Shadow of Mordor'un hikayesini hatırlayalım.
Devamını okuİkinci Dünya Savaşı bugüne kadar pek çok oyuna konu edildi, dolayısıyla oyun severlerin konusu 2. Dünya Savaşı olan bir oyun için yanıp tutuştuğunu söylemek biraz zor. Ama Warsaw daha önce üzerine pek de düşülmemiş, gündeme getirilmemiş bir dönemi ve coğrafyayı ele alıyor, bunu pek çoklarımız için ayrı bir yeri olan Darkest Dungeon’ı andıran bir tarzda yapıyor ve haliyle de bir göz atılmayı hak ediyor. Ben de öyle yapayım dedim, Varşova sokaklarındaki dram yüklü bu maceraya doğru yol aldım…
Varşova Direnişi, Darkest Dungeon’ı ziyaret ederse…
Takvim yaprakları 1944 Ağustos’unu gösterirken Polonya’nın başkentinde Nazilerin saldırıları hız kazanmış, Polonyalılar bunun karşısında çok şansları olmasa da ‘Varşova Direnişi’ adıyla tarih kitaplarında yerini alacak olan ümitsiz ama kahramanca bir meydan okumaya girişmişti. Ellerinde kalan son bölgeleri korumaya, olabildiğince uzun süre ayakta kalıp mümkün olduğunca çok kişiyi hayatta tutmaya çalışıyorlardı.
Oyunumuz da tam olarak bu dönemi ve bu direnişi ele alıyor. Tek amacımız var, olabildiğince uzun süre dayanmak. Varşova’nın farklı bölgelerinde Nazi istilasının önüne geçmek, direnişe destek sağlamak, saflarımıza yeni direnişçiler katmak, ihtiyaçlarımızı temin etmek gibi görevler yerine getiriyor ve kaçınılmaz sonu olabildiğince ötelemeye çalışıyoruz.
Öğretici bölüm olarak değerlendirilebileceğimiz ilk görevin ardından harita üzerinde farklı görevleri inceleme ve bunlardan dilediğimiz birisini seçip işe koyulma imkânımız oluyor. Görevlerin yapısı gibi getiri ve götürüleri de farklılaşabiliyor. Kimi zaman bölgedeki sandıklardan ne bulursak topluyor, postacılığa soyunup mesajlar taşıyor, sivillerin tahliyesiyle uğraşıyor, Nazi devriyelerine saldırıyor, kimi zaman da üst düzey subayları etkisiz hale getirme görevlerine çıkıyoruz.
Görevlerde başarılı oldukça silah, cephane, yaşam malzemeleri elde ederken bir yandan da direniş momentumuna belirli oranda katkıda bulunuyoruz. Bölgelerdeki direniş de o bölgelerde başarılı görevlere imza attıkça devam ediyor. Aldığımız bir görevde başarısız olmamız halindeyse oradaki direniş zayıflayıp istila hız kazanıyor. Haliyle görev tercihinde dikkat etmemiz gereken noktalardan birisi de bu..
Hangi görevi alacağımızı belirledikten sonra göreve hangi ekip üyeleriyle çıkacağımıza karar veriyoruz aynı Darkest Dungeon’da olduğu gibi. Dengeli bir ekip kurmak önemli. Sadece çıktığımız görevi değil, ekipteki karakterlerin yaralanıp bir sonraki göreve katılamayabileceklerini de düşünmek gerekiyor. Ya da ‘Ben bu karakterleri seviyorum, yaralı olsa da onları ekibe dahil edeceğim’ diyerek riski üstlenebilir, göreve onlarla gidebilirsiniz.
Başlangıçta hikayemizin ana karakterleri ile başlıyoruz mücadeleye. Sonrasında görevleri yaptıkça yeni sınıf karakterleri de ekibe dahil olmaya başlıyor. Bir de üssümüzde eleman alma (recruit) opsiyonu bulunuyor, oradan aldığınız elemanlarla da ekibinizi genişletebiliyorsunuz. Tabii ekip büyüdükçe bu ekibi besleme maliyetiniz de artıyor yani bu ek elemanları alırken de abartmamak lazım :)
Çatışma sistemi tahmin edilebileceği üzere sıra tabanlı, Darkest Dungeon gibi. Kesin ölüm durumu burada da geçerli. Benim gibi bu konuda takıntılıysanız özellikle ana karakterlerinizi kaybetmemek için epey uğraş verebilirsiniz. Zira karaktere bağlı sınıf sistemi, o karakteriniz öldüğünde onunla birlikte o sınıfı kullanma şansınızı da kaybetmeniz anlamına geliyor. Darkest Dungeon’daki gibi ölen karakterinizin yerine koyacağınız aynı sınıftan bir karakter gelip gelmediği konusunda emin olamıyorum, çünkü böyle bir örneğe denk gelmedim.
