Bethesda Türkiye’nin davetiyle, dünya çağında pek çok basın mensubuyla aynı anda Indiana Jones and the Great Circle’ın 25 dakikalık bir oynanış videosunu izleme ve akabinde de oyunun arkasındaki vizyonu yapımcılarından dinleme şansına kavuştuk. Ben de size oyun hakkındaki olumlu izlenimlerimi anlatmak için bu satırları yazıyorum; gördüklerimden fazlasıyla memnunum ve The Great Circle alt başlıklı oyunumuzun eskiyi özleyen bazılarımıza güzel duygular hatırlatacağına kesin gözüyle bakıyorum.
Öncelikle işin mutfağına bakalım; eğer duymadıysanız duyurayım, oyun kuruluşundan bu yana ismini salt başa sarılan Wolfenstein oyunlarıyla duyduğumuz Machine Games tarafından yapılıyor. Yönetmen koltuğunda, aynı rolde Wolfenstein the New Order ve Youngblood’da çalışmış, Old Blood’da da tasarımcılık yapmış olan Jerk Gustafsson bulunuyor. Bu noktada Machine Games’in eski Starbreeze çalışanları tarafından kurulduğunu bir kere daha hatırlatmak, yönetmenimizin özgeçmişinde, efsanevi bir oyun olarak hatırlanan Chronicles of Riddick: Escape From the Butcher Bay’in de bulunduğunu söylemek isterim. Bu ve oyunun etkinlikte bize gösterilen görüntülerinde gördüğüm birtakım başka şeyler, bence yeni nesli o kadar da etkilemeyecek ama eski toprakları epey heyecanlandıracak şeyler.
1937 senesinde geçen ve Raider of the Lost Ark ile Temple of Doom arasına yerleşen oyunun Indiana Jones filmlerinin tonunu büyük bir başarıyla yakalayacak. Bu kadarını benim size söylememe gerek yok, siz zaten önceki fragmanlarda kendi gözünüzle gördünüz. Harrison Ford’un sesini, halihazırda tonu onunkine epey benzer olan Troy Baker taklit ediyor, hareket yakalama teknolojisiyle oyunculuğunu da Ford’un performansıyla yarıştırmaya çalışacak. Her ne kadar her yerde Troy Baker görmekten kusacak hale gelmiş olsam bile, Indy rolüne cuk oturduğunu inkâr edemem. Bu başarıyı takdir etmeden geçmek de istemem.
Peki biz ne gördük, siz ne görmediniz? Eski topraklar neyi çok beğenecekler? Mesela bence oyunda Hitman’dekine çok benzer bir kılık değiştirme mekaniği olacağını bilmek, bir kısmınızı hoşnut edecektir. Oyunun gayet ağır, araştırmayı teşvik eden bir temposu var ve bu ağır tempoya tadında bir gerilim enjekte edecek kısımlar, Nazi kamplarında tebdil-i kıyafet fink attığımız kısımlar olacak. Aynı Hitman’de olduğu gibi bulduğumuz her kıyafet, bize o kampın belli alanlarına erişim hakkı tanıyacak. Bu sızmalı keşif gezilerimiz sırasında da Nazi subaylarıyla rastgele olmasına kesinlikle imkân vermediğim gergin hoşbeşlerimiz olacak gibi duruyor. Görüntülerde garson kıyafetli bir Indy, şarap isteyen bir tanesinin arzusunu yerine getirip gözleri üzerinden uzaklaştırıyordu.
Dövüş sistemi de oyuncuyu doğaçlama yapmaya fazlasıyla teşvik edecek. Oyunun ağır temposu, kavgalar sırasında da bozulmayacak ve düşmanlara temkinli, çevresel faktörlerin farkında olarak yaklaşmak gerekecek. Indy beyin beylik tabancasını elbette kullanacağız, ancak günümüz için antika kalan bu altıpatları tek hamlede doldurup saydırmaya devam etmek, Indy’den Rambo’ya zıplamak mümkün olmayacak. O kurşunlar o silindire tek tek dizilecek, bununla uğraşılamıyorsa da kazma kürek ne varsa düşmana fırlatılacak, kırbaçla ayakları yerden kesilecek, bloklar ve karşı ataklarla ayaküstü estetik ameliyatlar yapılacak. Machine Games Nazileri karşımıza dizmekte tecrübeli olabilir ama buradakiler robot köpekler mekanize birliklerle saldırmadığı gibi Indiana Jones da B.J. Blazkowicz değil. İzlediğime yorumumu vermem gerekirse de dövüş sisteminin amaçladığı şeyi beğendiğimi söyleyebilirim. Doğaçlama hissiyatı korumak adına fazla incelikli mekanikler koymamayı tercih etmişler gibi duruyor, bu yüzden oyun bizlerle buluştuğunda en güçlü olduğu taraflardan biri dövüş sistemi çıkarsa şaşırırım. Yine de aklımın kenarlarında, bugüne kadar birinci kişi bakış açısında tecrübe ettiğim en keyifli yakın dövüş sisteminin Jerk Gustaffson’ın da üzerinde çalışmış olduğu Riddick oyunlarında bulunduğu bilgisi hoplayıp zıplıyor.
