The Legend of Tianding - İnceleme

Güzel bir metroidvania, kung-fu ve manga karışımı. Göze hoş görünen grafikleri, 10 saate yakın hikâyesi, bölüm ve düşman çeşitliliği, akılda kalıcı olmasa da oyuna güzel eşlik eden müzikleriyle sizi eğlendirmeyi başarıyor.

Oyun gerçek bir halk kahramanından, Japon istilası altındaki Tayvan'da zenginlerden çalıp fakirlere dağıtan Tian Ding'in hayatından esinlenerek hazırlanmış.

Çizimleri, karakterleri, renkleri tam bir mangadan fırlamış gibi. Zaten ara sahneler de çizgi roman sayfası gibi, kare kare hazırlanmış ve arada ekranın sağında solunda konuşma baloncukları, açıklama kutuları falan çıkıyor. Comix Zone kadar olmasa da bir çizgi romanın içindeymişsiniz gibi hissettiriyor.

Oyunda Tian Ding'i yönetiyor ve hem işgalci Japon güçlerine hem de onlarla bir olup hemşehrilerine eziyet eden zorbalara karşı mücadele ediyoruz. Aynı zamanda bir kung-fu ustası olan Tian Ding epey çevik biri. İlk başta sadece tekme ve yumrukla ilerlesek de oyunda ilerledikçe yeni yetenekler ve ekipmanlar kazanıyor, daha önce gidemediğimiz yerlere ulaşabilmeye başlıyoruz.

Oyunun boss savaşları da epey dikkat çekici. Hepsi de epey dişli rakipler ve birkaç vuruşta canınıza ot tıkayabiliyorlar. Her birinin apayrı süper güçleri, acayip acayip saldırıları ve ultimate vuruşları var. Ayrıca çok da hızlı hareket ediyorlar. Özellikle de zorda oynuyorsanız. Öyle ki bir anda kendinizi Mortal Kombat falan oynuyormuş gibi hissediyorsunuz.

Bölüm tasarımları epey çeşitli. Kanalizasyonlar, polis karakolu, gizli bir depo, karanlık mağaralar gırla gidiyor. Her birinde toplayabileceğiniz gizli sandıklar, muskalar ve eşyalar da bulunuyor. Dilerseniz daha sonra buraları tekrar ziyaret edip kaçırdığınız nesneleri arayabiliyorsunuz. Şehir de çok kısıtlı bir haritaya sahip olmasına rağmen hem manga benzeri görselleriyle gözünüze hitap ediyor hem de oraya buraya saklı nesneleriyle sizi oyalamayı başarıyor. Hatta bir tane de kart oyunu var ama simgeler Çince olduğu için kuralları biraz karışık; anlaması ve alışması zaman alıyor.

Bununla birlikte oyunun üç sonu bulunuyor. İyi sonu görebilmek için oyundaki her şeyi toplamalı, bütün yan görevleri yapmalı ve tüm muskaları bulmanız gerekiyor. İşte burada oyunun belki de en büyük eksiği giriyor devreye: Nesneleri ve muskaları toplamak neredeyse tamamen şansa bağlı. Dövüşler sırasında düşmanları kuşağımızla bağlayabiliyor, onları geçici bir süreliğine saf dışı bırakıyor ve ellerindeki silahı alıp onlara karşı kullanabiliyoruz. Buraya kadar her şey tamam. Ama her silah türü için bir muska düşürmemiz gerekiyor.

Mesela tabanca muskası. Bunun için tabancalı adamlarla her karşılaştığımızda onları kuşağımızla bağlamamız ve bu muskanın düşmesi için dua etmemiz şart. Çünkü hep düşmüyor; çok rastgele. Taaa oyunun en sonralarında nadir nesnelerin daha fazla düşmesini sağlayan bir muska bulduktan sonra bu iş kolaylaşıyor, o da biraz. Bu da bazı bölümleri 3-5 kere dolaşmak, aynı adamlarla tekrar tekrar kavga etmek zorunda kalmak anlamına geliyor.

Toplanması gereken en son nesnenin sonuncu bölüm sonu düşmanının elinde olması da cabası. Adam zaten M. Bison'dan hâllice, tek vuruşta işimizi bitiriyor. O da yetmezmiş gibi sadece bir kez onu kuşağımızla yakalama şansı elde ediyoruz. Nesneyi düşürdünüz düşürdünüz, düşürmezseniz ya dövüşe baştan başlayacaksınız ya da kötü sonu izlemeye razı geleceksiniz.

Kısacası iyi sonu görmek istiyorsanız epey uğraştırıyor sizi The Legend of Tianding. Bir de Çince seslendirmeler ilk başta biraz garip gelebiliyor. Ama onun haricinde her dakikasından keyif aldığım, grafiklerini ve hızlı oynanışını sevdiğim bir oyun oldu. Demosunu indirip denemenizi tavsiye ederim.