Tiny Terry's Turbo Trip - İnceleme
Simpsons Hit & Run’ın Minik Kuzeni
Hollandalı snekflat’in bir sonraki oyununun ne olacağını yıllardır merak edip dururdum. Stüdyonun ilk oyunu olan Wuppo, Super Daryl Deluxe’la birlikte 2019’da oynadığım en özgün, en acayip ve en uçuk kaçık şeydi çünkü. Neyse ki bu bekleyişim boşa çıkmadı ve hem Simpsons: Hit & Run tadında, hem de stüdyonun zevzekliğini yansıtan bir oyunla baş başa buldum kendimi.
SPAaAaAaAaAaCE!!!
Adından da anlamayacağınız üzere GTA tarzı, açık dünya bir haritası olan, küçük bir şehirde geçiyor oyunumuz. Terry adında, koca kafalı, mavi tenli, blop blop blop diye konuşan bir karakteri yönetiyoruz. Notları fena hâlde kırık geldiği için ailesi tarafından yaz okuluna gitmeye zorlanıyor kahramanımız. Ama kendisinin daha farklı fikirleri var. Uzaya gitmek gibi mesela… Bu emelini gerçekleştirebilmek için iş bulma kurumuna başvuruyor Terry, sonrasında da sırf ücretsiz bir araba veriyorlar diye taksi şoförü olmayı kabul ediyor. Niyeti yeterince Turbo Hurda toplayıp arabayı iyice hızlandırmak, sonra da gazı sonuna kadar kökleyip uzaya çıkmak! Efendim? Çok mu saçma geldi? Güzel… Amaç da bu zaten.
Arabamızı aldıktan sonra Sprankelwater şehrinde gönlümüzce gezmeye başlıyoruz. İster yaya, ister arabayla, istersek de otostopla bu minik ama dopdolu şehirde dört dönüyor ve bol bol hurda toplayıp yan görevler yapıyoruz. Bahçeleri kazıyor, şapka satın alıyor, böcek yakalıyor, gizli nesneleri buluyor, futbol oynuyor, yoga yapıyor, çarpışan araba yarışına giriyor ve NPC’lerle zevzekçe diyaloglara giriyoruz. Oyun kendisini hiçbir şekilde ciddiye almıyor ve her köşede bir absürtlükle karşılaşıyoruz. Onu oynanası yapan da tam olarak bu laubaliliği zaten.
Arabam Şekil, Önümden Çekil
Oyunun eksilerine gelirsek… Bir kere çok kısa; 4-5 saat içerisinde bitirebiliyorsunuz. Görevlerin, yan aktivitelerin ve yapılabilecek diğer şeylerin sayısı da çok az. 1-2 saat içinde her şeyi görebiliyorsunuz. Ek olarak şehrin haritası da fazla küçük. Tamam, tiny miny falan da biraz daha geniş olsa fena olmazmış hani.
NPC’ler bazen duvarların, binaların içinden geçebiliyor veya yerin içinden düşüp gözden kaybolabiliyor. Ama çok ciddi şeyler değiller bunlar, oynanışa herhangi bir olumsuz etkileri yok. Sadece atmosferi biraz baltalıyorlar. Bir diğer eleştirim de kamera kontrollerine gelsin. Bazen aşırı gıcık olabiliyorlar. Neyse ki ayarlardan FOV’u değiştirebiliyoruz da etraf biraz daha görünür, kamera biraz daha katlanılır oluyor.
Tonlarca şey toplayıp absürt karakterlerle etkileşime girebildiğiniz, komedi soslu bir bağımsız fikri ilginizi çekiyorsa Tiny Terry’s Turbo Trip’i sevmemeniz için ortada minicik bir engel bile yok.
Başlıklar
Uçuk kaçık karakterlerle dolu, küçük bir şehirde araba sürüp absürt görevler yapmak ilginizi çekiyorsa ve/veya Simpsons: Hit & Run’la güzel anılarınız varsa tamamen eğlence odaklı bu bir lokmalık oyunu seveceğiniz garanti. Eksiklerini görmezden geldiğiniz takdirde elbette…
- Esprili diyaloglar
- Eğlenceli oynanış
- Zevzek karakterler
- Keşfetmesi keyifli dünya
- Duvarlardan geçen NPC’ler
- Küçük harita
- Kısa oyun süresi
Kısa oyun süresi dedin, beni kazandın! :D