Yakuza serisinin şöhreti biraz geç yaşta yakaladığını söylemek yanlış olmaz. 2005 yılında Playstation 2’de başlayan seri nispeten ufak lakin devamını da getirecek kadar bir hayran kitlesine sahip olsa da majör serilerle rekabet edebilmekten biraz uzaktı. Fakat ben de dahil serinin çoğu hayranı tarafından serinin en iyisi olarak gösterilen Yakuza 0’ın çıkışı ile işler değişmeye başladı, hemen ardından gelen Kiwami’lerin de başarısıyla birlikte seri hızla şöhret basamaklarını tırmanmaya başladı. Günümüze gelindiğinde de artık milyonlarca hayranı olan, etkinliklerde acaba yeni oyunları, ya da yan oyunları duyurulur mu diye yolunu gözlediğimiz bir seriye dönüştü Yakuza.
Tabi serinin bu geç yaşta gelen şöhreti Sega’nın zamanında “Ya bunu Batılılar oynamaz” düşüncesiyle Japonya’ya hapsettiği oyunlarını da tekrar gözden geçirtmeye itti. Bunun sonucu olarak da aslında 2014 yılında sadece Japonya’ya çıkan, serinin feodal Japonya döneminde geçen yan oyunu Ishin de orijinal çıkışından tam 9 sene sonra nihayet Batı topraklarına geldi. Hem de remake olarak! Büyük bir Japon kültürü hayranı olarak da dergide yaptığımız kanlı düellolar sonucu incelemesi çok şükür bana düştü.
Biliyorum, Ishin Ishin’e sığmıyor
Like A Dragon: Ishin, Japonya’nın yavaş yavaş Batılaşmaya kapılarını açtığı 1860’ler Japonya’sında geçiyor. Bu Batılılaşmanın sonucu olarak ülke feodal Japonya döneminden kalma, militarist ve geleneksel yapısını korumak isteyen Shogun ve ülkeyi artık Batılılaştırmak isteyen merkezi İmparator hükümeti arasında ikiye bölünmüş durumda. Baş karakterimiz, yüzünden sesine kadar Kazuma Kiryu’nun kopyası olan Ryoma da İmparatorun sadık takipçileri arasında. Fakat kendisini evlat edinen babasının gözlerinin önünde bir suikaste kurban gitmesinin ardından kendini Kyoto’ya atıyor ve babasının katillerini bulmak üzere karşıt görüşlü Shinsengumi’nin arasına sızmaya çalışıyor. Konumuz spoiler vermeden en özetlenebilecek haliyle bu şekilde.
Kurgu bahsettiğim şekilde Meiji dönemi Japonya’sına ait olsa da Ishin oynanış açısından katıksız bir Yakuza oyunu. Kyoto sokaklarında dolaşıyor, birbirinden ilginç pek çok yan görev yapıyor, müşterilere Udon servisinden tutun da Buyo dansına kadar sayısız mini oyun oynayabiliyoruz. Oyunun gerçek keyfi sadece bir öyküyü takip etmekten ziyade öyküyü unutturacak kadar yan etkinliklerle uğraşmaktan geçiyor gene yani. Bu esnada karşılaşacağınız birbirinden absürt olaylar ve tipler de (kocası 1 yıldır şehir dışında olduğu için sizden her seferinde patlıcan, salatalık, havuç gibi sebzeler getirmenizi isteyen seksi abla gibi) cabası.
Sağlığınız için, bol bol su Ishin
Oyundaki en büyük yenilik, benim “Sevap Puanları” diye çevirmeyi özellikle tercih ettiğim Virtue Point sistemi. Bu sistemde yerel halka yardım ederek, esnafla dostluk kurarak, achievement’lara benzer şekilde “100 tane domates yetiştir” gibi hedefleri tamamlayarak ya da sadece 20 km koşarak farkında bile olmadan çeşitli şekillerde sevap puanları toplayabiliyorsunuz. Bu sevap puanlarını kullanarak da tahmin edebileceğiniz üzere Ryoma’nın yeteneklerini ya da çiftliğini geliştirebiliyor (çiftlik kısmına birazdan özellikle değineceğim), hatta ilerleyen bölümlerde direkt olarak diğer dükkanlarda satılmayan ürünleri almakta kullanabiliyorsunuz. Siz ana öyküye odaklanmak isteseniz de oyun sizi bir nevi sevap puanları kazanmaya itiyor yani.
