Oyundan beyaz perdeye
Devamını okuİki önemli soulslike birbiri ardına çıkınca biz de ikisini de oynayarak bir karşılaştırma yapalım dedik. Öncelikle her iki oyunun da incelemelerini aşağıdaki linklerden okuyabileceğinizi hatırlatayım:
GÖRSEL KALİTE
Lies of P: Lies of P, Unreal Engine 4 ile geliştirilmiş. Görselliği bence gayet yeterli, kıyas yapacak olursam Dark Souls 3'ten daha iyi göründüğünü söyleyebilirim mesela. Ama bırakın ray tracingi, yerdeki su birikintilerine herhangi biçimde yansımamız bile düşmüyor.
Lords of the Fallen: Lords of the Fallen Unreal Engine 5 ile geliştirilmiş. Soulslike oyunların arasında cidden piyasa standardını yakalamış gelen pek bir isim olmadığı düşünülürse, en son teknolojide geliştirilmiş olması rakiplerinde olmayan bir avantaj. Ancak UE5’in gücünü bir Immortals of Aveum kadar da kullanabiliyor diyemeyiz. AAA taklidi yapan AA kalitede bir oyun olduğunu belli ediyor.
Kazanan: Lords of the Fallen
SANAT TASARIMI
Lies of P: Oyunun geçtiği Krat şehri de, maceramız sırasında gezdiğimiz farklı bölgeler de oyunun atmosferini sonuna kadar besleyen tasarımlarla dolu. Zaten oyun çıkmadan önce sanat tasarımı yönünden Bloodborne'a benzetiliyordu bildiğiniz gibi ama oynamaya başlayınca Lies of P'nin bundan çok daha fazlası olduğunu anlıyorsunuz. Belle Époque döneminin mimarisinden izler oyunun başından sonuna kadar peşinizi bırakmıyor.
Lords of the Fallen: Başlarda muazzam görünen Lords of the Fallen bir noktadan sonra pek çok şeyiyle olduğu gibi görsel tasarımı ile de baymaya başlıyor. Ambiyanslarını çeşitlendirmeyi başaramıyor, silahlara zırhlara yakından baktığınızda aslında biraz üstünkörü tasarlandıklarını görüyorsunuz. Umbral Realm’e geçince etrafı bürüyen beyaz madde her yerin aynı görünmesine sebep oluyor.
Kazanan: Lies of P
HİKAYE
Lies of P: Bir soulslike illa hikayesini kriptik biçimde anlatacak diye bir kaide yok. Herkes bilmem hangi ücra köşede bulduğu bir yüzüğün "eşya açıklaması" kısmını okuyup da noktaları birleştirmek için kafa yormak zorunda değil çünkü. Lies of P'nin hikâyesi yeterince doyurucu ve bunu gayet net biçimde anlatıyor, sadece anlatılanları dikkatlice dinlemek yeterli.
Lords of the Fallen: Lords of the Fallen’ın hikâyesi iyi midir kötü müdür bilemiyorum. Orijinal Lords of the Fallen’ın berbat hikâyesini 1000 sene sonrasından devam ettiriyor olmasına rağmen onun daha direkt anlatım tarzını çöpe atıyor. Yerine Dark Souls’a özenen daha kriptik bir anlatım tarzı benimsiyor. Eşya açıklamalarından çıkarımla hikâye çözümlemeler, nerede ne yaparak ilerleteceğinizi kestiremediğiniz için başarısız olduğunuz görevler, iyi mi kötü mu olduğunu anlamadığınız sonlar… Hepsi burada.
Kazanan: Lies of P
ZORLUK
Lies of P: Lies of P savaşma mantığını çözdüğünüz ve perfect guard yapmaya alıştığınız zaman kısmen zor olmaktan çıkan bir oyun. Arada elbette Romeo, Laxasia, Nameless Puppet gibi insanı terletip hayatı sorgulatan boss'lar, bazıları normal boss'lardan daha zorlayıcı mini boss'lar, attığınız adıma dikkat etmenizi gerektiren mekanlar var ama oyunun genelinin zorluk seviyesi bir hayli dengeli.
Lords of the Fallen: Lords of the Fallen’ın savaşlarında keyifli bir zorluk yok. Karakterinizin hareketlerinin asla kontrol altında hissettirmemesi zaten bir yerlerden düşmeden oyunda ilerlemeyi keyif verici değil sinir bozucu bir şekilde zorlaştırıyor. Bunun üzerine oyun düşmanları grup grup üzerinize salmaya başlayınca iyice tadınız kaçıyor. Bölüm sonu canavarları ise ucuz hareketleriyle sinir bozan 1-2 tanesi haricinde zor bile değil zaten.
Kazanan: Lies of P
VURUŞ HİSSİYATI
Lies of P: Bir soulslike'ın vuruş hissini hem görsel hem işitsel anlamda iyi yansıtması lazım, hani o "Vurdum mu oturturum" hissi var ya. İşte Lies of P bu bakımdan 10 numara. Sadece perfect guard veya düşmanları stagger yapmaktan bahsetmiyorum, silahların uzunluğu ve savuruş şeklimize göre duvarlara ve engellere kusursuz biçimde takılması bile çok güzel.
