Dosya Konusu: Özlediğimiz Yancılar

Yerleri zor doldurulacak cinsten karakterler

Yan karakterlerin oyunlar için ne kadar önemli olduğunun farkında mısınız? Hatta birçok oyun iyi yazılmış / tasarlanmış yan karakterleriyle, bizim bu karakterlerle yaptığımız muhabbetlerin / girdiğimiz etkileşimlerin tatlılığıyla aynı oradan efsane olmuştur. O çok sevdiğiniz oyunların bazılarını yan karakterler olmadan düşünün bakalım bir şeye benziyor mu. Ama işte zaman geçiyor, kimi dostlarımızla her istediğimizde görüşemez hale geliyoruz. Özlüyoruz be…

MARIA (Silent Hill 2)

Sen Maria Değil Misin?

Ölmüş karısı Mary’den bir mektup alan James, Silent Hill kasabasına gider ve orada karısına tıpatıp benzeyen Maria’yla karşılaşır. Maria o andan itibaren bize eşlik etmeye ve yol göstermeye başlar. Bir taraftan yalnızca Mary’nin bilebileceği şeyler söylemektedir ama bir taraftan da karakterinin Mary’le alakası yoktur. Yaptığı gizemli ve tatlı-acımasız yorumlarla oyunun ağır atmosferini hem biraz hafifletmeyi hem de daha da ağırlaştırmayı bir şekilde başarır. Bildiğimiz en net şey ise onun gerçek olduğu. - Ömer

ozledigimiz-yancilar-1

LUKE TRITON (Professor Layon serisi)

İngiliz Beyefendisi Olacak Çocuk

Video oyunlarındaki çocuk karakterler genel olarak sinir bozucudur. Sadece ayağınıza dolaşıp sinirinizi bozar ve işlerinizi zorlaştırırlar. İşte Luke bu kaideyi bozan istisnalardan biri, benim için de en değerlisi. Gerçek bir İngiliz Beyefendisi olan Profesör Layton’un bu genç asistanı olaylara kimi zaman hocasının bile bakamadığı açılardan yaklaşır, Layton’a hep destek olur ve yancılığın bile bir adabı olduğunu cümle âleme kanıtlar. Öyle ki hocasına duyduğu saygı ve bağlılığı yüzünden Unwound Future’daki final sahnesi bile göz yaşartmaya yeter. O an gözüme bir şey kaçtığı için biliyorum tabii ki… - Emre

ozledigimiz-yancilar-2

RINOA HEARTILLY (Final Fantasy VIII)

Yengeniz Olur

Yancı, hayatımın aşkı Rinoa için kullanmaktan hiç de hazzetmeyeceğim bir tabir olsa da özledim be dostlar. O gülüşünü, o zarafetini, o rüzgârda dalgalanan saçlarını Dissidia’larda bile göremedik. Gelse iki laf soksa Squall’a, Squall bozulsa, Rinoa gülse onun o haline… Karakter tasarımcısı Tetsuya Nomura zamanındaki teknolojik gelişmelerin tasarımcılarda karakterlerin kişiliğinden çok görünüşüne odaklanma eğilimi oluşturabileceğini aklında bulundurarak yaratmış Rinoa’yı ve onu “taş değil, sevimli” olarak nitelendiriyor. Başka söze gerek var mı? - Ömer

ozledigimiz-yancilar-3

ALYX (Half-Life 2)

Ne Yancılar Gördük, Hiçbiri Bir Alyx Değil

Half-Life 2 dendiğinde aklınıza ilk hangi görüntü geliyor. Gordon mı? Yoksa gizemini koruyan G-Man mi? Eğer bunlardan ikisi de gelmiyorsa siz de benim gibi Alyx’i düşünüyor olabilirsiniz. Ah Alyx… Zalim kader ayırdı ikimizi (evet, zalim kader sensin Gabe). Oyun boyunca bize yol gösterdin, en kritik durumlarda bize destek oldun. Half-Life 2 maceramız boyunca yanımızda kaldın. Özlüyoruz seni… - Enis

ozledigimiz-yancilar-4

DIDDY KONG (Donkey Kong serisi)

Muz Meselesi

Donkey Kong’un vefalı yeğeni. Dayısının çalınan muzlarını bulmak için Kremglins’e beraber meydan okumuşlardır. Ne de olsa olay muz meselesidir. Çikita Muz hayranlığı konusunda Ajdar’ın tek rakibidir. Neredeyse dâhil olduğu bütün oyunlarda yer alma sebebi bir şekilde muzlarının çalınmasıdır. Lakin hızı ve çevikliği sebebiyle yancı olduğu oyunlarda da ciddi bir tercih sebebidir onu da ekleyelim. Yalnız kendisini Donkey Kong Jr.’ile karıştırmayalım lütfen, ikisi tamamen farklı karakterler. Hayır, bir ara karıştırdığımdan bilmiyorum tabii ki (kafanızı karıştırayım). - Emre

ozledigimiz-yancilar-5

VIVI ORNITIER (Final Fantasy IX)