Oyunun savaş sistemine geçecek olursak kullanabileceğiniz 4 farklı tarz var: Klasik Yakuza’daki yumruk yumruğa oynanışa yakın, fakat biraz daha kontra ve parry odaklı Brawler, tabanca kullanarak düşmanlara mesafeli saldırılar yapabileceğiniz Gunfighter, bir samuray oyunundan bekleyeceğiniz şekilde katana kullandığınız Swordsman ve daha çok kalabalık grupları dağıtmak için kullanabileceğiniz, kılıç – silah kombosu kullanan Wild Dancer tarzları. Bu tarzları ne sıklıkta kullandığınıza bağlı olarak da teknik puanları topluyor, kullandığınız stili yeni teknikler ve Heat Action’lar açarak daha da geliştirebiliyorsunuz. Can barınızı genişletmeniz de bu teknik ağaçlarında puan harcamanıza bağlı bu arada. Ben oyunun başlarında ağırlıklı olarak Wild Dancer ve Gunfighter kullansam da oyun ilerledikçe Swordsman tarzına kaydım. Brawler ise benim yeteneklerim için bir tık daha zor geldi açıkçası.
Çiftliğime Ishin’iz Düşerse Beklerim
Ishin’de tüm Yakuza serisinde olduğu gibi balıkçılıktan tutun da mahjong, kumar, karaoke, tavuk yarışları bahisleri gibi zamanınızı gömebileceğiniz pek çok yan oyun var. Ama gene her Yakuza oyununda olduğu gibi 2 tanesi oyunda önemli bir yere sahip. Bunlardan ilki bir çiftliği yönettiğiniz Another Life oyunu. Another Life’te size verilen çiftliğe istediğiniz gibi sebze ekip yetiştirebiliyor, çiftliğinizi sevap puanları harcayarak geliştirebiliyor (tarlayı büyütme, hasat süresini kısaltma, ürün çeşitliliğini arttırma), kedi, köpek, tavuk bakabiliyor, mutfağında yemek yapabiliyoruz (yemekleri de doğrama, ateş közleme, doğru miktarda sake koyma gibi mini oyunlarla yapıyoruz bu arada). Ama en önemlisi de yetiştirdiğimiz sebzeleri, yaptığımız yemekleri ve yakaladığımız balıkları bu oyunda bize gelen siparişler üzerinden satabiliyoruz ki oyundaki en ciddi gelir kaynağınız da tam olarak burası. Özellikle Haruko’nun 100 ryo’luk kirasını ödemek ya da pahalı silah geliştirmelerini yapmak istiyorsanız Another Life’ta zaman harcamanız gerekiyor. Lakin şunu da belirtmeliyim ki ben Another Life kısmından hiç ummadığım kadar keyif aldım, bayağı bir zaman da gömdüm. Yakuza tarihindeki en sevdiğim yan oyunlardan birisi oldu diyebilirim. Hatta ben işteyken eşim de konsolun başına oturup saatlerce sebze yetiştirip yuvamıza bol bol para getirdi sağ olsun, onu bile bayağı sardı yani.
Diğer büyük yan oyunumuz ise Shinsengumi’ye katıldıktan sonra 5. Bölümde açılan Battle Dungeon modu. Burada da bir Shinsengumi üyesi olarak Kyoto çevresindeki pek çok kötü olaya bizzat müdahale ederek asayişi sağlıyoruz. Bunun için farklı birlikler kurarak görevlere çıkıyor, bu birliklere ait karakter kartları bize yeni yetenekler ve geliştirmeler sağlıyor, bu yetenekleri kullanarak da suçlularla savaşıyor ya da bazı eşyaları bulmak gibi görevlere çıkıyoruz. Bu esnada kullandığımız karakter kartları da seviye atlıyor tabi. Gelgelelim Battle Dungeon modu oyundaki standart savaş modundan da çok da farklı bir şey olmadığı için beni biraz hayal kırıklığına uğrattı açıkçası. Ekiplere sadece komuta ettiğimiz, basit seviyede olsa da bir taktik oyunu çok daha uygun olurdu bence. Lakin gene silah ve zırh geliştirmeleri için önemli malzemeler de genellikle Battle Dungeon’lardaki zindanlarda çıkıyor. O yüzden bu moda da biraz zaman ayırmakta fayda var.
Ishin’inize Sinsin
Yukarıda açıkladığım şekilde oyunun savaşları, yan oyunları ve mizah duygusu hayli keyifli. Fakat beni Ishin’de en mutlu eden şey dönemin Japonya’sına ait bir bölgede istediğimiz şekilde gezebilmek, yaşam tarzını gözlemleyebilmek, daha doğrusu o dönemi bir nebze olsa da tecrübe edebilmek oldu. Geleneksel Buyo dansı yapmak ya da karaoke barda samuray marşları söylemek beni mest etti diyebilirim. Aynı şekilde oyunun geçtiği Kyoto ve Gion bölgesi gerçekte olduğu gibi birebir aktarılmış ve bu bölgeleri gerçek hayatta da görme şansına erişmiş birisi olarak oyunda da görmek tekrar gitmişim gibi hissetmemi sağladı. Keza Yakuza oyunlarında da sadece isimleri farklı olup birebir aktarılan Dotonbori (Sotenbori) ve Kabukicho (Kamurocho) bölgelerini görmekten de aynı şekilde büyük keyif almıştım. Bir Japon kültürü hayranı olarak Yakuza serisinin bu yönüne gerçekten bayılıyorum.
