İlk Bakış: Civilization: Beyond Earth

Barbarlar sıkıcı gelmeye başladıysa uzaylı verelim?

“En eski uygarlıklardan beri büyük bir ilerleme kaydettik. Ama bu ilerlemenin bir bedeli vardı. Dünya’mız değişti. Bilim ve teknolojide ne kadar ileri de olsak, inkar edemeyeceğimiz şey belli: Burada zamanımız tükendi.”

Kuşkusuz ki Sid Meier’in Civilization serisi, günümüzün en kaliteli serilerinden biri. Her oyunda seriyi bir adım ileri taşımak her yiğidin harcı değil. Seriye her yıl yeni bir halka eklenmiyor, onca DLC ve ek görev paketleriyle sulandırılmıyor, çıkan eklentiler de as oyun kadar yüksek notlar alıyor. Civilization V başyapıtıyla yine çıta yükselten Fraxis, “Yoksa ‘O’ oyun mu?” sorularını sordurtmuştu kimimize. Başlarda onlardan biri de olsam başında yüzlerce saat geçirdikten sonra “Yükleme süreleri iyice uzadı üff”, “Yapay zekâ daha tutarlı olsa ölür mü?!”, “Ulan dost imparatorluklarız, sırf uyuzluğuna gideceğim yolda duruyorsun ey scout!” nidalarıma maruz kalmıştı. Her yönden geliştirilmiş yeni bir Civilization oyunu beklerken Beyond Earth haberi beni dumura uğrattı. Önceleri, habitatından sürgün edilen bir Pocatello gibi hissettim. Ama gelen ayrıntılar ve oynanış videosu ile heyecanım kat kat arttı. Sonuçta neydi? Sevgi emekti. Ve Fraxis işini bilirdi.

civ-be-big1

Ütünün altını sördürmüş müydüm? Amaan neyse..

Üzerinde kafa yorunca serinin böyle bir yönde ilerlemesi son derece mantıklı bir hamle. Yine tarih dayanaklı bir devam oyunu, serinin kendini tekrarına yorumlanabilirdi. Çünkü Civilization V fazla iyiydi. Seri, kalıplarını fazlasıyla belirginleştirecek ve sınırları belli bir strateji oyunu olacaktı iyice. Ki yapımcılar tarafından daha önemlisi, kitlesini pek büyütemeyecekti. Serinin kendi hayranlarını ağzı açık oynatırdı yine belki, ama ‘diğerleri’nin Civilization algısını değiştiremeyecekti. Ayrıca; bilim ve bilim-kurgu konsepti, dünyayı keşfetme fikrinin yeterli gelmediği günümüz genel-oyuncu profiline daha uygun diye düşünüyorum.

Kısacası, artık başka bir gezegene taşınmanın vakti geldi. Civilization V’i deity zorluk seviyesinde bitirebilmek için hala 24 Ekim’e kadar vaktimiz var!

civ-be-big3

“Git bak şu miasma’da para veriyolarmış!”

Keşif... Umut... Gelecek!

Tanıtım videosunda görüyoruz ki Dünya’yı tüketip yeni bir ev arayışıyla gözünü yıldızlara çeviren insanoğlunu yönetiyoruz. Başka bir gezegene göç ederek koloni kurmak isteyen sekiz farklı grup var (Bunlar Amerika, Asya, Slav ve Afrika...vb. merkezli bilimsel şirketler) ve atlıyoruz uzay gemimize. Civilization’ların en sevdiğim kısmı hep oyunun ilk turn’leri olmuştur. (Daha kısa bekleme sürelerinin de etkisi olmalı.) Beyond Earth’te de seçimlerimiz Dünya’dan ayrılmadan önce başlıyor. Gidebileceğimiz farklı gezegenler, seçebileceğimiz farklı yollar var. Ayrıca, yanımıza ne kadar bilim insanı, ne kadar mekik alacağımız da oyunda farklı bonuslarla karşımıza çıkacak. Garip karşıladığım özellik ise şu oldu: oyuncuların ilk 50 turn boyunca farklı zamanlarda oyuna başlayacak olmaları. Baştasarımcılardan Will Miller’ın buna gerekçesi ise biraz daha garip: Bunu daha asimetrik bir yapıda olması için yaptık.

En kritik seçimimiz ise post-humanist felsefemiz olacak. Bu ‘bağ’lar gezegenle ilişkimizi ve geleceğimizi tanımlıyor. Seçimimiz, sadece bazı ünite ve yapılarımızın görünüşüne değil; gezegenin doğasına ve oyunun kurgusuna da etki edecek. Ayrıca; ortak bir zafer kondisyonu olduğu gibi, her bağın kendi kondisyonları da var. Bu bağlar; uyumluluk, üstünlük ve temizlik (harmony, supremacy ve purity).

Uyumluluk bağında, Dünya’ya karşı işlemiş olduğu suçların farkında bir grubu yönetiyoruz. Yeni geldiğimiz bu gezegen, harika kaynaklarla ve güzelliklerle dolu. “Bari bunu mahvetmeyelim.” düşüncesiyle bu gezegenin bir parçasıymışçasına, gezegen ve üzerindekilerle olumlu bir etkileşim içinde olmaya çabalıyoruz. Zafer kondisyonu ‘Evrim’ (Transcendence). Bu sonda, gezegenin yaşayan bir canlı olduğunu öğrenip kendi bilincimizle onunkini bir haline getiriyoruz! (Alpha Centuri bitiren var mıydı?)

