World of Warcraft: Dragonflight - İnceleme
Tam kurtuldum derken yine geri çektiler…
Hah, gene kürkçü dükkânı gibi dönüp dolaşıp geldik aynı noktaya. Ama bu sefer gerçekten isteyerek gelmedim. Shadowlands ağzımda o kadar kötü bir tat bıraktı ki, WoW’un bu sefer temelli defterini dürüp rafa kaldırdığıma fazlasıyla emindim. Gerçi şimdi “Yahu sen değil miydin Shadowlands’e yüksek puan veren? Ne ara kötü tat bıraktı, bıraktıysa o not ne alaka?” deseniz siz de haklısınız. O biraz benim Shadowlands’in geleceğine iyi niyetle yaklaşmam, biraz da yavan bir ek paketin ardından Shadowlands’in kalburüstü bir başlangıç yapmasının ürünü oldu. Ama pişman oldum yüksek verdiğime, yalan yok. Çıkış sonrası ayları en ufak bir güncelleme olmadan, güncelleme olduğunda da yarım yamalak ve hiç de tatmin etmeyen bir şekilde geçirince Warlords of Draenor’u mumla aratan bir tecrübe oldu. Üzerine bir de Blizzard’ı sallayan ve sarsan skandallar, sansür yapacağız diye oyundaki dekolteleri meyve tabaklarıyla değiştirmeceler falan derken World of Warcraft ekibine olan inancımı komple yitirdim. O yüzden de Dragonflight konusunda 0 heyecan duyuyordum; o kadar ki ek paket çıkışının hemen öncesinde yayınlanan kısa animasyon filmlerini bile haftalar sonra izleme ihtiyacı hissettim. Ama şimdi Sezar’ın hakkı da yine Sezar’a: Oturup oynadıktan sonra gördüm ki önceki ek paketin başarısızlığından çok ciddi bazı dersler çıkartmış Blizzard. Ve Dragonflight hiç de fena değil gibi sanki…
Dragonflight, ejderhaların 10,000 yıldır kayıp olan yuvalarının ortaya çıkışıyla başlıyor. Zamanında Kadimler Savaşı’nda Deathwing’e karşı savaşmaya giderken ejderhalar adayı büyüyle gizlemişler ancak adayı korumakla görevli gardiyanlar ejderhalardan sinyal beklerken pasif hale geçince ada kayıplara karışmış. Oyuna girer girmez bu gardiyanlardan birinin uyanması ve sinyali yollamasını anlatan sinematikle karşılaşıyoruz zaten. Sonrası malum… Önce ejderhalar, ejderhaların peşi sıra adanın on binlerce yıldır el değmemiş zenginlikleri ve güçlerine göz dikmiş çeşitli fraksiyonlar mevzuya el atıyor. Bu açıdan hikâyenin girizgâhı fazlasıyla Mists of Pandaria’yı andırıyor. Ama kötü bir anlamda değil, zira sizi bilmiyorum ama World of Warcraft’ı aktif oynadığım bütün süreç içerisinde Mists of Pandaria benim en keyif aldığım, en maceraya doyduğum ek paketlerden biriydi. Dragonflight da onun devasa adımlarının izinden gidecekse bu iyi bir şey bence.
Yeminimi bozdum uleyn!
Gemimize atladık, Dragon Isles’ın kıyılarına yanaştık. Azeroth’un daim koruyucusu olarak bu ek pakette yine kimi tekmeliyoruz, neyi kurtarıyoruz? Mevzunun başındaki ana kötümüz Raszageth adındaki bir proto-ejderha ancak kendisinin bizimle olan birlikteliği ilk raid’e kadar sürüyor. Kendisinin açtığı yolda düşman sıkıntısı çekmeyeceğimiz aşikâr ama. Primalist adındaki bir organizasyonu yönlendiren Raszageth (ve serbest bıraktığı diğer Primal Incarnate proto-ejderha arkadaşlarımızın) amacı zamanında Titanlar tarafından “kirletilen” her şeyi Azeroth’tan temizlemek. Bu yüzden Alexstrasza ve diğer Dragon Aspect’i kardeşlerine hor gözle bakıyorlar ve zamanında henüz Deathwing olmayan Neltharion tarafından beş ejdersürüsünün gücüyle kutsanan Dracthyr ordusu da bu arkadaşlarla savaşmak için kurulmuş. Manidar bir şekilde 10,000 yılın ardından uyanıp yine Primalist’lere karşı savaşırken buluyor kendini bu arkadaşlar, biz de Azeroth’un kahramanları olarak onlara eşlik ediyoruz. Bir yandan da tabii böylesi büyük bir tehdide karşı koymak için Ejderha Aspect’lerinin tam gücüne ihtiyaç var; o yüzden Dragon Isles’ın bölgelerini tek tek dolaşıp buralardaki “Oathstone” adındaki yemin taşlarını yeniliyoruz.
