Blizzard son dönemde hem yeni hem de eski oyuncuları çok üzen bir firma oldu iyice. İncelemeyi böyle bir cümleyle açtığım için özür dilerim ama durum cidden böyle. Orijinal Warcraft ya da Starcraft günlerinden beri firmanın hayranı olanlar da Overwatch ile Blizzard’ın adını duymuşlar da firmanın gidişatından pek memnun değil. Skandallara falan hiç değinmiyorum bu arada, tamamen oyunlardan bahsediyorum. Ve işin daha da can sıkıcı yanı, firmanın neler yapabildiğinin parıltılarını oyunlarında ufak ufak görebiliyor oluşumuz. Overwatch 2 de tam olarak bunun en büyük örneği.
E bu aynı oyun değil mi şimdi?
Overwatch 2’nin çıkışı gerçekten ilginç oldu, onu belirtmem lazım. Çıkmadan önceki PC’de ön yüklemesinin ilk oyunun üstüne yapılması, ilk oyunun sunucularının kapatılması, oyunun ilk haftasında oyuna girebilmek için Avrupa yerine Asya sunucularını kullanmamız, eski oyuncularının ilk oyundaki içeriklerinin ikinci oyuna aktarılamaması gibi bir sürü şey var. Özellikle söylediğim ilk iki şey “Overwatch 2”nin “2”sini bayağı bir sorgulatıyor. Hatta oyunu oynarken Discord’da hâlâ “Overwatch oynuyor” diye yazıyor olması cidden şüphe uyandırdı bende.
Ve oyunu oynadıkça fark ediyorsunuz ki bu oyunun sonundaki 2 sadece insanları heyecanlandırmak ve oyuna geri getirmek için var. Evet, bunu başarılı bir şekilde yaptılar aslında. Yine benim gibi ilk oyunu fazla yeni içerik gelmediğinden bırakanlarından tutun, F2P olduğundan dolayı gelenler sağ olsun görevlerini başarıyla yerine getirdiler. Ama kesinlikle o 2 takısının hakkını veren bir içerik yok oyunda. Yalnız belirtmemde fayda var, bu oyun “Overwatch 1 ama ücretsiz hali” demek değil. Yenilikler var, düzenlemeler var, değişimler var. Bir kısmı pozitif, bir kısmı negatif. Fakat bunların hepsi büyük bir Overwatch güncellemesiyle yapılabilecek şeyler, ikinci oyun olarak lanse edilebilecek bir şey yok oyunda şu anda.
Ama değişmemesiyle mutlu eden şey kesinlikle oyunun oynanışı. Her karakterin kendine özgü oynanışı, silahların hissiyatı, haritaların atmosferi hâlâ yerli yerinde. Lucio’yla düşmanları uçurumdan aşağı atmak, Pharah’yla tepeden adaleti yağdırmak, hatta Battle Mercy olarak bile oynamak hâlâ çok eğlenceli. Takım olarak organize olunca son saniyede maçları çevirebilmek ya da “Team Kill” atabilmek, Ultimate yeteneğinizi kullanıp takımınızı kurtarabilmek gibi şeyler yine inanılmaz tatmin edici. Ama Destek sınıfı olarak maçı çeviren hareketlerinizin kimseyi öldürmediğinizden dolayı “Play of the Game” alamıyor oluşunuz da hâlâ devam ediyor. Maalesef…
Değişmesiyle de ilginç bir şekilde mutlu eden şeyler var, en büyük örneği de oyunun 6v6 yerine 5v5’e dönüşmüş olması. Artık her sınıftan (Tank, Saldırı ve Destek) ikişer tane yerine bir tank, iki saldırı ve iki destek karakterleriyle oynanıyor maçlar. Dürüst olayım, ben pek taraftarı değildim bu değişimin, özellikle tank oynayan biri olarak “Yahu tek tank olarak n’apacağım ben?” diyordum. Ama haliyle tek tankın olması, tankların neredeyse tamamına el atılması gibi bir olaya sebebiyet verdiğinden pek de şikayetçi olduğumu söyleyemem. Orisa “Kalkan koyayım da sıkayım” karakterinden daha agresif bir tank rolüne bürünmüş, Reinhardt’ın canı ve kalkanı artıp yetenekleri de iki defa kullanılabilir olmuş, Doomfist tamamen değiştirilerek tank sınıfına geçmiş… Ve sadece tanklar için değil, tüm sınıflar ve neredeyse tüm karakterler için irili ufaklı değişimler ve düzenlemeler var.
