Post-Apokaliptik Bir Nükleer Makale
Devamını okuHayatınızda bazı fikirleri duyduğunuz an kafanızda bir şeyler canlanır ve büyülenirsiniz. Sonrasında daha konsept aşamasında bile olsa Futurama’dan Fry'ın meşhur meme'inde olduğu gibi "Kapa çeneni ve paramı al!" demekten kendinizi geri koyamazsınız. İşte Palworld daha ilk başından beri beni böyle etkilemişti. Kaçıncı sayıda olduğunu unuttum ama bir sayıda Palworld'ü ilk defa görmenin heyecanını siz sevgili Oyungezerler ile paylaşmıştım. (188. sayı, Yaz Oyunları Şenlikleri dosyası)
Nihayet oyuna da kavuştuk. Aslında daha oyunun betasına kavuştuk, versiyon 0.1 her şeyin çok basit ve doğal olarak yarım yamalak çalıştığı bir sürüm. Buna rağmen konsepti duyunca hayal edebildiğiniz her şeyi gerçekliğe dökebildiğiniz bir sürüm olmuş. Zaten oyunun milyonlarca oyuncuya ulaşmasındaki en temel sebep de tam olarak bu. Erken Erişim oyunlarının oldukça vasat olmasına alışmışken Palworld pozitif anlamda muhteşem bir etki yarattı. Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına, nedir bu Palworld?!
Can'a geleceğine Pal'a gelsin…
Şimdi en başta şunu söyleyeyim ben bu inşaat işlerini hiç seven birisi değilim. Steam tarihinde iade ettiğim tek oyun V Rising'i de tam bu yüzden iade etmiştim. Yani öyle merkez kur, çiftlik yap falan hiç benlik şeyler değildi. Ne oldu da Palworld'e müptela oldum peki? Çünkü artık inşaat işlerini, ırgatlığı ben değil Pal’lar yapıyor. Çiftliği kuruyorum, davıkları ve koyunları içeri salıyorum, yanlarına bir de taşıyıcı Pal koyuyorum ve ben gidip boss kesip, Pal toplarken içeride bir ekosistem dönüyor. Pal’lar kendi kendine yumurtaları topluyor, yünleri düzüyor. Ben gelince gerekli inşaatları seçiyorum onu da ırgat Pal’lar yapıyor. Etliye sütlüye karışmadan sadece oyuna odaklanabiliyorum.
Ark'ı da daha önce hiç oynamadım ama gördüğüm kadarıyla oyun Ark, Pokémon ve Zelda'dan bayağı bir şeyleri toplamış; harmanlayıp bir araya getirmiş. Buraya ufak bir parantez açayım Nintendo şu an itibariyle Palworld'ü yakından incelemeye başlamış durumda. Oyuna yapılan Pokémon moduyla ilgili tüm içerikler patır patır ortadan kaldırılmaya başlandı. Ortada barız bir şekilde Pokémon'dan "ilham alınmış" Pal’lar da var. Hatta 100 küsür Pal varsa bunların 80+'sı epey şüpheli gözüküyor. Bu işin sonucundan ne çıkar bilemiyorum ama Nintendo senelerdir zaten milyonlarca satıyor diye Pokémon'a çay kaşığıyla bir şeyler eklerken Palworld'ün bi anda böyle etki yaratması umuyorum ki onları da pozitif anlamda etkiler. Gerçi bu oldukça Polyanna’lık bir umut zira Nintendo'nun muhafazakar yapısını az çok biliyoruz ama çıkmadık Pal'dan umut kesilmez.
