Atelier Yumia: The Alchemist of Memories & The Envisioned Land - İnceleme Puanları
Serinin yeni üyesi nasıl bir ortalama tutturmuş bakalım
Koei Tecmo'nun Atelier serisinin yeni halkası Atelier Yumia: The Alchemist of Memories & The Envisioned Land, Cuma günü oyun severlerle buluşmaya hazırlanıyor. İnceleme ambargosunun kalkmasıyla ilk incelemeler de paylaşıldı. Genel itibariyle olumlu yorumlar aldığı görülüyor.
Opencritic'te paylaşılan 43 incelemenin ortalaması 80 puan. Metacritic'te PC versiyonu için paylaşılan 12 incelemenin ortalaması 80 puan, PS5 versiyonu için paylaşılan 23 incelemenin ortalaması 80 puan, Switch versiyonu için paylaşılan 5 incelemenin ortalaması 80 puan ve Xbox Series versiyonu için paylaşılan 6 incelemenin ortalaması 84 puan.
İnceleme puanlarından bazıları şu şekilde:
The Outerhaven Productions - 5/5
PSX Brasil - 90/100
GameRant - 9/10
Generación Xbox - 89/100
DualShockers - 8,5/10
Niche Gamer - 8,5/10
Nintendo Blast - 8,5/10
XboxEra - 8,5/10
COGconnected - 80/100
Push Square - 8/10
RPG Site - 8/10
Worth Playing - 8/10
TheGamer - 4/5
Hobby Consolas - 78/100
Gamersky - 7,5/10
Atarita - 70/100
Nintendo Life - 7/10
Shacknews - 7/10
Impulsegamer - 3,3/5
TechRaptor - 5,5/10
Düşük puanlı incelemelerde "birçok harika konsept ve özellik sunuyor ancak tam anlamıyla eğlenceli olmayı başaramıyor" şeklinde yorumlar yapıldığı ve performans sorunlarından dem vurulduğu görülüyor. Öte yandan yüksek puan verilen incelemelerdeyse eğlenceli bulunduğu ve dövüş sisteminin beğenildiği görülüyor.
Elbette her zaman olduğu gibi son sözü oyun severler söyleyecek. Atelier Yumia, 21 Mart'ta oyun severlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bakalım serinin beğenilen oyunlar sıralamasında kendisine nasıl bir yer edinecek.
Bir süredir Ubisoft'un yeni yatırımcılara kapısını açabileceği konusu gündemde. Bloomberg'in yeni haberine göre Ubi, dev IP'lerini kullanacağı yeni stüdyosu için yatırımcılar aramaya başladı. Assassin's Creed ve diğer oyunların da bulunacağı bu stüdyo için talep toplanmaya bile başlanmış.
Aynı habere göre bu yeni stüdyo için "ana stüdyonun değerinden daha yüksek bir değer" belirlenmiş. Şu anda talepleri toplayan Ubisoft'un, masaya gelen en yüksek teklifi kabul etmesi bekleniyor. Bu tekliflerden birinin de Tencent'ten geldiği öne sürülmüş. Tencent'in halihazırda Ubisoft'un yüzde 9.99'una sahip olduğunu da not edelim.
Yukarıda da belirttiğim gibi Ubisoft, en çok para kazandıran IP'lerini bu yeni stüdyoda toplamayı amaçlıyor gibi görünüyor. Şimdilik Ubisoft'tan konu ile ilgili net bir açıklama gelmemiş olsa da Bloomberg'e konuşan bazı sözcüler stüdyonun "paydaşları için en iyi seçenekleri değerlendirdiğini" ifade etmiş.
Geçtiğimiz günlerde bir Sony çalışanının ekranında Horizon oyunlarının başrolü Aloy'un yapay zeka versiyonuyla girdiği etkileşim sızdırılmıştı. Çalışan AI Aloy'a bir dizi soru soruyor ve Aloy da kendisine cevap veriyordu. Sızdırılan bu video sonradan silindi ama oyunlarda aktörlerin yapay zeka versiyonlarının kullanılmasına dair tartışmaları da alevlendirmiş oldu.
Muhtemelen bu videoyu izleyenler arasında en çok etkilenen kişi, Aloy'a hayat veren Ashly Burch'tur.
Burch demoyu izleyip izlemediği ve bu konuda neler düşündüğüne dair soruları samimiyetle yanıtladı.