Bu taşların olayı zamanında Alexstrasza, Nozdormu, Malygos, Ysera ve Neltharion’un Titan’lara ettiği yemini barındırıyor ve bu yeminleri gerçekleştirdikleri sürece onlara güç veriyor olmaları. Tabii bildiğiniz gibi ejderhalar Cataclysm sırasında Deathwing’i yenmek için bu gücü tamamen tüketmişlerdi, o yüzden bu taşları yeniden aktif hale getirmenin bu savaşta önemli bir yer tutacağını düşünüyorlar. Böylelikle Waking Shores’dan başlayıp (Kırmızı ve Siyah), Ohn’ahran Plains (Yeşil), Azure Span (Mavi) ve Thaldraszus (Bronz)’a kadar giden bir Oathstone yenileme çalışmasına girişiyoruz. Tabii hikâyenin ana hatları bu olsa da olaylar dallanıp budaklanıyor çok geçmeden ve söylemem gerekiyor ki, Blizzard bu sefer bu dallanıp budaklanma işini gayet iyi kotarmış. Yan görevler, küçük hikâyeler, hatta sadece etrafınıza dikkat kesilirseniz fark edeceğiniz minik anlar bu sefer gayet anlamlı olmuş.
Battle For Azeroth’tan beri eleştirirken çok sıklıkla söylediğim bir eleştiri var: “Blizzard hikâyenin sonuna o kadar at gözlükleriyle odaklanıyor ki, arada geçen macera kısmını unutuyor hep”. Bu sefer asıl önemli olanın bu serüvenin kendisi olduğunu fark etmişler ve siz de her zaman yaptığınız gibi aceleyle finiş çizgisine koşturmayıp durur ve çiçekleri koklarsanız o özlediğiniz taze World of Warcraft havasını içinize çekebiliyorsunuz. Ek paketin ilk günlerinde sosyal medyada herkesin paylaştığı Veritistrasz’ın görevi mesela… Yaptığınız tek şey cüce formundaki bu ejderhanın yanına oturup güzel bir manzara eşliğinde onun hikâyesini dinlemek. Yapmak zorunda değilsiniz ama yaptığınız zaman 10,000 yıl önce bu adayı kaybetmiş olmanın ejderhalar için ne anlama geldiğini, siyah ejderhaların ihanetinin diğer ejderhaları ne kadar derinden yaraladığını daha iyi anlıyorsunuz. Tek atımlık kurşun da değil üstelik bu Veritistrasz’ın görevi, benzerlerine her bölgede rastlamak mümkün. Özellikle Dragonmaw klanından bir orkun pişmanlığı ve en bir “best boy” Taivan’ın görevleri şimdiden herkesin favorisi olmuş durumda.
Bu serüven hissini tetikleyen ve katlayan bir diğer unsursa Blizzard’ın N İ H A Y E T eleştirileri dinleyerek “Şimdi böyle bir şey yaptık ama haftalara yaydık. O yüzden biz ne kadar ve nasıl oynayacaksınız diyorsak o şekilde oynayacaksınız!” kafasından çıkmış olması. Dragonflight bugüne kadar sizi en özgür bırakan ek paket olabilir herhalde. Tam olarak sizi adaya bırakıp birkaç yönlendirme yaptıktan sonra “Tamam şimdi takılın kafanıza göre!” diyor -ki gerçekten de ihtiyacımız olan buymuş ya. Meslek mi kasmak istiyorsunuz? Teknik olarak sadece meslek kasarak bile yeni seviye sınırı olan 70’e çıkabilirsiniz. (Ben diğer karakterlerle topladığın kumaşları terzi olan Mage alt’ıma attım, biraz bir şeyler deneyeyim derken bir baktım 1,5 seviye atlamışım bile!) Ya da adayı kanatlarının altına serecek olan ejderhanızı aldıktan sonra “EN GÜÇLÜ OLMALIYIM” demek yerine “Ya ben bu ejderhanın boynuzlarını ve gıdısını daha farklı yapmak istiyorum” diye ejderhanızı kişiselleştirmenin peşinde koşabilirsiniz; ejderhanızın tüm marifetlerinizi sergilemek adına adanın dört bir yanına gizlenmiş glyph’lerin peşine düşebilirsiniz, ejderha yarışlarına katılabilirsiniz…
En güzel yanı bunlara herhangi bir sınır konmamış olması. Oyunu “Glyph’lerin bir kısmını oyuna ekledik ama kalanını 10.0.0.0.01 yamasıyla getireceğiz, o da tam ilk aylık ödemeler gerçekleştikten bir hafta sonra olacak ki tekrar abone olmak zorunda kalın keh keh” tuzaklarından uzak bir şekilde oynamak başta WoW’a karşı buz tutmuş olan duygularımı tekrar ısıttı şimdi, yalan yok. Üstüne oyun şaşırtıcı şekilde alt karakter dostu bu sefer. Açtığınız ve yaptığınız çoğu şey bütün hesabınız adına açılıyor. Mesela çok net eminim ki Dragonriding eğer Shadowlands döneminde gelmiş olsaydı her karakterde ejderhaların kişiselleştirme seçeneklerini ayrı ayrı açmak gerekirdi; burada bir karakterde açtığınız her şey hepsi için açılıyor ve açık kalıyor. Benzer şekilde Renown sisteminde de her ne kadar alt karakterlerinizde baştan kasıyor olsanız da 10 ve 20. Renown seviyelerinde açılan bonuslar sayesinde iki kat daha hızlı aranızı pekiştiriyorsunuz. O yüzden de külfet olmaktan çıkıyor.
