S.T.A.L.K.E.R. 2 incelemesini üzerime alırken, oyunun sabrımı bu kadar zorlayacağının farkında değildim. Oyun elimize epey erken ulaştı, bu yazıyı yazarken yaklaşık 20 gündür elimde. Geldiğinde de çok sevinmiştim “ambargo tarihine inceleme hiç yetiştiremiyorum, bu sefer olacak” diye. Ancak olamadı çünkü (bu konuda benimle hemfikir olmayabilirsiniz, basın mensubu olmayanlarınız benim gibi oyuna 50 saat gömmüş olamayacağı için de anlarım) oyun maalesef Cyberpunk’tan beter durumda. Sebeplerini de tek tek açıklayacağım.
Öncelikle oyunun Unreal Engine 5 kullanmasından mütevellit sahip olduğu birtakım sıkıntılar var. Işıklandırması için UE5’in yazılım tabanlı, RTX kartlardaki ekstra donanımı gerektirmeyen daha düşük kalite ışın izleme teknolojisi Lumen’i kullanıyor. Bu yüzden grafik kartlarına çok yüklenmesi bir yana, net görseller isteyenlerimizin başının belası olan TAA(Temporal Anti Aliasing) oyuna çakılı geliyor. Evet, TAA ve diğer tüm ölçeklendirme teknolojilerini kapatıp oyunu o şekilde oynama seçeneğimiz var ama oyun kenar yumuşatma kapandığı anda berbat bir kumlanma/karıncalanma efektine sahip oluyor. Bu efektten görselleri Super Sample ederek bile kurtulamıyorsunuz. TAA zaten kötü gözükürken, oyundaki diğer Upscaling teknolojileri de(DLAA dahil) tatmin edici netlikte sonuçlar vermiyor. Sabit durduğunuzda oyun harika dururken, koşmaya başladığınızda bitki örtüsü bulanıyor ve açıkçası GSC Gameworld’un bunu güncellemelerle düzelteceğine inanmıyorum. Düzeltecek başka sürüyle şeyleri var ve bunun oyunu UE5’te geliştirirken verdikleri bir taviz olduğu, öncellikli olmayacağı belli.
Bunun yanında, oyun pek çok açık dünya oyunu gibi işlemciye çok yükleniyor ve benzer pek çok oyunda olduğu gibi ayarları düşürmek işlemci yüküne pek az etki ediyor. Lakin S.T.A.L.K.E.R. 2’nin durumunda bu biraz aşırıya kaçmış ve oyunun sistem ihtiyaçları an itibarıyla gerçeği yansıtmıyor. Ben oyuna ilk başladığımda Ryzen 5 5600 işlemci kullanıyordum, bu işlemci oyunun orta ayarlarda 60 FPS vereceği belirtilen Ryzen 7 3700x’ten bir tık daha iyi ama açık söyleyeyim bu seviyede işlemciler ile stabil 60 FPS’i rüyanızda görürsünüz. Bir süredir işlemcimi değiştirmek istediğimden vesileyle(ve Monster Hunter Wilds ile Kingdom Come Deliverance 2 gibi işlemci canavarı oyunların yaklaşmakta olduğunu bildiğimden) işlemcimi 5700x3D’ye yükselttim. Hala birçok NPC’nin bir arada olduğu kasabalara girince işlemci darboğazıyla karşılaşıyorum, kare oranımda düşüşler yaşıyorum. Ancak açık dünyanın ıssızlığını keşfe çıkınca performans rahatlıyor ve oyun akıcı bir şekilde oynanabilir hale geliyor. Yine de bence AMD tarafında 5700x3D/7500F, Intel tarafında da 13600K ayarında bir işlemciye sahip değilseniz bu oyuna pek bulaşmayın. Oyunun işlemci yükünün güncellemeler ile pek azalacağını sanmıyorum çünkü ve herhangi bir oyunun yamalar ile işlemci tarafında fark yaratacak kadar optimize edildiğini uzun süredir sadece Dragon’s Dogma 2’de gördüm. O da zaten kare oranlarında %20 civarında bir fark yaratmış ve oyun çıktıktan aylar sonra olabildi bu.
