Path of Exile 2’nin ikinci sezonunun yaşattığı hayal kırıklığını aşabilmiş değiliz. Fakat ağızlardaki kekremsi tadı birazcık da olsa silebilecek yeni sezonumuz “The Third Edict” resmen start aldı.
Pek çok yenilik ile gelen yeni sezonu end game’ine kadar oynayarak tecrübe ettim. Şimdi sıra görüşlerimi sizlerle paylaşmakta.
Yepyeni Bir Act
Bence bu sezonun en akılda kalıcı yanı Act 4’ün oyuna eklenmiş olması. Bildiğiniz gibi son iki sezon yalnızca 3 farklı bölgemiz ve bu bölgeler ait hikaye parçalarımız vardı. Yeni sezonda hikaye ve oynanış, Act 4 ile genişliyor.
Korkmayın, bu yazıda yeni Act hakkında spoiler vermeyeceğim (yalnızca birkaç boss görüntüsü var). Geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen ücretsiz etkinlikte oyunu beğendiyseniz, yazının devamını da gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz.
Ne diyordum? Hah, oynanış ve hikaye.
Path of Exile 2 hayatımı değiştirdi derken abartmış olmuyorum sanırım. 3. Sezon itibariyle oyundaki 500. saatimi devirmiş bulunuyorum. Uzun süredir ARPG’ler içerisinde aradığım tadı PoE2’de bulmayı başardım. Hem de bunu, ilk oyunda yalnızca 2 saati olan biri olarak söyleyebiliyorum.
Peki nedir Path of Exile 2’nin alametifarikası? Oynanışı efendim. Oynanışı. Path of Exile 2, sunduğu mekanikleri, boss’ları, karmaşık düşmanları ile bir ARPG’den aradığınız tadı iliklerinize kadar almanızı sağlıyor.
Haliyle Act 4 de bu düşünce ve ideal ile hazırlanmış. Yeni bölgemizde kendimizi korsan gibi hissetmemizi sağlayan dev bir haritamız var. Bu haritadaki her şehre gemi kullanarak erişebiliyoruz. Her adacık ve şehir ana hikayenin parçası olduğu gibi, yan hikayelere de ev sahipliği yapıyor. Ve her adada birbirinden özel boss’lara erişebiliyorsunuz.
GGG düşman ile bölüm tasarımı konusunda oldukça yaratıcı ve mahir bir ekip olduğunu her yeni sezonda kanıtlayacak gibi. Bu sezonda da birbirinden farklı mekaniklere sahip boss’larımız var. Bazı boss’lar bulundukları bölgeye özel güçlere sahip. Bazı bölgeler ise sizi zorlamak için elinden geleni yapıyor. Örneğin bir bölgede yıkılmış bir zindana gidiyor ve sert dalgaların içeriye vurduğu alanlarda düşmanlarla karşılaşıyorsunuz.
Yeni düşman tiplerimiz de oldukça dikkat çekici. Mesela oyuna davulcu arkadaşlar eklenmiş. Kan dolaşımında eser miktarda bira bulunan tribün davulcuları gibi hareket eden bu düşmanlar, etrafındaki diğer düşmanları buff’lıyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bunlar davul çalarak size saldırıyor…
Tabii ki yeni düşmanlara karşı artık bizim de yeni silahlarımız var. Oyuncular yeni sezon ile birlikte birbirinden farklı skill gem’lere kavuştu. Aynı şekilde cephaneliğimiz, bir support gem’i birden fazla kez kullanabilme özelliğimiz ile genişlemiş durumda. Yeni Act’a özel silah seçenekleri de cabası. Ayrıca artık koşabiliyoruz!
PoE2’yi Dark Souls yapan dodge roll mekaniği artık koşmamıza da olanak sağlayacak. PC üzerinde space tuşuna basılı tuttuğunuzda karakteriniz otomatik olarak koşmaya başlıyor. Bu koşu bir duvara çarptığınızda ya da ateş etmeye başladığınızda otomatik olarak kesiliyor. Fakat koşarken düşmanlardan hasar almamaya dikkat etmelisiniz. Çünkü bu olduğunda yere düşüyor ve kısa süreliğine stun yiyorsunuz. Path of Exile 2’nin çok, çok acımasız bir oyun olduğunu unutmayın.
Acımasız demişken, yeni sezonumuzun teması Abyssal Depths’e de değineyim. Abyssal sistemi PoE1’de de olan bir sistemmiş. Fakat bunun ufak değişiklerle bezenmiş hali PoE2’de de mevcut artık.
Haritada zaman zaman yeşil noktaların göründüğü bir bölge göreceksiniz. Bu bölgedeki düşmanları öldürmeniz halinde çukurlardan sandıklar çıkabildiği gibi, Abyssal Depths adı verilen yeni bir zindana da girebiliyorsunuz. Bu zindanın son boss'unu keserseniz büyük ödüller sizleri bekliyor.
Tabii siz yine dikkatli olun...

Path of Exile 2, hikayesini konuşma balonları ve Act’ler arasındaki ara sahneler ile anlatıyor. Yeni sezonda da bu durum değişmemiş elbette. Fakat ilk oyunu oynamamış oyuncular için hikaye kafada biraz daha netleşmeye başladı.
İlk Act ile başladığımız arayışımız bu sezonun son Act’inde de devam ediyor. Fakat bu kez kendimizi end game’e atmak için farklı bir sona ulaşmak zorunda kalıyoruz. End game’e adım atmak için artık tüm senaryoyu baştan oynamak gibi bir saçmalık yok. Act 4’ten sonra karşımıza çıkan Interlude isimli üç kısa Act’i tamamladığımızda direkt olarak Ziggurat’ta buluyoruz kendimizi. Bu da dev bir artı.