Bana eli meslek tutan bir ejderha lazım…
World of Warcraft’ın bugüne kadar (nedense) bir türlü tutturamadığını düşündüğüm (ve Dragonflight’ta nihayet baştan aşağı yenilenen) bir diğer nokta meslekler. Nihayet meslekler hak ettikleri tarzda bir yenileme almışlar ve şöyle bir bakınca yeni sistem oldukça ilginç de duruyor hani. Şimdi, Waking Shores’a adım atar atmaz ilk kamp alanında mesleğinizin Dragonflight seviyesini öğretecek eğitmenler bulunuyor. Ben emektar Feral Druid’im için Skinning / Leatherworking’e devam ettim mesela vanilladan beri olduğu gibi. Öldürdüğüm hayvanların ve yaratıkların derisini yüzerken bronz bir sembol çıktığını görüyoruz bu noktada. Siz bu konudaki uzmanlığınızı arttırdıkça gümüş sembollü olanları da çıkmaya başlıyor, çok nadiren altın sembollü olanları da. Tahmin edeceğiniz gibi bunlar yüzdüğünüz derinin kalitesini belirliyor.
Peki derinin kalitesi ne gibi bir fark yaratıyor? Bu derileri zırh haline getirirken daha üst seviyede bir iş ortaya çıkartma ihtimalini tabii ki. Topladığınız hammaddeler üç farklı kalitede gelirken bunlarla ürettiğiniz şeylerin beş farklı kademesi var. Her kademede ürettiğiniz eşyanın seviyesi de artıyor; o yüzden tabii ki amacımız yaptığımız her şeyi 5. seviyede yapabiliyor olmak. Bu konudaki ihtimallerimizi arttırmak için de “meslek ekipmanlarımız” var artık. Bu ekipmanlar kendi ayrı slotlarına ve özelliklere sahipler. Mesela “Skill” tam olarak dediğim gibi hangi seviyeyi zorlayacağınızı belirliyor, Inspiration seviyeniz daha yüksek bir meslek seviyesindeymiş gibi yapma ihtimalinizi, Resourcefulness kullandığınız materyallerin bir kısmını geri almanızı, Crafting Speed de tahmin edeceğiniz üzere ne kadar hızlı çalıştığınızı etkiliyor. İlk 25 puanı aldıktan sonra bir de “Specialization” kısmı açılıyor ki… Orası tam bir tavşan deliği zaten. Her mesleğin farklı alanlara uzmanlaşması, farklı özellikler kazanması söz konusu burada.
Mesela yine Leatherworker örneği üzerinden gideyim, eğer göğüs zırhı yaparken zırhı daha kişiselleştirmek, ekstra özelliklerle donatmak vs istiyorsanız “Leather Armor Crafting” altında “Chestpieces”a 20 puan yatırmış olmanız gerekiyor. Yeni tariflerin açılması, mesleğinizi çok daha efektif kullanmak gibi tonla şey var tabii burada yine. Ve tabii buralara “puan” harcamak için de çok ciddi bir yatırım yapmak gerekiyor. Haritada sağda solda dolaşırken bu mesleklere bonus puan veren kitaplar bulabiliyorsunuz, aynı şekilde görevler de puan verebiliyor. Ya da bir eşyayı ilk kez yaratışınız da yine 1 puan veriyor. Yüzlerce puana ihtiyaç duyacağınızdan bunun uzun ve taşlı bir yol olduğunu hatırlatayım. Eğer yakacak on binlerce altınınız yoksa yakın bir zamanda her şeyi tamamlamış olmayı beklemeyin yani. Ha ama yaratmış olduğunuz bir eşyayı tekrar düzenleyerek daha iyi hale getirebiliyorsunuz mesela, o şahane ve tam da meslek sisteminin ihtiyaç duyduğu türden bir yenileme bence. En düşük seviyeden yaptığınız eşyayı yeteneğiniz geliştikçe az miktarda materyal harcayarak en üst seviyeye taşıyabiliyorsunuz böylelikle. Hatta bu hareket size düşük ihtimalle de olsa yetenek de kazandırdığından ekstra kârlı olabiliyor.
