Chivalry ile hayatımın çok ilginç bir döneminde tanıştığımı hatırlıyorum. Üniversitenin henüz alışma dönemlerinde atıldığım bu oyun, ben ve arkadaşlarım için çok ciddi bir eğlence haline gelmişti. Öyle ki kendisi, sık sık yaptığımız LAN partilerinin bir parçası olmuştu. Çok fazla LoL oynamaktan sıkılıp, aralarda kendisi ile kafamızı rahatlatırdık. İşte bu sebeple Chivalry ismine, rahmetli anneannemin yaptığı "kömbe" gözüyle bakıyorum.
"Ne alaka yahu?" dediğinizi duyar gibiyim. Chivalry'yi, ecnebilerin "comfort food" adını verdiği yemek çeşidine benzetiyorum. Hani kendinizi kötü hissettiğiniz bir gün eve geldiğinizde sipariş verdiğiniz, yediğinizde modunuzu yükselten o yemek çeşidi. İşte o benim için her zaman anneannemin yaptığı börekler olmuştu. Modum ne zaman düşse, "kömbeleri" buzluktan çıkarıp fırında ısıtırdım. Şimdi maalesef anneannem ya da yaptığı kömbeler yok. Fakat bu kez, tam 9 yıl sonra, Chivalry efsanesini buzluktan çıkarma zamanı geldi.
Kılıcımın Kını
Öncelikle duygusal bir başlangıç için hepinizden özür diliyorum ama duygularımı başka bir türlü aktarabileceğimi zannetmiyorum. Çünkü Chivalry hakikaten sizi rahatlatmayı, kafanızı dağıtmayı başaran nadide oyunlardan biri. Hele ki ikinci oyun bunu -ya da bu hissi- bana yaşatmayı başaran birkaç oyundan biri diyebilirim. Oyunu açtığım andan itibaren gerçekliğin etrafımda yok olduğunu, kapatırken de yüzümde bir tebessüm ile odamdan ayrıldığımı hissettim.
Peki Chivalry bu işi nasıl başarıyor? Bana sorarsanız saçmalık ve gerçekçilik oranını dengede tutmayı başararak. Yani aslında Chivalry, kendisini bir noktaya kadar ciddiye alıyor. Kalanını da tamamen eğlenmeniz için dudak uçuklatan mekanikler ile dolduruyor. İlk oyunda bu durum bu kadar belirgin değildi fakat ikinci oyunda rota tamamen değiştirilmiş.
İzninizle bunu bir örnek ile açıklamak istiyorum. Örneğin Just Cause serisi bunu en iyi yapan oyunlar arasındaydı bir dönemler. Bir dönemler diyorum zira 2 ve 3. oyun bu yönü takip etmiş ve çok eğlenceli saatler vadetmişti bana. Ağır düşman saldırısı altında kaldığımda zorlanabiliyor, fakat yeri geldiğinde bir askeri bir tüpe bağlayarak havaya uçurabiliyordum. Son oyunda ise işin "bir parça" olan gerçekliği kalkmış, ağzımda tat bırakmamıştı.
Fakat Chivalry bu dengeyi gerçekten iyi tutturmuş. Örneğin takımınızla savaş naraları atarken sağınıza baktığınızda bir arkadaşınızın elinde kutuyla, horozla ya da yerden bulduğu herhangi bir şeyle düşman üzerine koştuğunu görüyorsunuz. Kopan kafalar, kollar ve kan gölüne dönen savaş alanının tadı ise bambaşka.
Ölümcül Saldırı
Chivalry 2'nin bu denli etkileyici olmasının bir diğer sebebi ise yeni kontrol şemaları ve mekanikleri. Bir kere oyun, o hantal yapısını artık geride bırakmış. Oldukça akışkan animasyonlar, yüksek vuruş hissi ve yeni saldırı mekanikleri dikkat çekici. Daha önce de belirttiğim gibi oyunda elinize aldığınız her şeyi rakibinize fırlatabiliyorsunuz. Bu durum zaman zaman hayat kurtarıyor olsa da çok sık bu riske girmemekte fayda var. Fakat siz yine de savaş alanında sadece ahşap kutular ya da horozlarla dövüşen insanlar göreceksiniz bundan emin olabilirsiniz. Çünkü geliştirici Torn Banner Studios'un da dediği gibi bu oyunu oynayanların yarısından çoğu "sarhoş".
Seviye atlama ve yeni silahlar ya da birimler açma özelliği de çeşitliliği ve tekrar oynanabilirik hissini artırmış. Örneğin silahlar arasındaki fark artık bariz biçimde hissediliyor. Uzun bir balta kullanırken yavaş ama sert vuruşlar yapabiliyor, kılıcınız ile daha hızlı ama daha düşük hasar çıkaran saldırılar yapabiliyorsunuz. Yani bu iş tamamen sizin tercihinize kalmış. Her sınıfın kendisine has silahları olması da ekstra keyifli çünkü kendinizi sürekli olarak yeni silahlar denerken buluyorsunuz. Yine de bu silahların kişiselleştirme seçenekleri şimdilik çok az kalmış.
Saldırı şemaları da bu tarz oyunlar için olmazsa olmaz. Bu noktada özellikle ilk oyunun çok hantal kaldığını belirtmek gerek. Zaten pek çok oyuncu da bu sorundan ötürü Mordhau'ya geçiş yapmıştı. Fakat ikinci oyunda pek çok yeni saldırı tipi ve şeması sizleri bekliyor. Hatta bu noktada Chivalry 2'nin rakibinin önünde olduğunu bile söyleyebilirim. Sahte saldırılar, olmazsa olmaz tekme, ağır saldırı, tepeden saldırı ve saplama seçenekleriniz mevcut. Bir de buna fırlatılabilir eşyalar eklendiğinde bir anda savaşın rengi değişiyor. Chivalry 2, şu ana dek oynadığınız pek çok "orta çağ temalı" savaş oyundan farklı.