Ancak tahmin edebileceğiniz üzere de tüm bu değişimler mükemmel değil ve problemleri de getiriyor beraberinde. Sombra’nın diğer atak karakterlerine kıyasla aşırı güçlü kalıyor oluşu, Moira’nın destekten daha çok atak karakteri olarak çalışıyor olması, Doomfist’in tank olarak güçsüz kalıyor oluşu gibi birçok, yine irili ufaklı problemler var. Yeni bir şey değil tabii bunlar, her bol karakterli online oyunda sürekli bir “dengeleme” problemi söz konusu. Büyük bir çoğunluğu da oyunun ömrü içinde çözülen/çözülebilecek şeyler. Keşke Overwatch 2’nin tek problemi de bu olsaydı ama maalesef daha büyük bir problemimiz var.
Battle Pass, eski düşmanım…
Battle Pass’lerin büyük bir hayranı olduğumu söyleyemem. Belirli içeriklerin kısıtlı süreliğine sunulup, oyuncuların “bir şeyleri kaçırma korkusu”nun üstüne yoğunlaşan bir sistem olduğunu düşünmüşümdür hep. Zamanında Destiny 2’den de ufak ufak kopmamın sebeplerinden biriydi ama artık neredeyse her oyunda olduğundan kaçışımız yok. Overwatch 2’ninki de gördüğüm en kötülerinden biri olsa gerek.
Oynadığım başka oyunlarda (Apex ve Fortnite) Battle Pass kasmak gayet normal, hatta bazen kendiliğinden olan bir şey. İki oyuna da geçtiğimiz haftalarda geri döndüm ve ikisinde de birkaç günde 30 küsurlu seviyelere ulaştım. Overwatch 2’yi çıktığı ilk hafta boyunca her gün oynamış olmama rağmen oyunun sınıflı sisteminden ve Battle Pass için gereken görevlerin de bu sınıflar üstüne odaklanmış olmasından ilerlemem 10 küsurlarda kalmıştı. Genellikle Tank ve Destek oynamayı seven biri olarak “Genji’yle bilmem ne yap”, “Tüm sınıflarla maç kazan” gibi görevler görünce deliriyorum haliyle.
Her ne kadar Blizzard “En ödüllendirici Overwatch tecrübesi” olduğunu iddia etse de gerek Battle Pass’in gerekse de görevlerin o kadar ödüllendirmediğini belirtmem lazım. Overwatch 2’nin Battle Pass’i ve kozmetik ekonomisi o kadar “PARA VERİN” demeye odaklı ki beyniniz durur. Oyunun Battle Pass’ini ya da kozmetiklerini alabileceğiniz birimini kazanmak için haftalık görevleri yapmanız lazım ve bir sezonda tüm haftalık görevleri yapsanız bile 540 birim kazanabiliyorsunuz. Battle Pass’in 1000 birim, kayda değer skinlerin de 2000’lerde olduğunu belirtmemde fayda var. Apex ve Fortnite gibi oyunlarda Battle Pass’i kasarak verdiğiniz paradan daha fazlasını kazanabiliyorken, Overwatch 2’nin bu ümüğe çöken ekonomisi gerçekten komik geldi.
Doymadın mı be artık?!
Kusura bakmayın bu sıkıcı “Battle Pass” muhabbeti için fakat oyunu geçtim, Blizzard’ın son dönemdeki kafa yapısını ele alabilmek için bahsetmem de lazımdı bundan. Çünkü ilk oyunun lootboxları her ne kadar eleştirilerin odağı olmuş olsa da bu yeni sistem daha da can sıkıcı bir hale bürümüş. Bir Diablo Immortal değil tabii ama, önceki halini düşününce insan üzülüyor biraz.
Günün sonunda Overwatch 2, “ikinci oyun” olmayı hak edecek bir oyun değil. Yapılan değişiklerin bazılarının gerekli olduğunu düşünmeme rağmen, oyunda yapılan köklü değişikliklerin diğer oynaması ücretsiz rekabetçi oyunlara bakılarak ve onlarla kapışmak isteyerek yapıldığını görmezden de gelemiyorum. 2016’da çıktığında “Yılın Oyunu” tartışmalarını bir hayli geren (Hâlâ dergideki tartışmaları unutmadım…) ve bir kısmın “Team Fortress 2 çakması” dediği ama yine de o döneme yeni bir soluk getiren bir oyunken, sözde ikinci oyunun sektördeki popüler şeyleri kovalayan ve bunları kullanarak tutunmaya çalışan bir şey olması canımı sıkmıyor değil. Umarım 2023’te gelecek PvE modu oyuna yeni ve kendine özgü bir hava katar.