|Yenilenen arayüz Addon’lara olan bağımlılığımızı ciddi ölçüde azaltıyorsa da hâlâ biraz daha geliştirmeye ihtiyaç duyuyor. Neyse ki irili ufaklı her yamada geliştirme görecekmişiz bu konuda!
Bu noktada kâğıt üzerinde nefis olan ama ne yazık ki işleyişe geldiğimizde çakılan bir uzantısı daha var mesleklerin: Work Order’lar. Teoride sunucudaki herhangi bir oyuncu “Ya ben şöyle bir zırh istiyorum, malzemeleri benden. Üzerine şu kadar da bahşiş veriyorum” diyerek bir ilan açıyor. Meslek erbabı oyuncular da bu ilanları görüp “Ben yaparım ya” diyerek kolay yoldan müşteri bulmuş oluyor. Nasıl, süper fikir değil mi? Sıkıntı şurada, bu sistemi KİMSE kullanmıyor. Haftalardır “Benlik Work Order çıkar mı?” diye ilan arıyorum; bazen 1 tane çıkıyor, o da benim henüz öğrenmediğim bir tarif için! Eee, ben bu Work Order’ları kullanamayacaksam mesleğimi nasıl geliştireceğim? Mesleğimi geliştiremediğim için gelen tek tük Work Order’ı da alamıyorum ki! Hadi Leatherworker’lar o kadar revaçta değil desem alt karakterlerimle girip baktığım mesleklerde de durum aynı; internette de herkesin şikâyet ettiği bir durum bu. Sistemin uygulanışta çakılmasının en büyük sebeplerinden birisi Work Order’larda “Şu seviye olsun” inisiyatifinin yapana kalmış olması ve herkesin tabii ki en yüksek seviye ekipman peşinde olması. Bunun yolu da kişiye “özel” Work Order açmaktan geçiyor, haliyle de kimse ortaya ilan açma ihtiyacı hissetmiyor. Umarım bu mevzuya bir el atarlar ileride, çünkü dediğim gibi kâğıt üzerinde çok kullanışlı ve hoş bir sistem aslında.
Fraksiyonlarla arayı iyi tutalım
World of Warcraft’ın gedikli sistemlerinden olan Reputation, geçtiğimiz ek paket itibariyle “Renown” sistemine evrilmişti. Dragonflight’ta meşaleyi oradan kaptığı gibi taşımaya devam ediyor -ki şikayetçi değilim zira Renown aslında aynı sistemin daha kullanışlı ve ilginç bir yorumundan ibaret aslında. Şu an için dört farklı fraksiyon var bu sistem altında: Dragonscale Expedition, Maruuk Centaur, Iskaara Tuskarr, Valdrakken Accord.
Dragonscale Expediton, Alliance ve Horde’un birlikte kurduğu ve Dragon Isles’ı keşfetmeye yönelik bir topluluk. Ana kampları Waking Shores’da ve siz kendileriyle arayı sıkı tuttukça tırmanma mini oyunu, kazı yapmaca, büyülü hazine sandıkları bulmaca gibi ekstra etkinlikler açılıyor. Şahsen tam bir arkeoloji odağı olan bu fraksiyonu temel alarak “arkeoloji” yan mesleğinin yenilenmemesi büyük bir (k)ayıp. Blizzard “Bir şeyler düşünüyoruz o konuda” demiş ama göreceğiz bakalım…
Maruuk Centaur’ların ana üssü Ohn’ahran Plains’de. Hem bu bölge hem de centaurlar tam bir Nagrand 4.0 desek yanılmış olmayız -ki zaten sözde emekli olmuş Hemet Nessingwary yeni av görevleriyle yine karşımıza çıkmayı ihmal etmiyor. Centaurlar arasındaki şanınız yürüdükçe av görevleri açılıyor ve bu avları her hafta üç kere tamamlamak size güzel ödül getiriyor. Aynı zamanda av sırasında kullanabileceğiniz bakar köpeklerini kişiselleştirebiliyorsunuz (yine de hiçbiri bir Taivan değil!), transmog zırh ve silah setleri açabiliyorsunuz.
