Film tadında oyun keyfi yapmaya az kaldı sanki?
Devamını okuWarhammer 40,000: Darktide - İnceleme
Space Marine’siz bir Warhammer 40K oyunu mümkün
Left 4 Dead 15 sene önce bilgisayarlarımıza gelirken survival horror türünü yeniden şekillendiriyor, takım oyununa ve tekrar oynanabilirliğe yeni anlamlar yüklüyordu. Bugün kursak halen fena halde gideri olan devam oyununun ağzımıza çaldığı bal sonrasında artık tür oturuyordu. Benzer tipte Dead Island, Killing Floor, World War Z gibi oyunlar gelirken kendi içinde farklılaşan Deep Rock Galactic gibi orijinal fikirler de çıkıyordu. Benim favorim ise Orta Çağ fantazyasına olan sempatim nedeniyle İsveçli Fatshark’ın Vermintide’ı idi. Yüzlerce iri sıçanı baltası oku büyüsü derken sıçan cennetine yollarken aklımda şu vardı: Acaba bu türde bir Warhammer 40K oyunu nasıl olurdu?
Burası çocuk parkı değil…
W40K oyunları oyuncuları parlak zırhları içindeki yürüyen savaş makinaları Space Marine’lere çok alıştırdı. Ancak bu evrende çok çok az karakter bu derece güçlü. Perde arkasında Imperium ile yoz Xenos arasında dişe diş amansız bir mücadele süregeliyor. Biz de bu mücadelenin zırt dediği yerde, infazı beklerken yaşanan olaylar silsilesiyle başlıyoruz Darktide’a. Hiçbir değerimiz yok. Bu anlamsızlığımıza İmparator’u yüceltecek(?) ayak işi intihar(!) görevleriyle değer katmaya ve bir açıdan da kıçımızı korumaya çalışıyoruz. Engizisyon baskın sonrasında bizi tekrar hücreye tıkmamak veya idama yollamamak karşılığında bu küçük kefareti istemiş, çok mu yani? Darktide’ın senaryosu W40K romanlarının en bilinen ve sevilen isimlerinden Dan Abnett’e ait. Eisenhorn, Horus Rising ve Ravenor gibi müthiş Abnett romanları okumuş biri olarak diyorum ki bu oyunda an itibariyle zerre Abnett’lik bir olay mevcut değil. Darktide hayatınızdaki ilk W40K oyunu olsa bile sıfır bilgiyle dalabilirsiniz. Kozmetik ve karakterler arası diyaloglarda duruşunuzu göstermek dışında pratikte (henüz) bir işe yaramayan karakter oluşturma ekranı sonrasında oyuna geçiyoruz. Evet, Vermintide’dan farklı olarak burada hazır bir karakter seçmiyor, aksine oluşturuyor ve isimlendiriyoruz.
Atom Prime gezegenindeki Tertium adlı devasa endüstriyel cehennem, bulunduğumuz mahallenin gotik ve kokuşmuş bir W40K çukuru olduğunu dibine kadar hatırlatıyor. Karanlık dikey labirentler, veba kusan odalar, sonu tuzak dolu mekanlar klostrofobimizi gıdıklıyor. Vermintide’ın açık hava, bol oksijen mekanlarını unutun. Oksijen burada fazla lüks. Etrafımız bu yılın popüler W40K tarikatı, Nurgle’ın kokuşmuş, sapkın müritlerinden binlercesi tarafından sarılmış durumda. Evet, burada artistik silahlarla ölüm saçan Space Marine’ler yok. Kendileri bulunduğumuz yerden çok daha önemli işler peşindeler. Hem sapkınlığın kol gezdiği galakside nasıl her yere yetişsinler? Tertium’un grotesk ortamında çürümüşlük ve ölüm var, hem de leş bir ölüm!
Dikkat dikat: Bu bir takım oyunudur!
Co-op shooter’lar yapı olarak takım oyununa dayalıdır. Bu zaten aşikâr. Ancak tanıdık bir grupla girmediğiniz durumda oyunun popülerliğine kapılıp gelen, seçtiği sınıfın var olma amacını unutan bir oyuncu kitlesi saçınızı başınızı yoldurabilir. Bu oyunun suçu değil ancak zevkinize limon değil sülfirik asit sıkacağı kesin. Allah aşkına siz siz olun, Darktide’da zorluk rütbesi üç pırpırdan itibaren ne oynarsanız oynayın takımı bırakıp uzaklaşmayın. Ya ölürsünüz ya da dağılan grubu yatırırsınız. Oyundaki 15 çeşit düşman için farklı stratejiler kullanmanız ve takım işi yapmanız elzem; özellikle de belirli birimlerin sayısının katlandığı haritalarda. Savunmamız iyi derken beklemediğiniz bir yerden iki Pox Hound kuçusu üstüne de tatlı niyetine Dreg Tox Flamer çullanınca neye uğradığınızı şaşıracaksınız. Oynadığınız sınıfın var oluş amacını unutmayın: Ogryn kalabalığı tutarken Psyker’ın uzaktaki bir keskin nişancının beynini uçurması veya crowd control yapması, Veteran’ın uzaktan ve Zealot’un yakından verebildiğince hasar vermesi gerekiyor.