Her Pal'ın eti yenmez
Pokémon'un pembe gözlüklü dünyasından sonra bir anda Palworld'e girince hayatta kalma iç güdüleriniz gıdıklanıyor. Oldukça vahşi bir ortamda etrafta dolaşan yüzlerce irili ufaklı yaratıkla birlikte hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Zaten buraya nasıl geldiğimiz de belli değil. Lakin oyunda hikâye babında serpiştirilmiş birkaç tohum var ama daha 0.1 sürümde bunlarla ilgili çok fazla detay beklemek de hayalcilik olurdu zaten. Apar topar kendimize sopa ve balta gibi temel şeyleri yaptıktan sonra pal kristalleri toplayıp, pal küreleri yapmaya başlıyoruz. İşte oyun tam bu noktadan itibaren "BURASI PALWORLD, BURADA HER ŞEY GERÇEK!" mesajını veriyor.
Her hayatta kalma oyununda olduğu gibi tok tutmanız gereken koca bir mide ve hava sıcaklıklarından korumanız gereken hassas bir cildiniz var. Pokémon Evreni içerisinde Magikarp yendiğini biliyoruz ama diğer pokémonlar için bir bilgi yok. Yani şöyle güzel bir portakallı Misty Psyduck'ı ya da Miltank kavurma yiyen kimseyi görmedim. Palworld deyse yenilebilen Pal’lar bolca var. Hatta bunlara özel tarifler bile var. Örneğin bir geyik Pal'i avlayıp şöyle kamp ateşinde şişe geçirip üstüne az kekik yanına da bir ufakla “uzun ince bir yoldayım” söyleyip demlenmek mümkün. Ya da tamamen vegan olup fırın inşa edip ekmek ve pişmiş böğürtlenle midenize ihanet de edebilirsiniz karar size kalmış...
Bu avcılık sekanslarında yalnız da değilsiniz. Ekosistemde sizin için ırgatlık yapan toplam 15'e kadar Pal olabiliyor. Yanınıza aldığınız Pal’larsa tüm dövüşlerde sizinle beraber kafa kafaya çarpışmaktan çekinmiyor. Tıpkı Pokémon gibi tür avantajları da oyunda var. Yani çimen tipi bir pokémon kesecekseniz yanınızda lav silahına dönüşen bir tilkinin olması epey hayatınızı kolaylaştırıyor. Lav silahı demişken oyunun deliliklerine biraz daha yakından bakalım.
Pal’lar, ilk hedefiniz boss binası!!!
Oyunun seviye atlama sistemi iki ayaklı çalışıyor. İlk olarak klasik hayat puanı, saldırı, dayanıklılık gibi statlara birer puan veriyoruz. Diğer taraftaysa her yeni seviyede yeni inşa malzemeleri açılıyor. Sadece yapı olarak değil Pal’ları efektif şekilde kullanmak için de bu teknoloji puanlarını harcamanız gerekiyor. Örneğin yukarıda anlattığım lav silahına dönüşen tilki için bir adet askı yapıp kucağa asmaya hazır hale getirmelisiniz. Esas önemli olanlarsa binek Pal’ların eyerlerini yaratmalısınız. Bineklerle beraber korkunç kitle imha silahına dönüşen Pal’lar da mevcut. Kucağına bir minigun alıp etrafı tarıyan bir Pal'ın sırtına binip kaos yaratabilirsiniz. Bu Pal’ları boss dövüşlerinde efektif bir şekilde değiştirip değiştirip kullanarak da büyük avantaj elde edebilirsiniz.
Ben oyunu Game Pass'den oynadığım için henüz çoklu oyunculu kısmını deneme şansım olmadı. Lakin bu oyunda büyük sunucular kurup şöyle kallavi Pal turnuvaları düzenlenirse sanırım Pokémon’la ilgili en büyük hayallerimden birisini gerçekleştirmiş olacağım. Ya da lonca sistemiyle Pal’ların sırtına atlayıp başka loncaların mekanına yağmaya gitmek epey eğlenceli olacak. Şu an bunları yapabilecek her şey oyunda var ama çoklu oyuncu kısmında özellikle Game Pass tarafından pek randıman alınamadığı bilgileri geliyor. 0.1 sürümünde bile tek kişilik oyun için bolca Boss dövüşü yerleştiren Pocket Pair, bu oyunu tam sürüm olarak çıkartmayı başarabilirse muhteşem olacak gerçekten. Sırf şunu yazarken bile düşüncesiyle ekstra heyecanlandım.