Performans problemleri burada bitmiyor. Bende son 2-3 güncellemeden sonra ortaya çıkan, çıkış gününde oyuna erişen pek çok insanın da karşılaştığını gördüğüm rastgele FPS düşmesi(ve kaydı baştan yüklemeden veya kesmezse oyundan çıkıp geri girmeden düzelmemesi) problemi var. FPS düşmesinden kastım da 60’tan 40’lara 30’lara düşmesi değil bu arada. 10’lara 5’lere düşmesi. Oyun şakasız bir slayt şovu haline geliyor ve az beklemeyle falan da düzelmiyor. S.T.A.L.K.E.R. 2’nin neden Cyberpunk’tan kötü durumda olduğuna dair ilk argümanımı burada sunayım; ben Cyberpunk’ı çıkış haftasında 2015’te topladığım bilgisayarda, düşük ama az çok stabil bir performansla oynayıp bitirebilmiştim. S.T.A.L.K.E.R. 2’yi ise 2 sene önce topladığım, RTX 4070ti ekran kartlı, işlemcisi yeni güncellenmiş bilgisayarımda tatmin edici olmayı geçin kabul edilebilir bir performansla bile oynayamıyorum. Bu bir.
Bunlar dışında oyunu tıpkı ilki gibi Slavjank/Eurojank’in Allah’ı yapan komik hatalar da bol. Diyalog sırasında otur kalk yapan ve yerin dibine giren NPC’ler, ışıklandırmaların sapıtması, yapay zekanın bitkisel hayata girmesi, arayüzün saçmalaması, cesetlerin parende atarak uçması gibi şeyler gırla. Ben oyunu bunlara rağmen oynamayıp bitirmeye niyetliydim. Bu tip hataları yer yer sevimli bulurum ve atmosferi baltaladıklarını düşünsem bile bana oyunu bıraktıracak şeyler değillerdir. S.T.A.L.K.E.R. maalesef sadece bunlara sahip değil, oyundaki görevler de sıklıkla bozuluyor. Örneğin oyuna başladığım ilk bölgede anomalilerin olduğu çok olduğu bir yerde “kardeşim anomalilerin arasına girip öldü, kurban olayım cesedini bana getir” diyen bir abi ile karşılaştım. Tamam dedim kabul ettim, arıyorum arıyorum ceset yok? Anomalilerin içine daha bir giriyorum, daha bir uzaklaşıyorum adam arkamdan “nereye gidiyorsun, hemen önündeydi işte” diye bağırıyor. Dönüyorum ben mi görmedim diye, üzerinde kan lekesi olan bir kaya var ama ceset yok? Bir başka örnek: oyunun ilerilerinde bir kasaba fraksiyonların biri tarafından saldırıya uğruyor. Gidip adamları koruyorum, ilgili görevi yapıyorum, kasabaya bir saldırı daha oluyor. Gelenleri tek tek indirip görevi başarıyla tamamlıyorum, oyuna bana “kasabayı kurtardın, gelecek nesil Stalker’ların sayende sığınacak bir yeri olacak” diye başarım veriyor. Kasabanın lideri telsizden “başı darda olan buraya gelsin, kasabamızı savunduk savunmaya da devam edeceğiz” diye konuşuyor. “Tamam” diyorum “benlik bir şey yok gideyim artık.” Uzaklaşıp başka bir kasabaya gidiyorum aynı adam bu sefer yine telsizden “kimse buraya gelmesin, kasabamızı kurtaramadık ve artık burada ölümden başka bir şey yok” demeye başlıyor. Burada oyunun Cyberpunk’tan kötü ikinci tarafına geliyoruz: Cyberpunk’ın çıkış haftasında bile, aldığım üç görevden birisi bozulmuyordu benim. Oyunu oynayıp bitirip bütün başarımlarını alabilmiştim. S.T.A.L.K.E.R. 2 ise tekrar tekrar sabrımın sınırlarını zorluyor. Bu iki.
Not: Yapay Zekâ demişken, serinin alametifarikası olan A-Life sisteminin yeni versiyonu A-Life 2.0’ın şu an yerinde yeller esiyor. Düşmanlar ve mutantlar açık dünyada kendi rutinlerini takip etmeyi geçin, 20-30 metre ötenizde doğup, çatışma sırasında kafasız tavuk gibi sağa sola koşarak oyunun atmosferinden kopmanıza sebep oluyorlar. Oyundaki gizlilik sistemleri de bozuk, çok uzaktan karanlıkta fark edilebiliyor, duvar arkasından görülebiliyorsunuz. Yapımcı A-Life 2.0’ın oyunda olduğunu ve düzgün çalışmadığını, güncellemeler ile bu sistemi düzelteceklerini açıkladı ama diğer yandan oyunun mağaza sayfasından bu sistemle alakalı bilgileri kaldırmışlar. Cyberpunk dönemi CDPR hareketleri bunlar.
Not 2: Bozulan görevleri sıfırdan başa alıp tekrar denemek deneyebileceğim bir çözüm ancak GSC utanmadan manuel kayıtları PC’de bile 30 tane ile sınırlandırmış. Bu tip bozulabileceğini bildiğim oyunlarda normalde yarım saatte bir manuel kayıt alırım. Görevlerin dallandığı karar anlarının üstüne yazmak için son kaldığım bozuk görevde 6-7 saate geriden başlamam gerekiyor. Buradan da benden çok küfür yediler maalesef.