Adam Olacak Çocuk

Birazcık spoiler olacak ama oyuna başladığımızda Vivi tahminen daha 6 aylık bile değil. Yaratılan ve yanlışlıkla kaybedilen kara büyücü prototiplerinden biri. Eh, pek dünyayı da tanımıyor, o yüzden bir şekilde şehre yolu düştüğünde çocukların falan maskarası oluyor. Fazlasıyla saftirik ve sakar ama oyun ilerledikçe kendi çerçevesi içinde bir şekilde cesur olabilmeyi de başarıyor. Sürekli kendi varlığını sorguluyor ama dostlarından da destek almayı sevmiyor, içine kapanık. Karakteriyle de, görünüşüyle de en ünlü ve en sevilen FF karakterlerinden biri olmayı hâlâ sürdürüyor. - Ömer

ozledigimiz-yancilar-6

TAROU MISAKI (Captain Tsubasa serisi)

Takım Oyunu Bizim İşimiz

“Sanki yıllardır beraber futbol oynuyormuşuz gibi hissediyorum” demişti Tsubasa daha Misaki ilk kez oyuna girmişken ve ilk kez beraber oynarlarken. Gerçekten de TDK hazırladığı sözlükte ‘takım oyunu’nun karşısında Misaki’nin resmi yer alır. Belki de görüp görebileceğiniz bencillikten en uzak, en takımı için özverili, en çalışkan karakterlerden biridir. Bu durum animede de böyledir, oyunlarda da. Oyunlardaki özel hareketlerinin çoğu organize duvar pasları, ikili şutlar ve ayağa ortalardır. Böyle yancıya can kurban gerçekten de. - Emre

ozledigimiz-yancilar-7

MINSC (ve BOO) (Baldur’s Gate serisi)

Go for the Eyes Boo! Go for the Eyes!!!

Gür sesiyle ve hayvan sevgisiyle en çok dikkat çeken ve kendini özleten Baldur’s Gate karakteridir herhalde Minsc. Kafasına biraz fazla darbe aldığı için (kızdığı zaman gördüğü her düşmana öküz gibi saldırınca normal) beyni biraz farklı işlemeye başlamış. “Minyatürize edilmiş dev uzay hamster’ı” Boo onun yerine yapar akıl yürütme işini. Ya da Minsc’in “evet Boo doğru söylüyorsun” şeklindeki monologlarından öyle görünür. Ya da gerçekten üstün zekâlı bir uzay hamster’ıdır Boo da Minsc’in beynini ele geçirmiştir. Baldur’s Gate III gelmedikçe bilemeyeceğiz sanırım… - Ömer

ozledigimiz-yancilar-8

 


MUSTAPHA CAIRO (Cadillacs and Dinosaurs serisi)

Yancılıktan Zirveye Bir Başarı Öyküsü

Mustapha Cairo, ya da nam-ı değer Mustafa, belki de atari salonu gençliğimizin en gözde yancısıdır. Zira Cadillacs and Dinosaurs serisinin resmi yancısı olmasına rağmen ülkemizin güzide oyuncuları kendisini başkarakterliğe layık görüp, oyunun adını da komple Mustafa olarak değiştirmiştir. Şahsen ben oyuna “Cadillacs and Dinosaurs” diyen kimseyle tanışmadım ömrüm boyunca. İri cüssesinin altında yumuşacık ve akışkan bir kalbi olduğu Power değil de Speed type olmasından da bellidir. Zaten sorarım size, hangimiz öyle değiliz ki gerçekten? (ne? - Ö) - Emre

ozledigimiz-yancilar-16

VINCENT VALENTINE (Final Fantasy VII)

Jön Türk

Oyunda ıskalayıp hiç göremeyebiliyor olsanız da oyun dünyasının en ünlü ve en karizmatik yan karakterlerinden biri olmayı başardı Vincent. Onu Advent Children, Dirge of Cerberus gibi yapımlarla tanıyanlar biraz yanlış tanıyor ama. FF VII’de Vincent tamam yine karizmaydı ama durup duruken saçmalayıp oraya buraya zıpladığı da görülmüştür. Tam bir dengesiz aslında kendisi. Sanıyorum trajik geçmişi birkaç kalıcı hasar bırakmış. - Ömer

ozledigimiz-yancilar-9

LISA SILVERMAN (Persona 2)