Hoplayıp zıplamak demişken Indy de bol bol hoplayıp zıplayacak oyunda ancak en güçlü yönü “maceracılık hissiyatı” olması amaçlanan oyun, bir Uncharted kopyası değil. Ağır tempo işin platform tarafında da ölçeği daha ufak ve samimi bir yere çekiyor gibi. Hoplayıp zıplayıp tırmanma anlarında kamera üçüncü kişiye geçiyor olsa bile Uncharted’daki her el attığımız yerin yıkıldığı, bir yandan helikopterlerin bize ateş açtığı, öte yandan içinde olduğunuz binanın çöküşe geçtiği uçuk sinematik sekanslar beklemeyin. Yerde bulduğumuz mızrağı duvara saplayıp ondan sallanmak, yukarıdaki kancaya kırbacı sallayıp duvara tırmanmak gibi pratik zekâ hamlelerinde bulunacak ve bunları daha mütevazı, daha durgun animasyonlar eşliğinde gerçekleştireceğiz. Indy bir akrobat değil, bir arkeolog. Macera hissi de kendini yerçekimine karşı koyduğumuz anlarda değil, harabelerde antik tarih ile baş başa kaldığımız noktalarda kendini gösterecek. Fotoğraf makinemiz ve araştırmacılığımız ile günlüğümüzü dolduracak, topladığımız bilgileri de geçmiş zamanın önümüze koyduğu engelleri açmakta kullanacağız.
Ağır tempodan bahsettiğimde aksettirebildim mi bilmiyorum ama oyunun macera kısmı, Indiana Jones formülünü oyun sektörüne taşıyan oyunlardakinden çok çok daha ağır basacak. Muadil seriler olarak karşılaştırırsak, Uncharted’ın dördüncü oyunu ile ilk üç oyunu arasındaki tempo farkı, Uncharted 4 ile Indiana Jones and the Great Circle arasında olacak dersem herhalde yanılmış olmam. Bunu Uncharted 4’ün daha dingin yapısına burun kıvıranlar olduğunu bilerek söylüyorum lakin benim gibi 10-12 saatlik bir oyun süresinde çok az es vermekten ve 1000 tane adam vurmaktan hoşlanmayanlar, bu oyuna bir vaha gözüyle bakacaktır diye düşünüyorum. Yapımcılar The Great Circle’ın Machine Games’in şimdiye kadar yaptığı en büyük ölçekli oyun olduğunu söylüyor. Wolfenstein The New Colossus’un 15 saatin üstüne rahatlıkla çıkabilen bir içeriğe sahip olduğu düşünüldüğünde, 18-20 saate rahatlıkla çıkmasını bekliyorum oyunun. Zaten yine The New Colossus’ta daha geniş bölüm tasarımlarını denemiş ve fena bir sonuç da almamışlardı, benzer ölçekli alanları hoş opsiyonel bulmacalar çözerek alınan arkeolojik gizler ile donatırlarsa, tadı damağımızla kalacak bir oyunla karşı karşıya kalabiliriz.
Lakin Indiana Jones markasının eski popülerliğinde olmadığını ve oyun piyasasında genel kitlenin onuncu dakikadan silahı eline alıp sıka sıka gitmeyi isteyecek tez canlılıkta olduğu düşünüldüğünde, The Great Circle’ın büyük bir ticari başarı yakalamasını beklemiyorum. Ben gördüğüm şeylerden çok memnunum, özellikle büyük bütçeli oyunlar arasında bu tempo ve ritme sahip pek oyun göremediğimiz için ağızlarda taze bir tat bırakacağına da eminim. Ancak Bethesda şemsiyesi altında çıkan çok fazla oyunun hak ettiği ilgiyi görmediğine şahit olduk, The Great Circle’ın da onlardan biri olmamasını diliyorum. Bu arada unutmadan, oyun 9 Aralık tarihinde ve Nvidia’nın yeni müjdelediği üzere Full Ray Tracing(diğer adıyla Path Tracing) teknolojisi ile bilgisayarlarımızı ağlatmaya muktedir bir şekilde çıkışını gerçekleştirecek.
Ne demek Playstation’a da geliyor? Xbox’ın son dönemde Game Pass abonelik seviyeleri üzerinde oynamalar yapmasından ve Hi-Fi Rush, Sea of Thieves, Pentiment gibi çok beğenilen oyunlarını PS5’e getirme kararı almasından Phil Spencer ve ekibinin, yönettikleri departmanın gelirlerini hızlı bir şekilde optimize etme çabasına girdikleri anlaşılıyor. Xbox’ın bir platform olmayı bırakıp bir yayıncı olmaya her geçen gün daha sıcak bakıyor olacak ki Gamescom açılış gecesi etkinliğinin finalinde, çıkış tarihini açıkladıktan hemen sonra 2025 baharı dolaylarında oyunun PS5’e de geleceği onaylandı. Bundan çok değil, sadece dört sene önce, Bethesda yazılım devi tarafından satın alındığında ilk iş Redfall ve Starfield gibi çoklu platform yapımların Playstation sürümleri iptal edilmişti. Hi-Fi Rush ve diğerlerinin PS5 çıkışı Xbox’ın yönünü 180 derece değiştirdiğinin ilk ilanı, evet. Ancak Indiana Jones gibi çok daha büyük ve bütçeli bir markanın, kendi platformunda pazarlaması bitmeden, çıkışı gerçekleşmeden rakip platforma duyurulması işlerin yarın bir gün bize Halo’yu bile Playstation’da gösterebilecek kadar vahim olduğunu işaret ediyor olabilir. Vahim derken Xbox için vahim elbette, özel oyunların daha fazla platforma çıkması biz oyuncular için kısa vadede iyi haber. Arkane Austin ve Tango Gameworks’ün kapatılması gibi daha fazla haber duymayalım da… |