Dosya - O Oyun Yüzde Yüz Bitecek!

Oynadığı her oyunda Platinum kupa almaya uğraşanların hikâyesi.

Yazan: Can Konyalıoğlu

Playstation Trophy'leri, yani Türkçe adıyla Kupalar...

Kimisine göre oyunun hakkını tam anlamıyla vermek, kimisine göre ise ağır işsizlik ve asosyallik belirtisi. Her iki tarafın da haklı olduğu yerler vardır mutlaka, ama ben herhangi bir tarafı tutmadan, objektif olarak yaklaşmak istiyorum bu konuya. Öncelikle tüm bu kupa olayının özüne bir dönelim derim.

Aslında bu sistem çok da yeni sayılmaz, sadece var olan bir kavramın evrim geçirmiş hali bana kalırsa. Video oyunları var olduğundan bu yana yapımcılar piyasaya sürdükleri oyunların içine kimi zaman gizli bölümler, silahlar, karakterler ve benzeri sürprizleri koymayı sevmişlerdir. Bunlara erişmek için ise oyunda belli bir zamanda belli bir şeyi yapmak ya da oyunu %100 bitirmek gibi hedefler koyarlardı genelde (ya da sadece bir kodu girerek erişilebilirdi). O devirde gerek internetin şimdiki kadar yaygın olmamasından, gerek de sosyal ağların hayatımıza bu derece entegre olmamalarından ötürü ancak eş-dost arasında paylaşabileceğimiz minik tecrübelerden ibaret olurdu bu tarz ekstralar.

Malum artık devir değişti, artık tüm dünya birbirine bağlı bir şekilde yaşıyor hayatını: Hepimizin evinde internet var, çevrimiçi oynanan oyunların büyük bir kısmında da kıyasıya bir rekabet söz konusu. Microsoft firması da bu rekabetin sadece bir oyunla sınırlı kalmaması adına, oynanan tüm oyunlardaki başarımızın bir havuzda toplandığı Achievement sistemini 2005 yılında XBOX 360 konsoluyla birlikte hayatlarımıza dahil etti. Bu sistem, çıktığı yıl içerisinde oyuncular tarafından o kadar çok sevildi ki, PC platformunda World of Warcraft gibi küçük çaplı(!) oyunlar bile kendi bünyelerinde bu sistemi kullanmaya başladılar. 2008 yılında da Sony’nin PlayStation 3 için Trophy ve Valve’in Steam için Steam Achievements sistemlerinin start almasıyla aslında pek de yeni olmayan bir kavramın tekrar oyunculuğun bir parçası olması kaçınılmaz hale geldi. Artık konsollarda ve Steam platformunda çıkan ve çıkacak olan tüm oyunlarda bu sistemleri kullanma zorunluluğu da getirilmiş durumda.

Öncesinde Commodore 64, SNES geçmişim olsa da, bilinçli olarak oyun oynamaya ilk PlayStation konsolu ile başlamıştım. 1995’te Avrupa’da satışa sunulmasıyla birlikte bana hediye olarak gelmişti, ve daha sonra ardı arkası da kesilmedi konsollarla olan maceramın. Konsolun efsane oyunlarının hemen hemen hepsinde yukarıda bahsettiğim sürpriz ekstralar, açılacak gizlilikler bulunuyordu. Kimi oyuncular pek uğraşmaz bunlarla, elindeki oyunu oynar, sonuna ulaşır ve rafa kaldırır ya da elden çıkarır. Ben bunu pek yapamadım, oynadığım oyunlarda görülebilecek her şeyi görmek, tabiri caizse suyunu çıkarmak istedim hep. Mesela tüm zamanların en iyi oyunlarından biri olarak gördüğüm MediEvil’ın %100 ile bitirildiğinde bambaşka bir sonu vardı, Oddworld’de tüm köleleri kurtarmak ve gerçek sonuna ulaşmak için harcadığım saatleri de unutamam. Spider-Man’deki kostümler, Stan Lee seslendirmesiyle karakter profilleri...

