Dune evreni o kadar geniş ki, içerisindeki her bir gruba değinmeye çalışsak bu işin sonu gelmez. O yüzden gelin biz belli başlı bazı hanelerden ve gruplardan bahsetmekle yetinelim. Zaten buraya kadar geldiyseniz devamını da getirir, Dune külliyatında keyifli bir yolculuğa çıkarsınız diye düşünüyorum. Benim burada yapmaya çalıştığım seriyle yeni tanışacakları o ilk adımı atmaya teşvik etmek, eski okurların da hafızalarını tazelemeleri için bir bahane yaratmak.
Atreides Hanedanı
Dük Leto Atreides hem oldukça kibar ve anlayışlı hem de şaşılacak kadar mesafeli bir adamdı. Ama Dük’ü anlamamıza yardımcı olacak bilgiler var elimizde; Bir Bene Gesserit olan sevgilisini hep sevdiğini, oğlu için kurduğu düşleri, emrindeki adamların ona olan sadakatini biliyoruz. Onu kaderin ağlarına yakalanmış bir adam, oğlunun ihtişamının yanında sönük kalmış, yapayalnız bir figür olarak görebiliriz. Yine de şu soru geliyor akla: Bir oğul babasının uzantısından başka nedir ki? - Prenses Irulan
Anayurtları Caladan’dan Arrakis’e gelişleriyle kaderleri değişen bir hane. Çalışkanlıkları, disiplinleri, sözlerine sadık oluşları ve diğer özellikleriyle dikkatleri üzerine çeken bu hane, ne yazık ki diğer büyük hanelerin bir kısmının nefret ve kıskançlık duygularını da harekete geçiriyor ve bunun bedelini ağır bir şekilde ödüyor. Ancak anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğmayı ve evrende büyük bir değişimi gerçekleştirmeyi de başarıyorlar.
Harkonnen Hanedanı
Can düşmanı Harkonnenları anlamaksızın Muad’Dib’i anlamaya yeltenmek, Yalanı bilmeden Gerçeği görmeye yeltenmektir. Karanlığı bilmeden Işığı görmeye yeltenmektir. Böyle bir şey mümkün değildir. - Prenses Irulan, “Muad’Dib’i Anlama Kulavuzu”
Galaksinin en hırslı hanelerinden birisi olduğuna şüphe yok. Feodal sistemin nimetlerinden sonuna kadar istifade eden, Arrakis’i sonuna kadar sömüren, herhangi bir etik kuralına bağlı olmayı aklının ucundan bile geçirmeyip maksimum kar elde etmek için her şeyi yapabilen, aynı zamanda çok da gaddar bir hane. Uzun bir süre boyunca Arrakis’in yönetimini elinde bulundurduktan sonra Padişah İmparator’un buyruğuyla yönetimi Atreides Hanesi’ne devretmek zorunda kalıyorlar ama bu öyle hemen kabullenecekleri bir durum değil. Baron Harkonnen farklı planlar peşinde. Onun gözü şimdi olduğu noktadan da yükseklerde. Ancak hiç beklemedikleri bir düşman, Muad’Dib ve emrindeki Fremenler karşılarına dikildiğinde bu hanenin kaderi de kökünden değişiyor.
Bene Gesserit’in soy programı, Harkonnen Hanesi’nin kan bağının evrenin kaderini de şekillendirmesine vesile oluyor, bu noktayı da belirtmeden geçmeyeyim.
Fremenler
Fremenler eskilerin “spannungsbogen” dediği bir nitelikte kusursuzlaşmıştı… yani arzuladıkları bir şeyi elde etmeye çalışmadan önce sabredebiliyorlardı. - Prenses Irulan, “Muad’Dib’in Bilgeliği”
Arrakis’in yerli halkı. İhvan Bedeviyan. Çölün insanları. Dune’un bütün o zorlu şartlarına meydan okumaktan ziyade o şartlara uyum sağlamayı seçmiş, gezegenle bütünleşmiş bu halk; uzun bir süre boyunca kurtarıcılarını, mehdiyi bekliyorlar. Ve o beklenen mehdi, Muad’Dib’in gelişiyle birlikte evrendeki tüm dengeleri değiştirecek kuvvet olmayı başarıyorlar. Yenilmez gibi görülen orduları yeniyor, diz çökmez sanılan kuvvetleri dize getiriyor, çölü vahaya dönüştürüyor ve en sonunda değiştirdikleri evrenle birlikte kendileri de dönüşüyorlar.
