Crystal Dynamics’in Patronu, Oyuncuların Marvel’s Avengers’a Döneceğine Emin

Beklediği gibi olur mu dersiniz?

Bu yılın merak edilen yapımlarından birisi olan Marvel’s Avengers, oyuncu sayıları konusunda oldukça zayıf bir performans sergiliyor, burası aşikâr. Ancak Crystal Dynamics Studio’nun patronu Scot Amos bu konuda umutlu ve kendinden emin konuşuyor.

Oyun sonu içeriği konusundaki eksikliği ve hep aynı görevleri yapmak durumunda bırakması Avengers’ın göze batan eksiklikleri. Bu eksiklikler de oyuncu sayılarına ziyadesiyle yansımış durumda. Steam’de eş zamanlı oyuncu sayısının en düşük döneminde 1000’in dahi altına gerilediği, şu sıralarda ise 2000 civarında seyrettiği görülüyor. Bu da, bu ölçekte bir oyun için gerçekten büyük hayal kırıklığı.

Buna karşın Scot Amos, tablonun böyle devam etmeyeceğini, önümüzdeki dönemde olumlu anlamda bir gelişim göstereceğini söylüyor.

Amos, Crystal Dynamics ve Square Enix’te oyuncuların geri bildirimlerini, eleştiri ve önerilerini dikkatle dinleyip geliştirici ekibe aktaran bir topluluk ilişkileri ekibi bulunduğunu, geliştirici ekibin de bu geri dönüşlere kulak verdiğini söylerken hata düzeltmeler, geliştirmeler, iyileştirmeler ve ek içeriklerle Marvel’s Avengers’ı herkesin arzuladığı oyun haline getirmek için ellerinden geleni yaptıklarını belirtiyor.

Amos, önümüzdeki haftalarda pek çok yeni içerik ekleneceğini ve PC, Xbox One ve PS4 oyuncularının bu yeni içeriklerle birlikte oyuna dönüş yapacakları konusunda kendilerinden emin olduklarını ifade ediyor.

Marvel’s Avengers, geliştirici ekibin beklediği gibi toparlanabilecek mi, bunu önümüzdeki haftalarda ve aylarda hep beraber göreceğiz.

YORUMLAR
Ghost AssassiN
12 Ekim 2020 18:07

''Bilerek az ekleme yaptık, şimdi pişmanız ama bir şansımız daha olabilir'' demiyorlar mı? Demiyorlarsa biraz daha düşünsünler bakayım bu oyun neden tutmadı.

Zorla servis oyunu yaptıkları için mi? Yok canım ne alakası(!) var.

allalla
12 Ekim 2020 13:12

O kadar zaman, emek ve enerjiye yazık ettiler servis oyunu yapacağız diye.

darkrockv7
12 Ekim 2020 12:20

Rüyalarında görürler ancak.

12 - 18 Ekim Haftasında Çıkacak Oyunlar

Bereketli bir hafta

12 - 18 Ekim Haftasında Çıkacak Oyunlar

Amazon'un Crucible'ı Çöpe Gitti

Bakalım The New World'de işler nasıl gelişecek?

Amazon'un Crucible'ı Çöpe Gitti

Amazon'un büyük umutlarla karşımıza çıkardığı Crucible kelimenin tam anlamıyla geldiği gibi gitti. Amazon Game Studios, oyun işine hızlı biçimde girmiş ve MMORPG The New World'ün yanı sıra bir de oynaması ücretsiz nişancı oyunu olan Crucible ile karşımıza çıkmıştı. Oyunun aldığı eleştiriler hiç de iyi değildi, resmi çıkışını yaptıktan sonra oyuncuların da pek ilgi göstermediği oyun daha önce hiç görmediğimiz biçimde çıkışından sonra tekrar beta sürecine geri alınmıştı.

Amazon'un planı beta süreci boyunca oyunculardan gelecek geri dönüşleri değerlendirme ve oyunculara istediklerini vermekti. O da olmadı. Crucible'ın web sayfasında yapılan açıklamaya göre yol haritasındaki son özellik olan "özel maçlar" da oyuna eklendikten sonra Crucible'ın geliştirme süreci sona erecek. Sonrasındaysa sunucular kapatılacak.