XBOX’taki Achievement sistemini duyduğumda meraklanmıştım, sanki tam da istediğim tarzda bir özellikti bu oyunlarda. Konsola sahip olmasam da, gelişmeleri heyecanla takip ediyordum. Daha sonra Sony Trophy sistemini tanıttı ve Super Stardust HD ile bu özelliği ilk kez entegre etti, ve o “DİNG” sesini duymamla birlikte, oyunculuk hayatıma yepyeni bir anlam katılmış oldu. Oyunları sonuna kadar bitirmeyi, arşivlemeyi ve koleksiyon yapmayı zaten seven ben, artık bunu oyuncu profilimle de sergileyebilecektim. Trophy destekleyen oyunlar çıktıkça ve zorunlu hale getirildikçe biraz daha hırslandım açıkçası, dünya sıralamaları oluşturuldu, normalde oynamayacağım oyunları bile oynadım trophy sayısı için (hayır, Hannah Montana oynamadım , o asla olmayacak! =))

Askerlik görevine gitmeden önce Playstation Trophy dünya sıralamasında ilk 30’daydım, araya 6 aylık bir süreç girince bazı şeyler önemini yitirmeye başladı gözümde ve hoşuma giden, %100 yapmaktan gerçekten keyif alacağım oyunları oynama kararı aldım döndüğümde.  Bu kararı büyük ölçüde uygulamış bulunuyorum sanırım, zaten evlilik sonrası pek vakit de bulunamıyor oyun oynamaya. Artık ilk 100’ü zorluyorum sıralamada ama halimden memnunum, hırs yaptığım günler çok geride kaldı. Yeni, genç Padawanları eğitme vakti geldi =)


NASIL PLATINUM KUPA ALINIR?

Öncelikle bir oyundan %100 derecesini ya da Platinum kupayı kapmak için ön hazırlık şart. İnternet üzerinde rehberler oluşturan, yol haritası çıkaran topluluklar mevcut. Bu tarz sitelere üyelik şiddetle tavsiyemdir eğer kararlı bir şekilde kupa avcılığı yapmak istiyorsanız. Başlayacağınız oyunu belirledikten sonra bu rehberlerden birini önünüze alıp, kaçırılabilir olan kupaları bir yere not etmek zaman kazanmak için çok önemli. Alacağınız ufak tefek notlar sizi saatlerce boş boş dolanmaktan veya oyuna yeniden başlamaktan kurtarabilir. Daha sonra toplanabilir eşyalara özel kupalar varsa onlarla ilgili YouTube’dan videolarını hazır etmek de inanılmaz zaman kurtarıcı olur.

Bu noktada değinmek istediğim bir nokta var: Eğer oyun atmosferik ve hikaye odaklıysa, bu yapacaklarınız oyundan alacağınız zevki öldürecek, hatta katledecektir. Eğer bu tarz oyunları kendiniz tecrübe etmek istiyorsanız, öncelikle mutlaka rehbersiz ve video izlemeden bitirmenizi tavsiye ederim. Bu tabi ki de Platinum ve %100 bitirme süresini uzatacaktır, ancak oyundan aldığınız keyif her zaman ön planda olmalı bana kalırsa, aksi takdirde rutin bir işe döner ve zevk almamaya başlarsınız bir süre sonra.

Bir önemli konu daha: Sabır. Bazı oyunlar gerçekten sabrınızı zorlar ve sizi test eder kupa konusunda. Kimisi saf yetenek isterken (WipEout HD, Max Payne 3), kimisi de gereksiz bir zaman ayırmaya zorlar(Mortal Kombat, Street Fighter IV). Eğer sabrınız yoksa, oynayacağınız oyunu mutlaka önceden araştırın, zorluk seviyesini ve neden zor olduğunu öğrenin. Oyunu ya yarıda bırakmayı ya da yüzlerce saatinizi harcamayı kabul edeceksiniz. Benim tavsiyem, bu tarz oyunlarla başa çıkamayacağınızı düşünüyorsanız ayrı bir hesap üzerinden oynayıp profilinizdeki oyun tamamlama yüzdenizi düşürmeden oyundan zevk almanız.

Kupa konusunda bir sinir olduğum nokta çevrimiçi olmanızı gerektirenler. Belli bir seviyeye ulaşma, bilmemkaç saat çevrimiçi oynama ve benzeri kupalar beni oyundan acayip soğutabiliyor. Oyunun çoklu oyuncu modları sizi sarmayabilir, oyunun dinamikleri size keyif vermeyebilir ve hatta belki de oyunu çıktıktan birkaç ay /sene sonra almış olabilirsiniz ve sunucuları bomboş ya da kapalı görmek çok kötü bir durum. Tamamen oyunun oynama süresini uzatmak ve elden çıkarmanızı engellemek amacıyla yapılmış bu hareket negatif etki bırakabiliyor oyuncular üzerinde. Böyle olunca da oyuncular kendi aralarında anlaşıp bu tarz kupaları “boosting” dediğimiz yöntemle anlaşmalı olarak almaya çalışıyorlar belirli gün ve saatler belirleyip. Yine bu tarz oyunları önceden araştırıp, ona göre hazırlık yapmak etkili olabilir. Çevrimiçi modları kısa zamanda kapanmaya yatkın olan oyunlarda önce bu modlardaki kupaları halletmek daha mantıklı. Çünkü sunucuların kapalı olması durumunda ise Platinum kupayı almak imkansız hale geliyor.