Biraz Da Ciddiyet
Chivalry 2'de şu anda aktif olarak oynayabileceğiniz üç farklı mod var. Bunlardan ilkinde 64 kişilik, ikincisinde 40 kişilik devasa TDM maçlar yapabiliyorsunuz. Son mod ise tanıdığımız ve bildiğimiz Free-4-All. Açıkçası oyuna biraz alışabilmek amacıyla ilk adımda free-for-all seçeneğini deneyimlemenizi öneriyorum zira oyunda karşılaşabileceğiniz bazı kişiler gerçekten çok iyi oynuyor. Fakat kendinizi 64 kişilik bir oyuna attığınızda oyunun temelindeki eğlence faktörünün daha çok ortaya çıktığını görebiliyorsunuz. Özellikle bu moddaki haritalar, görevler ve savaşlar bir hayli eğlenceli. Örneğin zaman zaman kale saldırısı ve savunması yapabiliyor, zaman zaman rakipleriniz ile açık bir alanda dövüşmeye başlıyorsunuz. Harita sayısı şimdilik çok fazla olmasa da alanlar büyük ve oldukça yeterli. Hatta bazı bölgelerde rakiplerinizi itebileceğiniz tuzaklar, uçurumlar ve göletler bulunuyor.
Özellikle Free-For-All modunda saldırı şemanız bir hayli önem teşkil ediyor diyebilirim. Öncelikle hepinize rahatça kullanabileceğiniz silaha alışmanızı öneriyorum. Archer, Vanguard, Footman ve Knight sınıfları, damara göre şerbet verebiliyor. Örneğin Vanguard daha ağır, çift el silahları kullanırken Knight kalkan ve kılıç ikilisiyle biraz daha savunmaya çekilebiliyor. Tercih tamamen size kalmış olsa da benim bu dörtlü arasından en az oynadığım Archer sınıfı oldu. Keyifsiz olmadığından değil, savaşa direkt olarak girmenin keyfinin başka olduğundan...
Gerçekten de bu konuda çok tatmin edici bir hisse sahip Chivalry 2. Savaş alanındaki katliamı ilginç bir şekilde yansıtabiliyor sizlere. Çünkü siz oyundaki bir süper kahraman değil, sadece bir askersiniz. Yani üç kişinin arasında kaldığınızda oradan sağ çıkma şansınız bir hayli zor. Hele ki 64 ve 40 kişilik haritalarda oluşan "karamboldeki" savaşları birinci elden tatmak inanılmaz bir keyif. Fakat Chivalry 2'nin bu noktada herkese istediğini verebileceğini sanmıyorum.
Bir Pro'nun Ölüşü
Chivalry 2'nin verdiği bu "sıradan asker" hissini özellikle oyunun ilk saatlerinde doya doya yaşayacağınıza emin olabilirsiniz. Oyun gerçekten zor ve eğer "hardcore" olarak tabir edilen grubun içerisinde görüyorsanız kendinizi, Chivalry 2 sinirlerinizi hoplatacaktır. Çünkü bu oyunda ustalaşmak hakikaten kolay değil. Sadece bu sebeple bile oyun içerisinde sık sık tartışmalar yaşandığını gördüm. Eğer toksisiteye hassas bir bünyeniz varsa bu durum sizi biraz etkileyebilir, şimdiden uyarayım.
Fakat Chivalry 2'nin bu kadar "kasmanızı" gerektiren bir yapısı olmadığını siz değerli okuyucularımız ile paylaşmak istiyorum. Hayattaki hiçbir şeyin sizi strese sokmasına izin vermemeniz gerektiği gibi, Chivalry 2'de sonuncu olmak da sizi etkilememeli. Çünkü oyunun fıtratında bir espor mantığı bulunmuyor. Siz eğlencenize bakın yeter.
Son Söz
Chivalry 2, pek çok açıdan pozitif görüşler beslediğim ve uzun süreler oynayacağım bir oyun oldu. Fakat uzun süre buzlukta kalmış her gıda gibi, bir noktadan sonra buzluğun tadını geçirmeye başlıyor damağınıza. Oyunda geçirdiğiniz ilk saatler su gibi akıp giderken, ilerledikçe ve daha çok tecrübe edindikçe sıkılmaya başlıyorsunuz. Yalnız bu sıkıntı, oyunu bırakmanıza neden olacak bir sıkıntı değil kesinlikle. Aksine, yukarıda da belirttiğim gibi, uzun süreler boyunca Chivalry 2 oynayacağıma inanıyorum. Sadece bu oyun süreleri, eskisi kadar uzun olmayacaktır.
Bana sorarsanız alanındaki en iyi oyunlardan biri olmuş Chivalry 2. Ufak tefek tekrara düşme sorunları, gelecek yeni içerikler ile birlikte toparlayacaktır. Yine de oyunun belirli bir kitleye hitap ediyor oluşu, kendisini yılın oyunları arasına sokmayacak. Fakat fiyatı ve vadettikleri ile birlikte Chivalry 2'ye kesinlikle bir şans vermeniz gerektiğine inanıyorum.
Başlıklar
Orta çağ savaşlarına ilgi duyanların kaçırmaması gereken muazzam bir eğlence.
- Monty Python evrenini aratmayan bir atmosfer
- Keyifli fırlatma mekaniği
- Yeni animasyonlar ve silahlar
- Tam bir fiyat performans canavarı
- Harita sayısının artması gerek
- Animasyonların bazıları hala sıkıntılı
- Silahların geniş bir kişiselleştirme ağacı yok
- Herkese hitap etmeyebilir