Ya Da Diğer Adıyla Ginko

Persona 3 ve 4’ün karakterleri çok daha fazla biliniyor olsa da yan oyunlar sağolsun kendilerini fazla özleme imkânımız olmuyor. Persona 2’ye çok haksızlık ediliyor ama. Örneğin aşırı âsi, kung-fu hayranı Lisa’yi yeniden görmeyi kim istemez? Bir dahaki Arena oyununa P2 karakterlerini de istiyorum! En başta da karşılaştığı eciş bücüş yaratıkları şekilli kung-fu hareketleri göstererek ya da aşktan konuşarak tavlamaya çalışan tripleriyle Lisa’yı. - Ömer

ozledigimiz-yancilar-10

MORTE (Planescape: Torment)

“Bence Ekibe Dişi Zombiler Almalıyız.”

Morte, özünde havada süzülen bir kurukafa. Ama öyle olduğuna bakmayın, kendisi becerikli bir de savaşçı (fighter) aslında. Nameless One’ın Sigil’de uyanıp da hiçbir şey hatırlamadığı o anda dibinde zıplayan yol arkadaşıdır. Planescape: Torment’in multiverse ruhuna uyan bu başlangıç karakteri espritüelliğiyle oyuna hoş bir hava katar. Tabii en çok kafa yorulan şey, bu tekil kafatasının tüm envanterini nerede sakladığıdır. - Sarp

ozledigimiz-yancilar-11

HK-47 (Star Wars: KOTOR serisi)

Geniş Yürekli Robot (Her Geniş Yürek Sevgi Dolu Olacak Değil Ya)

Kim sevmez ki akıllı bıdık karakterleri? Tamam, aslında pek o kadar da sevmeyiz artist artist konuşan bu tipleri ama “kötü kalpli” robotumuzun yeri çok ayrı. Şu yazıyı yazarken açayım da birkaç alıntısını okuyayım dedim de istemsizce kıkırdamaya başladım yine. “Bir veda hediyesi olarak bana bir et torbasının adını ver ve onu bizzat öldüreyim. Hatta, neden olmasın, ücretsiz olarak ailesini de yanında götüreyim.” ya da “Haydi neşelenmek için kendimize öldürülecek bir şeyler bulalım” şeklindeki yorumları paha biçilemez. Bu kadar çarpık karakterli bir robot daha bulamazsınız. - Ömer

ozledigimiz-yancilar-12

RUSH (MegaMan serisi)

Vefa Sadece Bir Robot Adı Değilmiş

Köpek denen canlı robot olsa bile vefalıdır. Rush’dan bunu pek âlâ biliyoruz. Adamı sırtına alır, yayla ulaşamadığı yerlere fırlatır, hatta altınıza uçan halı olur gidemediğiniz yerlere uçurur sizi. Listedeki diğer yancılardan kendisini ayıran en büyük özelliği de onsuz görevi tamamlamanızın neredeyse imkânsız olmasıdır. Düşünün, babanız size “Adam olmazsın sen!” deyince hırs yapıp Mega Adam oldunuz; üstünüzde titanyum zırh, elinizde lazer topu, fakat Rush olmadan hendeği geçemiyorsunuz. Babanız da yandan gülüyor “Demiştim ben adam olamazsın” diye… Evlerden ırak… - Emre

ozledigimiz-yancilar-13

YORDA (ICO)

Yancılığın Da Bir Yolu Yordamı Var

Biz bu kasabada sürekli bakıcılık yapmamızın gerektiği, ölebilen, çıtkırıldım yancıları sevmeyiz. Ama Ico direkt bu konsept üzerine kurulu olduğundan ve konsepti uygulamaya kusursuz bir şekilde geçirdiğinden bu durumdan şikâyet eden hiç görmedim. O gizemli, sessiz, ihtişamlı oyun dünyasında Yorda’nın elinden tutup koştuğumuz, ona saldıran gölgeleri elimizdeki sopayla kovuşturduğumuz zamanları özlemle anmamak mümkün değil. - Ömer

ozledigimiz-yancilar-14

CELES CHERE (Final Fantasy VI)

Kurdele Ona Çok Yakışıyor

İmparatorluğa sırtını dönüp isyankârlara katılan Celes biraz ters karakteriyle ilk başta gruptakilerin sevgisini pek kazanamamıştı ama ölümü göze alabilen cesareti ve ekibi bir arada tutabilmesiyle kısa sürede vazgeçilmez hale gelmişti. Yine de Celes’i unutulmaz kılan şeylerin başında muhteşem opera sahnesi gelir. Bu sahne için bir Oradaydım yazmak şart sanki. - Ömer

ozledigimiz-yancilar-15

YORUMLAR
Parolamı Unuttum