"Bu hafta başında söz konusu teknoloji demosunu gördüm." diyen Burch, Horizon'un geliştiricisi Guerilla Games'in kendisine "o gördüğün aktif geliştirilmekte olan bir proje değil" şeklinde açıklama yaptığını söylemiş. Hatta demoda Burch'un herhangi bir performansı, yüz veya ses verileri de kullanılmamış.
"Ama buna rağmen endişelendim. Guerilla, Horizon veya performansım veya kariyerim için değil. Bu sanat biçimi için endişelendim. Video oyun oyunculuğu adına endişelendim" diyor Burch.
"Biz koruma istiyoruz. Uğruna mücadele ettiğimiz şey herhangi biçimde AI versiyonumuzu yapacaksanız bizden izin almanız. Bize bunun karşılığını adil olarak vermeli ve bu AI dublörü nasıl kullanacağınızı açıkça belirtmelisiniz. Böyle bir videonun ortaya çıktığını ve bu performansta oyuncunun bir parmağı olmadığını düşünüyorum. Videoda birinin sesi veya yüzü veya hareketleri var. Ve eğer bu savaşı kaybederseniz, o kişinin hiçbir iddiası olamayacak. Hiçbir korumamız olmayacak. Geri savaşma şansımız olmayacak. Ve bu ihtimal beni çok üzüyor. Kalbimi kırıyor. Beni korkutuyor."
Oyunlarda AI kullanımına dair çeşitli kurallar getirilmediği taktirde Burch'un söyledikleri aslında son derece doğru. İzne gerek olmadan herhangi birinin yüzü veya sesi veya mimikleri kullanılmaya başlanırsa bundan bu performans sanatçıları ciddi anlamda zarar görecek.
Path of Exile 2, oyun dünyasına bomba bir giriş yaptı. Şimdilerde yeni sezonu için hazırlanmaya başlayan PoE2 adına sizlere ufak bir rehber hazırlayalım dedik. Bu rehberde oyunun senaryo bölümündeki tüm boss’ların detaylarını ve bu boss’ların bazılarından alabileceğiniz sabit özellikleri derlemeye çalıştık. Sabit özellik veren boss’ların isimlerinin yanında yıldız (*) göreceksiniz
Her boss’un hasar tipini ve bazı kritik yeteneklerini sizler için derlemeye çalıştım. Şimdilik rehber sadece Act I ile sınırlı. Gelecek günlerde Act II ve Act III versiyonlarını da sizlerle buluşturacağım. 4 Nisan’da gelecek yeni sezona kadar hep birlikte boss’lara hazırlanmış olacağız.
Yeni sezonda boss'larla ilgili değişiklikler olduğu takdirde gerekli düzenlemeleri de yapacağım merak etmeyin.
Rehberin bundan sonrası spoiler dolu, şimdiden uyarıyorum!
Biera of the Rotten Pack (*) – (Bölge: Clearfell)
Biera, oyunda karşılaşacağınız ilk boss’lardan biri. İlk haritada bulunan iki boss’tan ilki olan Biera, fiziksel ve donma hasarı veriyor. Yani eğer bu boss’ta zorlanırsanız, üstünüze donma hasarını azaltan eşyalar takabilirsiniz.
Biera, oyunda “mutlaka” kesmemiz gereken boss’lardan biri zira kendisini kestikten sonra aldığınız ödüle sağ tıklayarak ekstra +%10 donma direnci kazanabiliyorsunuz. Bu da tüm dirençlerinizi maksimuma getirmek için bir hayli mühim.
The Devourer – (The Mud Burrow)
{ogzvideo|type:ytb|id:dwWbPxhJQXg}
The Devourer’a ulaşmak için yine Clearfell’i kullanacaksınız. Aldığınız ilk görevlerden biri olacak The Devourer, The Mud Borrow isimli bir iç bölgede karşınıza çıkacak.
The Devourer fiziksel hasarın yanı sıra size kaos hasarı uygulayan ilk boss olacak. Yerden çıkarak yüksek hasar veren atışlar yapan The Devourer, kuyruğu ile de size hasar verebiliyor.
The Brambleghast – (The Grelwood)
{ogzvideo|type:ytb|id:1xggCTickJo}
Brambleghast, oyundaki ilk yan boss’lardan biri. Grelwood ormanlarında arayıp bulmanız gereken Brambleghast, fiziksel ve donma hasarı verebiliyor.