Sunucularını kapatacakları bir oyunun yol haritasına neden devam ettiklerini anlamadım ama oyunun geliştiricisi Relentless Studios "Crucible için sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek görmüyoruz" demiş.

Önümüzdeki haftalarda geliştiricilerin organize ettiği son bir Crucible oturumu yapılacak ve sonrasında eşleştirme özelliği kapatılacak. Yeni gelecek olan özel maçlar özelliği de 9 Kasım'da sona erecek.

Amazon, Crucible'da şimdiye kadar yapılan tüm oyun içi satın alımlar için talep edildiği taktirde para iadesi yapacağını da açıkladı. Böylece ümit bağlanan bir oyun çöpe gitmiş oldu, geliştiricilerine de yazık.

Röportaj - Jacek Zięba ile The Medium Üzerine Konuştuk

Medyumumuz ile ilgili sorularımızı, oyunun yapımcısına yönelttik

Röportaj - Jacek Zięba ile The Medium Üzerine Konuştuk

Bildiğiniz üzere yeni neslin ilk gerilim oyunlarından birisi olacak The Medium'un çıkış tarihi ilan edildi, 2 ay sonra kendisiyle buluşacağımızı öğrenmiş olduk. Bu vesileyle biz de Engin'le beraber merakla beklediğimiz bağımsız oyunlar arasında yer alan The Medium hakkında aklımıza gelen bazı soruları Bloober Team'den Jacek Zięba'ya yönelttik, kendisi de samimiyetle cevapladı. İlginizi çekebilecek bir röportaj olduğunu umut ediyoruz:

OGZ: Merhaba. Öncelikle bizlere bu röportaj imkanını sunduğunuz için teşekkür etmek istiyorum. Önce genel bir soru ile başlayayım. Bloober Team olarak korku/gerilim oyunlarıyla anılır olmaktan memnun musunuz? Layers of Fear serisi iyi bir psikolojik korku serisi oldu, Observer harika bir siberpunk gerilim oyunuydu ve şimdi de yine bir gerilim oyunu olan The Medium ile oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyorsunuz. İleride bir tarz değişikliğine gitmeyi düşünüyor musunuz yoksa uzmanlaştığınız alanda devam etmek niyetinde misiniz?

Jacek Zięba: Yıllar önce kendimize korku oyunlarında uzmanlaşmak gibi bir hedef koyarak çıktık yola. Bu türün önde gelen isimlerinden birisi olarak anıldığımızı görmek harika, çünkü Bloober Team olarak yaptığımız işle gerçekten gurur duyuyoruz. Yaptığımız işi seviyoruz ve her daim oyunlarımızı orijinal ve şaşırtıcı kılmaktan hoşlanıyoruz. Yakın bir dönemde bizden bir yarış oyunu veya RYO görmeyi beklemeyin.

OGZ: The Medium için Krakow’u seçmenizin özel bir nedeni var mıydı? Sizin şehriniz olduğunu biliyoruz; fakat bunun haricinde, belirtebileceğiniz başka sebepler var mı? Oyunun temasına en uygun ortamın bu olduğunu mu düşündünüz? Ya da şöyle sormuş olalım: Neden 1990’lar Polonyası?

JZ: Polonyalı bir geliştirici stüdyo olarak, kültürümüzle gurur duyuyor ve oyunlarımızda Polonya’ya yer vermeye ve böylece dünyanın neresinden olursa olsun oyunculara bir nebze de olsa ülkemizi göstermeye gayret ediyoruz. Bu nedenle, The Medium da dahil olmak üzere oyunlarımızın bir çoğu Polonya’da geçiyor veya Polonya mimarisi veya sanatından parçalar içeriyor. Krakow’un mimarisi gerçekten tarihi ve güzel; bu yönüyle de bir korku oyunu için mükemmel bir ortam sunuyor.