Dediğim gibi senaryoyu spoil etmek istemiyorum. Ama genel anlamda hikayenin de “vasat üstü” olduğunu söylemekte fayda var.
Velhasılıkelam, Act 4 gerçekten PoE2’yi neden sevdiğimi bir kez daha hatırlamamı sağladı. Yeni boss’lar, yeni mekanikler, düşmanlar, ilgi çekici haritalar ve bölümler ARPG severlerin açlığını tatmin edecektir.
Gamsız Gaddar Gangster
Yazının bu kısmını benim gibi PoE2 emekçilerinin rahatlayabileceği bir güvenli alana çeviriyorum izninizle. Gelin birlikte içimizi dökelim ve rahatlayalım.
Yukarıda belirttiğim gibi, ben PoE2’yi gerçekten çok seviyorum. Fakat bu sezonla birlikte bu sevginin toksik bir ilişki olduğunu fark etmeye başladım. Bu oyun bana zarar veriyor arkadaşlar…
Neden olduğunu bilmediğim şekilde GGG; iyi yaptığı şeyleri bir diğer sezona taşımamakta, kötü yaptığı şeyleri ise tamir edeceğim derken patlatmakta ısrarcı. İkinci sezonda yaşanan fiyaskonun üstüne oyunun yeni sezonunun ilk hafta sonunda ücretsiz etkinlik fikri kimden çıktı örneğin?
Oyunun ilk saatlerinde oyuna girememeye alıştık ama tüm hafta sonu boyunca bağlantı sorunlarıyla boğuşmak o kadar yordu ki anlatamam. Beni kapının önüne koymuş bir sevgilinin kapısını defalarca çalıyormuş gibi hissetmemi sağlayan şey ise, saat sabah 4’e doğru oyun açılırken siyah ekranda kendi yüzümü görmek oldu. “Aman be” dedikten sonra kapattım oyunu.
Pazartesi günü tekrar başladığım denemeler sonuç verdi ve sonunda oyunu bitirip end game’e kadar gelmeyi başardım. Dediğim gibi Act 4 gerçekten PoE2’yi neden sevdiğimi tekrar hatırlattı bana. Fakat end game, hani derler ya, “not so much”.
Tam 3 sezondur şu end game ile ilgili değişiklikler bekliyoruz. Corrupted Nexus kovalamaktan, kule kovalamaktan gına geldi insanlara. Bu sezon bu bölgeye gelen tek yenilik “gizemli” haritalar olmuş. Evet, oynanışa renk katıyor ama pişmemiş bir yemeğin üzerine sos yapmaktan ileriye gidemiyor bu haritalar.
Yetmiyor, oyundan düşmeler, ping sorunları ve crash’ler hala son hız devam ediyor. Buradaki tek hayırlı değişiklik rollback’i kaldırmaları olmuş. Geçtiğimiz sezon oyun crash’lediği an yerden topladığınız para birimlerinden tutun topladığınız her şey geri gidiyor ve kullandığınız anahtar ya da harita anında yanıyordu. Baktılar crash sorununu çözemiyorlar, en azından rollback’i kaldıralım demişler… Artı tabii ki.
Gelelim trade sistemine… Yeni trade sistemini açıkladıklarında pek çoğumuz mutluluk çığlıkları attı biliyorum. Fakat burada da alicengiz oyunları yapmışlar…
Şimdi bildiğiniz gibi yeni trade sistemine artık oyuncular PoE2 trade sitesini kullanarak direkt sizin açtığınız pazardan eşya satın alabiliyor. Yani size DM atmasına, yanınıza ışınlanmasına, trade daveti atmasına falan gerek yok. Tertemiz bir sistem.
Bu sistemi açmak için önce Act 4’ü bitirmeniz gerek. Buraya kadar her şey tamam. Fakat bu sistemi kullanmak için Merchant tab satın almak zorundasınız. GGG bunun için de oyunculara “premium stash tab’iniz varsa, Merchant tab yapabilirsiniz” iznini verdi. Harika değil mi?
Değil. Çünkü satırları yazdığım esnada eğer normal stash tab’inizi premium yaptıysanız, merchant tab’e çeviremiyorsunuz. İnsanın üstünü başını yırtıp “NEDEN?” diye bağırası geliyor gerçekten.
Son olarak yeni Abyssal sisteminden de bahsetmek istiyorum. Yukarıda da söylediğim gibi, Path of Exile 2 acımasız bir oyun. Oyunların zorluğu ile herhangi bir derdim yok. Zaten PoE2’yi sevmemin nedenlerinden biri de bu zorluğu. Fakat Abyssal sistemi ile bu zorluk artık “adaletsizlik” derecesine geldi.
Aşağıda bıraktığım görüntüye dikkatle bakın. Oyunun bu noktadaki zorluğu yalnızca boss’lar değil. Abyssal sistemi ile birlikte haritalarınızda üzerinize bir anda tonla rare boss geliyor. Bunların tamamı farklı özelliklere sahip olduğu için kurtulma şansınız neredeyse sıfır. Her sezonda olduğu gibi “neye tek yedim ben ya?” cümlesini sık sık kuracaksınız.
Tabii ne olursa olsun, seviyorum bu oyunu. Eğer derdiniz sadece hikayeyi oynamaksa, Path of Exile 2 size daha önce hissetmediğiniz hisler yaşatacak. Fakat hayatınızı oyuna gömmek gibi bir amacınız varsa sıkı durun; toksik bir ilişkiye başlıyorsunuz.






