Son olarak bir de oyunun ekonomisinin bozuk olması durumu var. İlk başlarda oyun için para ekonomisi kabul edilebilir seviyedeydi. Öldürdüğüm düşmanlardan aldığım silahları götürüp, kötü durumda olanlarını tamir ettirip satabiliyor ve üzerimdekileri tamir ettirdikten sonra modifikasyonlara harcayacak kadar para artırabiliyordum. Sonra oyunun çıkışından önceki Cuma günü bir yama yayınladılar ve tamir masraflarını ikiye katlayıp, satışlardan kazandığınız parayı yarı yarıya düşürdüler. Zaten görevlerden gelen paralar tatmin olmanın yanına bile yakışmıyordu ve iş, görev yaparak bir şey kazanmadığım, tam tersine tamir masrafları yüzünden ciddi kayıplarımın olduğu bir noktaya geldi. Üzerimdeki zırhı %50 kondisyondan %100 kondisyona tamir ettirmem için 50K paraya ihtiyacım var ama en kral artefakt avı görevi 10K para verirken, diğer yan görevler 1K-2K falan para veriyor. Oyundaki bu fukaralık da yarım saatte bir satabileceğiniz her şeyi ama HER ŞEYİ üzerinize yüklenip, hızlı seyahat de olmadığı için ağırlıktan nefes nefese kalmış karakteriniz ile kağnı hızında en yakın şehre dakikalarca yürümenizi gerektiriyor. Bu da üç.
Sözün özü, oyun iyi durumda değil. Hatalarını göz ardı ederek oynamaya inat etseniz bile bir noktada bir görev bozulup keyfinizi ciddi anlamda kaçırabilir. Ayrıca Unreal Engin 5’in dosyaları gruplayıp paketleme şekliyle alakalı olduğunu öğrendiğim bir problem var, her yama çıktığında hemen hemen bütün oyunu baştan indiriyorsunuz. Oyunun çıkışından bu yana herhangi bir yama yayınlanmış değil, bu yüzden bu böyle mi devam edecek bilmiyorum. Tek bildiğim oyunun bize önden yollandığı 20 gün içerisinde 8-9 güncelleme çıktığı ve bana 1.2-1.3 Terabayt civarı bir veri indirttikleri. “İndirip bakıvereyim ne olacak, 3-5 güncelleme ile düzelir” diyorsanız o 3-5 güncellemenin sizi hayattan soğutabileceğini bilin yani. Ben baştan uyarayım.
Tüm bunların üzücü tarafı oyunun kendisi iyi. Harita gerçekten muazzam, keşif hissi had safhada. Bu konuda Starfield’dan bekleyip alamadığımız, büyük bir haritada sürekli başka bir şeyle karşılaşarak yaşanan serbest macera tadını sonuna kadar veren bir oyun S.T.A.L.K.E.R. 2. Silah dinamikleri seri standartlarının epey üstüne çıkmış. Ana hikayedeki sinematik sunum güzel. Hikâyenin kendisi başlarda dolambaçlı ilerleyişi ile kafa karıştırsa bile vitesi yükselttiği yerlerde epey ilginçleşiyor, dallanan yapısı ile tekrar oynanabilirlik sunuyor. Önceki oyunlardan karakterleri işin içine sokmasıyla eski fanları kolaylıkla yakalayacağına da eminim. Lakin tüm bunlar S.T.A.L.K.E.R. 2’nin bu durumda çıkış yapmamış olması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. Fan kitlesinde “bu oyun böyle, ne bekliyordunuz ki?” dendiğini görüyorum ve cevabım, aradan geçen 17 senede bir şeylerin değişmiş ve gelişmiş olmasını beklediğim. Oyun sektörü 2007’den bu yana çok değişti ve kötü performans özellikle PC’de hala sık karşılaştığımız bir problem olsa bile oyunlar artık içeriği bozuk bir şekilde çıkmıyor. Starfield bile Skyrim, Fallout 4, Fallut 76 gibi oyunlara kıyasla çok çok daha cilalı bir şekilde çıkmışken, Cyberpunk 2077 sektör tarihindeki ibretlik bir an haline gelmişken S.T.A.L.K.E.R. 2 kendini bana bitirtmemeye inat ediyor ve hevesimi kursağımda bırakmış durumda. Son kertede, her şeyden önce devasa yamalar yüzünden an itibariyle oyunu indirmenizi bile tavsiye edemiyorum. Bitirebilirsem umuyorum önümüzdeki hafta detaylı bir inceleme ile karşınıza çıkacağım.
Neler neler çektim ama inat ettim bir daha dönmemek için bir şekilde bitirip kapatacağım bu defteri...