Esasında, oyunumuzun ana karakteri Marianne’in hikayesi 1990’lar Polonyasında geçiyor. Tarihimizde özel bir döneme tekabül ediyor bu dönem; iki gerçekliğin, iki dünyanın birbirine karıştığı bir dönem, bir yandan etrafınızda halen komünizmin izlerini görebildiğiniz, öte yandan demokratikleşme sürecinin ülkeyi dönüştürmeye başladığına şahitlik ettiğiniz bir dönem. Bu da oyunda karşınıza çıkan ikiliğin (dualizmin) bir başka örneğini teşkil ediyor. Oyunun karanlık sanat tarzı, Polonyalı ressam Zdzisław Beksiński’den esinlendi. Bu işi layıkıyla yapabilmek için Beksiński Vakfı ile birlikte çalıştık.

OGZ: Oyunu sadece yeni nesil için çıkarma kararını nasıl verdiniz? Bu bir zorunluluktan mı ileri geldi, yoksa yeni nesil konsolların sunduğu imkanları görünce “daha iyisini yapabiliriz” diye düşünüp mevcut konsol neslini es geçmeye mi karar verdiniz?

JZ: Yeni nesil konsollar, oyuna dair vizyonumuzu gerçekleştirmemize izin verdi, bu yüzden bir gereklilik olduğunu söylememiz mümkün Yeni nesil konsollar çıkmadan önce oyunu çıkarıyor olsaydık, bu oyunun tasarımında büyük fedakarlıklar yapmamız veya oyunun yalnızca üst düzey donanımlara sahip bilgisayarlar için çıkış yapması anlamına gelirdi. Yeni nesil, çok daha geniş bir kitleye ulaşmamızı ve gurur duyduğumuz bir oyun sunmamızı sağlıyor.

OGZ: Önceki oyunlarınızın tamamı çok platformlu oyunlardı, fakat The Medium’u PC ve Xbox Series için duyurdunuz. Bu, PlayStation 5 versiyonunu göremeyeceğimiz anlamına mı geliyor yoksa Xbox için süreli özel oyunlardan mı olacak?

JZ: Oyunumuz resmi olarak Xbox Series X ve S için süreli özel çıkış yapıyor ve biz de şu aşamada oyunu Xbox ve PC için çıkarmaya odaklanmış durumdayız.

OGZ: The Medium'dan ne tür bir hikaye beklemeliyiz? Önceki oyunlarınızla karşılaştırırsanız, hikaye anlatımı açısından bir fark var mı yoksa benzer bir yaklaşım mı sunacak?

JZ: Oyunlarımızın çoğunda, bakış açınızın algınızı nasıl değiştirebileceği fikrine dayanan merkezi bir tema bulunur, ardından oyunun geri kalanını bunun etrafında inşa ederiz. Bu durum The Medium için de geçerli. Hikayeye yoğun bir şekilde odaklanmayı seviyoruz ve önemli konulara temas etmekten çekinmiyoruz. The Medium, önceki oyunlarımıza göre çok daha sinematik yapıda, bu da hikayenin daha değişken, daha çeştili bir yapıya sahip olduğu ve detaylara odaklanacak daha geniş bir alanın sunulduğu anlamına geliyor.

Hikaye; Marianne adında bir medyuma odaklanıyor. Bir gölde öldürülen küçük bir kıza dair hayaller, Marianne’in peşini bırakmıyor. Marianne, terk edilmiş bir otelde bu küçük kıza ilişkin görülerinin ne anlama geldiğini öğrenebileceğini fark ediyor. Bu tesise vardığında ise, otelin gerçek dünya ile ruhani dünya arasında yer aldığını ve kendisi gibi her iki dünyada da var olabilen bir medyumun çözebileceği bir gizemin yanında geçmişte yaşanmış büyük bir trajediye de ev sahipliği yaptığını keşfediyor.

OGZ: The Medium'u benzer oyunlardan ayıracak kendine has bir oyun mekaniği olacak mı?