Brambleghast’i bulmak için Grelwood’u dolanmanız gerekecek. Ormanın içinde dikenli sarmaşıklarla dolu bir checkpoint bulursanız, Brambleghast’ın kapısındasınız demektir.
Standart olarak oyuncuya volatile orb atabilen ve yerden sarmaşıklar fırlatabilen Brambleghast, Volitale Slam isimli özelliği ile de oyuncuya tek atma şansına sahip. Boss bu saldırıya hazırlanırken ellerini toprağa vurarak etrafındaki bölgeye mor izler bırakan bir alan açıyor ve bu alan daha sonra havaya uçuyor. Aman dikkat.
The Rust King – (The Red Vale)
{ogzvideo|type:ytb|id:uBU85hjKMHM}
Ana görev boss’larından olan The Rust King, sadece fiziksel hasar verebiliyor.
The Red Vale’de 3 tane obelisk’i açtıktan sonra karşınıza çıkan The Rust King, dört bir yanına attığı mızrakların yanı sıra oyuncuya tek atma kapasitesine sahip bir saldırı da kullanıyor. Rust King, elini kaldırıp etrafında mızraklar biriktirmeye başladığında kaçınma yapmaya hazır olun. Çünkü mızrakların tamamı üstünüze isabet ederse bir anda ne olduğunu anlamadan ölebilirsiniz.
The Rotten Druid – (The Grim Tangle)
{ogzvideo|type:ytb|id:71F_Uy7xKmQ}
Şahsen oyunun en sevmediğim boss’larından biri The Rotten Druid. Büyülü sarmaşıkları aşarak girdiğiniz Grim Tangle, bölge olarak da yeni oyuncuları zorlayacak türden. Burada sık sık zehir hasarı alarak ne olduğunu anlamadan can verebiliyorsunuz.
Bölgenin boss’u The Rotten Druid ise cephaneliğinde size tek atabilecek birden fazla saldırıya sahip. Örneğin yerden dev bir kaya söküp üzerinize atabiliyor. Ya da sizi yerinize sabitleyip üzerinize saldırı yağdırabiliyor.
Rotten Druid’i geçmekte zorlanırsanız, üzerinize kaos direnci almanız doğru olacaktır.
Asinia, The Praetor’s Consort – (Tomb of the Consort)
{ogzvideo|type:ytb|id:wiP568w5IFo}
Geldik Act I’in ilk bölümünün sonlarına… Rotten Druid’in ardından çıkacağınız mezarlıkta iki adet anahtar bulmanız gerekiyor. Bu anahtarlar da bölgenin boss’larında bulunuyor.
İlk olarak Asinia’ya yakından bakalım.
Asinia, ikili arasında daha hareketli olan boss. Sadece fiziksel hasar vuruyor olmasına rağmen yetenek kombolarına yakalanırsanız sizi affetmiyor. İlk olarak yerde küçük bir çember yaratan Asinia, bu çemberi büyüterek 2 kere daha size hasar verebiliyor. Sürekli hareket halinde olmalı ve ışınlanmalarını dikkate almalısınız. Yoksa siz daha farkına varamadan tüm yeteneklerinizi kullanmış ve Asinia’nın merhametine kalmış olursunuz.
Draven, the Eternal Praetor – (The Mausoleum of the Praetor)
{ogzvideo|type:ytb|id:rN9p1Ag6FZw}
Bu iki boss’un özelliği, her ikisinin de birbirinin bazı yeteneklerini kullanabiliyor olması. Özellikle Draven’da bu durum sizi biraz yorabilir.
Draven, Asinia’nın yukarıda bahsettiği Death Rune yani çember saldırısını kullanabiliyor. Buna ek olarak size yönelik uzak saldırıları da bulunan Draven, bazı alan saldırıları da atabiliyor. Draven’ın “ateş” hasarı vurduğunu da belirteyim.
Bu ikiliyle ilgili bilmeniz gereken bir diğer detay da “pasif” özellikleri. Her iki boss da canlarının yüzde 75’e gerilemesi halinde arenaya ruhlar çağırmaya başlıyor. Eğer bu ruhların üstünden geçip mezar taşlarına dokunursanız, arena içerisine Eternal Knight spawn oluyor. Bu düşman tipi gönderdiğiniz hasarı size yansıttığı için epey problem yaratabiliyor. Bu nedenle etraftaki ruhlara dikkat etmenizi öneriyorum.
