlarda da teknik başarı tek başına yeterli değildir. Maalesef Battlefield V, Battlefield 1'ın yanında biraz ruhsuz kalıyor. Yine de bunların hiçbiri Battlefield V’ın son derece başarılı bir oyun olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Herhangi bir genişleme paketi satılmayacağı için DICE ve EA, oyunu ücretsiz güncellemeler ile sürekli olarak destekleyecek. Geleceğin neler getireceğini kestirmek güç ancak önümüzdeki günlerde çıkacak olan The Last Tiger ve birkaç ay sonra yayınlanacak olan Firestorm’un bile bizleri heyecanladırmaya yettiği de bir gerçek. Kısacası Battlefield serisi sapasağlam bir şekilde ayakta ve gelecek olan yeni içerikler ile birlikte adından söz ettirmeye devam edecek gibi.
Başlıklar
- Nordlys ve Tirailleur
- Grand Operations
- Attrition sistemi ve diğer tüm yenilikler
- Ücretsiz güncellemeler
- War Stories çok kısa
- Harita sayısı az
- Bazı tasarımsal tercihler