JZ: Çifte gerçeklik oynanışı, bu oyunu benzer kabul edilebilecek bütün oyunlardan ayıran temel özellik denilebilir. Oyunun yaklaşık olarak üçte birlik bir kısmında oyuncular aynı anda her iki dünyada, gerçek dünyada ve ruhlar dünyasında bulunacaklar. Hem fiziksel dünyadaki hem de ruhsal dünyadaki Marianne, kontrolcünün sol analog çubuğuyla kontrol edilebilecek, fakat etkileşime geçmek istediğiniz şeyin fiziksel dünyada mı ruhani dünyada mı bulunduğuna bağlı olarak farklı tuşlar kullanacaksınız.

Bu oyun, oyuncuların bu şekilde bir ‘ikili oynanış’ görecekleri ilk örnek, daha önce böyle bir oyun yapılmamıştı. Bu konsept kendine has özellikleri olan, yepyeni bulmacalar, meydan okumalar oluşturmamıza imkan verdi ve bu da oyuncuların daha önce deneyimlemedikleri bir oyun tecrübesi yaşadıklarını hissettirecek bir oynanış sunmamızı sağladı.

OGZ: Oyundaki baş düşmanımız hakkında biraz bilgi verir misiniz? Ve elbette bu rolü Troy Baker'a sunmaya nasıl karar verdiğinizi anlatırsanız seviniriz. Performansı hakkında ne düşünüyorsunuz?

JZ: Oyundaki ana düşmanımız ‘The Maw’. Ruh dünyasından, size nerede bulunduğunuzu gayet açık bir şekilde hissettirecek, kabus gibi bir varlık. O, öyle akılsız, sıradan bir canavar değil, gayet zeki bir yaratık.

Maw, saniyeler içinde aşırı çelişkili duygular arasında geçiş yapabiliyor, bu yüzden bunu hissettirebilecek birinci sınıf bir seslendirme sanatçısına ihtiyacımız vardı; dolayısıyla Troy bizim için gayet net bir seçim oldu. Harika bir performans sergiledi. Onu kadroya dahil etmekle doğru seçimi yaptığımıza eminiz.

OGZ: Şüphesiz, korku-gerilim oyunları için ses ve müzik kullanımı çok önemli. The Medium müzikleriyle de dikkat çekecek bir oyun olacak gibi görünüyor. Silent Hill ile hafızalarımıza kazınan Akira Yamaoka’yı projeye dahil etme sürecinizden bahsedebilir misiniz?  Arkadiusz Reikowski’yi de unutmuyoruz elbette. Oyunda aldıkları roller açısından belirli bir ayrım söz konusu mu?

JZ: Bloober Ekibinde birçoğumuz Silent Hill oyunları oynayarak büyüdük, dolayısıyla The Medium’da Yamaoka-san ile çalışmak bizler için tam anlamıyla bir hayalin gerçeğe dönüşmesiydi. Genel olarak, Yamaoka-san ruh dünyasının müziğinden sorumluyken, Arkadiusz maddi (gerçek) dünya için besteler yaptı ve ikilinin müzikleri gerçekten oyuna can kattı. Ancak ikilinin bundan daha derin bir işbirliği söz konusu. Oyunun müziklerinin benzersiz DNA’sını ortaya çıkarabilmek için çok uzun saatler boyunca çalıştılar, bu sayede iki dünyanın müzikleri farklı olsalarda aslında aynı dili paylaşmayı başardı. Her şey bir araya gelip birbirine çok iyi uyum sağlıyor, bu sayede her iki dünyada oynarken müzik senkronize olabiliyor.

OGZ: Bize bu fırsatı sunduğunuz için bir kez daha teşekkür ediyor ve The Medium'un başarılı bir çıkış yapmasını diliyoruz.