Corrino Hanedanı
Babamla Dük’ün birbirlerine ne kadar benzediğini fark ettim… Babam, Dük’ün kendi oğlu olmamasına içten içe hayıflanıyordu ve onları birbirine düşman kılan siyasi zorunluluklardan hoşlanmıyordu. - Prenses Irulan, “Babamın Evinde”
Padişah İmparator’un hanesi. Corrin Savaşı sonrasında Imperium’un yönetimini ele geçiren bu hane, Landsraad Konseyi’nde en yüksek oy hakkına sahiptir ve diğer büyük hanelerin hepsinden daha geniş bir hanedir. Aynı zamanda en kuvvetli ordu da (Sardaukarlar) bu hanenin emrindedir. Bu haneyi askeri olarak alt edebilmenin tek yolunun diğer büyük hanelerin tamamının bir araya gelmesi olacağı kabul edilmekle birlikte, tarihin akışı çok farklı bir tablonun mümkün olduğunu gözler önüne serecek ve bu yenilmesi imkânsız gibi görülen ordu beklenmedik bir güç tarafından alt edilecek.
Padişah İmparator IV. Shaddam ile Dük Leto belki başka şartlarda çok daha farklı bir hayat sürebilecekler, birbirleriyle çok daha farklı bir ilişki kurabileceklerken siyaset ve rekabet her ikisi için de işlerin bambaşka şekilde hiç arzulamayacakları bir şekilde sonuçlanmasına neden oluyor.
CHOAM
Combine Honnete Ober Advancer Mercantiles, bilinen evrendeki neredeyse tüm iktisadi işlemleri, ticareti kontrol eden organizasyon. CHOAM yönetimi Padişah İmparator’un, Landsraad’ın ve büyük hanelerin kontrolünde, Bene Gesserit ve Uzay Loncası’nın da ortaklığı söz konusu.
Frank Herbert, CHOAM’ı oluştururken aslında gerçek dünyada bir organizasyondan, petrol üretimini kontrol altında tutan OPEC’ten (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) esinlenmiş. İlk romanın yazıldığı yıllarda ve takip eden dönemde OPEC’in dünya siyasetinde oynadığı rolün bir benzeri CHOAM için de geçerlidir, evrendeki siyasi çekişmelerin ötesinde bir ekonomik güç olarak ön plana çıkar.
Uzay Loncası
Tarihin önemli kırılmalarından birisine işaret eden örgüt. Öyle ki Dune evreninde tarih Lonca Öncesi (L.Ö.) ve Lonca Sonrası (L.S.) olarak tanımlanıyor. Büyük Sözleşme’yi (Evrensel Ateşkes) gözeten üç siyasi güçten birisi olan Lonca’nın uzay yolculuğu, taşımacılık ve uluslararası bankacılık alanlarında tekel haline geldiği tarih milat kabul edilir.
Landsraad
Galaktik meclis olarak tanımlayabileceğimiz Landsraad, hanelerin temsil edildiği bir konsey. Yüksek Konsey tarafından yönetilen ve Padişah İmparator’un gözetimi altında olan Landsraad ticaret anlaşmalarının tesis edilmesinden ittifakların kurulmasına varıncaya kadar pek çok konuda ana karar mercii. Temel amacı büyük haneleri İmparatorluk hanesi tarafından bertaraf edilmekten korumak. Ama işlerin her zaman bu şekilde yürümediğine dair en azından bir örnek biliyoruz.
Bene Gesserit
Bene Gesserit kardeşliği, bilinen evrenin dört bir yanında binlerce yıl boyunca o gizli hedeflerine doğru adım adım ilerleyen bir topluluk. Fiziki ve zihinsel eğitimlerinin yanında baharatın (melanjın) da yardımıyla doğaüstü yetenekler ediniyorlar. Bene Gesserit Muhterem Annesi Gaius Helen Mohiam, İmparator’un Gerçeğisöyleteni olarak İmperium’un siyasi yapısını dizayn etmekte. Bene Gesserit üreme programı 90 nesil boyunca devam etmiş ve nihai hedefe doğru yol alıyorlar. Bu nihai hedef ise soyların manipüle edilmesi sonucunda efsanelerde sözü edilen Kuisatz Haderah (Kwisatz Haderach)’ın doğuşunu sağlamak. Bu süper-insan uzay ve zaman, geçmiş ile gelecek arasında köprü olacak ve böylece evreni kökünden dönüştürecek.