Ishin’in yeni bir oyundan ziyade remake olduğunu tekrar hatırlatmakta fayda var bu arada. Fakat oyun PS4’ün çıkış oyunlarından biri olduğu için İngilizce desteği haricinde çok da büyük yenilikler içermiyor aslında. Bazı önemli karakterlere ait modeller serinin tarihindeki önemli karakterlerin yüzleri ve sesleriyle değiştirilmiş mesela (Saji’nin Goro Majima olması gibi). Karaoke için yeni parçalar da eklenmiş ki müjdemi vereyim, bu yeni eklenen şarkılar arasında Baka Mitai de var. Grafiklerin de biraz elden geçirildiği söyleniyor fakat bazı sıradan karakterlere ait modellemeler PS3 dönemine ait gibi göründü bana. Ayrıca ben pek sorun etmesem de oyun bariz biçimde PS4 üzerinde kasıyor ki adamlar da bunu fark etmiş olacak, grafik ve performans modu olarak iki seçenek koymuşlar. Buna rağmen kare sayısı bazen benim bile inkar edemeyeceğim seviyede düşüyor ya da haritada ilerlerken bir anda kısa bir yükleme sekansı ile karşılaşabiliyorsunuz, özellikle de koşarsanız. GTA 5 ya da Ghost of Tsushima gibi devasa haritalara sahip oyunlarda bile böyle sıkıntılara pek rastlamazken Ishin’de olması bana biraz garip geldi açıkçası.
Grafik ve gözümü oymadığı sürece performans hatalarına çok da takılmayan biri olarak Ishin’e dair tek büyük sıkıntım oyunun hayli geç açılması oldu. Oyunun oyuncuyu başında tutacak yan etkinliklerle birlikte açılması neredeyse 10 saati buluyor ve bu bence hayli uzun bir süre. Sabır katsayısı düşük ve Yakuza serisini denemek isteyecek pek çok oyuncu oyunun gerçek güzelliklerini görmeden havlu atabilir ki bu modern oyunların en yaygın problemlerinden biri bence. İşten gelip yorgun argın 1-2 saat keyifle oyun oynamak isteyen oyunculardan her oyun için en az 10 saat sabretmesini beklemek çok da mantıklı bir iş değil.
Nihayetinde özetleyecek olursak Ishin benim çok keyif aldığım, 40 saatten fazla oynamama rağmen başına her seferinde keyifle oturduğum bir oyun oldu. İçerdiği samuray Japonya’sı sosu da benim gibi bir Japon kültürü hayranı için bulunmaz nimet (benzer duyguları Way of the Samurai serisinde de yaşamıştım). Yakuza serisininin en iyi oyunları arasında olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Lakin Yakuza serisinin Dragon Quest’e benzer şekilde gelenekçi ve pek de değişmeyen bir seri olduğunu tekrar hatırlatmakta fayda var. Karakterler ve mekanları haricinde oynanış spin-off’lar da dahil neredeyse 20 senedir birebir aynı (Yakuza: Like a Dragon’u bunun dışında tutuyorum). Farklı heyecanlar arıyorsanız Ishin size doğal olarak beklediğinizi vermeyecektir yani. Ama bildiğiniz ve sevdiğiniz Yakuza ruhunu arıyor, bir de üzerine bolca sake dökmek istiyorsanız kesinlikle doğru yerdesiniz.
Başlıklar
Özünde klasik bir Yakuza oyunu olsa da samuray sosu bambaşka bir lezzet katmış. Serinin tartışmasız en iyi oyunlarından biri.
- Dönemin Japonya’sını tecrübe edebilmek çok keyifli
- Çiftçilik yaptığımız yan oyuna bayıldım
- Yapılacak çok sayıda yan görev ve mini işler var
- Bildiğimiz absürt Yakuza mizahı samuray döneminde de devam ediyor
- Savaş sistemi akıcı ve rafine
- Oyun PS4 üzerinde belirgin şekilde kasıyor
- Bazı yükleme süreleri uzun ve menüler hantal
- Oyunun açılması için neredeyse 10 saat gerekiyor
- Battle Dungeon yan oyununda hayal kırıklığına uğradım
Emre hocam eline, diline sağlık. Ishin kelimesine uyarladığın özlü ve kalıplaşmış sözler beni baya bir eğlendirdi :D