Sunderfolk - İnceleme

Karakterleri telefondan kontrol edip, ana haritayı ekrana vermek çok iyi fikir yalnız ha…

En çok inceleme yaparken beni arada derede bırakan bu oyunları yazmakta zorlanıyorum. Kardeşim ya dört dörtlük oyun ol ya da rezil bir şey ol da gömelim yani! Tam böyle azıcık daha üzerine uğraşsalar yılın oyunlarında parti oyunu dalında aday göstereceğim bir şey ortaya çıkaracakken gelen o olmamışlık... tadımı çok kaçırıyor.

Peşin peşin söyleyeyim, “Sıra Tabanlı Strateji Sevdalıları Odası” kurucu başkanı olarak Sunderfolk’u gayet de bayıla bayıla oynadım. Başlıkta da dediğim gibi, oyunun ana ve asıl muhabbeti monitörünüzde dönerken herkesin telefondan kendi karakterinin kartlarını, eşyalarını ve hareketlerini kontrol etmek mük-kem-mel bir fikir ve bu fikri harika şekilde de hayata geçirmişler.

Sistem nasıl mı çalışıyor? Daha açılış ekranında ekrandaki QR kodunu telefonunuzla tarıyorsunuz. Herkes oyuna girmeye hazır olduktan sonraysa bir karakter seçiyorsunuz ve o karakter sizin telefonunuza atanmış oluyor. Yani bir dahaki girdiğinizde yine aynı karakterle devam ediyorsunuz. (İsterseniz tek başınıza da oynamanız mümkün, 4 kişiye kadar çıkabiliyorsunuz. Oyun haritaları ve zorluğu oyundaki kişi sayısına göre otomatik değiştiriyor) Sonra oyun içi sinematikleri ve olan biteni ana ekrandan takip ediyorsunuz. Savaş zamanı gelip çatınca da yine ana ekrandaki haritaya bakarak karakterinizin yapacaklarını telefonunuzdan kontrol ediyorsunuz. Nereye yürüyeceksiniz, kimi ittireceksiniz, neyi fırlatacaksınız, kime saldıracaksınız vs. Bunların hepsi telefon üzerinden kontrol ediliyor. Dolayısıyla birisi oynarken siz bir yandan kartlarınızı kurcalayıp ne yapacağınızı düşünebiliyorsunuz. Adeta aynı odada çok ekranlı çok oyunculu mod! O kadar da iyi kotarmışlar ki “Ay hangi ekrana bakacağımı şaşırdım, neler oluyor?!” dedirtmiyor asla. Zamane bebelerinin tablet ekranlarına alıştığı kadar hızlı alışıyorsunuz…

Seçebileceğiniz toplam 6 karakter var ve hepsinin oynanışı ve yetenekleri de birbirinden farklı hissettiriyor. Hangi karakteri oynadıysam çok eğlendim. Pyromancer ile mekanları komple ateşe vermek yılların Sorceress’ı olarak içimi ısıtsa da Bard ile bir Mosh Pit atıp haritayı tam bir hengameye çevirmek de ayrı bir zevkti mesela. Evet, evdeki eski bir telefonla ikinci bir karakter açtım, böylece Can’la birlikte iki kişi dört karakterle oynadık -ki imkânınız varsa size de tavsiye ederim. Tabii bunu yaparken telefonu on kere falan düşürdüğüm için telefonun ekranı çatlayıp öldü ama olsun. Oyunun son anına kadar dayanabildiği için kendisiyle gurur duyuyorum, zira o son savaşa Bard’ım olmadan girmek istemezdim. Siz telefonu düşürmeyin tercihen…

Telefonları sakince bir kenara bırakırsak, kart bazlı strateji sistemi de gayet güzel olmuş. Seçenekler çok da geniş değil ama oynanış stilinize uygun bir şeyler bulabiliyorsunuz. Kahramanlarınızın merkez üssü olan şehriniz Arden’de yapacağınız geliştirmelerle daha fazla kart kullanma imkânı gibi yeni özellikleri de elde edebiliyorsunuz. Ayrıca her saldırınız sırasında haşır neşir olacağınız şans kartlarınız var ki bir nevi masaüstü FRP oyunlarındaki zar gibi işleyerek size artı, eksi ya da nötr sonuçlar veriyorlar. İleride daha da güzel varyasyonları açılıyor hatta, negatif olan bile gelse yine bir şeyler yapmanızı sağlıyor. (Benim -2 hasar kartım aynı zamanda çevremdeki tüm düşmanlara 2 hasar verdirtiyordu mesela. Şanssızken bile daha çok hasar veriyordum?! -Can) Ama başlarda bayağı bir burnunuzu sürttüğü anlar da olacak. Tam düşmana gereken hasarı verecekken gelen -1, -2 hasar kartı “Öfff ya” dedirtti bize bolca. Ama dediğim gibi, seviye atladıkça ve ekstra özellikler işin içine girince bunlar her türlü avantaja dönüyor. 3 kareyi ateşe ver, 1 kare hareket et falan gibi tonla özellik ekleniyor bu kartlara. Oyunun sonlarına doğru 2 katı hasar vermemi sağlayan şans kartı olmasa Bard’ımın dev kulaklarıyla yerleri süpürebilirlerdi düşmanlarımız…