Görevler esnasında bazı karar anlarıyla karşı karşıya kalabiliyoruz. Mesela kalabalığın ele geçirdiği bir askerin linç edilmesine müsaade mi edeceğiz, yoksa araya girip onu sorgulayacak mıyız? Sıcak çatışma izleri bulunan bir binaya girecek miyiz yoksa daha temkinli hareket edip farklı bir güzergaha mı yöneleceğiz? Bu gibi durumlarda karakterlerimizin bazı yeteneklerini (en sık kullandığım Academics oldu) devreye sokup olumlu bir netice elde etmeye çalışabiliyoruz. Bu olaylar ana dramın küçük birer yansıması olarak çıkıyor karşımıza; bunları oyuna renk (ve kısmen derinlik) katan detaylardan birisi olarak değerlendirmek mümkün.
Ne olacak bu oyunun hali?
Evet, Warsaw grafik tarzıyla ve oynanışıyla Darkest Dungeon’ı ziyadesiyle anımsatan bir oyun. Ama onun kadar başarılı olduğu söylenebilir mi, bu bir soru işareti. Bir kere Darkest Dungeon’daki kadar karakter sahibi karakterlerimiz yok. Orada korkuları, sakarlıkları, dezavantajları, avantajları vs. ile farklı birer karakter olduklarını hissettiren ekip üyelerine karşın burada sadece sınıf ve ekipman farklılıkları bulunuyor, o kadar. Kasaba ile ana üssü kıyasladığımızda da Warsaw’ın bir tık geride kaldığını söylemek lazım. Görev çeşitliliği ve oyunda geçireceğimiz vakit açısından da mevcut tablo benzer şekilde. Ancak Warsaw erken erişimdeymiş de tam sürüme geçiş için hazırlanmaktaymış gibi geliştirilmeye devam ediyor, dolayısıyla ileride bu tespitlerimin boşa çıktığını görebilirim ve bu da beni fazlasıyla memnun eder.
Burada bug konusuna fazla dalmak niyetinde değilim, lakin halen temizlenmeyi bekleyenler olduğunu belirtmekle yetineceğim. Ama ekipteki karakter sayısını artırmamıza rağmen taşınabilir eşya slotunda bir artış olmamasının rahatsız edici olduğunu söylemeliyim. Belki her karakterin envanterini ayrı yönetebilseydik daha iyi olabilirdi.
Oyunun zorluk ayarı sunmaması da eleştirilebilir, kimi oyuncular daha zor, kimileri daha kolay bir deneyim istiyor olabilir. Herkese aynı deneyimi sunmak yerine, tercihi oyunculara bırakmaları yerinde olurdu. Darkest Dungeon’ı su gibi oynayan oyuncular Warsaw’ı kolay bulabilirler çünkü.
Yine de yapımcıların da hakkını fazla yememek gerek. Teknik sorunları gidermek konusunda olabildiğince hızlı hareket etmeleri, oyunculardan aldıkları geri dönüşlere göre güncellemelere gitmeleri, yeni içerikler ekleyip oyunu hak ettiği çıtaya doğru yaklaştırmaları da hem onlar adına hem de oyunun geleceği adına olumlu değerlendirilebilecek detaylar.
Oyuna yeni mekanlar, yeni hikayeler, yeni karakterler, yeni düşmanlar, yeni silahlar, yan görevler ekleniyor ve anlaşıldığı kadarıyla bir süre daha eklenmeye devam edecek. Bu da geleceği hakkında daha umutlu olmak için bir gerekçe sunuyor bizlere. Bir gözünüz üzerinde olsun, kim bilir belki ileride sizler de bir şans vermek istersiniz :)
Başlıklar
Eksikleri olsa da bir şans verilebilecek oyunlardan. Yol haritasına bakılırsa ileride daha iyi olacağını söylemek mümkün.
Önemli bir tarihi dönemi ele alıyor, haliyle ilgi çekebilecek bir hikâye var ortada.
Karakter sınıfları farklılıklarını hissettirebiliyor, karakter gelişimi ve görev grubu seçimi de stratejinin önemli bir parçası haline geliyor.
Darkest Dungeon’ın gölgesinde kaldığı yerler var.
Bazı teknik sorunları ve eksiklik hissi can sıkabiliyor.