Iskaara Tuskarr’lar en yavaş ilerleyen fraksiyon ama ağızlarının tadını biliyorlar doğrusu. Kampları Azure Span’in en güneyindeki sahilde. Sizi sevmeye başladıkları zaman topluluk şölenine davet ediyorlar, hep beraber “Yes Chef!” diye bağırıp sert et döverek yumuşatıp yemek yapıyorsunuz. Ama asıl olayları eskiden çok aşırı sıkıcı olan balık tutmaca işine yeni bir soluk getiren teknikleri öğretiyor olmalarında yatıyor. Ağla balık tutmak, belli noktalara tuzak kurmak, zıpkıncılık falan derken “Oltayı salladım, balık vurunca çektim” döngüsü kırılıyor nihayet.
Son olarak Valdrakken Accord, beş ana ejderhsürüsünü temsil eden topluluk. Ana üsleri Thaldraszus’taki Valdrakken şehri -ki burası bizim de Dragon Isles’daki ana şehrimiz oluyor zaten. Uzun zamandır Blizzard’ın elinden çıkan en derli toplu ve güzel şehir aynı zamanda. Oribos’taki gibi yere çöküp “Lanet olsun neredeyim ben? Niye uçuş noktasına ulaşmak için 10 dakika koşmam gerekiyor?!?!” diye ağlatmıyor kesinlikle. Her şey derli toplu, bir ucundan diğerine ulaşmak gayet kolay. Ama ben Valdrakken Accord’dan bahsediyordum, dağıldım biraz kusura bakmayın, konuya dönüyorum: Valdrakken Accord’la aranızı iyi tutmak size Siege on Dragonbane Keep etkinliği (Obsidian Citadel’de Wrathion ve Sabellian’a siyah ejderhaların kalesini geri almaya yardım ettiğimiz bir etkinlik), Dragonriding yarış World Quest’leri, kozmetikler, senaryo görevleri gibi ekstralar olarak geri dönüyor. Zaten yaptığınız çoğu şey Valdrakken’le aranızı pekiştireceğinden en kolay şekilde arttıracağınız fraksiyon olabilir kendileri.
“Peki hani bir şeylere kasmak zorunda kalmayacaktık, bu nedir?” diyecek olursanız o konuda da içinizi şöyle rahatlatayım: Kesinlikle bu fraksiyonlar için girip saatler ve günler süren kasmaca yapmak zorunda değilsiniz. Hem açılan ödüllerin çoğu zaten kozmetik, olmayanlar da siz oynayıp kafanıza göre takılırken bir yandan sürekli artıyor zaten. Artık World Quest’ler üç günde bir yenilendiği ve çoğu büyük kazanım haftalık etkinliklere bağlı olduğundan kendinizi “Ee, yapılacak tek tük şeyleri hallettim. Bari girip bir alt karakter kasayım” derken buluyorsunuz. Açıkçası kasmak zorunda olmadığımız için keyif alma ve farklı bir şeylere yönelme hissini özlemişim World of Warcraft’ta. Bu oyun temposu sizi de cezbediyorsa yaşadınız yani. “Yok, ben eskisini seviyordum. Biri beni bir şeylere yönlendirmeli ve ben oturup mesai gibi kasmalıyım” diyorsanız eskisi kadar olmasa da size de hitap eden şeyler var. Raid’dir, Mythic+’tır… Bunlar aynen Dragonflight’ta da daha “hardcore” oyuncu kitlesine hitap etmeye devam ediyor. Gerçi Raid’lerde Personal Loot’tan Group Loot’a dönülmesi bence geriye doğru atılmış bir adım ve eski problemleri de geri getirdiğini hissettim sınırlı raid tecrübelerim sırasında. (En azından PuG gruplar için) Onun dışında Shadowlands’in son demlerinde gelen Alliance ve Horde karışık Dungeon / Raid yapabilmek gerçekten keyifli. Umarım iki taraf arasındaki bariyerler önümüzdeki dönemde daha da kırılır ve karma Guild’lerin önü açılır.
Hadi toparla artık yazıyı. Ayın kaçı oldu!