Steam Oyun Festivali Sonbahar 2020’den Demo Önerileri

Oyun festivali olur da listesiz geçilir mi hiç :)

Steam Oyun Festivali Sonbahar 2020’den Demo Önerileri

Bu sene pek çok kez karşılaştığımız oyun festivallerin son üyesi Steam Oyun Festivali  Sonbahar 2020 geldi çattı. Yine yüzlerce demo bizleri bekliyor; haliyle arada hangi birisine bakacağımızı şaşırıyoruz. Festivalin 13 Ekim’de sona ereceğini de düşününce, mecbur aralarından birkaç tane seçmemiz gerek. Biz de öyle yaptık, göz atma fırsatı bulduğumuz demoları sizlerle paylaşalım istedik.

Burada bir parantez açıp, ufak bir açıklama yapmak istiyorum. Daha önceki Steam Oyun Festivali’nde önerdiğimiz 10 oyunu bu listeye dahil etmedik. Bu yazıda yer vermediğimiz bu oyunlar arasında çıkış yapmış Röki, Spiritfarer, Libetared ve Iron Harvest gibi oyunlar yanında önümüzdeki dönemde bizlerle buluşacak Cris Tales, Partisan 1941, Raji: An Ancient Epic ve Ghostrunner gibi yapımlar da bulunuyor. Dolayısıyla o listeye de bir göz atmanızı tavsiye ederim.

> Steam Oyun Festivali'nden 10 Demo Önerisi

Bu faslı da aradan çıkardığımıza göre, artık listemize geçebiliriz (Oyunların görsellerine tıklayıp Steam sayfalarına ulaşabilirsiniz)

9 Monkeys of Shaolin

Yakın dönemde oyun severlerle buluşacak bir oyun 9 Monkeys of Shaolin, 16 Ekim’de çıkış yapacak. Dolayısıyla çıkışının hemen öncesinde göz atma fırsatı buluyoruz. Yapımcıları, kung fu temalı bir oyun yapmaya karar verirken bir yandan da klasik “beat ‘em up” tarzında bir oyun geliştirmeye niyetlenmişler. Sonuç olarak ortaya böyle bir oyun çıkmış. Çin’de ufak bir kasabada balıkçılıkla uğraşan Wei Cheng’in hayatı, kasabasının bir korsan saldırısında yerle yeksan olması ile kökünden değişir. Bu saldırı sonrasında kendisini kanlar içinde bulan Shaolin rahipleri onu iyileştirir ve yanlarına alırlar. Bir yandan bu rahiplere yardım edip bir yandan da intikamını almak için maceraya atılır kahramanımız Wei Cheng. Karakterimizi geliştirebileceğimiz bir sistem de sunulan, ama özünde soldan sağa ilerlediğimiz klasik beat ‘em up oyunlarından birisi olan bir oyun bizleri bekliyor demodan gördüğümüz kadarıyla. Bu arada oyunun tuş atamaları bana sıkıntılı geldi (WASD, yön tuşları ve fareyi aynı anda kullanmak mı, bu nasıl bir sınavdır böyle:)), kontrolcü ile oynamak daha kolay.

Çıkış Tarihi: 16 Ekim 2020

Geliştirici: Sobaka Studio

Yayıncı: Buka Entertainment

Incantamentum

Victoria Devri İngilteresi'nin kırsallarında geçen bir macera oyunu. İngiliz folkloruna dayanan karanlık bir hikayeye sahip oyunda, Thomasina Bateman isimli bir karakteri yönetiyoruz. Karakterimiz kendisini etrafından yalıtılmış ve ziyaretçilerin pek de hoş karşılanmadığı Bewlay adlı bir köye davet eden bir mektup alıyor. Bu kadim topraklarda vuku bulan bir dizi garip olay, bu seferki görevinin Thomasina için sıradan bir kazı olmaktan öteye geçeceğine işaret ediyor. Klasik macera oyunlarını anımsatan bu yapım, bu tarza uygun pikselize grafiklerle geliyor. Önümüzdeki yılın başlarında çıkış yapacak.

