İnceleme - Banished

Bu şehir oyuncuya tuzak kuruyor…

 

 Bu yazı daha önce Oyungezer Dergisi'nde yayınlanmaktadır.

Şubat 2014, İstanbul, gece yarısı, Ömer oturmuş Final Fantasy 14 Online A.R.R. oynamaktadır. Loş odaya ince yapılı ve öfkeli bir siluet ışınlanır: - Noyo Reis? – Arkadaşım, Final Fantasy Online’da 50. seviye olmuşum, almışım Titan’ı karşıma, Allah ne verdiyse dalacam… - Bağlantın kopuyor? – Ne kopması canım, Steam’de bir şehir kurma oyunu çıkıyor, benim 50. seviye falan yalan oluyor. Banished’de belediye başkan adayı buluyorum kendimi. Bak şimdi, açıyorum sana bir Steam hesabı, giriyorsun, masaüstüne yapıştırıyorsun Banished’ı. Hadi göreyim seni…

Noyo “reis” geldiği gibi kayboluyor…

Mutlulukta 5 yıldızın sırrı işte bu patates tarlası…

Size Bol Balık, Patates, Goyun Yünü Ve Odun Vaad Ediyorum

İtiraf edeyim; hiç sevmediğim şekilde, popüler bir televizyon reklamından espri uyarlayarak giriş yaptım yazıya. Banished adlı bu ilginç oyundan tamamen rastlantı sonucu haberim oldu, satın almaya ikna olup indirmem (200MB zaten) çok hızlı şekilde gelişti, Steam vitrinine çıktıktan iki saat sonra 24 kişilik, kendi kütüğüyle kavrulan şirin bir kasabaya, “Sürpriz bir şekilde iyi çıktı bu oyun ya…” tarzı taze izlenimlere ve uzun süredir özlediğim, sürükleyici şehir kurma oyununu bulma sevincine sahiptim.

İlk inşaata başlamadan, alet edavat çantasını çıkarmadan önce belirtmekte fayda var; oyunu bir kişi hazırlamış, müzikleri dışında tüm programı tek başına yapmış Luke Hodorowicz (kısaca Hodor diyebiliriz). Steam ve Banished forumlarında oyuncularla iletişimini koparmamaya, eksik ve hataları elinden geldiğince not alıp düzeltmeye çalıştığı izlenimini bırakmayı başardı bende. Dolayısıyla bilhassa yapay zekâda gözüme çarpan bazı sorunlara hoşgörülü yaklaşmaya “Bu kadar tutkuyla dolu bir şehrin içinde o kadar kusur olması doğal” diyerek biraz göz yummaya çalıştım.

Minik “guzu”larıyla benim güzel goyun sürüm.

Şimdi gelelim ana menüye. “Hüzünlü” ama çok kasvetli, rahatsız edici olmayan ezgiler eşliğinde “Nasıl olsa ilk şehir batar, bu arada mekanikleri öğrenirim, ikinci üçüncü oynayışımda başarımları toplamaya başlarım” diyen iç sesim kısmen yanıldı: Mekanikleri, işleyişi büyük ölçüde öğrendim; gelgelelim şehrim çökmediği gibi 38. yılını kazasız belasız atlattı, Steam başarımlarının ise hiçbirinin yanına bile yaklaşamadım, şimdilik. Kısa bir eğitim bölümü dışında, sadece haritanın özelliklerini baştan belirlediğimiz, onlarca – yüzlerce saatlik “şehir kurmak serbest” modunda geçiyor tüm vakit. Türdeşlerinin birçoğunun aksine; görevler ve hikâye kırıntılarından oluşan bir senaryo (campaign) bölümü yok Banished’de. Fazla meyve sebzemizi, goyun yünlerimizi arkadaşlarımızla paylaşacağımız çokoyunculu mod da yok. Tüm binalar en baştan itibaren açık, kaynağınız varsa tarladan bile önce okul inşa edebilirsiniz örneğin. Aslında 38 saatlik oyun süremin ardından bende bıraktığı etkiyi aynen şu cümleyle aktarabilirim: “Fazla basit ve sığ gibi görünen ama tıpkı toprak altında kalmış bir antik kent gibi, kazdıkça ayrıntılı katmanları ortaya çıkan, güzelliği anlaşılan bir yapım olmuş Banished.”

Ağaçlar, binalar “eh” işte ama nehir gerçekten göze güzel görünüyor.

Bir Ortaçağ tarihi klişesi olarak, yurtlarından sürgün edilmiş dört beş aile ile başlıyoruz. Çok da zor değil işin doğrusu; barınma – yiyecek – yakacak ihtiyaçlarını giderdikten sonra ağaçlar arasına serpiştirilmiş taş ve demir yığınlarını toplatıyoruz işçilerimize (laborer). Normal hızda her biri 5 dakika süren 12 aydan oluşuyor oyundaki seneler. Bildiğimiz ay isimleri yerine erken ilkbahar, geç yaz gibi zaman dilimleri kullanılıyor. Soğukta üşüyen avcılar, toplayıcılar normalden daha kısa süre çalışıyor, evinde envai çeşit (balık, geyik eti, mantar, patates, soğan… - güzel yahni olur bence) yiyecek stoklayan insancıklarımız mutlu ve sağlıklı oluyor. Ahşap evlerin taş evlere göre iki kat fazla yakacak (odun ve kömür Banished'de de popüler) ihtiyacı oluyor, nehre kurduğumuz ticari limana yılda bir uğrayan tüccarlardan elimizde olmayan tohumları, goyunları fazla yün giysi ve demir alet edavatımızla takas ediyoruz. Goyunların et ve yününden faydalanıyoruz. Eğitimli işçinin iki kat daha verimli çalıştığını görüp okul açılışı yapıyoruz... Devam etsem dosya konusu kadar yer kaplayacak ayrıntıların peşinde giderken mikro yönetimdeki zenginlik karşısında şaşkınlığa uğruyor ve oyunun sürükleyici mekaniğine kapılıp gidiyoruz.

Sadede geleyim: Eksiklerine ve göz kamaştırıcılıktan uzak, mütevazı teknik yapısına rağmen şehir kurma türünün en başarılı örneklerinden biri var elimizde. Benim gibi üşengeç, ekâbir bir adama bile “İki sayfa strateji rehberi yazsam mı”diye düşündürttüyse “Pharaoh’tan beri kaliteli bir şehir simi gelmedi yahu” şikâyetçisi şehir kurma heveslilerinin tüm planlama, inşaat stratejisi, mikro yönetim açlıklarını doyuracağını tahmin etmek zor değil. Şimdi oyunuma dönüp 40 küsur yaşında hâlâ ailesiyle yaşayan bekâr şehirlilerin evlenmeleri için birkaç ev yapayım. (Gerçek hayatta da iyi bir belediyecilik fikriymiş bu, hmmm…)

KÜNYE

BANISHED (PC)

Tür: Şehir Kurma

Yapım: Shining Rock Software

Dağıtım: Shining Rock Software

Kutulu Fiyatı: -

Dijital İndirme: 20 $ (Steam)

Yaş Sınırı: -

Dahası İçin://www.shiningrocksoftware.com/game/

KARNE:

Notu: 7+ / 10

YORUMLAR
Parolamı Unuttum