Çevrim içi olarak gerçekleştirilen THE FINALS etkinliği yaklaşık 15 dakika süren kısa bir sunumla başladı. Bu sunum içerisinde oyunun ne yapmak istediğini ve sezonlar için kullanılacak kozmetikleri göstermiş olsalar da en heyecanlı kısmı çıkış tarihi! THE FINALS'ın The Game Awards'ta çıkış yapılacağı duyurulduğunda sunumu izleyen birçok kişi alkış ve konfeti emojileriyle hem heyecanlarını belirtti, hem de tebriklerini iletti. Ardından ilk sezonun konsepti üzerine görseller ve bilgiler gösterildi. Las Vegas tüm ihtişamıyla karşılasa da uzaylılar da neyin nesiydi öyle?! Neyse, ne diyorduk...
Sizin de takdir edeceğiniz gibi bir oyun hakkında konuşmaktan daha keyifli bir şey varsa o da oyunu oynamak! Sunumdan sonra oyuna giriş yaptık ama oyunlara geçmeden ben THE FINALS'ın oyuncuya vadettiği ilk şeyi denemek istedim: Karakteri kişiselleştirmek. Her ne kadar mağazada hazır setler olsa da kendime bir sokak serserisinin pardesüsü ve panda maskesiyle şahane bir set yaptım. Artık oyundaki herhangi bir adam değildim, bendim. :P Etkinlikte önce Quick Cash ardından Turnuva ve Bank It modlarını denedik.
İlk başta kısaca modlardan bahsedeyim. Quick Cash, tek rauntluk hızlı bir... Nakit? Üç kişiden oluşan üç takımın haritadaki kasayı alıp "Cashout" adı verilen bir sisteme sokması üzerine. Fakat buradaki olay, kasanın direkt sistemin içine girmemesi. Bu esnada savunma yapmalı ya da saldırarak sistemi kendi lehinize çevirmelisiniz. Bank It ise kasa yerine direkt bozuk paraları sisteme yüklemek gerekiyor ama mühim iki farkı var. 1. Takımlar yine üç kişiden oluşuyor ama bu sefer haritada dört takım var. 2. Öldürüldüğünüz zaman taşığınız bütün bozuk paralar yere düşüyor ve diğer oyunlar bu paraları toplayabiliyor. Ben açıkçası bundan daha çok keyif aldım. Turnuva da adından da anlaşılabildiği gibi bu modların bir turnuva sisteminde oynanması anlamına geliyor. Bütün rekabet burada çünkü iyi olmak yetmiyor. Kazanmak için en iyisi olmak şart!
Ben maçlarımı geliştirici ekipten Partikel ile birlikte oynadım. Duo olarak girdiğimiz oyunlarda ilk başta kelimenin tam anlamıyla döktürdük. Heavy vücut tipiyle sağı solu yıktım ama tam performansımı gösteremedim. Takım arkadaşımdan da rica ederek turnuvaya Medium'la girdim ve ona söz verdim: Finallere ulaşacağız. Ama sözümün yarısını tutabildim, yarı finallerde elendik. İlk oyunumuzda bu kadar iyi bir performans gösterince ikimizin de özgüveni tazelendi ve birkaç turnuva maçı daha denedik. Çeyrek final bile görmeden elendiğimizi utanmadan söylüyorum çünkü rakiplerimiz çok güzel oynadılar. Olsun, canımız sağ olsun. Bize iyi gelecek ve yaralarımızı saracak mod Bank It olacaktı. Çünkü girdiğimiz anda birçok kez kazanmayı geçtim, öyle comeback'ler attık ki... Gerçi hâlâ daha rüyalarıma giren uzaylı bir takım var, YA UZAYLILAR NE ALAKA ŞİMD-
Turnuvalardan birini yeni Las Vegas haritasında oynadık. Yapıların güzelliği karşında büyülendiğim için oynayamadım ben aslında, yoksa oynarım biliyorsunuz. O kumarhane senin, şu rulet benim derken bir süre sonra rakiple çatışırken değil etrafı gezerken buldum kendimi. Rulet demişken, bir de rulet tasarımından ilham alan bir silah kaplaması vardı ki çok şık gözüküyordu. Fakat Las Vegas'tan daha iyi bir şey varsa o da nedir biliyor musunuz: Iıı... Kum fırtınalı Las Vegas? Oyunda haritalara giriş yaparken farklı hava durumlarının da bulunabildiğini görünce çok sevindim. Çünkü THE FINALS gerçekten bir TV şovu gibi ve bu hava durumu mevzusu THE FINALS'ın TV şovu atmosferine iyice katkıda bulunuyor.
Arkadaşlarınızı THE FINALS'a ikna etmek için çok çaba sarfetmenize gerek yok. Yıkılan binaları ve oyun alanına etkilerini gösterin, onlar zaten bu dinamizme kapılıp gidecektir. Bu kadar patlamaya, çatlamaya ve hatta test sürümlerini deneyim etmeme rağmen THE FINALS gerçekten çok optimize. Optimize olmanın yanında da oynaması ücretsiz bir oyuna göre görselleri de şahane. Tabii ki söylememe gerek yok ama oyun içerisinde satın aldığınız her şey kozmetik, yani pay to win'lik bir durum yok. Eh piyasada bu kadar dinamik olup da oynaması ücretsiz kaç tane oyun var ki?