Çıkış Tarihi: 2021’in İlk Çeyreği

Geliştirici: Cloak and Dagger Games

Yayıncı: Cloak and Dagger Games

Tohu

Yine bir macera oyunu. Gizemli bir kızı ve onun robotvari alt benliği Cubus’u yönetiyor; karakterimiz (ve bir yandan da bu dünyaya güç veren Sacred Engine) hakkındaki gizemi keşfetmeye çalışıyoruz. Küçük kızımızla başkalarının erişemediği yerlere erişmek, bulmacaları çözmek ile uğraşırken, alt-egosu Cubus ile bu minik kızımızın kaldıramayacağı yükleri kaldırıyor, kuvvetli kollarıyla güç gerektiren vazifeleri yerine getiriyoruz. Oyunun grafik tarzı çok hoş, bulmacaları da dünyası da ilgi çekici. Açıkçası aklıma Machinarium gibi örnekleri getirdi -ki bu bence gayet güzel bir şey.

Çıkış Tarihi: Sonbahar 2020

Geliştirici: Fireart Games

Yayıncı: The Irregular Corporation

Observer: System Redux

Normalde yeni ve görece daha az duyulmuş oyunlara yer veriyorduk listemizde. Ama Observer’ın yeni nesil için elden geçirilmiş haline göz atma fırsatını da es geçmek istemedik. Oyunu zaten genel olarak bildiğinizi düşünüyorum ama yine de özet geçmiş olalım. 2084’te bir “nöral polis” (Observer) rolünü üstleniyor ve diğer insanların zihinlerine giriyor; hissettikleri, düşündükleri, hatırladıkları şeylerden istifade ederek vakaları çözmeye ve katili yakalamaya çalışıyoruz. Observer, Bloober Team’in başarılı yapımlarından birisiydi; şimdi de yeni nesil için yenilenmiş şekilde oyun severlerle buluşacak. System Redux’ta yeni oyun mekanikleri, keşfedilecek yeni sırlar, yeniden tasarlanmış gizlilik unsurları, ek nöral sorgulamalar gibi yenilikler yer alacak. Dolayısıyla orijinal oyunu oynamış olanların da bir kez daha dönüp bakabilecekleri bir yapım olacak gibi görünüyor. Bir ay sonra böyle olup olmadığını göreceğiz.

Çıkış Tarihi: 10 Kasım 2020

Geliştirici: Bloober Team

Yayıncı: Bloober Team

Crowalt: Traces of the Lost Colony

Listeye bir de ülkemizden bir oyun eklemiş olalım, öyle değil mi :) Bundan yaklaşık 1 yıl önce kurulan Madcraft Studios, ilk oyunları Crowalt ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyorlar. 1587’de Amerika’da ilk koloniyi kurmak üzere yola çıkan bir grup insan, kıtaya varmalarını müteakip gizemli bir şekilde ortadan kayboluyorlar. Bu gizemli kayboluştan geriye bir ağaç üzerine kazınmış bir ada ismi kalıyor, tahmin edebileceğiniz üzere bu isim Crowalt. Olayın üzerinden 150 yıl geçtikten sonra, hırslı maceracımız Hugh Radcliff, ilk büyük keşfini yapmak için bu kayıp koloninin izini sürmek üzere Crowalt’a gidiyor ve maceramız da böylece başlamış oluyor. Piksel grafik tarzıyla da oynanışıyla da klasik macera oyunlarındaki havayı yaşatmaya namzet bir oyun olarak karşımıza çıkan Crowalt, önümüzdeki yıl bizlerle buluşacak.

