Bir bağımsız platform oyunu furyası çıktı da gidiyor. Kimisine aşık oluyoruz, kimisini arada kaynayıp gönderiyoruz. Artık bu devirde yeni bir platform oyunu yapmak çok zor bana kalırsa. Her türlü tasarımdan her türlü mekaniğe kadar pek çok şeyi gördük. Öyle bir şey olmalı ki artık kendi evreniyle, yeni teknolojilerin kullanıldığı, bol keyifli, mekanikli ve iz bırakan bir hikâyesi olmalı. Yoksa dediğim gibi hepsinin arasında yok olmaya mahkum olacak kadar fazla platform oyununa sahibiz.
Fakat tabii yine de arada dikkat çekenler, sıyrılanlar ve adını duyurmayı başaranlar oluyor. Planet of Lana da tasarımı ve animasyonlarıyla benim dikkatimi çekmişti. Bu sebeple oynamak için bayağı bir sabırsızlanıyordum. Yapısı ve sanat tarafı oldukça Limbo ve Inside karışımı gibi hissettirdi bana. Dedim ya, hakikatten özgün bir şey yapmak çok zor halde artık. Ama olsun yine de kendisine has dokunuşlarını, çevre tasarımlarını, animasyonunu ve en önemlisi evrenini katmayı da çok iyi başarmış Planet of Lana.
Robotların istilasıyla yaşadığı kasabadan kız kardeşi Elo’nun kaçırıldığını gören Lana, kardeşini bulmak üzere bir maceraya atılır. Tahmin edersiniz ki oyunun genel hikâyesi bu yolda ilerlemekte. Maceramız esnasında Mui adında bir hayvanı kendimize dost edinerek ilerlediğimiz bu evrende önümüze pek çok zorluklar çıkıyor haliyle. Bunların çoğunu bulmaca yöntemiyle çözsek de pek çoğunu gizlilikle, fark edilmeden alt etmeye çalışıyoruz. Şöyle bir bakıldığında bir platform oyununda sürekli gizlenmeye çalışmak ne kadar götürür bilemiyor insan. Ben de oynarken tam olarak bu karamsarlığa kapıldım. Oyunun başında ortaya atılan “Kız kardeşini bul” görevi oyunun sonuna kadar hiçbir eklenti yaşamadan sürüyor. Bu süreçteyse oyuncuya düşen tek şey saklanarak, kaçarak minik dostumuz Mui ile beraber kaçırılan Elo’yu bulmak oluyor.
Az önce de bahsetmiştim, artık bir platform oyununda bundan daha derin şeyler istiyor insan. Evet tasarım müthiş, evet animasyonlar bir harika ama zaten platform oyunu yaptığın zaman bu gibi süsler işin mecburiyeti haline geliyor. İnsan o yatay yolda hevesle ilerlemek için kendine bir başka amaç gütmesi gerekiyor. Bu da çoğunlukla oynanış veya hikâye oluyor tabii ki. Planet of Lana da ne yazık ki en çok bu alanlarda eksik kalıyor benim gözümde. Ortada başını sonunu bildiğimiz bir hikâye var ne yazık ki. Bu işi bana kalırsa en çok aramıza sonradan katılan Mui karakteri kurtarıyor. Karakter gelişimi, Lana ile olan bağı ve hikaye ilerledikçe sayesinde eklenen özellikler beni oyunda tutmayı başarıyor.
Ne yalan söyleyeyim, çok daha fazlasını bekliyordum Planet of Lana’dan. İlginç bulmacalar mevcut ama bir o kadar da yürüme simülasyonu olduğundan zıplamanın ve koşmanın bir işkence haline geldiği, karakterin harekette tabiri caizse kahvaltıcı Eşref Amca’ya benzediği oynanış biraz tekliyor bu ortamda. Bir zıplama animasyonu gereksiz uzun sürüyor mesela. Bu kadar bulmaca ve saklanma bazlı bir oyunda rahatça hareket edememek, hızı iyi kullanamamak beni bir kullanıcı olarak çok itti ne yazık ki.
E bir de “Nereye kadar?” diyor insan. Neyse ki oyunu çok uzun tutmamışlar. Bazı alanlarda uzun uzun yürümek dışında bir şey yapmadığınız, ara sahnelere boğulduğunuz ve başka bir şey yapmadığınız anlar bazen çok uzuyor ve bayıyor. Animasyon ve sanat tasarımıyla ellerinden geleni yaptıklarını hissetsem de unutamayacağım oyunlar arasına girdiğini de söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Bu oyuncular yenilik istiyor, halk değişim isti—pardon o başka bir konuydu. Her neyse siz anladınız. Güzel ama bayılmazsın dedirten, tadını tam çıkaramadığımı hissettiğim bir oyun oldu Planet of Lana. Geldi ve de geçti ani bir rüzgâr gibi...
Başlıklar
Görselliği nedeniyle inanılmaz umut vaat eden ama oynanış ve hikaye bazında dilediğimi alamadığım bir oyun oldu Planet of Lana. Ah Mui, bu hikayede yanan sen oldun. :’)
- Görselliğine doyum olmuyor
- Karakterlerin kendlerine ait dili olması
- Müzikleri oyunun belki de en iyi yanı
- Mui müthiş bir karakter ve gelişime sahip
- Zıplayıp tutunmak bu kadar ağır olmamalı
- Hikâye ne yazık ki çok eksik
- Bazı alanları nasıl dolduracaklarını bilemeyip düz yürüme bölgeleri koymuşlar
- Oynanış çok daha fazla geliştirilebilirdi