Artık izlenimlerimi ve yazıyı toparlama aşamasına geçmeden önce son değinmek istediğim bir konu daha var: Talent’lar. Açıkçası bu konuda topluluğun pek de paylaşmadığım bir heyecanı var. Uzun zamandan beri birçok oyuncu dallı budaklı uzun Talent ağaçlarının dönüşünü istiyordu, bu ek paket itibariyle de isteklerine kavuştular. Eğer onlardan biriyseniz ve yeni sistem hoşunuza gittiyse keyfini çıkartın! Ama şahsi fikrimi soracak olursanız, bu sistemin çok başarılı olduğunu veya beni tatmin ettiğini söyleyemeyeceğim. Tabii ki tutup BÜTÜN sınıfların talent ağacını baştan sona incelemedim ama en çok oynadığım ve hâkim olduğum sınıflara bakacak olursam yeni talent ağacı eski yetenekleri tekrar paketleyip yeniymiş gibi sunmaktan başka bir şey yapmıyor. Tamamen yeni ve ilginç bir şey neredeyse yok gibi. Dahası Feral Druid örneğinden gidecek olursam standart olarak gelen bir sürü yeteneğin talent ağacına dağılmış olması sebebiyle sıklıkla kullandığım ancak DPS’ime katkısı olmadığı için vazgeçmem gereken yetenekler oldu. (Abolish Poison mesela) Kısacası bana bir şey katmadığı gibi götürüsü de oldu bu sistemin. O yüzden en azından bende bir artı puan yaratmadı bu sistem ama bunun çok kişisel bir durum olduğunu bildiğimden size ne kadar cazip geliyorsa ona göre artı ya da eksi olarak görebileceğinizin altını çizmek istedim. Belki de sizin oynadığınız sınıflara yeni, güzel şeyler eklenmiştir. Feral Druid’lerin Blizzard’ın kum torbası olduğu bilinen bir gerçek ne de olsa… (Ayy, tuzu fazla kaçtı yazının!)
Neyse, toparlıyordum mevzuyu, değil mi? World of Warcraft’la ilgimi ve alakamı komple kesmeye karar verdiğim bir dönemde genel olarak iyi anlamda bir sürpriz yaptı bana Dragonflight. Temelli oyuna dönüşümü sağlayamadı belki ama atılmış doğru adımlar ve oyuncuları (belki biraz da zorunluluktan) dinlemeye karar vermek oyuna fazlasıyla yaramış. Blizzard kazandığı bu ivmeyi koruyabilir ve nihayet kırdığı zincirlere tekrar kurban düşme hatasına düşmezse Dragonflight’ın önü açık gibi gözüküyor. Önümüzdeki yamalarını ilgiyle (ama ağzımız çok yandığı için biraz da temkinle) takip edeceğiz World of Warcraft. Hadi bu sefer yüzümüzü kara çıkartma…
Ejderha olmaya en yakın şey: Dracthyr! World of Warcraft’ın ilk zamanlarından beri her yeni ek paket öncesi dedikodusu dönen bir şeydi “Ejderha olabilecekmişiz, hem de istediğimiz renkte!” muhabbeti. Bu sefer gerçekten de olabiliyoruz, yani tam ejderha değil ama kısmen ejderha… Neltharion’un Old God’ların fısıltılarına düşmeden önce yarattığı bu ejderha türü beş ana ejdersürüsünün güçleriyle kutsanmış durumda. O yüzden birden fazla farklı türün güçlerini de kullanabiliyorlar. Dracthyr aslında bir ırk/sınıf kombosunu da yanında getiriyor, yeni sınıf olan Evoker sadece onlara özel. Karakter yaratma ekranındaki seçenekler gerçekten çok fazla ve detaylı. Pullarınızın renginden ve şeklinden tutun, boynuzların ve burun tipine, kanatlara ve standart üzerindeki zırhın nasıl gözüktüğüne kadar World of Warcraft’ta başka hiçbir ırkın sahip olmadığı kadar çok seçeneğe sahipler ve sadece klasik Warcraft ejderhası renklerine de mahkûm değilsiniz; tutup da kar beyazı ya da mor bir dracthyr olabilirsiniz. Üzerine bir de dracthyr formunuzu bitirdiğinizde bir de “visage” yani fanî ırklara sergilediğiniz insansı formu yaratıyorsunuz. Aslında bu formda istediğimiz ırktan karakter olabilmemize izin verselermiş tam şahane olurmuş ama sadece elf/insan arası bir form yaratabiliyoruz burada. Yine de benzer seçenekler burada da oldukça bol. Bu noktada eleştirebileceğim yegâne noktalardan biri, dracthyr formundayken üzerinizdeki zırhın sadece omuzluk ve kemer kısmı sergileniyor; kalanı sizin karakteri