Çıkış Tarihi: 2021’in 2. Çeyreği

Geliştirici: Madcraft Studios

Yayıncı: Madcraft Studios

Of Bird and Cage

Metal müzikten hoşlananlar için “müzik tabanlı bir macera oyunu” olarak tanımlanan Of Bird and Cage, güzel bir alternatif olacak sanki. Oyunda yer alan müzisyenlerden birkaçını sayarsak belki fikir verebilir: Ron “Bumblefoot” Thal (eski Guns N’ Roses üyesi), Rocky Gray (eski Evanescence üyesi), Kobra Paige (Kobra and the Lotus), Rob van der Loo (Epica), Ruud Jolie (Within Temptaion) ve dahası… Oyunda kendisini fiziki ve zihinsel olarak hapseden Bres’ten kaçmaya çalışan Gitta isimli genç bir kızı canlandırıyoruz; bir nevi “Güzel ve Çirkin” uyarlaması diyebiliriz yani. Oyunda müzik merkezi bir rol oynuyor, hem tema olarak hem de oynanışın bir parçası olarak. Kimi yerlerde point&click tarzında bir macera kimi yerlerde QTE sahneleriyle bezenmiş bir oyun. Oynanış kısmı için çok da iddialı ifadeler kullanamam, ama müzikleriyle ilgi çekmeyi başaracak gibi.

Çıkış Tarihi: 2021

Geliştirici: Capricia Productions

Yayıncı: All in! Games

F.I.S.T.: Forged In Shadow Torch (暗影火炬城)

Listeye bir de metroidvania eklemek fena olmaz herhalde. Machine Legion tarafından işgal edilen Torch City’de, direniş mücadelesine katılan eski bir asker olan Rayton adlı bir tavşanı yönetiyoruz (Evet, bir tavşan :)) Arkadaşları tutuklandıktan sonra Rayton, mekanik yumruğuyla önüne çıkan düşmanları alt etmeye çalıştığı bir maceraya atılıyor. Ama bu yolculuk başladığından daha büyük bir macera haline geliyor; mafyanın, direnişçilerin ve işgalcilerin içinde yer aldığı büyük bir macera bizleri bekliyor. Tavşan savaşçımızı yönetmek zevkli, oyunun görsel tarzı da alışıldık metroidvania tarzının dışına çıkmış diyebiliriz. Takip listenize gönül rahatlığıyla eklenebilecek oyunlardan. Çıkışına daha bir yıl kadar bir süre var, o yüzden fırsat bulmuşken demosuna bir göz atın derim.

Çıkış Tarihi: 2021’in Son Çeyreği

Geliştirici: TiGames

Yayıncı: bilibili

 

Amazon'un Crucible'ı Çöpe Gitti

Bakalım The New World'de işler nasıl gelişecek?

Amazon'un Crucible'ı Çöpe Gitti

Amazon'un büyük umutlarla karşımıza çıkardığı Crucible kelimenin tam anlamıyla geldiği gibi gitti. Amazon Game Studios, oyun işine hızlı biçimde girmiş ve MMORPG The New World'ün yanı sıra bir de oynaması ücretsiz nişancı oyunu olan Crucible ile karşımıza çıkmıştı. Oyunun aldığı eleştiriler hiç de iyi değildi, resmi çıkışını yaptıktan sonra oyuncuların da pek ilgi göstermediği oyun daha önce hiç görmediğimiz biçimde çıkışından sonra tekrar beta sürecine geri alınmıştı.

Amazon'un planı beta süreci boyunca oyunculardan gelecek geri dönüşleri değerlendirme ve oyunculara istediklerini vermekti. O da olmadı. Crucible'ın web sayfasında yapılan açıklamaya göre yol haritasındaki son özellik olan "özel maçlar" da oyuna eklendikten sonra Crucible'ın geliştirme süreci sona erecek. Sonrasındaysa sunucular kapatılacak.

Sunucularını kapatacakları bir oyunun yol haritasına neden devam ettiklerini anlamadım ama oyunun geliştiricisi Relentless Studios "Crucible için sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek görmüyoruz" demiş.

Önümüzdeki haftalarda geliştiricilerin organize ettiği son bir Crucible oturumu yapılacak ve sonrasında eşleştirme özelliği kapatılacak. Yeni gelecek olan özel maçlar özelliği de 9 Kasım'da sona erecek.

Amazon, Crucible'da şimdiye kadar yapılan tüm oyun içi satın alımlar için talep edildiği taktirde para iadesi yapacağını da açıkladı. Böylece ümit bağlanan bir oyun çöpe gitmiş oldu, geliştiricilerine de yazık.

Parolamı Unuttum