FPS deneyimi mi istiyorsunuz? Alın Veteran Sharpshooter uzaktan indirin ne varsa. “Ona küçük ve romantik kamikazelikler yapın” demek mi istiyorsunuz? Aha Zealot’un ölüm direnci işte. Psyker’da asa türleri, Zealot’da manyaklık; geri kalanlar mühimmatı paylaşıversinler işte. Darktide’ın büyücüsü Psyker’ın arada bir biraz motoru soğutması iyi olur tabii; kendini çok zorlarsa havaya uçuyor. (Vermintide’dan tanıdık gelebilir.) Başınız çok sıkışırsa Ogryn sizi kalabalığın elinden ve ipten alır zaten. Tüm bunları yaparken bol sayıda ve tipte cephanelik sizi bekliyor: Lasgun’ın düşman bedeninde bıraktığı dumanı üstünde delikler, doğru zamanda atılan el bombasıyla önünüze kadar uçan irinli bedenler, envaı çeşit yakın dövüş silahı… Kimi silahların özel hareketleri görsel olarak da tatmin edici. Örneğin bir W40K klasiği olan chainsword’un düşman kafatası ve bedenindeki etkisi “Sıradaki gelsin!” dedirtiyor. Baltanın tekli, kimi kılıçların çoklu hedeflere vurması gibi farklılıklar kozmetik beklentilerden fazlasını sunuyor. Seviye atladıkça gelen yetenek puanlarına göre karakteri farklılaştırırken mühimmatları da daha etkin kullanıyorsunuz. Toughness adlı yenilenen kalkan, sağlığınız gitmeye başlamadan sizi koruyan ilk dostunuz. Yine de kendisine fazla güvenir ve siperlerle samimiyet kurmazsanız bir anda açıkta kalırsınız. Hele haritanın bir ucunda sizi gören bir keskin nişancı varsa!
İş bununla sınırlı değil: Darktide’da şans ve en önemlisi o ana ayak uydurabilmek önemli etmenler. Doğru zamanda elinde Flamer bulunan oyuncu en sevdiğiniz kişi olabilir. Oyunun bu yönünü çok sevdim. Tahmin etmediğiniz bir anda sehven yatabilir veya 90+4’teki altın gol ile dönebilirsiniz.
Haritalarda koşturmadığımız aralıkta Mourningstar (bu isim oyununu seviyorum) gemisinde dolaşıyoruz. Burada haftalık görevlere göz atıyor, yine periyodik olarak değişen ekipman alışverişlerini yapıyor, berberde tipimizi değiştiriyoruz. Fatshark’ın burayla ilgili henüz netleştiremediği fikirleri var ki çok sayıda boş tezgâh mevcut. Netleşmeyen ana konu ne kadarının oyun içi para birimiyle çözüleceği. Temennimiz mümkün mertebe oyun içinde bir havucumuzun olması.
Tekrar oynanabilirlik vs tekrar tekrar oynamak
Darktide’ın çevre tasarımları muazzam. Devasa gotik yapıları üstünüze akan vebalı manyaklardan fırsat bulabildiğimde şöyle bir izledim. Fakat o anlarda gelen Darktide boss’ları sınırlarımı iyice zorladılar. Hele ki biri plansızca uyandırılan bir Daemonhost ise!
Oyuna aynı sınıftan birden fazla kişi girebiliyor. Bu tabii ki tercihimiz değil. Ama zorluğu pek artırmadan dört iri kıyım veya Veteran gayet de eğlenebilirler. Bu oyunda şifacı aramayın. Kendi söküğünüzü, kend… Hayır, beraber dikeceksiniz. Sağlığı diplerde bir oyuncu varken bir zahmet son heal’ı kendinize almayıverin.
Yaklaşık 30-40 dk süren turunuz boyunca kimi görevlerde Vermintide’da olduğu gibi gizli Grimoire’ları bulabiliyorsunuz. Bunları yanında bulunduran kişinin çantasından bir yer eksiliyor ve ekibin sağlığı azaltılarak oyun zorlaştırılıyor. Birçok oyunda gruptan biri Grimoire bulduğunda “Alsak mı almasak mı?” diyaloglarına şahit oldum. Tam bir yiyorsa durumu yani. Ama bölüm sonuna sağlam getirilebilirlerse ekstra XP ve para ödülü sizindir. Bunun bir seviye altı Scripture de ise nesneyi taşıyan kişi ölebilir, nesne el değiştirebilir. Ödülü daha azdır ama Grimoire kadar acımasız değildir. Bölüm sonunda bölümdeki performansınıza ve zorluğuna bağlı olarak XP alıyor, çeşitli eşyalarla ödüllendiriliyorsunuz. Buradaki esneklik henüz Vermintide seviyesinde değil, ancak gelecek vaat ediyor. Yalnız bu oyun türünün bölüm sonu istatistiklerinin “Oyuncular birbirlerini yemesinler” nedeniyle eklenmemesi son derece gülünç. Eksik istatistikler kendinizi değerlendirmemizin ve yanlışları düzeltmemizin de önüne geçiyor. Gün itibariyle oyunda bir üst seviye sınırı var, ancak tam anlamıyla bir “end-game” henüz bulunmadığından tadını çıkara çıkara ve farklı sınıfları tanıyarak ilerlememek için bir sebep yok.