yaratırken seçtiğiniz zırh olarak kalıyor daima. Dracthyr’lerin aynı Demon Hunter’lar gibi süzülebilmeleri bir yana ejderhaya ihtiyaç duymadan da uçabilmeleri gibi bir güzellik var ama Cooldown’a bağlı olduğundan genellikle çoğu zaman yine başka bir ejderhanın sırtında oluyorsunuz. “Mail” türü zırh kullanan bu arkadaşlar aynı zamanda iki ayrı göreve ayrılıyor: Devastation (Menzilli DPS) ve Preservation (Healer). Oynanışı büyük ölçüde biraz daha farklı bir Mage’e benziyor; kırmızı ejderha alevleri ve mavi ejderha büyüleri Devastation, yeşil ejderha büyüleri yenileme ve iyileştirme, bronz ejderha büyüleri zamanı geri alma odaklı Preservation temasını takip ediyor. Arada Crowd Control ve koruma odaklı bazı siyah ejderha büyüleri de var. Başta oynaması biraz tutuk olsa da alıştıkça ve son seviyeye ulaştıkça oynaması keyifli bir sınıf haline geliyor. Hover açıp bir yandan sağa sola uça uça büyü atmak ilginç gerçekten. Ama en başta çok bahsini ettikleri tuşa basılı tutarak yaptığımız büyüler o kadar da etkileyici gelmedi bana. Her ne kadar savaştığınız düşman grubuna göre hangi seviyede atacağınız rotasyonunuzu etkilese de onun dışında biraz “Bakın farklı bir şeyler yaptık” diye göstermelik olmuş. (Mesela Fire Breath’i düşük seviyeli atarsanız düşman üzerine koyduğu DoT ve hasar daha uzun süreli oluyor, tam seviyede atarsanız daha kısa. Bunun bir de Cooldown’ı var, o yüzden hızlı ölen gruplara tam seviye basmak mantıklıyken boss dövüşlerinde daha düşük seviye atmak isteyebiliyorsunuz) Özetle başta yine soğuk yaklaşmış olsam da Dracthyr/Evoker kombosu pürüzleri olmasına rağmen hiç de fena olmamış. |
Azeroth semalarında süzülmek hiç bu kadar keyifli olmamıştı: Dragonriding! Ejderha temalı bu ek paketimizin en büyük olaylarından birisi de Dragonriding. Bunca zamandır özgürce uçtuktan sonra Dragonflight’ta yer çekimine karşı koymamızın gerekecek olması başta can sıkıcı bir durum gibi geliyor kulağa değil mi? Vallahi değil! Dragonriding bayağı keyifli ve umarım bir sonraki adım olarak bütün Azeroth’a yayılır! Bilmeyenler için olayı özetleyeyim: Dragon Isles’daki maceramıza başladıktan kısa bir süre sonra ilk Dragonriding ejderhamızı, yani Renewed Proto-Drake’imizi kullanmaya başlıyoruz. Ancak eskisi gibi havada sonsuza kadar asılı kalmak yerine ivme, fizik ve yer çekimine bağlı bu arkadaşların uçuşu. Gidip kendinizi yüksek bir yerden atmak, yere doğru süzülürken ivmelenip o ivmeyi daha yükseğe ulaşmak için kullanıyorsunuz yani. “Vigor” adındaki kaynakla kanat çırparak yükselmek ve ileri doğru atılıp hızlanmak gibi bazı numaralar da yapabiliyorsunuz ancak başta Vigor’unuz çok kısıtlı; adaya dağılmış olan glyph’leri toplayarak bu kaynağı 6 taneye kadar arttırabiliyorsunuz. İdeal şartlarda da haritanın bir ucundan bir ucuna süzülüp dalış yapıp saltolar atarak çok hızlı bir şekilde gitmek mümkün bu sistemde. İnanın bunun hızına ve dinamikliğine alışınca normal Azeroth’a döndüğünüzde bir afallıyorsunuz ve “Ya Dragonriding olsa çoktan varmıştım be!” derken buluyorsunuz kendinizi. Ejderhanızı kişiselleştirme kısmı da en az Drachtyr’ler kadar detaylı. Her ne kadar ejderha tipleri standart renklerde başladığından (Proto-Drake kırmızı, Velocidrake yeşil, Highland Drake mavi, Wylderdrake bronz) ek paketin başı itibariyle herkes aynı renk geziyor olsa da farklı stilleri ve renkleri açtıkça ortam şenlenmeye başlıyor doğrusu. Farklı renkleri açmanın yolu Renown’dan geçiyor bu arada, genelde 19-22 Renown arasında fraksiyona bağlı renk açılıyor. Bir tek siyah için Wrathion/Sabellian’la “Best Friend” olmanız gerekiyor -ki o da birkaç saat Obsidian Citadel’de düşman keserek halledilebiliyor büyük ölçüde. Diğer kişiselleştirme parçalarıysa görevler, açık dünya etkinlikleri, zindan yağması gibi şeylerden geliyor. Tabii bu sistem %100 orijinal ve tamamen Blizzard’ın dehasının ürünü olan bir sistem değil. Guild Wars 2 oynayanlar “Ya biz bunu zaten tee ne zamandan beri…” diye söyleniyordur hatta şimdi. Öte yandan Blizzard’ın olayı genelde “esinlenmek” olduğundan WoW için başarılı bir ek olmuş bu. Umarım tez zamanda adaların dışında da görürüz bu sistemi. |