Rambo koyunlar
Oyunun tüm fragmanlarında elimizde makineli tüfeklerle Pal’lar arası çatışmalara girdiğimiz sahneler vardı. Ancak gerçek Pal Dünyası o şekilde çalışmıyor. Crafting sistemi oldukça yavaş bir işleyişe sahip. İlk silahınız olan havalı tüfeği yapana kadar bile epey zaman geçmesi gerekiyor. Bu süre zarfında arbalet epey hayat kurtarıcı oluyor. Hatta ben şu an Single Shot Rifle dediğimiz keskin nişancı tüfeği benzeri bir silahla dövüşüyor olsam da yanımda mutlaka bir arbalet taşıyorum. Çünkü ok çok kolay yapılıyor ve cephanesi sizi yarı yolda bırakmıyor. Zaten inşaat için olduğu gibi dövüş için de genelde Pal’larınızdan medet umuyorsunuz.
Yine de oyun size "RIZKIMI VEREN HÜDADIR, PAL'A MİNNET EYLEMEM!" naralarını attıracak bir solo deneyim için olanaklar sağlıyor. Sadece köprüyü geçene kadar ayıya Pal demeniz gerekiyor. Sonrasında kendinizi cephaneliklerle kurup, Vietnam ormanlarındaki Rambo gibi önünüze gelen Pal'ı veya sendikacı teröristleri teker teker indirebilirsiniz. Tabii “BUNA NE GEREK VAR?!” derseniz bence de hiçbir manası yok, gidip PUBG oynayın o zaman...
Oyundaki silahları sadece siz kullanmıyorsunuz. Seviye atladıkça merkezinize siperler kurup bu siperlere taramalı tüfekleri döşeyebiliyorsunuz. Sonra üç küçük koyuncuğu taramalı tüfeklerden sorumlu yapıp gelen giden ajanları patır kütür indirmelerini keyifle izliyorsunuz. Hatta bu koyuncuklar yüzlerce insanı veya Pal'ı indirdikten sonra tekrar çiftliğe gidip yünlerini vermeye, gündelik işlerini yapmaya devam da ediyorlar. Siz siz olun oyundaki tavuk ve koyunları asla hafife almayın...
Great ImPALct
Oyun çıkmasıyla birlikte dünya genelinde bir anda devasa bir sükse yarattı. Milyonlarca oyuncu Steam ve Game Pass üzerinden çılgınlar gibi yeni şeyler denemeye başladı. Beni en çok etkileyense insanların delilik seviyesinde şeyleri deneyip, başarılı olmaları. Ben kendim sadece bir şekilde (köyüme saldırıya gelen bir grup insan arasından) bir insan yakalamıştım ve kendisini maaşlı (günlük 8 çiğ böğürtlen) çalıştırmaya başlamıştım. Ancak görünüşe göre oyundaki çeşitli hatalar sayesinde boss dövüşlerindeki bossları bile yakalamak mümkünmüş. Tabii oyun ileride daha rekabetçi bir düzeye gelecekse bossların kesinlikle hayatımızdan uzak durması gerekiyor çünkü belirli bir seviyeden sonra gerçekten çok zorlar.
Özellikle Pal dünyasının karanlık bir üne sahip polis departmanının bir bölüm sonu canavarı var ki tek başına kesmek imkansız; 250 bin küsür hayat puanı var ve namussuz, gavura vurur gibi hasar atıyor. Ne ben ne de güzeller güzeli Alfa Pallerim belirli bir sürenin ardından bu tufana dayanamadık. O yüzden 3-4 kişi girip tüm bossları indirmek çok daha eğlenceli olacaktır. Alfa Pal’larsa daha minik ve yakalanması mümkün olan elit düşmanlar. Bunlardan özel olanları haritada gözüküyor, bazılarının kendine ait zindanları da mevcut. Nadir bulunan Pal’ların hormonluları gibi gözüken bu kocaman yaratıkları yakalamak bolca tecrübe puanıyla birlikte cephanenize büyük güç kazandırıyor. Şimdilik saat başı yenilenen bu alfalara dadanmak da seviye atlamanın en kolay yollarından birisi.