Darktide’ın görevleri Vermintide’daki gibi seferler (campaign) halinde değil tek tek tek tek girdiğimiz görevler halinde ilerliyor. Bu (eğer beklentiniz varsa) tutarlı bir hikâye takibini engelliyor. Lansmanda gelen 13 görevi ve onların karanlıkta, siste ve farklı değişkenlere (modifier’lar; yani belirli bir düşman türünü veya olayı katlayan haritalar) sahip olanların bolca oynuyoruz. Böylece oyun için para, yetenekler, kozmetikler ve yeni silahları açıyoruz. Üst seviye sınırının 30 ve bu seviye için yaklaşık 60 ila 80 görev yapmak gerektiğini hesapladığımızda vay halimize: Başarı oranımızı yüksek hesaplasak bile her haritayı 4 ila 6 kez oynamak anlamına geliyor. Bu karakteri geliştirmek için aynı haritalara girme kısmı, modifier tipi ne olursa olsun bir miktar sıkıyor. Farklı sınıflar, donanımları ve dinamikler tekrar hissini bir nebze azaltıyor. Yalnız her hâlükârda 4-6 tekrar, henüz hazır olmayan end-game için beklentisi olanları üzebilir.
Kulağa ziyafet, PC’ye eziyet
Oyunun seslendirmelerine ayrı bir parantez açmadan geçemeyeceğim: Üzerinize koşarak patlayan Poxburster’ın ayak sürüme sesini duyduğunuz anda nefesinizi tutup deli gibi sesin geldiği taramaya başlıyorsunuz. Sesler özellikle zorluğun 4-5 pırpırı bulduğu noktada bir odaya girişiniz veya alacağınız mevziiyi etkiliyor. Vuruş hissi güzel, vuruluş hissi de diş sıktıran cinsten. Müzikleri içinse “Ya Jesper Kyd işte, şöyle güzel” deyip bırakmayacağım. Kritik yerlerde başlaması, temposunun değişmesi adrenalin seviyesine direkt etki ediyor, oyunun karanlık ortamınaysa harika eşlik ediyor. Müzikleri verdiği gazdan öte kullanıldığı yer ve şekillere şapka çıkardım.
Darktide’ın betasını veya oyunun ilk günlerini oynayanlar olarak ilk darbeyi grafik ayarları ve optimizasyon olarak yemiştik. Çökmeler, güçlü bilgisayarı olanları sövdüren, eski ekran kartlarını efkarlandıran performans sorunları. Bu incelemeyi birkaç hafta ile birkaç oyun yaması ve NVIDIA sürücüsü öncesi yazsaydım net iki puanını kırardım. Siz yine de performans üzüyorsa bir DLSS’i kapatıverin, parlamayıversin. Ray-tracing ve DLSS Darktide’da bir türlü oturamamış.
Sözün özü
Darktide olmuş. Türün en iyisi mi? Kesinlikle hayır. Ancak tekrar oynanabilirliği çok yüksek ve çok eğlenceli. Adeta takım oyunu isteyen arkadaş gruplarının aradığı nefes. Fatshark son dönem çok oyunculu co-op’larda gerçekten bir başka. Diğer yandan Vermintide’ın ferah açık hava haritalarını sevenler, Darktide’ın kasvetli haritalarında bunalabilirler. Benim gibi W40K manyakları dışında kalanları rahatsız etmeyebilir ama Dan Abnett gazı verip varlığını hissettirmemesi nahoş. Harita sayısı oturmuş oyunlara göre az. Ancak yapımcı açık sözlü. Hatırlarsanız çıkışa yakın dönemde neleri toparlayabileceğini ve çıkıştan sonra nereleri düzelteceğini kalem kalem anlatmışlardı. Darktide için de oldukça aktif bir ilk sene sözü vermekteler. W40K severseniz oyuna balıklama atlayabilir veya dolu bir co-op fps arayışındaysanız 1-2 indirim dönemi kadar sabredebilirsiniz. Her iki oyuncuyu da mutlu edecektir.
PS: Kimi dedikodular son zamanlarda yalnızca W40K oyunları incelediğimi söylüyor. Ne alakası var canım? Dawn of War serisi, Battle Sector, Daemonhunters ve en son da Shootas. Bunların hangisi W40K evreninde geçiyor ki?
Başlıklar
Darktide kimi eksikliklerine rağmen kendi türünde son yılların en eğlenceli ve gelecek vaat eden co-op oyunlarından biri.
- Ortam ve atmosfer
- Tekrar oynanabilirlik
- Farklılaşan sınıflar
- Müzik ve ses kullanımı
- Zayıf hikâye ve aktarımı
- Aynı harita tekrarları
- Teknik optimizasyon sıkıntıları