Dragonflight’ın ana kötüsü kim olur? Mevzu nereye gidiyor? Shadowlands’in ardından nispeten sade ve macera odaklı Dragonflight’ın ana hikâyesi ilaç gibi geldi. Yazıda ana amacımızın her bölgenin Oathstone’unu aktif hale getirerek ejderhaların gücünü geri getirmek olduğundan bahsetmiştim. Peki bu girişse gelişme ve sonuçta mevzu nerelere bağlanacak? Çok açıkça işlenmemiş olsa da verilen ipuçlarını bir araya getirerek bazı tahminlerde bulunmak çok da zor değil ama tabii bu diyeceklerimin tamamen spekülasyon ve tahmin olduğunun da altını çizeyim. Sonra “Sen böyle olur demiştin ama bambaşka şeyler oldu” demeyin. Öncelikle Infinite Dragonflight’ın tekrar işin içine girmesi ve Nozdormu’nun uzun aradan sonra sahne ışıklarını üzerine çekmesi tabii ki akıllara Murozond’u getiriyor. Bilhassa da Valdrakken bölgesindeki bronz ejderha görev dizisinde Eternus’un atıfları, Nozdormu’nun sinematiklerde ve ana görev dizisinde sürekli bir Murozond’a gönderme yapmasından yola çıkarsak nihayet “Nozdormu Bey’in muhteşem değişimi”ni bu ek pakette ya da en azından yakın zamanda göreceğiz gibi duruyor. Bir diğer ihtimal de zamanında diğer ejderhaların birlik olup yendiği Galakrond’un diriltilmesi ya da zamanında onun yaptığı gibi Old God kanından için korkunç bir yaratığa dönüşen Galakrond gibi durdurulamaz bir hale gelen primalist ejderhalardan biri olabilir. Hatta hadi iki teoriyi bir araya getirelim, Nozdormu’nun Old God kanı içip Galakrond/Murozond olması ilginç olabilirdi. Bu arada mevzunun gittiği yön demişken… bir zamanlar bildiğimiz en büyük ve Azeroth’u şekillendiren güç olan Titanlar hakkında bildiklerimizi Shadowlands’ten beri feci şekilde yalanlamaya özel bir çaba sarf ediyor oyunun hikâye tasarım lideri Steve Danuser. O yüzden sonraki ek paketlerde Titanları karşımıza alırsak ona da şaşırmam hani. |
Başlıklar
Blizzard’ın kaybettiği güveni geri kazanması şüphesiz ki vakit alacak ancak dürüst olmak gerekirse Dragonflight an itibariyle o yönde atılmış sağlam bir adım. Eğer oyuncularla olan iletişimlerini korurlar ve bu yolda devam ederlerse Shadowlands’le dibi gören WoW’un kurtuluşu olarak anılacak ek paket olabilir ileride. Becerip beceremeyeceklerini hep beraber göreceğiz.
- Yan görevler ve dünyaya yayılmış küçük hikâyeler başarılı
- Sinematiklerin kalitesi ciddi şekilde artmış
- Dragonriding’le uçmak çok keyifli
- Dracthyr ve Dragonriding kişiselleştirmeleri bol kepçeden koyulmuş
- Çoğu şeyin Account-wide olarak açılması ve Alt karakterlere kolaylık sağlaması
- Renown sistemi başarılı
- Oyuncuyu özgür bırakmak oyundan alınan keyfi ciddi şekilde arttırmış
- Meslek sistemi hak ettiği elden geçmeyi yaşamış…
- …ama hâlâ bazı konularda cilaya ihtiyacı var. (Work Order’lar!)
- Müzikler bu sefer biraz yavan kalmış sanki
- Dragon Isles dışında uçmak zor geliyor artık.
- Talent sistemi çok büyük bir yenilik taşımıyor
Valla çok doyurucu ve okuması keyifli bir inceleme olmuş hocam ellere sağlık. Talent sistemi konusunda tam olarak aynı görüşteyim. Zaten hali hazırda kullandığım, ama olmazsa olmaz diyemeyeceğim bir kaç skillin elimden alınmış olması başta biraz afallattı. Sistem işleyiş olarak yenilikçi belki ama içerik olarak çok bir değişiklik veya özgürlük sağlamıyor gibi.