Üstünlük bağında; yaptığımız hatalardan hiç ders çıkarmamışçasına, geride bıraktığımız Dünya’daki gibi yolumuza devam ediyoruz. Uzay teknolojileriyle robotbilimde, ileri yapay zekâda, keşfettiğimiz yeni maddelerle oluşturduğumuz gelişmiş makinelerle insan kibrinde yeni sayfalar açıyoruz. Kısacası; sonuna kadar teknolojiye abanıp kendi vücutlarımızı modifiye etmeye varana dek organik yapımızdan uzaklaşıyoruz. Üstünlük bağının zafer kondisyonu ‘Özgürleşme’ (Emancipation). Askeri birliklerimizi Dünya’ya göndererek işgale girişiyoruz. Sonrası ise aşikar olduğumuz bir hikâye: Ya bize katıl, ya öl!

Temizlik bağındaysa, vardığımız gezegen bilinmeyen güç ve tehditlerle dolu. İnsanoğlu da sahip olduğu kültür ve teknolojiye sarılarak kendini korumaya çabalıyor. Bir yandan yaşadığı yerleri Dünya’ya benzer hale getirirken, bir yandan da uzaylıları uzak tutmak için devasa kaleler inşa ediyor. Zafer kondisyonu olan ‘Vaadedilmiş Topraklar’ (Promised Land)’da yine Dünya’ya bir yolculuk gerçekleştiriyoruz. Yalnız bu kez göçmen gönderiyoruz ve vaadedilmiş topraklarda, Dünya’da koloni kuruyoruz. Ama oyun burada bitmiyor. Koloniyi koruyup gerekli kaynakları sağlamamız gerek ki insanlarımız hayatta kalıp yaşamlarını sürdürebilsinler.

civ-be-big2

İşte mevzu bahis bağlarımız


Teknoloji ağacı da biçim değiştiren öğelerden. Artık teknoloji ağına sahibiz ve yapımcılar; “Önce hangi teknolojiye ulaşmalıyım?” değil, “Hangi teknolojiye sahip olmak istiyorum?” sorusunu sorduracaklarmış. Oyuncuların tümü bu ağın merkezinde başlıyor ve ilerlemek istediği yönde seçimlerini yapıyor olacak. İster yapay zekâ konusunda çığır açın, ister uzayın ekosistemini çözün, ister deprem makineleri yaratın, ister insan-uzaylı melezi yaratın, ister insan beynini bir kutuya koyun! Seçim sizin.

Gezegen yüzeyinin yanında yörüngesinin de oyuna dahil olduğunu hatırlatalım. Bu orbital üniteler dışında çeşitli uzaylı ırkları da var elbette. Farklı gezegen ve bitki örtülerinde farklı davranışlar sergileyecekler. Ve seçtiğimiz bağa göre de tabii. Temizlik bağında güvenli kalemizin dışında gezinen hedef tahtalarıyken; Uyumluluk bağında kolkola gezdiğimiz, hatta oyunun ilerleyen kısımlarında yönetebildiğimiz veya sürebildiğimiz canlılar oluyorlar. Ya da miasma adı verilen toksik gaz bulutları. Bunlar; uzaylıları iyileştiren bir güce sahip ve uyumluluk modunda ilerleyip bu özelliği kazanabiliyorsunuz. 'Temizlik’ bağındaysanız size zarar veren bu bulutları, yörüngesine uydu yerleştirerek yok etmeye çalışacaksınız. Çok-oyunculu sistem gerçekten heyecan verici duruyor.

civ-be-big5

Vallahi hepsini birden seçesim var.

Yapımcılar, “Oyunun hikâyesini mümkün olduğunca oyuncunun ellerine bıraktık.” diyorlar. Önceki Civilization’larda zaten daha çok hayalgücüne bağlı bir kurgumuz olurdu :) Beyond Earth ise bir bilim-kurgu ürünü olarak bir hikâyeye ihtiyaç duyuyor ama aynı zamanda da bir Civilization olarak oyuncunun seçimlerine ve hayalgücüne., seçeceğimiz teknolojiler, uzaya ve uzaylılara karşı tavrımız gibi kriterlerin yanında gezegenin dört bir yanına kendi ufak hikâyeleri olan yan görevler eklenmiş. Tüm bu hikâye parçacıkları arasındaki kurguyu da oyuncunun yaratıcılığı sağlıyor. Bu noktada da çok olumlu bir yol izlenmiş.

civ-be-big6

Oyunun Alpha Centuri ile alakası, ‘aynı firmanın benzer oyunu’ olmaktan daha fazlası. Alpha Centuri geliştirici ekibinin çoğu Beyond Earth projesinde kendine yer bulmuş. Baştasarımcısı Brian Reynolds’un Alpha Centuri üzerine yazdığı kitap üçlemesi de oluşturulan dünyada kaynak alınmış. Diğer kaynaklar arasında ise SpaceX adındaki uzay nakliye ve araştırma şirketi çalışmalarının yanı sıra 2014 tarihli belgesel dizi Cosmos: A Spacetime Odyssey dikkat çekiyor.

Bahsettiğim, bahsetmediğim tüm özellikleriyle, Civilization: Beyond Earth inanılmaz duruyor arkadaşlar! Bir Heroes of Might & Magic fanı olarak çekinerek söylüyorum ama Fraxis, sıra tabanlı stratejilerin günümüzdeki kralı! Beyond Earth’te de muazzam bir iş çıkaracaklarına inancım tam. Gerçek hayatta Dünya’yı yaşanmayacak hale getirmemek, bilgisayarlardaysa başka bir gezegende görüşmek dileğiyle...

civ-be-big4

Beyond Earth’te yer almayacağını öğrenen Gandhi

YORUMLAR
Parolamı Unuttum