Lachlann of Endless Lament – (Cemetery of the Eternals)
{ogzvideo|type:ytb|id:VY8GTfS7rJU}
Anahtarları alıp asıl mezarlığa girdiğimizde ise oyunun en zorlu boss’larından biri bizleri karşılayacak. Lachlann, ilk aşamada sizi çok zorlayacak olsa da kendisine alıştıkça ilerleyen run’larınızda bu boss’la dalga geçer hale gelebiliyorsunuz. Yine de dediğim gibi, ilk kez oynayanlar için çok ama çok zor bir boss.
Peki neden bu kadar zor? Lachlann, tamamen tek atabilmek üzerine kurgulanmış bir yetenek setine sahip. Fiziksel ve donma hasarı vurabilen Lachlann, yerden çıkarttığı yetenekleri ile sizi ciddi anlamda yavaşlatabiliyor. Yavaşladığınız anda yanınıza sokulmasına izin verirseniz, kılıcı ile sizi pestil gibi ezebiliyor.
Lachlann ile savaşırken ortada bulunan dev mezarı cover olarak kullanmanız gerek. Animasyonlarını birkaç kez görüp ezberledikten sonra daha rahat hareket ederek kendisini öldürebilir hale geleceksiniz. Bununla birlikte Lachlann’ın deprem saldırısının her ne olursa olsun size tek atma ihtimaline sahip olduğunu unutmayın. Lachlann yere vurduğunda üstünüze gelen depremden kaçınmak zorundasınız zira aldığınız cover bile sizi koruyamayabilir.
Çok zorlanırsanız eşyalarınıza donma direnci ve ekstra maksimum can ekleyerek tek yeme ihtimalinizi en aza indirgeyebilirsiniz.
Crowbell (*) – (The Hunting Grounds)
{ogzvideo|type:ytb|id:5d1ololGSwE}
Crowbell, kesinlikle öldürmeniz gereken yan boss’lardan biri. Aslında haritadaki her boss çok değerli olsa da bazıları ek özellikler verdiği için daha kıymetli hale geliyor. Crowbell de bunlardan biri.
The Hunting Grounds da özellikle haritanın köşelerinde giriş kapısı bulunan bir bölge arayacaksınız. Bu kapıdan girip yolun sonuna doğru yürüdüğünüzde Crowbell ile karşılaşıyorsunuz.
Crowbell’in birden fazla fazı var o yüzden kendinizi hazırlamanız önemli. İlk aşamada sizden kaçmaya başlayan boss, dar bir alanda sizi kendisiyle dövüşmeye zorluyor. Bu fazı da geçebilirseniz Crowbell şehrin çanı ile birlikte sizi başka bir bölgede beklemeye başlıyor. Üçüncü ve son faz en zor olanı.
Eğer Crowbell’in canını hızlıca eritebilecek bir build’iniz yoksa, kaçınma mekanikleri konusunda kusursuz olmanız gerek. Çünkü Crowbell, her saldırısında size tek atma potansiyeline sahip.
Fiziksel hasar veren Crowbell’i kestiğinizde ise doğrudan 2 pasif yetenek puanı alabileceğiniz atlası düşürüyorsunuz.
The King in the Mists (*) – Freythorn
{ogzvideo|type:ytb|id:OER5XWET7yg}
Hunting Grounds’u gezerken bir ritual bölgesi göreceksiniz. Bu bölgedeki ilk görevi bitirdikten sonra ana göreviniz Freythorn’a gitmek olacak. Burası sizin için oldukça mühim.
Freythorn’da, ritual alanlarının tamamını temizlemeniz gerekiyor. Haritada toplamda 3 tane bulunan bu ritual alanlarını temizledikten sonra ana boss’la karşılaşmak için dev bir başka ritual alanına gidiyorsunuz. Burada da The King in the Mists’le ilk kez karşılaşıyorsunuz.
The King in the Mists, iki fazı olan tehlikeli boss’lardan biri. İlk aşamasında size yakından ve uzaktan saldırabilen boss, ikinci fazında daha tehlikeli hale geliyor.
Boss’un dikkat etmeniz gereken iki önemli yeteneği var: Ritual of the Dance ve Ritual of Meditation. Ritual of the Dance esnasında kafanızda mor bir simge göreceksiniz. Bu simge kafanızdayken asla durmamanız gerekiyor. Aksi takdirde yerinize sabitleniyorsunuz.