Lords of the Fallen: Lords of the Fallen’ın vuruş hissi hiç fena değil, özellikle tuşa basılı tutarak yaptığınız en ağır saldırıların düşmanın şaftını kaydırışı tatmin edici. Ancak Parry animasyonu ve sesi vurduğunuz normal darbelere kıyasla epey zayıf kalıyor.
Kazanan: Lies of P
OYNANIŞ ÇEŞİTLİLİĞİ
Lies of P: Envai çeşit silah, bu silahların değiştirilebilir uç ve kabzaları, sol kolumuza takabileceğimiz ve birbirinden tamamen farklı işlevlere sahip Legion Arm'lar, P-Organ sayesinde güçlü olmasını istediğimiz yanlarımızı doğrudan seçebilme imkanı gerçekten de ciddi anlamda çeşitlilik yaratıyor.
Lords of the Fallen: Lords of the Fallen’da silah bol. Ancak çakmalara doyamadığı Dark Souls’un aksine her bir silahın kendine özel hareket setleri yok. Her silahın kendisiyle aynı klasmandaki silah ile paylaştığı tek bir hareket seti oluyor. Bu yüzden yakın dövüşe odaklı bir karakter oynamak bir yerden sonra aşırı tekrara biniyor. Buna karşın büyüler fena değil. Farklı tuşlara üç büyü atayabildiğimizden kullanım kolaylığı da benzeri oyunlara kıyasla yüksek.
Kazanan: Lies of P
BOSS TASARIMLARI
Lies of P: Lies of P'nin en güzel yanlarından biri de boss tasarımları. Aralarında dev kuklalar da var, Bloodborne'dan fırlamış gibi duran Green Monster of the Swamp gibi organik ve karman çorman yaratıklar da. Hele bazı boss'ların fazları arasında yaşadıkları değişimler ve kazandıkları yetenekler şapka çıkartılacak kadar iyi bence.
Lords of the Fallen: Görsel olarak harika tasarlanmış ancak mekanik olarak ya aşırı ucuz, ya da aşırı kolay bölüm sonu canavarları var Lords of the Fallen’ın. Oyunu bitirdiğimin ertesi günü 1-2 tanesi hariç hepsini unuttum resmen.
Kazanan: Lies of P
BONFIRE YERLEŞİMİ
Lies of P: Lies of P'daki bonfire'larımızın ismi Stargazer. Neredeyse her boss'tan hemen önce bir Stargazer var, bu da boss'lar arasındaki deneme süresini çok iyi biçimde kısaltıyor, tekrar boss'a ulaşacağım diye 50 tane yaratığın arasından zigzag yapa yapa koşmanız gerekmiyor. Bölüm tasarımlarındaki kısayollar da Stargazer'lara ulaşımı kolaylaştırmış, Lies of P bu bakımdan çok iyi bir iş çıkarmış ortaya.
Lords of the Fallen: Lords of the Fallen bölümde ilerledikçe açabildiğiniz kestirmelerle kayıt noktalarına ulaşımı kısaltma işini biraz fazla ciddiye alıyor. Genelde benzer şekillerde (çoğunlukla yukarıdan bir yerden merdiven indirerek) açtığınız kısayolların sayıları fazla ve dolayısıyla bazıları epey gereksiz kalıyor.
Kazanan: Lies of P
NG+ İÇERİĞİ
Lies of P: Oyunun NG+ içeriği güçlendiğinizi hissettirecek şekilde planlanmış. Normalde bu tür oyunlarda sadece istatistik artırırız, Lies of P ise NG+'ya geçtiğiniz anda iki yeni P-Organ seviyesi ekleyip bu seviyelerde daha önce görmediğiniz bonuslara erişmenizi sağlayarak zaten kafadan önde başlıyor yarışa. Ayrıca daha önce normal versiyonlarını bulduğunuz yüzük ve kolyelerin güçlendirilmiş hallerini de bulmaya başlıyorsunuz, ayrıca oyunun 3. sonuna ulaşmaya çalışıyorsanız hikâyesel anlamda da yeterli değişiklik yaşatıyor oyun size.
Lords of the Fallen: Lords of the Fallen NG+ moduna geçtiğinizde kayıt işini zorlaştırıyor. Biliyor olabileceğiniz üzere oyunda çakılı kayıt noktaları ve sizin kaynak harcayarak oluşturduğunuz, aynı anda sadece tek bir tanesini aktif tutabildiğiniz mini kayıt noktaları var. Oyunun NG+ modunda çakılı kayıt noktaları kaybolduğu ve opsiyonel kayıt noktalarını da buna göre yerleştirdikleri için ilk seferinizde sırtınızı sağlama almak isterken boşu boşu kaynak harcadığınız oluyor. Buna ek olarak ben oyunun ilk birkaç bölümünü NG+’da oynadığımda halihazırda kullandığım eşyaların daha güçlülerine rastlamadım. Angaryaya katlanmak için diğer sonları görmek dışında bir motivasyonunuz olamıyor.
Kazanan: Lies of P