Bene Tleilax
Bene Tleilax (ya da Tleilaxu), ileri derecede takıntılı, zenofobik ve izolasyonu tercih eden bir topluluk. Her ne kadar ilk bakışta bu yapıları nedeniyle evrenin meselelerinden elini eteğini çekmiş, siyasi konulara bulaşmayan bir topluluk olmaları beklense de Bene Gesserit gibi bu topluluk da İmperium’un etkin gruplarından birisi. Hatta onların da evrende tahakküm kurmak gibi gizli emelleri var. Genetik manipülasyon konusunda usta olan bu grup, yapay gözler ve ghola gibi “biyolojik ürünler” ortaya koyuyor; genetik mühendislik faaliyetlerinin önemli bir diğer ürünü olan “yüz dansçıları” (face dancer) herhangi bir insanın kılığına girebiliyorlar. Ghola, ölen kişilerin genetik kopyaları olarak adlandırılabilecek bir teknoloji. Klondan farkı, canlı hücreler yerine ölmüş kişinin hücreleri kullanılarak yapılabilmesi. Hikâyenin ileri evrelerinde ölen kişinin hafızasının da gholada devam edebildiği görülüyor. Dune serisinin önemli karakterlerinden birisi bu teknoloji sayesinde pek çok kez ölümden geri dönecek ve binlerce yıl boyunca önemli roller üstlenecek bu hikâyede.
Sardaukarlar
Sardaukar, Padişah İmparator’un elit ordusu. Çatışmalardaki muazzam yetenekleri ve evrenin dört bir yanına dehşet salan yapıları, onların gelişini felaketin habercisi olarak değerlendirmek için yeterli gerekçeyi sunuyor aslında. Bu yeteneği, çocukluk çağlarından itibaren aldıkları zorlu eğitime borçlular -ki bu eğitime katılanların neredeyse yarısı (her 13 çocuktan 6’sı) eğitimler esnasında ölüyorlar.
Uzunca bir süre pek çok hanenin ve halkın korkulu rüyası olsalar da onlar da en sonunda kendilerine denk bir güçle Fremen savaşçılarıyla karşılaşacak ve o kaçınılmaz sona doğru yol alıp bir grup marjinal birlik haline gelecekler.
Balıklarla Konuşanlar (Fish Speakers)
Tanrı İmparator’un tamamen kadınlardan oluşan ordusu. Her ne kadar sadık Fremen savaşçıları yanı başında olsa da ve bir noktadan sonra geri kalan Sardaukarlar da emrine girmiş olsa da Tanrı İmparator, erkeklerden oluşan ordulara bir alternatif olarak kadınlardan oluşan ordusunu kuruyor. Sonrasında sadece askeri alanda değil, dini alanda ve bürokraside de bu gruptan istifade ediyor. İlerleyen dönemlerde erkekler de bu orduda yerlerini almaya başlıyor ve zaman içerisinde güçlerini yitirip yerlerini başka güçlere bırakıyorlar.
Saygın Analar (Honored Matres)
Harkonnen Hanesine veya Sardaukarlara gaddar dersek Saygın Analar’a bundan kat kat fazlasını söylememiz gerekir herhalde. Nihayetinde Harkonnenlar bir haneyi hedefine oturtup ona saldırıyor, Sardaukarlar savaş meydanında acımasızca hareket ediyorlar ama Saygın Analar gezegenleri ortadan kaldırıyorlar; hem de gözlerini kırpmadan. Bene Gesserit’in can düşmanı olan bu örgüt evrenin sonunu getirebilecek büyük bir tehdit.
Elbette irili ufaklı pek çok hane, belirtilebilecek farklı gruplar da var. Hatta bazı karakterler var ki, tek başlarına adlarını anmak gerekir (Örneğin Duncan Idaho!). Ancak bütün bunlardan bahsetmek, hele bir de spoiler vermeden bu işi yapmaya çalışmak neredeyse imkânsız bir iş benim için. Dolayısıyla genelde yaptığım gibi yine bundan sonrasını sizlere bırakıyorum sevgili Oyungezerler.