İkinci Görüş - Can
Sabri yine çok sakin sakin açıklamış, ben o ilk paragrafta bahsettiği orijinal Warcraft ve Starcraft günlerinden beri Blizzard oyunlarını severek oynamış kişilerden birisi olarak o kadar da sakin kalamıyorum Overwatch 2 söz konusu olunca. Neden mi? Çünkü Overwatch 2 kesinlikle “Daha iyi ne yapabiliriz?” kafasıyla yapılmış bir oyun değil. Tamamen “Biz bu oyunu millete nasıl daha pahalıya satarız?” mantığıyla çevrilmiş bir oyun.
Yani sözde oynaması ücretsiz, evet. Ama sıfırdan başlayan bir oyuncuysanız Overwatch 1’deki kahramanları bile tek tek baştan açmanız gerekiyor olması çok saçma. Hadi onu yedik yuttuk bir şekilde, bundan sonra gelecek kahramanların da Battle Pass’in bedava kısmında 55. seviye (yazıyla bir daha yazayım bakın, ELLİ BEŞ) istemesi böyle maaşlı iş gibi her sezon Overwatch’a vakit ayırmazsanız bazı karakterleri açamayacağınız anlamına geliyor. Yahu bu oyunun olayı bize bütün karakterleri sunması ve oynanışını bunun üzerine kurması değil miydi? Bu nasıl bir mantıktır?
Sırf bu da değil üstelik. Eskiden yeni bir etkinlik geldiğinde (mesela an itibariyle Cadılar Bayramı etkinliği) uzun zamandır oynamamış olsak bile bir girer bakardık Overwatch’a. Niye? Çünkü seviye atladıkça lootbox açıp en şekilli şukullu skinleri bile düşürebileceğimizi bilirdik. Şimdi istediğiniz kadar kendinizi yırtın, kesenin ağzını açmadığınız süre size ödül mödül yok. Ha, pardon var. Kullanmadığınız kahramanların spreylerini falan Battle Pass’in bedava tarafına yığmışlar hep. Geri kalan her şey için Master Card…
Daha oyunu kıran hatalara sahip kahramanların geçici olarak oynamaya kapatılması, yeni ekledikleri sözde silahlara falan takılan “charm”ların direkt karakterlerin üzerine saplanması gibi özensizlik dolu şeylere rastlamamıza falan değinmedim bile dikkat ederseniz. Benim için Overwatch 2 büyük bir hayal kırıklığı oldu anlayacağınız. Tamam, çok aktif oynamıyordum belki ama arada bir etkinlik olduğunda girip “Yeni ne skinler gelmiş? E hadi dur üç beş seviye atlayayım” diyordum, onu da elimden almış oldular. Şu sistemi baştan aşağı değiştirmedikleri ve düzeltmedikleri sürece daha da gelmem artık Ovırvoç’a falan...
Başlıklar
Özünde hala çok eğlenceli ve oynaması zevkli bir çevrimiçi FPS oyunu olsa da oyun içi ekonominin bu kadar aç gözlü, oyuncuyu sömürmeye odaklı olması ve 2 takısını hak edecek bir şey olmaması maksimum bu kadar puan vermeme sebep oluyor. Battle Pass’ler maalesef oyunların artık bir parçası ama özellikle Overwatch 2 bunun suyunu bayağı bir çıkarmış. En azından ücretsiz…
- Oynanış hâlâ klasik Overwatch eğlencesini taşıyor
- Yeni oyun modu Push eğlenceli
- Keza yeni karakterler de bir o kadar güzel
- Görselliği hala çok tatlı
- 5v5 düşündüğüm kadar problem olmamış
- Karakterlerin 5v5’e göre dengelenmesi fena değil…
- …Ama dengelenmesi gereken çok fazla şey var
- PvE modu hakkında hala hiçbir haber yok
- Battle Pass ve kozmetik ekonomisi çok ama çok kötü
- Yeni karakterlerin Battle Pass arkasına kitlenmesi lüzumsuz
- Ve hayır, “En Ödüllendirici Overwatch Tecrübesi” değil