Ritual of the Meditation ise tam tersi şekilde çalışıyor. Kafanızda kırmızı işaretler gördüğünüz an yerinizde sabit kalıp bu durum etkisinin geçmesini beklemeniz gerek. Eğer çok fazla hareket ederseniz yerinize sabitleniyorsunuz.
King in the Mists’e karşı en son istediğiniz şey yerinize sabitlenmek. Çünkü Explosive Spore özelliği size tek atma konusunda oldukça mahir. Boss bu yeteneğini normal şartlar altında size gönderdiğinde kaçma ihtimaliniz oldukça yüksek. Ama yerinizde sabitseniz, fermanınızı imzalamış oluyorsunuz.
King in the Mists, yüksek kaos hasarı ile dikkat çekiyor. Bununla birlikte kendisini endgame’de daha sık görme ihtimaliniz de var. Senaryo içerisinde King in the Mists’i öldürdüğünüzde ilk spirit’inizi kazanabiliyorsunuz. Buna ek olarak ilk kez uncut spirit gem’i de buradan düşürüyorsunuz.
The Executioner – Ogham Village
{ogzvideo|type:ytb|id:6v_IkpziodI}
Saatlerdir King in the Mists’i anlatıyor olsam da asıl hikaye boss’u kendisi değil. The Executioner, sizi Ogham Village’ın sonunda bekliyor olacak.
Kendisi, verdiği yüksek ateş hasarı ile dikkat çekiyor. Buna ek olarak beklemediğiniz bir anda üstünüze atlayarak ezilmenize neden olabiliyor. Executioner ile uğraşırken etraftan çağırdığı askerleri ile de uğraşmanız gerekecek.
Candlemass (*) – Ogham Manor
{ogzvideo|type:ytb|id:y8tCnYwODDw}
Artık Act I’in son düzlüğündesiniz. Candlemass, Ogham Manor’ın sakinlerinden biri. Kendisini malikanenin birinci ya da ikinci katında bulabilirsiniz. Candlemass de atlamamanız gereken boss’lardan biri.
Kendisini, şapel benzeri bir bölgenin içerisinde bulabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey Psalm of Madness isimli kitaba dokunarak kendisini uyandırmak.
Listedeki en zayıf boss’lardan biri olsa da bazı saldırıları size zorlu anlar yaşatabilir. Dönerek fırlattığı alev, hem fiziksel hem de ateş hasarı verebiliyor. Bunlardan iyi kaçınmak size kalmış.
Candlemass’i öldürdüğünüzde, size +20 maksimum can verecek bir eşya kazanacaksınız.
Count Geonor – Ogham Manor
{ogzvideo|type:ytb|id:glsSM4ORu-A}
Geldik Act I’in en zor, en son boss’una. Geonor, ilk seferde sizi oldukça zorlayacak bir boss.
İlk olarak Count Geonor ile savaşacak ve canını aza indirmeye çalışacaksınız. Ardından ikinci fazda, Geonor, the Putrid Wolf ile savaşmanız gerekiyor.
Geonor, yüksek donma hasarı ile ön plana çıkıyor. Standart formunda sizi iki buz duvarı arasına kilitleyip büyük hasar vurabiliyor, dikkatli olmak gerek. Üstünüze uçarak yaptığı saldırılardan da kaçınmanız elzem.
İkinci faz ise zorluk seviyesini bir tık yukarı çıkartıyor. Kurt formundaki Geonor, sizi dondurabilecek saldırılara sahip. Bu nedenle de donmanızı engelleyecek charm bulduysanız kullanmanızı öneriyorum.
İkinci fazın bazı bölümlerinde Geonor, alanı sisle doldurarak sizi küçük bir bölgeye hapsedecek. Bu bölgede hem Geonor’un atılma saldırılarından kaçınmalı, hem de üstünüze yolladığı kurtları öldürmelisiniz. Bu kurtların bazıları saldırı esnasında patlayabiliyor, dikkatli olmakta fayda var.
Kurt halindeki Geonor’un bir diğer tehlikeli saldırısı da Blood Moon Requiem. Canı azalan Geonor, son bir gayretle tepenize corrupting blood efekti veren saldırılar yapıyor. Bu saldırılardan da kaçınabilirseniz, Geonor’u son yolculuğuna uğurlayabiliyorsunuz.