Daha Paldeck tamamlayacağım…
Palworld ile ilgili sabaha kadar konuşabilirim. Ancak Erken Erişim’deki bir oyun için bu kadar övgü yeter. Giderayak bir de yergilerimi dile getireyim. Oyunun buglarından yukarıda bahsetmiştim ama mekaniksel olarak da bazı can sıkıcı şeyler var. Özellikle merkeze kurduğunuz inşa araçları eğer birbirlerine çok yakınsa seçim yapmak için minik bir açı kovalamak zorunda kalıyorsunuz; bu da çok can sıkıcı bir hal alıyor. Onun dışında oyunun uzaklarında gözüken muhteşem bir ağaç var böyle parıl parıl; belli ki Pal dünyası adına kilit bir ağaç. Ancak 50 seviyelik epey zor bir yerden ve soğuğa dayanıklı giysilerle gidilebilecek bir yerin ucunda gözüküyor. Tüm oyun boyunca bunun için uğraştım, Beakon'umun sırtına bindim ve uça uça gitmeye çalışırken ağacın tam karşısında kırmızı bir OYUN SONU DUVARI beni karşıladı. Harita o ağacı içermiyormuş... Hayal kırıklığımın haddi hesabı yok! Sevgili Pocket Pair eğer oyun çıktığı zaman o ağaç hâlâ erişilemez olursa külahları değişiriz, şimdiden uyarayım.
Çoğu survival oyunu gibi oyun dünyasının ayarları da neredeyse tamamen özelleştirilebilir durumda. Hatta bir dünya yaratıp dünyanın yarısındayken bile bu ayarları değiştirebiliyorsunuz. Bu da sadece boss kesmek için oyunu oynayan oyunculara tüm crafting işini epey hızlandırma fırsatı sunuyor; stamina kavramını neredeyse ortadan kaldırıyor, yumurta çatlama sürelerini kısaltıyor... Bu tarz tonla özelleştirme seçeneği var. Kendi istediğiniz Palworld atmosferine göre ister merkez kurmaya dayalı bir çiftlik simülasyonu ister Pal Avcısı Kraven modunda bir oyun oynayabilirsiniz. Lakin her iki ihtimalde de bu oyuna acilen turnuva sisteminin eklenmesi gerektiğini tekrar hatırlatıyorum. I WANNA BE THE VERY BEST, LIKE NO PAL EVER WAS…
ARTILAR
- İsterseniz Pal yoldaşı birisi olup pasifist takılın, isterseniz Pal Kasabı olun isterseniz boss avcısı hayal edebileceğiniz şeylerin %90'ını gerçekleştirme imkanı sunuyor
- Binek pal çeşitliliği epey fazla ve pal kombinasyonları kurmak Pokemon takımı kurmak kadar eğlenceli
- Boss dövüşleri epey eğlenceli ve zorlayıcı
- Palin kafasına iki el ateş edip "gir ulan şu topun içine" diyebileceğiniz başka bir seçenek bulunmuyor.
EKSİLER
- Henüz Erken Erişim’de olmanın da verdiği çeşitli buglar
- Merkezdeki inşa araçlarıyla etkileşime girmek pal yakalamaktan daha zor olabiliyor
- O SONDAKİ AĞACA NASIL GİDEMEM YA?!
SON KARAR: Henüz Erken Erişim’de bile milyonlarca insanın rüyalarını gerçeğe dökebilmeyi başardı. Bu randımanla tam sürümünde bağımlılık dozajını arttırmama ihtimali yok gibi bir şey herhalde…