E bu kadar övdük de, neresi olmamış bu oyunun? Geri kalanı komple olmamış demek istemiyorum… Zira denemiş insancıklar. Ama yetirememişler. Sanki bütün emeği sisteme, haritaya, savaşa harcamışlar ve geri kalan şeylere pek de vakit kalmamış gibi. Silahlar çok az sayıda, pek öyle seçeneğim varmış gibi de hissettirmediler bana. (Hoş, benim en son aldığım Legendary silah iyiydi de, ona gelene kadar neredeyse tüm oyunu aynı silahla oynadım gibi -Can) Haritalardan düşen ıvır zıvırı size bonus yetenekler verecek Trinket’lara dönüştürebileceğiniz bir Workshop var mesela ama çok sınırlı ve verdikleri yetenekler de eh işte... Markette daha iyileri varken çok anlamlı olmuyorlar ne yazık ki.

Şehirde yaptığınız konuşmalar... gerekli değil, zira bir şeyi etkilemiyorlar ve derin bir diyalog da yok zaten. Hiç olmasa daha iyiymiş, zaten tek getirisi para ve marketten ekstra bir şeyler almanıza olanak veren “Favor” adındaki farklı bir birim ama onunla alabilecekleriniz de pek ahım şahım şeyler olmadığından oyun biterken üzerimde birikmiş bir dolu favor vardı. Keşke az ama öz olsaymış karakterler. (Ben hiç Favor harcama ihtiyacı hissetmedim galiba oyun boyunca -Can)

Düşmanların konuşmalarına hiç girmek bile istemiyorum. Oyunlarda hikâyeye çok önem veririm ama burada “Hadi tamam, geç geç!” diye basıp sallayasım geldi çoğunu. Zira sıkıcı, tek düze ve fazlasıyla tahmin edilebilir olmuşlar. Yıl olmuş 2025 artık “Bakın nasıl da yok edicem sizi hahahahaha!” diyen Boss olmasın lütfen, rica ediyorum. Özetle hikâyesi için oynamaya niyetliyseniz… hiç zahmet etmeyin, alabildiğine klişe. Ama işte, “parti oyunu” olarak düşününce ekran dışı muhabbetler, sohbetler derken dikkatinizi çok üzerine vermek zorunda olmamak bir yerde pozitif de sayılabilir belki? Bilemedim…

Felaket klişe diyalogları biraz çekilebilir kılan tek şey hepsini aynı kişinin seslendiriyor olması. Bunun nesi güzel diye soranlara FRP nostaljisi demek istiyorum. Oynanış gerçekten de tam bir FRP masası tadında ve herkesi tek bir kişinin seslendirmesi karşımızdaki bir DM’i dinliyoruz hissiyatını perçinlemiş ve oyunun tarzına aşırı güzel gitmiş. Hatta savaşta ne olursa olsun MVP’nin Can’a gitmesi de DM’in torpillisi klişesini... tamam bunlar bug aslında ama yine de bir şüphe var içimde. Boss’a 0 hasar verdi diye MVP aldı ya adam! Yahu biz eksi hasar mı verdik, kim öldürdü bu boss’u? Bu tek örnek de değil bu arada, gerçekten oyun Can’a torpil geçiyor gibiydi iyice geyiğe vurduk artık. Hoş, oynanışı etkileyen şeyler değil o yüzden oradan fazla puan kırmadım, umarım ileride geliştirirler puanlama koşullarını. (Benim gönlümün tek DM’i sensin, merak etme. <3 -Can)

Günün sonunda parti oyunu olarak ele alırsanız gerçekten keyifli, hele ki şöyle bizim gibi masaüstü FRP’ye hasret kalıp da “Keşke arkadaşlarla şöyle kolayca bir araya gelip oynayabileceğimiz bir ortam olsa!” diyorsanız biçilmiş kaftan bir oyun. Bu konuda bildiğim kadarıyla benzer başka bir oyun olmadığı ve yeni bir alanda, belki de yeni bir “tür” oluşturmaya çalıştıkları için yapmaya çalıştıkları şeyleri de çok takdir ediyorum. Ama bazı alanlarda “Ya bunu daha iyi de yapabilirmişsiniz aslında” dedirtmesiyle belli ki biraz daha pişmeye de ihtiyacı var gibi duruyor.

SON KARAR

Sıra Tabanlı Strateji ve masaüstü FRP sevenlerin oynamasını şiddetle tavsiye edeceğim oldukça keyifli ve eğlenceli birçok oyunculu oyun. Türü sevmeyenlere yine de oynayın diyebileceğim kadar da çok özelliği yok ama ne yazık ki.

Sunderfolk
İyi
7.5
Artılar
  • Ekran - telefon kontrol kombosu müthiş
  • Buram buram masaüstü FRP atmosferi!
  • Karakterlerin yetenekleri kendine has ve eğlenceli
  • Tek bir oyunla dört kişiye kadar oynamaya izin veriyor


Eksiler
  • Diyaloglar çok klişe ve sığ
  • Workshop gibi bazı özellikleri öylesine konulmuş izlenimi veriyor
  • Silah – ekipman çeşitliliği birazcık yetersiz


YORUMLAR
Parolamı Unuttum