Son zamanların yeni modası olan DLC’ler de maalesef kimisi için ya kupa katili ya da para tuzağı olmaya başladı. Bir oyunu neredeyse yarım yamalak piyasaya süren yapımcılar “indirilebilir içerik” adı altında 5-6 paket çıkarıp zaten satın aldığımızda içinde olması gereken ekstralarla oyuncuları tırtıklıyor. İşin kötü tarafı da bu DLC’lerin çoğunlukla yeni kupalarla geliyor olması. Oyundan Platinum kupayı alıyorsunuz, ama bir bakıyorsunuz ki tamamlanma yüzdesi %60-70 seviyelerinde. Ben maalesef bu tuzağa düşen oyunculardanım. Profilimdeki oyunları %100 görme takıntım olduğundan, çıkan tüm DLC’leri de toplu halde alıp tamamlamaya çalışıyorum. Bütçe ve zaman meselesi, eğer oyundan keyif aldıysanız, indirime girmesini bekleyip %100’e tamamlamanızı tavsiye ederim, ama genellikle Season Pass adı altında toplu satılan DLC paketleri oyuncuları pek tatmin etmiyor, o yüzden acele etmeyip beklemekte fayda var.

KAFAYI YEMEMEK LAZIM

Benim de yarıda bıraktığım, sinirden oynamama kararı aldığım oyun çok olmuştur.

Mesela bir LEGO manyağı olan ben, piyasadaki tüm LEGO oyunlarını silip süpürmüşümdür. Çocukluğumdan beri firmaya inanılmaz bir sempati beslediğim için sanki bir vefa borcu gibi geliyor oyunlarını da oynayıp %100 yapmak. Ama maalesef hatalarıyla meşhur olmuş olan bu serinin her oyununda sürüsüne bereket toplanabilir mevcut. LEGO Harry Potter: Years 1-4 de istisna değil; 200 altın parça, 20 kırmızı parça, 96 arma parçası, 50 öğrenci, 150 karakter, büyüler vs. derken ipin ucu kaçabiliyor. İşin acı tarafı da oyunu durduğumda tüm toplanabilirlerin alınmış olması ve ekranda %99.9 yazıyor olmasıydı benim için. 30 saatimi verdiğim oyun, bir yerde saçmalamış olmasından ötürü %100’ü görmüyor ve ilişkili kupayı da vermiyordu.

Bu durumu düzeltmek için neler yapmadım ki: Yapımcılarla konuşup kayıt dosyamı bile yolladım ama nafile, onlar bile başa çıkamadı bu durumla. Ben de o yüzdeyle Platinum kupayı alamayıp oyunu o şekilde bırakma kararı aldım (8 ay sonra geri dönüp oyuna sıfırdan başlayana kadar! =)). Yine kararlılık ve sabıra geliyor iş; hatalarla karşılaşacaksınız, oyundan kaynaklı olmasa da sizin yaptığınız bir yanlışla saatleriniz boşa gidecek, olmaması mümkün değil bunun. Sabırlı olmak çok ama çok önemli kupa toplama konusunda.

Bu işin sonu nedir peki? Maalesef sonu yok gibi. Her zaman sizden daha çok vakti ve imkanları olan, sizden bir adım önde olacak oyuncular olacaktır. Dünya sıralamasındaki ilk 10’a bakmayın bile; takım halinde, arkalarında sponsorlarıyla 24 saat 3-4 cihaz açık kupa alan “oyuncular” var. Kendinizi asla başkalarıyla kıyaslamayın, keyif aldığınız sürece bunu yapın. Arkadaşlar arasında tabi ki de tatlı bir rekabet olabilir ama asla ciddiye binmesine ve gerçek hayatınızın önüne geçmesine izin vermeyin. Türkiye’de kupalara olan ilgi yavaş yavaş artıyor; Topluluklar kuruluyor, yardımlaşmalar yapılıyor, iyi ve güzel arkadaşlıklar doğuyor. Siz de bunun bir parçası olun ve katkıda bulunun Türk oyunculuğu adına.

Bu arada soru sormak isteyenler, eklemek isteyenler; kapım her zaman açık.

PSN: destruct-o-matic

YORUMLAR
Parolamı Unuttum